11 Haziran 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

EBK'de yanlıştan dönüldü 1952'de hayvancılığı geliştirmek için kurulup, 1995'de 11 kombinası, metrekaresi yarım kilo kuşbaşı fiyatına satılan Et Balık Kurumu yeniden eski işlevine kavuşturuldu. A NKARA Cumhuriyet Bürosu) Özelleştirme kapsamına alındıktan sonra işlevsizleştirildiği için 605 milyon dolar kaynak aktarılan Et Balık Kurumu'nun (EBK), yeniden faal hale döndürülmesi, bugüne kadar izlenen liberal politikaların yanlışlığını da ortaya koydu. Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Günaydın ``Burada önemli olan, uygulanan neoliberal yapıdan, onu sürdüren bu hükümetin bile geri dönmesi'' dedi. Kapsama alınmadan önce yüzde 60'lık pazar payıyla et ve et ürünleri piyasasında ``fiyat belirleyici ve düzenleyici'' bir rol üstlenen Kurum'un özelleştirilmesi Türkiye'nin ette dışa bağımlı hale gelmesine, göçe ve terör örgütünün güçlenmesine neden oldu. EBK'da özelleştirme süreci şöyle yaşandı: EBK, ``Ülkemiz hayvancılığı ve balıkçılığının istikrarlı bir şekilde geliştirilmesine yönelik olarak k‰rlılık ve verimlilik ilkelerine göre çalışmak üzere'' 1 Ekim 1952'de kuruldu. Özelleştirme kapsamına alınmadan önce, 1980'ler sonlarında yüzde 60'lık pazar payına sahip olan EBK, 14 bin tonluk et ve et mamülü üretimine sahipti. Kurum, piyasada tekel konumunda bulunmamasına karşın, fiyatların belirlenmesini ve piyasanın düzenlenmesini sağlıyordu. 20 Mayıs 1992'de Bakanlar Kurulu kararı ile özelleştirme kapsamına alındı. 22 Ocak 1993'de A.Ş. haline getirildi. Kurum özelleştirme kapsamına alındıktan sonra, uzun yıllar özelleştirileceği gerekçesiyle yatırım yapılmadan işlevsizleştirilerek çalıştırıldı. Özelleştirme kapsamında kaldığı dönemde işlevlerini yitiren EBK'ya 605 milyon dolarlık kaynak aktarıldı. Afyon, Ağrı, Amasya, Bayburt, Bursa, Erzincan, Kars, Kastamonu, Malatya, Şanlıurfa ve Tatvan kombinaları 1995'de, Ankara kombinası 1996'da, Burdur kombinası ise 1999'da özelleştirildi. Haydarpaşa Et İşleme Tesisi, Yüksekova ve Zeytinburnu et kombinaları ile Trabzon ve Fatsa balık mamülleri fabrikaları kapatıldı. Üretimi bin 300 tona, pazar payı yüzde 2'ye geriledi. Kapsama alındığında 35 olan kombina ve işletmenin 28'i satıldı, sadece 59 milyon 167 bin dolar gelir elde edildi. Kamu İşletmeciliğini Geliştirme Merkezi (KİGEM) Vakfı'nın hesaplamasına göre, EBK'nın 1995 yılında özelleştirilen kombinalarının arazileri, satış değerlerinden çalışanlara ödenen kıdem ve ihbar tazminatları düşüldüğünde, üzerindeki bina, teçhizat ve makineleri ile birlikte, metrekaresi yarım kilo kuşbaşı fiyatına geldi. Satış sözleşmelerine, ``özelleştirilen işletmelerin mevcut faaliyetlerinin en az 3 yıl süreceği, bu süre içinde işletmelerin satılıp kiralanamayacağı, bunlara uyulmaması halinde satış bedelinin yüzde 10'u kadar cezai müeyyideler'' konulmasına karşın, 1995'de özelleştirilen 11 kombinanın 9'u devre dışı kaldı. AB’NİN ÇİFTE STANDARTI Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO), özelleştirme sonrası ``ette ithalata yönelinerek üreticiden esirgenen desteğin yurtdışına akıtıldığını, hayvancılıktaki yıkımın işsizliğe, göçe ve sosyal sorunlara neden olduğunu, DoğuGüneydoğu'da gelir dağılımının daha da bozulduğunu, işsiz kalan kitlelerin göçe zorlandığını ya da terör örgütünün eline düştüğünü'' tespit etti. ZMO Başkanı Günaydın ``Muktesabatına uyum yükümlülüğüne bulununa AB, ette, sütte, şarapta müdahele kurumlarına sahip. AB, et fiyatı düşerse buna müdahele ediyor. Bir taraftan kitlerinizi özelleştirin derken, diğer taraftan kendi kurumlarını muhafaza ediyor. En önemli çelişki bu'' diye konuştu. Zeytin dostları Milas’ta buluştu UĞLA (Cumhuriyet) Zeytin dostu Zeytin ve Zeytinyağı Derneği zeytin üretim bölgelerinde düzenlediği toplantılara Milas ile devam etti. Derneğin 17. Milas Kültür Sanat ve Turizm Şenlikleri kapsamında düzenlediği "Zeytin ve Zeytinyağında Üretim Sorunları ve Çözüm Önerileri" konulu panel Milaslılar tarafından ilgiyle izlendi. Şenlikler süresince kurulan Zeytin dostu standı da ziyaretçi akınına uğradı. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersin Onoğur’un "Zeytinde Solgunluk Hastalığı ve Önleme Çareleri", Düzen Laboratuvarlar Grubu Başkanı Prof. Dr. Yahya Laleli'nin "Sağlıklı Zeytinyağı Üretimi", TEMA Kaynak Geliştirme ve Halkla İlişkiler Bölüm Başkanı Yeşim Beyla’nın "Zeytin ve Orman İlişkisi", Gemlik Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Dillioğlu’nun "Gemlik Türü Zeytinde Yanlışlar ve Doğrular" ve Milaslı üretici Osman Menteşe’nin "Milas’ta Zeytincilik; Sorunlar ve Çözüm Önerileri" konularında sunum yaptıkları panelde; Türk zeytin ve zeytinyağının temel sorununun kültür olduğu ve zeytine yeterli özenin gösterilmediği görüşü vurgulandı. Panelin açılışında konuşan Milas Belediye Başkanı Fevzi Topuz, Milas’ın zeytin ağacı varlığı bakımından Türkiye’nin en zengin bölgelerinden biri olduğunu ancak arazi yapısı ve alternatif gelir kaynakları nedeniyle zeytinde çağdaş üretim yöntemlerinin yaygınlaşmadığını dile getirdi. "Nerede zeytin varsa zeytin dostları orada" sloganı ile zeytin üretim bölgelerinde eğitim faaliyetlerini sür M düreceklerini açıklayan Zeytin dostu Derneği Başkanı Zafer Özer, "Türk zeytinciliğinin sorunlarını kültürel mücadele ile aşabiliriz" dedi. Araştırmacıyazar İsmail Uğural'ın yönettiği panelde, son yıllarda zeytin üreticilerini en önemli sorunları arasında yer alan Verticillium (solgunluk hastalığı) hakkında konuşan Prof.Dr.Ersin Onoğur, solgunluk hastalığının özellikle pamuk ekim bölgelerine yakın olan zeytin ağaçlarında görüldüğünü ve bu hastalıkla ilgili geliştirilmiş bir mücadele yönteminin bulunmadığını söyledi. Verticillium hastalığının hızlı bir şekilde yayılma özelliği olduğunu vurgulayan Onoğur, hastalık görülen ağaçların ya da ağacın hastalıklı bölgesinin uygun yöntemlerle kesilerek yakılması gerektiğini dile getirdi. Düzen Laboratuvarlar Grubu Başkanı ve Laleli Zeytinyağları’nın sahibi Prof. Dr. Yahya Laleli de, zeytinyağının insan sağlığına sayısız yararlı olduğunu ancak sağlıklı zeytinyağı üretmek için hasattan ambalaja kadar tüm süreçlerde çağdaş üretim yöntemlerinin uygulanması gerektiğini kaydetti. Laleli, kaliteli ve sağlıklı zeytinyağı üretimin temel kuralının ürünün elle toplanması olduğunu söyledi. Gemlik türü zeytin konusunda konuşan Gemlik Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Dillioğlu da, Gemlik’te zeytin yetiştiriciliği konusunda bilgi verirken, farklı bölgelerde Gemlik türü zeytin yetiştirilmesini karşı olmadıkları ancak bu ürünler piyasaya sunulurken hangi bölgede yetiştirildiğinin belirtilmesi gerektiğini vurgulayarak coğrafi tescilin önemini vurguladı. TEMA Kaynak Geliştirme ve Halkla İlişkiler Bölüm Başkanı ve Zeytin dostu Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Yeşim Beyla ise yaptığı konuşmada, gerekli kadastro çalışmaları yapılmadığı için bozuk orman arazisi gibi görünün alanların birçoğunun yerleşim bölgesi olduğunu, bu nedenle zeytinciliğe tahsis edilemeyeceğini söyledi. Beyla, ekonomik değeri olan zeytinin orman ağacı olarak kabul edilmesinin de mümkün olmadığını, orman arazilerine zeytin ağacı dikilmesi halinde bu alanların bir süre sonra orman vasfını yitirerek şahıslara tahsis edilme tehlikesi bulunduğunu ifade etti. Milaslı üretici Osman Menteşe de, Milas’ta zeytin üreticilerinin çağdaş yöntemlerle üretim yapmadıklarını bu nedenle ürünün miktarın da ve kalitesinde sıkıntı yaşadıklarını söyledi. Menteşe, zeytin hasadının artık sopalarla yapılmaması gerektiğini, üreticilerin makine hasada geçmelerinin gerektiğini dile getirdi. 28
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle