Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TEKEL’in satışından tek kazançlı çıkan çok uluslu şirketler olacak TEKEL’in kaybı, Türkiye’nin kaybı olacak TEKEL henüz kaybedilmemiştir ve yabancı çok uluslu şirketlerin hegemonyasını kırmak için büyük fırsatlar vaat etmektedir. Yeter ki, soruna Türkiye’nin çıkarları merceğinden bakılabilsin. rülen bu aşındırma hareketi, sonunda özelleştirmenin gerekçesi olarak kullanılmaktadır. Özellikle özelleştirme kapsam ve programına alındığı tarihten itibaren pazar payında görülen şiddetli gerileme; bir yandan teknolojisini eskitme, öte yandan idari mekanizmayı işlemez hale getirme operasyonları sonucunda, kasıtlı olarak yaratılmış bir fiili durumdur. Ama, tüm engellemelere ve baltalamalara rağmen TEKEL hala ayaktadır ve yabancı çok uluslu şirketlerin korkulu rüyasıdır. Özelleştirmeci ya da teslimiyetçi çevrelerin geldiği ‘‘artık yapılabilecek bir şey yok’’ noktasından da çok uzaktadır. TEKEL henüz kaybedilmemiştir ve yabancı çok uluslu şirketlerin hegemonyasını kırmak için büyük fırsatlar vaad etmektedir. Yeter ki, soruna Türkiye’nin çıkarları merceğinden bakılabilsin. Ayrıca TEKEL ’in rekabetçi varlığı, Maliye Bakanlığı’na vergileme konusunda hareket kabiliyeti sağlamaktadır. Hem üretim ve satış istatistiklerini sağlıklı olarak takip edebilme imkanı (çünkü bu hesaplar kamunun denetimi altındadır) sağlaması, hem de hepsi de yabancı olan şirketlerin, TEKEL rekabetinden çekinmeleri nedeniyle, vergileme politikalarına direnişlerini kırmak mümkün olabilmektedir. TEKEL devreden çıktığı anda, yabancı şirketler vergi politikalarına doğrudan müdahale etmekten çekinmeyecekler, çeşitli piyasa oyunları ya da baskılarla kamu maliyesinin gelirlerinin düşmesine neden olacaklardır. (Maliye şu günlerde sigara harmanlarını değiştirdiğini iddia eden yabancı şirketlerle boğuşmaktadır) Kısacası TEKEL ’in varlığı, Maliye Bakanlığı’nın inisiyatifi elinde tutması açısından en büyük kozudur. Bunu da kaybetmemesi gerekir. TEKEL ’in tasfiyesi halinde, özel şirketlerin en küçük bir denetim hamlesinde yatırımlarını başka ülkelere kaydırma tehdidini savuracaklarından ve öncelikle de TAPDK’yi ortadan kaldırma girişiminde bulunacaklarından hiç kuşku duyulmamalıdır. Ayrıca TEKEL, tarımsal sanayii kuruluşu olması nedeniyle bu güne kadar Türk tütününü, idari alımlar ve kaldırılıncaya kadar desteklemelerle, kaldırıldıktan sonra da yine idari alımlarla ayakta tutmaya devam etmiştir. Zaten tütün desteklemelerinin hiçbir geçiş ve uyum dönemi tanınmadan kaldırılmış olması, sözleşmeli üreticilik, tütüncülüğümüze yeterince darbe vurmuştur. Bütün bunların üstüne bir de TEKEL ’in tasfiye edilmesi tütüncülüğümüzü tamamıyla öldürecek, zaten kıraç, küçük parçalı ve başka türlü ürün yetişmesine imkan olmayan toprak sahibi yoksul tütüncülerimizi tamamıyla açlığa ve işsizliğe sürükleyecektir. TEKEL, Ege’de tütün alımını düşürmüş, sonucunda, en kaliteli ürünlerin yetiştiği Ege Bölgesinde bile tütün üretimi üç yılda yüzde 46 gerilemiştir.. Artık Türkiye’nin bilinen yıllık ihtiyacı kadar bile tütün yetiştirilmemektedir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi tütüncülerinde de aynı panik ve gerileme sözkonusudur. Ama yine tek alıcı TEKEL ’dir. Böyle bir ortamda TEKEL ’i tasfiye etmek, tütüncülüğümüzün sonu anlamına gelecek, Şark tipi tütünde bile dışa bağımlı hale gelinecektir. Milyonlarca tütüncü ve ailesinin yoksulluğu ve açlığı ise, zaten had safhada olan sosyal sorunları bir kat daha arttıracaktır. Bunun yanında, satılmak istenen sigara fabrikalarının büyük bir kısmı ekonomik açıdan fazla gelişmemiş bölgelerimizdedir. Bu fabrikaları satın alanların yapacağı ilk iş fabrikaları kapatmak olacaktır. Sadece sigara fabrikaları değil, özelleştirme sonrasında 97 adet yaprak tütün işletmesi de kapatılacaktır. Fabrikaların kapanmasıyla, Bitlis,Tokat, Samsun, Malatya gibi illerimiz, yaprak tütün ünitelerinin bulunduğu il ve ilçelerde yaşayan esnaf, halk ve çalışanları büyük bir ekonomik bunalıma düşecektir. Ortaya çıkacak ekonomik ve sosyal sorunların maliyeti, TEKEL ’in özelleştirilmesinden beklenen gelirin kat be kat üstündedir. TEKEL ’in piyasadan çekilmesini isteyenler ve bu işten karlı çıkacak olanlar, sadece yabancı sigara şirketleri olacaktır. Zaten tüm dünyada yayılmacı bir politika izleyen bu şirketlerin oyununa gelinmemelidir. TEKEL ’in kaybı, sadece Türkiye’nin kaybı olacak, bu işin tek kazananı ise çok uluslu şirketler olacaktır. Piyasada tamamıyla yabancı tekelleşmesine yol açacak, ülkemizin kaynaklarının yurt dışına kaçmasına neden olacak ve toplumsal sağlığımızı büyük bir tehdit altına sokacak ve dünyaca ünlü tütüncülüğümüzün sonunu getirecek bu özelleştirmenin kamu yararına, ulusal, ekonomik ve toplumsal çıkarlarımıza aykırı olduğundan hiç kuşku yoktur. Bu nedenle özelleştirme kararının durdurulması ve TEKEL ’in özelleştirme kapsam ve programından çıkarılması en doğrusu olacaktır. TEKGIDAİŞ SENDİKASI T EKEL tütün ve tütün mamulleri sanayiimizin tek ulusal kuruluşudur. Halihazırda Türkiye sigara pazarının yaklaşık yüzde 50’sini elinde bulunduran TEKEL ’in sigara biriminin özelleştirilmesi için Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nca ikinci kez ihale süreci başlatılmış bulunmaktadır. TEKEL ’in özelleştirilmesi, Türkiye’nin ekonomik ve sosyal koşulları açısından büyük sakıncalar yaratacağı gibi, ulusal çıkarlarımız açısından da olumsuz sonuçlar getirecektir. Üstelik, sigara sektörü tamamıyla yabancılaşacaktır. TEKEL, kamu maliyesine en fazla gelir sağlayan kuruluşlardan biridir. 2004 sonunda yarattığı kamu fonu 3,1 katrilyon TL olmuştur. Yaratılan bu kamu fonunun çeşitli bütçe kalemleri içindeki oranı TEKEL ’in ülke ekonomisine katkısını en çarpıcı bir şekilde ortaya çıkarmaktadır. 2004 konsolide bütçe gerçekleşmeleri göz önünde tutularak; faiz dışı giderlerin yüzde 3,7’si, personel giderlerinin yüzde 10,7’si, sosyal güvenlik kurumlarına devlet primi giderlerinin yüzde 77,5’i, sağlık hizmet alımlarının yüzde 100’ü, iç borç faizinin yüzde 6,2’si, sosyal güvenlik kurumlarına transferlerin yüzde 16’sı, tarımsal destek ödemelerinin yüzde 100’ü, maliye tanımlı faiz dışı fazlanın yüzde 11,9’u oranında kamu fonu 2004 yılında TEKEL tarafından yaratılmıştır. Şiddetle karşı olduğumuz olası bir özelleştirme sonucunda, önümüzdeki on yıllar boyunca ülkeye gelir ve kaynak aktarmaya devam edecek olan TEKEL, en iyimser tahminle bir yılda aktaracağı gelir karşılığında tasfiye edilmiş olacaktır. Ağır borç yükü, büyük bir kaynak açığı içinde kıvranan Türkiye’nin, günde yaklaşık 20 trilyon TL hasılatı olan bir kamu kuruluşunu elinden çıkarıp, sonra da dış finansal çevrelerden borç arayışı içerisine girmesinin hiçbir akılcı, ekonomik ve tutarlı mazereti olamaz. Yıllardan beri, TEKEL ’in yatırım ihtiyacı karşılanmamakta, tıpkı SEKA örneğinde olduğu gibi, bilinçli olarak TEKEL ’in teknolojisi eskitilmektedir. Kamu mülkiyeti düşmanlığı temelinde, tamamen ideolojik olarak sürdü 23