29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

AB'nin yeni üyeleri tarımda sıkıntılı Ş. Şemsi BAYRAKTAR TZOB Genel Başkanı Elbistan körleşiyor Ç K AHRAMANMARAŞ (Cumhuriyet)Tarımsal üretim bakımından Türkiye’nin belli merkezlerinden birisi olan Elbistan Ovası’nın körleşmeye doğru gittiği belirtildi. Türkiye’nin dördüncü büyük ovasında yeraltı ve yerüstü su kaynakları ile bir su cenneti olan yörenin ekolojik dengesinin bozulmasına gerekçe olarak ilkel teknolojiyle yapılan AfşinElbistan Termik Santrali A Ünitesi ve sonradan yapılan B Ünitesiyle birlikte santral için gerekli soğutma suyunun Ceyhan Nehrinden alınması gösteriliyor. Üretime başladığı 1983 yılından bu yana baca gazı kükürt arıtma tesisi olmadan üretim yapan Termik Santralin A Ünitesinin 23 yılda 200 milyon ton katı, sıvı ve gaz halindeki atıkla ovayı zehir deposu haline getirmesinin tarımın yanı sıra insan sağlığını da olumsuz yönde etkilediği vurgulandı. Öte yandan çevre dostu olarak açılışı Başbakan tarafından yapılan B Ünitesi’nde yakılan kömürün külleri de ayrıca çevre sorunu yaratmaya başladı. B Ünitesi son teknolojiyle yapılmasına karşın, enerji üretiminde kullanılan kömürün külleri için depolama alanı olmadığı ve yılda yaklaşık 4 milyon tonun üzerindeki küllerin bir dağ oluşturduğu belirtildi. Bu küller rüzgarla birlikte çevreye dağılarak tarım arazileri üzerinde olumsuz etki yaratıyor. Doğa Savaşçıları Çevre Örgütü Elbistan Temsilcisi Poyraz Poyrazoğlu, her platformda konuyu kamuoyuna açtıklarını ama bugüne kadar devletten farklı bir çözüm yolu bulamadıklarını söyledi. Poyrazoğlu, bölgede kanser vakalarının artışının yanı sıra çölleşme ve kuraklaşma konusunda da korkunç sonun hızla yaklaştığını vurgulayarak şöyle konuştu: "Çölleşme ve kuraklaşma durumuna Elbistan ve bölgemiz açısından baktığımızda korkunç sonun hızla yaklaştığını görmekteyiz. Bilindiği gibi Elbistan ovası 4 milyon dönüm alanıyla Türkiye’nin 4. büyüklükteki ovasıdır. Dünya ve Türkiye ortalamasına oranladığımızda bölgemizin bir su cenneti olduğu görülmektedir. Yeraltı ve yer üstü zenginlikleriyle Elbistan ovası çok zengin kaynaklara sahiptir. Ne acı ki çok az yöreye kısmet olacak kadar güzelliklere sahip olan ovamız, son yirmi yılda hızla çölleşmeye başlamıştır. Sadece B Ünitesinin soğutması için 24 km uzaklıktan Ceyhan nehrinden saatte 7 bin 200 ton su pompalanıyor. Aynı oran A Ünitesi için de geçerli. Bu su, buharla havaya atılıyor. Oysa yapımı devam eden Karakuz Barajı bir an önce bitirilse soğutma suyu buradan alınır ve Ceyhan Nehri de kurutulmamış olur. Türkiye linyit rezervinin yüzde 50’lik kısmını bağrında taşıyan ovamız; bilinçsiz kirletme ve ilkel teknolojiyle yapılmış olan AfşinElbistan A Termik santralının 20 yılda 200 milyon ton civarındaki katı, sıvı ve gaz halinde attığı atıklarla asit ve zehir deposu haline gelmiştir." Poyrazoğlu, Gazi Üniversitesinden Doç. Dr. Mehmet Şahin, Mersin Üniversitesinden Prof. Dr. Fadime Taner ve Prof. Dr. Mustafa Tefek