Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Kimyasal ve genetik teknolojinin eksileri, artıları İbrahim YETKİN (Türkiye Ziraatçılar Derneği Genel Başkanı) lkemiz, teknolojik gelişmenin yetersizliğinden ötürü, gelişmiş ülkelere göre, aşırı kimyasal ilaç ve gübre kullanımından daha az etkilenmiştir. Gelişmiş bazı ülkelerdeki kimyasal ilaç kullanımı ile Türkiye’yi karşılaştırdığımızda, İngiltere’de 7, Almanya ve Fransa’da 8, Yunanistan’da 12, İtalya’da 15 Hollanda’da 35 kat fazla kimyasal ilaç kullanıldığını görüyoruz. Bu durum, organik ya da az ilaç kullanılarak üretilmiş gıda maddelerinin giderek itibar kazandığı koşullarda bir şans olarak değerlendirilebilir. Ancak, gerek üretim sürecinin yeterince denetlenmemesi, gerekse üreticinin bu konuda yeterince bilgilendirilmemiş olması bu şansın kullanılmasını büyük ölçüde engelliyor. Ü yanlış pestisit kullanmanın yanı sıra, kaçak ve sahte ilaç/gübre sorunu da son dönemde daha sık karşımıza çıkıyor. Üretim aşamasında denetim söz konusu olduğunda, en önemli konulardan biri ilaç konusunun reçeteye bağlanmasıdır. Bu sağlanmadığı sürece, çiftçinin gelişigüzel ilaç kullanımı ve buna bağlı olarak gündeme gelen sorunların çözülmesi çok güç olacaktır. *** Bu arada, aynanın bir de arka yüzü olduğunu belirtmekte yarar var. Medya, gıda teknolojilerinin kötü ya da yanlış kullanımına karşı önemli bir denetim aracıdır. Ancak, bu aksaklıklara ilişkin haberlere, medyada yer verilirken kimi zaman işin ‘‘sansasyonel’’ yanı gerçeğin önüne geçebiliyor. İşin kötü tarafı, bu haberler yalnızca ‘‘sansasyon’’ yaratmakla kalmıyor; kimi zaman tarımda özlediğimiz iyi gelişmelere sekte de vurabiliyor. Geçtiğimiz günlerde bir ‘‘spor yorumcusu’’nun, domates, hıyar ve piliçler üzerine yaptığı ‘‘afaki’’ yorumlar bu yaklaşımın tipik bir örneğini oluşturuyor. *** Gen teknolojisi adını verdiğimiz teknolojiye gelince Bu teknolojinin en büyük sakıncası, uygulamadaki sonuçların, her zaman öngörüldüğü gibi olmayabileceği gerçeğinden kaynaklanıyor. Genetik teknolojiyle bir bitkiyi kuraklığa, zararlı böceklere daha dirençli hale getirebilirsiniz; pirinç, buğday gibi geniş kitlelerin tükettiği ana besin maddelerine insan bünyesine yararlı bazı ek özellik *** Geçtiğimiz yıllarda, yaşanan bazı talihsiz olayların ardından, özellikle yoğun kimyasal gübre ve ilaç kullanılan meyve, sebze sektöründe ihraç mallarına yönelik önlemler sıklaştırılmış ve analiz laboratuarları devreye sokulmuştur. Nitekim, son iki yılda ihraç sebze ve meyvelerimizden kalıntı nedeniyle geri dönen olmamıştır. Ne var ki, iç piyasaya sürülen gıda maddeleri açısından aynı önlemlerin uygulandığını söylemek zordur. Yine de, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Antalya İl Kontrol Laboratuvar Müdürlüğü tarafından son üç yılda yapılan analiz sonuçlarına bakıldığında 2004 yılında ciddi bir olumlu gelişme göze çarpmaktadır. Hatalı gübreleme, aşırı ve ler katabilirsiniz; hatta, bazı bitkilerin çevreyi koruyucu özelliklerini güçlendirebilirsiniz Ancak, bu sonucu elde etmek amacıyla deneyler yaparken, belirli risklere de açık hale gelirsiniz. Nedir bu riskler? . Laboratuvarda genleriyle oynadığınız bitkiyi doğaya ve insana son derece zararlı bir organizmaya da dönüştürebilirsiniz. . Deneyleriniz yeterince uzun ve güvenli değilse, ya da önlemleriniz yeterli değilse, yarattığınız bu ‘‘canavar tohum’’ laboratuar dışında insan eliyle ya da doğal yollardan üremeye başlayabilir. Arılar ve rüzgarlar yoluyla taşınan genetik yapısı değiştirilmiş polenler geniş bir alana yayılabilir. . Bir bitkiye eklediğiniz gen, doğada başka bitkilerin genetik yapısına girebilir ve hiç beklemediğiniz, istemediğiniz sonuçlar doğurabilir. Örneğin Brezilya kestanesi genleri ile soyada büyük bir ürün artışı sağlandığı; ancak kestanenin alerjen özelliklerinin soya fasulyesine de geçtiği biliniyor. Yine böceklere karşı direncini artırmak için böcek öldürücü bir protein olan Lektin eklenmiş patateslerin zehirlenmeye yol açtığı gibi iddialar da sık sık gündeme geliyor. *** Sonuç olarak, gıda teknolojilerinin diğer teknolojilerden çok da farklı olmadığı söylenebilir. Nasıl, nükleer teknoloji, insanlığın yararına kullanılabildiği gibi insanlığın felaketi de olabiliyorsa, gıda teknolojileri de insanlığa yararlı ya da zararlı biçimlerde kullanılabilir. Bunu belirleyecek olan ise toplumsal bilinç ve kamusal denetim mekanizmalarının gelişmişlik düzeyidir.