Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Sektöre destek gerek Yem olarak kullanılan soyanın teşvik edilmesi, mısırın da üretiminin planlanması öneriliyor Prof. Dr. Şakir Doğan TUNCER Veteriner Hekimler Derneği Başkanı içinde yemin payı yüzde 7075 arasındadır. Bu rakam bilimsel besleme programının uygulanması halinde geçerlidir. Yetersiz ve dengesiz besleme koşulları ile bu değerlerin üzerine çıkılmaktadır. Dolayısıyla üretim maliyeti üzerinde bu denli öneme sahip olan yem konusu göz ardı edilmemeli, ham madde üretimi ve ithalatından karma yem üretimine kadar her aşamada sorunlar irdelenmelidir. Ülkemizde 2005 yılı verilerine göre üretilen toplam karma yem miktarı 6.850.000 ton kadardır. Bunun içindeki kanatlı karma yemi miktarı 3.054.000 ton olup toplam üretimin yüzde 45’ini oluşturmaktadır. Ülkemizde 400’ü aşkın yem fabrikası bulunmakta üretilen karma yem miktarı toplam kapasitenin yaklaşık yarısını oluşturmaktadır. Bu durum karma yem üretimi bakımından kapasite ve potansiyelin genel olarak yeterince değerlendirilemediğini ortaya koymaktadır. Gerek broyler (et pilici) gerekse yumurta tavukları için üretilen karma yemlerde kullanılan ham maddelerin başında mısır ve soya küspesi daha sonra da balık unu gelmektedir. Türkiye söz konusu hammaddeler ile yem katkı maddeleri bakımından dışa bağlı durumdadır. Soya kanatlı karma yemi üretimi için olmazsa olmaz niteliktedir. Bu ülkede soya üretiminin desteklenmesi gerektiği yıllarca vurgulanmış ne var ki üretim maalesef teşvik edilememiştir. Bu politikaların bir sonucu olarak 2005 yılında 1.129.090 ton soya fasulyesi ithal edilmiş olup bunun parasal değeri 322 milyon dolardır. Ayrıca aynı yıl 501.262 ton soya küspesi ithal edilmiş ve bunun için de 132 milyon dolar ödeme yapılmıştır. Buna göre soya ürünlerinde toplam ithalat 1.630.000 ton olup bunun bedeli 454 milyon dolardır. Yapılan hesaplamalar ülkemizde kanatlı beslemede kullanılan soyanın yaklaşık yüzde 90’ının ithalat yolu ile karşılandığını göstermektedir. Özellikle kanatlı karma yemlerinin vazgeçilmez ham maddelerinden olan mısır fiyat ve bulunabilirlik durumlarına göre kimi zaman büyük baş karma yemlerinde de kullanılmaktadır. Ülkemizin yıllık mısır gereksinimi toplam 4 milyon ton kadardır. Bunun yaklaşık 2.500.000 tonu yem sanayinde kullanılmaktadır. Ülkemizde mısır üretiminin genelde yetersiz kaldığı görülmektedir. Son beş yılın rakamlarına bakıldığında 2000 yılında 1.283.000 ton; 2001 ılında 535.000 ton; 2002 yılında 1.170.000 ton; 2003 yılında 1.816.000 ton; 2004 yılında 1.028.000 ton mısır ithalatı yapılmıştır. 2005 yılında yapılan ithalat ise 113.700 ton civarında kalmıştır. Buna göre 20012004 yılı verilerine göre kanatlı yemi üretiminde kullanılan mısırın yaklaşık yüzde 2535’i ithal edilerek açık kapatılmıştır. Bilindiği gibi ülkemizde 20052006 yıllarında ortaya çıkan kuş gribi olgusu sektörde önemli derecede üretim kaybına neden olmuştur. Bunun sonucu kanatlı karma yemlerinde kullanılan mısır miktarı da önemli miktarda azalmıştır. Mısır üretimindeki belirsizlikler, üretim miktarlarındaki tahmin yanılgıları, fiyatların anormal düzeyde artması yem sektörünü, buna bağlı olarak kanatlı sektörünü zor durumda bırakmaktadır. Halen mısır üretimi bakımından geleceğe yönelik belirsizlikler vardır. Kanatlı karma yemi üretiminde yaşamsal öneme sahip soya, mısır ve balık unu gibi yem hammaddeleri ile yem katkı maddeleri bakımından dışa bağımlı olmak ülkemizde yem üretim maliyetini yükseltmektedir. Bunun sonucunda üretim maliyeti önemli derecede artmaktadır. Kanatlı sektöründe üretim maliyeti dünya rakamları düzeyine indirilmediği