ile Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Derneği Başkanı Prof. Dr. Murat Tuncer'in çalışmalarında bölgemizde Çernobil'in 100 katı radyoaktif atık bulunduğunun saptandığını, yakın bir gelecekte toplu ölümlerin meydana gelebileceğini savlayarak Çukurova Üniversitesinden üç bilim insanının da "Santraller sayesinde tedavisi mümkün olmayan kansersel ölümlerin meydana geleceğini ve Elbistan ovasının çöl olacağını" belirttiğini söyledi. Poyrazoğlu şöyöle devam etti: "İstanbul Üniversitesinden Dr. Pervin Bezirci de benzer görüşleri içeren açıklamalarda bulunmaktadır. 28 Ocak 2005 tarihinde Elbistan’da Valimiz İlhan Atış Başkanlığında toplanan Mahalli Çevre Kurulu da A termik santralının desülfürizasyon (baca gazı arıtma tesisinin) acilen yapılmasını karara bağlamıştır. Elbistan İlçe Tarım Müdürlüğü’nün 19.09.2001 tarihli raporu ile onlarca raporlarda benzer görüşleri içermektedir. Gerek ilgili raporlar gerekse yazılı ve görsel yerel–ulusal medyada çıkan açıklamalarla ilgili dokümanlar tarafımda mevcuttur. Netice itibarıyla, tüm araştırmalar gösteriyor ki; Elbistan ovası hızla çölleşiyor ve bölge halkı da oluşmuş olan kirlilikten dolayı başta kanser olmak üzere Türkiye ortalamasının 10 katı daha fazla ölmektedir. Bilim adamlarımız ise yakın bir zamanda toplu ölümlerin başlayacağını feryat edercesine haykırmaktadırlar. Afşinliler, Elbistanlılar ve yöre halkı olarak ben insanım diyenlere çağrıda bulunuyorum". Poyrazoğlu, 20 yıla yakın süredir bölge insanın kandırıldığını, bürokratların ve siyasetçilerin sürekli söz vermesine rağmen A Termik Santralinin baca gazı arıtma tesisinin bir türlü yapılmadığını ve insanların sağlığının hiçe sayıldığını söyledi. Bugüne kadar üç enerji bakanı ile birebir görüştüğünü ve hepsinin sorunun kısa zamanda çözüleceğini ifade etmelerine karşın sözlerin hep havada kaldığını belirterek, "Kime güveneceğimizi bilemiyoruz" dedi. Tüm bu olumsuzlukların yaşandığı bölgede baca gazı arıtma tesisi olmadan çalışan A Ünitesinin ancak 2008 yılından önce yapılamayacağı belirtildi. İl Koordinasyon Kurulu Toplantısında konuşan A Termik Santrali Müdürü Raşit İş, arıtma tesisinin ancak 2007 yılından sonra yapılacağını belirterek şunları söyledi: "Santralin dört ünitesinden sadece ikisi çalışıyor. Santralin bir an önce rehabilitasyona gereksinimi var. Rehabilitasyon yapılması kararı alındı. 2006 yılında başlayacak ve 2007 sonunda bitirilmesi hedefleniyor. Bakan’ın bu yönde talimatı var. ancak fiziksel olarak bu rehabilitasyon çalışmasından sonra baca gazı arıtma tesisinin yapılabileceği belirtiliyor. Rehabilitasyonun maliyeti 305 milyon Euro, baca gazı arıtması için de 128 Euro gerekiyor. Rehabilitasyon yapılmadan baca gazı arıtması yapılamaz, yapılsa da çalışmaz". ek Cumhuriyeti, Polonya, Macaristan Slovak Cumhuriyeti Ziraat Odaları Prag’da düzenledikleri "AB’ye Katılımın 2. Yılında Tarım Sektörünün Durumu" Kongresine, Türkiye Ziraat Odaları Birliğini de davet ederek, AB’ye katılımın 2. yılında tarım sektöründeki gelişmeleri değerlendi. Kongrede, COPA (AB Tarımsal Organizasyonlar Komitesi) /COGECA (AB Tarımsal Kooperatifler Genel Komitesi )’nın AB’de çiftçi haklarını korumadaki rolü, AB Komisyonu nezdinde daha etkin hizmet için neler yapılabileceği hususu, yeni üyelerin ikinci yılın sonundaki tarım sektörlerinin değerlendirilmesi ve tarımın çeşitli sorunları ele alınmıştır. Türkiye Ziraat Odaları Birliği, COPA/COGECA’nın de Ortak üyesi olması sebebiyle Kongreye davet edilen tek "Katılımcı Durumdaki" ülke olmuştur. TZOB, AB’ye 2004 Mayısında katılan üyelerin deneyimlerinden faydalanmak, AB’nin Ortak Tarım Politikalarının uygulandığı yeni üyelere tarımda sağladığı faydalar, Ortak Piyasa Düzenleri’nin uygulanışı, müdahale alımları , SAPARD kırsal kalkınma destekleri gibi uygulamalar hakkındaki gelişmeleri izleyebilmek amacıyla Prag’da düzenlenen Kongreye katılmış, Bu arada TZOB Genel Başkanı olarak kongrede yaptığım konuşmada, tarım ürünleri kotaları, etki analizleri, geçiş süreleri istenen sektörler konularında yeni üyelere sorular yöneltmiş, ayrıca Türk tarımı ve çiftçinin durumu hakkında gerekli bilgi aktarımında da bulunulmuştur. İki yılın sonunda yeni üye ülkelerin ziraat odaları başkanları tarım sektörlerini değerlendirirken, en büyük problemin AB’nin yaptığı doğrudan ödemelerden tam olarak faydalanamamaları, yeni ve eski üyeler arasındaki desteklemenin farklı olması, üyelik sonrası üretim değerinin düşmesi, tarla bitkileri gibi bazı tarım ürünlerinde müdahale alımı yapılmaması, çiğ sütte maliyet fiyatlarının eski üyelere göre yüksek olması (küçük ölçekli işletmeler sebebiyle), AB’de müdahale alımlarının giderek azalması ve yeni üyelerde doğrudan desteklerin eski üyelerle eşit ödenmemesi sebebiyle, ayrıca tarımda yeterli yeni yatırımların yapılamayışı sebebiyle rekabette oldukça zorlandıklarını ifade etmişlerdir. Tüm üyelerin ortak görüşü ise, AB’nin SAPARD kırsal kalkınma fonlarından yararlandıkları ve sektörün yeniden yapılandırılmasında bu fonları kullanımının önemi, ayrıca 2014 yılında kalkacak olan ihracat desteğinin tarımsal üretimi ve ihracatı olumsuz etkileyeceğini, çiftçi gelirinde azalmaya sebep olacağı, DTÖ karşısında en önemli kozlarının OTP olduğu, bu kapsamda OTP çerçevesinde toplanmak gerektiği, bioyakıt konusunun da OTP kapsamında desteklenmesi ve destek seviyesinin de yükseltilmesi gerektiği hususları olmuştur. Diğer taraftan AB’deki tarımsal organizasyonları AB Komisyonu nezdinde temsil eden COPA/COGECA’nın, daha etkin olabilmesi için birlik ve beraberlik içinde hareket etmek gerektiği ve Brüksel’de çiftçilerin haklarını ve seslerini duyurmak için lobi faaliyetlerinin önemine değinilerek, özellikle COPA/COGECA’nın bu konuda daha aktif olması önerilmiştir. Üyelik sürecinde tarım sektörümüzü yeniden yapılandırmamız ve üyelikten azami faydayı elde etmemiz için TZOB olarak muadil kuruluşlarla yürüttüğümüz gerek bilgi alışverişi gerekse çeşitli alanlarda işbirliği yönündeki faaliyetlerimiz devam edecektir. 19
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle