22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Yumurta anne sütü gibi Dr. Hüseyin SUNGUR Çukurova Ünivesitesi Öğretim Üyesi er gün her yaştaki insanın severek tükettiği, doğanın besleyici ve özel ambalajlı bir gıdası olan ve hayatın kaynağı olarak ifade edilen yumurta, ülkemizde nerede, nasıl üretiliyor, sorunları nelerdir, üreticiler örgütlü müdür? Bu yazıda kısaca bunlara değinilecektir. Türkiye'de tavukçuluk faaliyetlerine cumhuriyetin ilk yıllarında başlanılmış olmasına rağmen, sektörün gelişmesi 1970’li yıllardan sonra olmuştur. Tavukçuluk 1990'lı yıllara gelindiğinde büyük entegrasyonların ve sözleşmeli modelin yaygınlaşması ile bugünkü modern, kaliteli ve sürdürülebilir üretim yapısına kavuşmuştur. Yumurta ve piliç eti üretimi tarzında yapılan kanatlı sektörü, ülkemizde önemli bir üretim alanıdır. Türkiye'de tavukçuluk her bölgede yapılmakla birlikte Marmara, Ege ve İç Anadolu bölgesinde özellikle Ankara, Afyonkarahisar, Balıkesir, Konya, Karaman, Kayseri, Çorum, İzmir illerinde yoğunluk arz etmektedir. Geçimini tavukçuluk ve hindicilik sektöründen temin eden, üretici çiftçi, sektörle ilgili esnaf, yem, ilaç, yan sanayi, nakliye, pazarlama dahil insan sayısı yaklaşık 2 milyon kişidir. Sektörün yıllık cirosunun 2,5 3 milyardolar olduğu tahmin edilmektedir. Ülkemizin kanatlı varlığı;100 milyon etçi, 40 milyon yumurtacı, 6 milyon damızlık, 0,8 milyon hindi, 30 milyon köy tavuğu olmak üzere 166,8 milyondur. Türkiye'de 3300 civarında Yumurta işletmesi bulunmaktadır. Yıllık yumurta üretimi arztalep ve fiyat yapısına bağlı olarak yıllara göre değişim göstermektedir. 1997 yılında 7,7 milyar adet olan üretim 1998 yılında 12 milyar adede ulaşmıştır. Ancak yüksek üretim miktarı ve diğer ekonomik nedenlerle sektörde oluşan kriz, yumurta üretimin tekrar 7 milyar adede düşmesine neden olmuştur. 2005 yılı verilerine göre ise yumurta üretimimiz 8,5 milyar adet civarındadır.2006yılında ise üretimin 8,2 milyar adet olduğu tahmin edilmektedir. Yumurta ve tavuk etinin insanın fiziksel ve ruhsal gelişimindeki önemi, kanatlı üretimi için büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinde olduğu gibi geniş alanlara ihtiyaç bulunmaması, hastalıklarla mücadele, ıslah, hayvan besleme ve yem sanayindeki gelişmelerin tavuk üretiminde yarattığı verimlilik kırsal alanda ve orman köylerinde yaşayanlar için iyi bir üretim alternatifi gibi avantajlara sahip olması; yumurta üreticiliğini cazip hale getirmektedir. Ancak damızlık temininde tamamen; aşı, biyolojik madde, yem katkı maddeleri, büyütme faktörleri ile kümes, kuluçkahane, yem fabrikası, kesimhane donanımları temininde büyük ölçüde dışa bağımlı olunması, üretim maliyetlerinin yüksek olması gibi dezavantajları bulunmaktadır. Yumurta sektörü tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye'de de arz, talep ve fiyatlar açısından değişkenlik gösteren bir pazardır. Bu yapı kuşkusuz, sofralık yumurtada daha da belirgindir. Yumurta pazarlama konusunda tavuk etinde olduğu gibi ürünü marketlere kadar ileten bir yapı henüz kurulamamıştır. Yumurta pazarlama şirketleri ve üretici kooperatifleri pazarlama yapmakla birlikte fiyat oluşumunda yeteri kadar etkin değildir. Ülkemizde yumurtanın tamamına yakını kabuklu pazarlanmaktadır. Organik yumurta, serbest sistem yumurtası veya köy yumurtası adı verilen kafes ortamı dışında yetiştirilmiş yumurta, Omega3 ve selenyumlu yumurta gibi katma değerli sofralık yumurta türlerinin bir bölümü Türkiye'de üretilmeye başlanmış ancak sözü edilecek bir pazar hacmi ve raf alanı kazanamamıştır. Çünkü bu tür ürünlerin tanımı Türk Gıda Kodeksi’ne bağlı olarak çıkarılan Yumurta ve Yumurta Ürünleri Tebliği’nde açıkça tanımlanmamış ve tüketici güveni oluşmamıştır. Öte yandan ilgili tebliğde yumurta için soğuk zincir ve soğuk raf zorunluluğu, boylama ve kalite ile ilgili kriterler getirilmiş olmasına rağmen geçen sürede bu gerçekleşmemiştir. Standartların oluşması, sektörün ürün tanı H mı ve içeriği konusunda ortak bir yaklaşım belirlemesi halinde, bugün var olan haksız rekabete yol açabilecek belirsizlikler ortadan kalkacak, katma değerli ürünlerin üretimi ve tüketimi konusunda gelişmeler sağlanabilecektir. Başka bir gelişme ise, tüketicilerin gıdaları hayvan refahı ile ilişkilendirmeleridir. Dengeli ve yeterli bir beslenmenin sağlanabilmesi için yetişkin bir insanın günde beher kilogram vücut ağırlığı için 0,5 gr hayvansal protein tüketmesi gerekmektedir. Yani, 70 kg. yetişkin bir insanın günlük hayvansal protein ihtiyacı yaklaşık olarak 35 gr dır. Ülkemiz insanının tükettiği hayvansal protein miktarı ise yaklaşık 20 gr/gün'dür. Bu durum insanımızın yeterli beslenmediğini, hayvansal protein açlığı çektiğini göstermektedir. Bu açlığın en hızlı ve en ekonomik giderilme şekli, piliç eti ve yumurta tüketiminin artırılmasını sağlamaktır. Yumurta anne sütü haricinde tüm besin öğelerini bünyesinde bulunduran tek besin kaynağıdır. Çocukların büyümesi için gerekli olan hayvansal protein ihtiyacını, zihinsel gelişimleri için çok gerekli bir madde olan kolini ve diğer pek çok vitamin ve minerali her gün bir yumurtayla sağlayabilirsiniz. Ülkemizde kişi başına yumurta tüketimi yıllara göre 105 ile 180 adet arasında değişmekle birlikte 115 adet civarında bir seyir izlemektedir. Bu rakamlar gelişmiş ülkelerin gerisindedir. Gelişmiş ülkelerin kişi başına yumurta tüketimi ise 200–250 adet arasındadır.Sektörle ilgili bu kısa değerlendirmeden sonra sorunlarını; damızlık, yem ham maddeleri, aşı ve ilaçta dışa bağımlılık, üretim maliyetlerinin yüksekliği, tüketim azlığı ve fiyat istikrarsızlıkları nedeniyle üretim kapasitesinin tamamının kullanılamaması diğer bir deyişle üretimin pazara göre planlanamaması, damızlık ve kuluçka işletmelerinin etrafındaki diğer yapıların oluşturduğu biyogüvenlik riski, teşvik ve desteklerden yeteri kadar yararlanamama, yumurtanın tüketimin artırılmasına dönük ulusal düzeyde bilimsel ve planlı kampanyaların yokluğu ve tüketim azlığı, yumurta pazarlama ağının zayıflığı, tavuk gübresinin değerlendirmesine dönük alt yapı yetersizliği ve gübrelerin oluşturduğu çevre kirliliği, ihbarı mecburi salgın hastalıkların oluşturduğu ekonomik kayıpların tarım sigortası kapsamı dışında tutulması olarak özetleyebiliriz.Bugüne kadar örgütlenmesini değişik tavukçuluk dernekleri vasıtasıyla yürütmeye çalışan kanatlı sektörü 2004 yılında yürürlüğe giren 5200 sayılı Tarımsal Üretici Birlikleri yasası hükümlerince kurulan Yumurta Üretici Birlikleri ve bunları tek çatı altında toplayan Merkez Birliğine kavuşmuş bulunmaktadır. 29.Temmuz 2006 tarihinde faaliyete başlayan Yumurta Üreticileri Merkez Birliği İl ve ilçelerde faaliyet gösteren 13 birlikten oluşmaktadır. Yumurta üreticileri örgütlü hale geldikten sonra sorunlarına çözüm arayışlarını daha bilinçli olarak sürdürmeye başlamıştır. Merkez Birliği çalışmalarını üretimin planlanması, ihracatın sürekli kılınması, yumurta tüketiminin artırılması, salgın hastalıklarla etkin mücadele, üreticilere her türlü destek konularında yoğunlaştırmıştır. Üreticiler olarak amacımız üreterek kazanmak, toplumun her kesiminin rahatlıkla tüketebileceği fiyata yumurta üretmek ve toplumun