sürece sektörün dış pazarlarda rekabet etme şansı olamayacaktır. Kuşkusuz bu manada maliyeti etkileyen faktörlerde de benzer yaklaşım dikkate alınmalıdır. Kanatlı karma yem üretiminin temel unsurlarından olan soyanın üretimi teşvik edilmelidir. Mısır üretimi çok iyi planlanmalıdır. Bu amaçla kanatlı yem sektörünün büyüme oranları da dikkate alınmalıdır. Karma yem maliyetinin artmasında önemli rol oynayan mısırın iç piyasa fiyatı ile dış piyasa fiyatı arasındaki dengelerin korunması gerekir. Mısır üretiminin İç Anadolu bölgesine kaydırılması amacıyla gerekli teşvik önlemleri alınmalıdır. Böylece Çukurova’da pamuk ve soya üretimi yaygınlaştırılabilir. Uygun enzim kombinasyonlarından yararlanılarak soya ve mısıra alternatif yem ham maddeleri kullanımı yaygınlaştırılmalıdır. Bu kapsamda triticale, sorghum gibi alternatif ürünler desteklenebilir. Son cümle olarak, yem ham maddeleri ve yem katkı maddelerinin yanı sıra damızlık konusunda da dışa bağımlı olan ülkemiz kanatlı sektörünün beslenmeye bağlı olası krizleri aşabilmesi için kısa, orta ve uzun vade de önlemler alması gerekir. K anatlı sektörü, halkımızın yeterli ve dengeli beslenmesi için yaşamsal önem taşımaktadır. Sektör, kaliteli beslenme için olmazsa olmaz nitelik taşıyan hayvansal protein kaynaklarına olan açığın kapatılmasında büyük bir potansiyele sahiptir. Ülkemizde yıllık cirosu yaklaşık 3 milyar $ dolar olan kanatlı sektörü ayrıca yaklaşık 2 milyon kişiye istihdam olanağı sağlamakta böylece ülke ekonomisine önemli katkı yapmaktadır. Kanatlı hayvanların gerek üreme ve gelişme, gerekse yemi değerlendirme yetenekleri bakımından diğer hayvan türlerine göre üstünlükleri bulunmaktadır. Bu bağlamda yumurta ve kanatlı eti gibi insan beslenmesi için çok kaliteli, değerli ve ucuz hayvansal protein kaynakları üretilir. Ülkemizde tavukçuluk sektörü, 1970’li yıllardan günümüze çok önemli bir süreçten geçerek her bakımdan dünya standartlarını yakalamıştır. Söz konusu yıllarda aile işletmeciliği niteliği taşıyan sektör, geçen sürede entegrasyon modeline geçişle birlikte gelişmiş ülkelerle yarışır hale gelmiştir. Ne var ki gelişmiş ülkelerle benzer üretim koşullarına sahip olunmasına karşın ülkemizde piliç eti tüketimi çok düşüktür. Nitekim ülkemizde kişi başına tüketilen kanatlı eti miktarı yılda 13 kg iken, bu değer ABD'de 47 kg; Kanada’da 35 kg; İngiltere’de 28 kg; Fransa’da 26 kg; İspanya’da ise 25 kg kadardır. Buna göre Türk halkı AB ülkeleri insanlarının yaklaşık yarısı kadar tavuk eti tüketmektedir. Yumurta tüketiminde de durum farklı değildir. Kuşkusuz gelinen bu noktada sektörün gelişmesine koşut olarak sorunlarının da önemli boyutlara ulaştığı gözlenmektedir. Tavuk eti üretiminde oldukça başarılı sonuçların alındığı, buna karşılık iç tüketimin çok yetersiz olduğu, ihracat olanaklarının henüz bulunmadığı ülkemizde sektörün bu yönleriyle desteklenmesi gerekir. Kanatlılar tükettikleri yemi etkin bir şekilde ve çok kısa sürede et ve yumurtaya dönüştürme özelliğine sahiptirler. Et yönlü yetiştirilen tavuklar bir kilogram canlı ağırlık artışı için 1.71.8 kg yem tüketirler. Bu değer sığırda 8 kg, domuzda 4 kg civarındadır. Görüleceği üzere tavuklar diğer türlere göre yemi en ekonomik şekilde et ve yumurtaya dönüştürmektedir. Kuşkusuz bu avantajlı verilere ancak tavukların yeterli ve dengeli beslenmeleri ile ulaşılabilir. Başka bir ifade ile uygulanan beslenme programında yapılacak hatalar yemden yararlanma değerlerini ekonomik olmaktan çıkarmaktadır. Diğer hayvancılık dallarında olduğu gibi tavukçulukta da üretimi etkileyen önemli faktörlerden birisi yemdir. Öyle ki ürün maliyeti 23