Katalog

Tarımda teknolojinin neresindeyiz? *** 100 kg. civarındadır. İbrahim YETKİN Türkiye Ziraatçılar Derneği Genel Başkanı düşen ortalama traktör sayısı İngiltere'de 87 adet, Almanya'da 80 adet, Yunanistan'da 92 adet, İspanya'da 69 adet, Türkiye'de ise 36 adettir. *** Tarımda teknolojik gelişmenin önemli göstergelerinden biri traktör üretimi ve kullanımıdır. Traktör kullanımının neresinde olduğumuzu şu rakamlar gösteriyor: Bin hektar işlenen araziye İ nsanlar bir zamanlar tarımı teknolojinin sırtında bir yük gibi görürlerdi. Bu görüşe göre, teknolojiyi sanayi sürükler, tarım ise ayağından çekerdi. Ancak, gelişmeler zaman içinde daha açık gösterdi ki, tarım ve sanayi, teknolojik gelişmenin iki ayağıdır. Bir ülkede bu ayaklardan biri geride kalırsa, teknoloji de tökezler. Nitekim, günümüzde tarım teknolojisinin, gen teknolojisini de içerecek biçimde teknolojik gelişmenin sürükleyici sektörlerinden biri haline geldiği gerçeği, artık "aklı başında" herkes tarafından kabul ediliyor. Tarımda teknolojinin kullanımının hem bir göstergesi hem de teşvikçisi olan uygulamalardan biri de sulamadır. Ülkemizde barajlarda toplanan suyun ancak üçte biri kullanılabilmektedir. Sulamaların yüzde 95’i, israfa yol açan "yüzey sulama" yöntemiyle yapılmaktadır. 12.5 milyon hektar"sulanabilir" arazinin ancak 4.2 milyon hektarı sulanabilmektedir. *** Son olarak, tarımsal teknolojinin gelişmesinin en önemli unsurlarından biri kaynak sorunudur. Dünyada, yatırım yapılmadan gelişen hiçbir sektör yoktur. Peki bu yatırımı kim yapacaktır? Devlet mi?.. Tarımda devlet yatırımları öyle acıklı bir hale gelmiştir ki, bu işlerin akıl hocası Dünya Bankası bile raporlar hazırlayıp, "Tarımsal yatırım oranlarınız gelişmekte olan ülkeler ortalamasının bile yarısına düştü, aman dikkat edin bu kadar da olmaz!" uyarıları yapmaktadır. Öte yandan, halen GSMH'ye yaklaşık yüzde 12 oranında katkı yapan tarıma bütçeden ayrılan kaynak GSMH'nın yüzde 1'ini bile bulmamaktadır. *** Türkiye'de, tarımın teknolojinin gelişmesinin önünde zaman zaman bir engel teşkil ettiği dönemler olmuştur. Ama, unutulmamalıdır ki, bunun sebebi tarımın kendisi değil, tarımsal yapıları modernleştirme görevini yerine getiremeyen yönetimlerdir. Sonuçta, ülkemizde teknolojinin tarım ayağı aksadığı için sanayi ayağı da gelişememiştir. Halen teknoloji açısından dışa bağımlılığımızın temelinde yatan belki de en önemli neden, tarımsal yapıların geriliği ve tarıma ayrılan kaynakların azlığıdır. *** Peki başka kim yapacaktır? Üretici mi?.. Üretici yıllardır, girdi fiyatları yükselirken ürün fiyatlarının düşmesi karşısında yaşam savaşı vermektedir. Şimdi, buyurun, bu çiftçinin karnını doyurduktan sonra bir de yatırım yapmak için birikim sağlayın da teknolojiyi geliştirin! *** Tarımsal yapı dediğimizde akla toprak mülkiyeti yapısı gelir. Türkiye'de toprak mülkiyetinde büyük bir çarpıklık vardır. Bunu düzeltmenin yolu da toprak reformundan geçer. Ne var ki, Güneydoğu'da geçmişte girişilen toprak reformu çabalarının nasıl hüsranla sonuçlandığını hepimiz biliyoruz. *** Peki, bu arada teknolojiyi geliştirmek için hiçbir şey yapmıyor muyuz? Yapıyoruz: Örneğin, tarımsal sanayimizin bel kemiğini oluşturan ve damla sulama tesisleri kurmaktan, biyoyakıt teknolojisini geliştirmeye kadar tarım teknolojisine bir çok katkıda bulunan şeker fabrikalarımızı, yıllarca ihmal ettikten sonra, "teknolojileri geri" diye arazilerinin peşindeki müteahhitlere satıp kapatmaya çalışıyoruz. Peki, neden böyle yapıyoruz? Onu da herhalde "Cargillcilere" sormak gerekiyor. *** Tarımda verimliliğin artırılmasında en önemli unsurlardan biri gübre kullanımıdır. Türkiye, gübre tüketiminde 79 ülke arasında 56. sırada yer almaktadır; hektar başına gübre kullanımı, Hollanda’da 710, Fransa’da 364, İtalya’da 224 kg. iken, ülkemizde ise bu miktar ancak 21