sağlıklı beslenmesine katkıda bulunmaktır. Yumurta üreten Güres’te hedef gıda güvenliği İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Türkiye’de yumurta tavukçuluğunun öncü ve en eski şirketlerinden Güres, bir yandan kapasitesini artırmaya, diğer yandan yeni ürünleri tüketiciyle buluşturmayı planlıyor. Güres Grup Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Güres, "Önceliğimiz gıda güvenliği. Biogüvenlik kuralları kapsamında üretimimizi şekillendirdik" diyor. Güres, 1923 yılında Cumhuriyet’in kuruluşuna "evet" diyerek 18 yıl kurucu mecliste milletvekilliği yapan Ahmet Remzi Güres tarafından kurulmuş. 1963 yılında 600 hayvanla tavukçuluk sektörüne giren Güres, özellikle yumurta tavukçuluğu alanında ülkenin öncü şirketlerinden ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sertifikası'na sahip şirkette, 300 bin metrekarelik alanda geleneksel tarım, 60 bin metrekare kapalı alanda da tavuk üretimi yapılıyor. Güres Grup’un entegre bünyesinde, civciv üretimi, yem fabrikası, vitamin premix tesisi, soya fasulyesi fullfatt tesisi, yumurta tasnif ve paketleme tesisi, kalite kontrol laboratuarları, voli üretimi, kafes ekipman üretimi gerçekleştiriliyor. Güres, yılda 385 milyon yumurta üretimiyle alanında başı çeken şirketlerden Üretim yelpazesinde jumbo, doğal, duble, çift sarılı, klasik, selenyumlu ve omega 3 çeşitleri bulunuyor. Geçen yıllarda yaşanan ve sektörü derinden etkiliyen kuş gribi salgını, entegre yapıya sahip Güres'e olumsuz yansımamış. Güres Grup Yönetim Kurulu üyesi Mustafa Güres, o dönem piyasada daralma yaşanmasına karşın, entegre tesislerin olağan çalışmalarını sürdürdüklerini, tüketicilerin de markalı ve entegre tesis ürünlerine yönelmeleriyle darboğazın aşıldığını söylüyor. Tesislerinde gereksinim duyulan her şeyin üretildiğini, dışa bağımlı olmadıklarını belirten Güres, "Üretimin her aşamasında kalite ve sağlık koşulları kontrol edilebilmekte ve kafeslere en ufak zararlı bir nesne yaklaşamamaktadır. Grup içinde tüm üretim, uzman gıda mühendisleri ve veteriner hekimler tarafından sürekli denetlenmekte ve böylece tüketicilere söz verilen kalite "sağlıklı" bir şekilde sunulabilmektedir. Grup bünyesinde tavuk ve civcivleri yetiştirmekte; yemi kendisi üretmekte; kafeslerini imal etmekte; tasnif ve paketlemeyi de yine kendi içinde yapmaktadır. Üretim tesislerine girişte bile sürekli ilaçlama yapılmakta, böylece kafeslere zararlı herhangi bir maddenin yaklaşması önlenmektedir" diye konuşuyor. Güres, önceliklerinin "kalite" ve "gıda güvenliği" olduğunu vurgulayarak, gelecek dönem hedefleriyle ilgili şunları söylüyor: "Güres olarak kalite en önem verdiğimiz konu. Bu noktada da biogüvenlik kuralları çerçevesinde üretimimizi şekillendirdik. Tüketicilerimiz sevdikleri Güres lezzetini her zamanki gibi yine sağlıklı bir biçimde almaya devam edecekler. 2007 yılında üretim kapasitemizi daha da artıracağız. Bugün için yılda 385 milyon adet/yıl olan yumurta üretimimizi yüzde 35 artırarak 520 milyon adet/yıla çıkarmak için gereken adımları attık. Bir buçuk milyon adet/yıl olan tavuk üretim kapasitemizi 2 milyon adet/yıla çıkardık. Yeni tesislerimizin de çok yakında devreye girmesiyle Türkiye’yi yumurtaya doyuracağız. Bunun yanında üretim çeşitlerimizde de artış olacak. Pastörize likit yumurta üretimi için de yatırımlarımızı yaptık. Yakında bu ürünü de Güres kalitesiyle halkımızla buluşturacağız. Bunun yanında ismini şu an telaffuz edememekle birlikte yepyeni bir ürünü piyasaya sunmak da 2007 yılı hedeflerimiz arasında." 5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle