Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Tavukçuluk sektörü ve kuş gribi dersleri... İbrahim YETKİN Türkiye Ziraatçılar Derneği Genel Başkanı lkemizdeki son kuş gribi salgını ve ardından yaşanan büyük paniğin üzerinden bir yıl geçti.Şöyle bir hatırlayalım, neler olmuştu o günlerde... Tavuk eti tüketimi yüzde 85, yumurta tüketimi yüzde 30 azalmıştı.Sektör yaklaşık yüzde 50 küçülmüş, zarar 500 milyon YTL’yi geçmişti. Salgınla mücadele sırasında ortaya çıkan aksaklıklardan hareket edilerek, şu yapısal ölemlerin alınması önerilmişti: Ü muaf tutacak ve belli miktarda aşı siparişini güvence altına alacak bir yasa hazırladı. Buna karşılık, biz, üçbeş araştırmacı personelin maaşını israf olarak görüp kapattığımız laboratuvarların yeniden açılması için bile parmağımızı oynatmadık. *** Bu arada, bir de "sektörün sorunları" derken hiç gündeme gelmeyen, yan uğraş olarak yapılan tavukçuluk var. Yalnızca risklerini gördüğümüz küçük işletmeler ya da kümeslerde yapılan tavukçuluk... Hani şu ilk vaka görülür görülmez, neredeyse "günah keçisi" ilan ettiğimiz ve toplu kırıma uğrattığımız tavukçuluk... Onlar için ne yapıldığını bilen var mı, şu bir yıl içinde? *** Hatırlatalım ki, burada söz konusu olan, öncelikle halk sağlığı... Onun yanı sıra, yıllık cirosu 2.53 milyar dolar olan, 100 bin kişinin doğrudan istihdam edildiği, *** Gelelim, sektörün sıkıntılarına... İşte size bazı veriler: ¦ Sektörde, üretim maliyetinin yüzde 70’ini yem bedeli oluşturuyor. Yeterli miktarda üretilemeyen yem hammaddesi mısırın yaklaşık yüzde 2535’i, soyanın yüzde 90’ı ithalattan karşılanıyor. ¦ Mısır ithalatında olup bitenlere ise akıl erdirmek mümkün değil. Bir bakıyorsunuz, 2005 yılında olduğu gibi, mısır ithalatı yapanların önü açılarak gümrük vergilerini yüzde 30 lara düşürülüyor ve depolarda yüzbinlerce ton mısır birikiyor; sonra bir bakıyorsunuz, vergiler yüzde 130'a çıkarılıyor. Ürün fiyatları ise spekülatörlerin elinde bir aşağı bir yukarı inip çıkıyor. ¦ AB Ülkeleri 310 $/Ton, ABD 600 $/Ton civarında yüksek subvansiyonlar uygularken, bizde üreticiler, ileri işlenmiş kanatlı eti ürünlerine uygulanan yüzde 18, canlı tavuk, hindi ve civciv ile yumurta ve kanatlı etleri ile karma yem ve yem hammaddelerine uygulanan yüzde 8'lik KDV'nin indirilmesi için uğraşıyor. ¦ Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın 1983 yılında oluşturulan ve halen devam eden organizasyon yapısının mücadeleyi zaafa uğratan bir yapı olduğu göz önüne alınarak merkezî ve taşra birimleriyle veteriner sağlık hizmetlerinin tek çatı altında toplanması. ¦ Bakanlık bünyesinde yeterli veteriner hekim ve veteriner sağlık teknisyeni istihdam edilmesi ve üreticinin bilinçlendirilmesi için gerekli yayım faaliyetini yürütecek köy birimlerinin yeniden oluşturulması. ¦ Geçmişte kapatılmış bulunan bilimsel araştırma ve aşı üretimi çalışmaları yürüten araştırma laboratuvarlarının acilen yeniden açılması ve bu birimlere gerekli teknik donanım ve kaynağın sağlanması. *** Aradan bir yıl geçti. Yeni bir risk dönemine girildi. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ve sektör yetkililerinin yeni bir salgına karşı önleyici bir takım çalışmalar yapmakta olduklarını duyuyoruz, ama ne o günden bugüne, ne kuş gribi başta olmak üzere hayvan hastalıklarıyla mücadele açısından Tarım ve Köyişleri Bakanlığı başta olmak üzere örgütsel bir yeniden yapılanma gerçekleştirildi, ne de araştırma laboratuvarları konusunda bir adım atıldı. Oysa, yapısal önlemler konusunda zaafınız varsa, istediğiniz kadar konjonktürel önlemler alın bir kıvılcım koca bir yangına yol açacağı bilinen bir gerçektir. Bu bilinen gerçek nedeniyledir ki, ABD Federal Hükümeti, geçen yıl aşı üretimi ve salgına karşı alınacak önlemler için 3.8 milyar dolarlık bütçe ayırdı. Bununla yetinmedi, ilaç şirketlerini, halk sağlığını tehdit eden hastalıkları tedavi amacıyla üretilen ilaçların yan etkileriyle ilgili davalardan *** Bu durum karşısında neler mi yapılabilir? En azından, üreticiye ve ihracatçıya Batılı ülkeler oranında olmasa bile rekabet imkanı tanıyan bir destek verilebilir; bunun yanı sıra, mısır ithalatından alınan gümrük vergileri bir fonda toplanarak, bunun yüzde 50 si kanatlı etine ve yumurtaya ihracat iadesi olarak, kalan yüzde 50'si de mısır üreticisine prim olarak verilebilir. yan sanayi ve aileleriyle birlikte yaklaşık 1 milyon kişiye geçim imkanı sağlayan bir sektör... Yapısal önlemler almamakla, geçen yıl yediği darbenin yaralarını henüz tam olarak saramamış bir sektör... Ve biz, konjonktürel bir takım önlemlerle oyalanırken, bu sektörün bu yıl yeni bir panikle yeniden yüzde 50 küçülmesi, bunun sonucunda da batması riskini göze almış oluyoruz. *** Belki fazla bir şey değil, ama bizim koşullarımızda yine de azımsanmayacak bir katkı olur üreticilerimize ve ihracatçılarımıza... 20