Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İnsan geni aktarılmış hayvanlar da var! Hayvanlara insan genlerinin aktarılması amaçlarının ortak yanı, yeni nesillerin DNA’larında sadece yabancı genin bulunması değil, bu genin diğer nesillere aktarılması, devamı ve iyi bir şekilde ürün vermesi... Prof. Dr. Hakan YARDIMCI (A.Ü. Veteriner Fakültesi öğretim üyesi) zerine yüzlerce kitap yazılan, filmler çekilen, insana ait özelliklerin hayvanlara aktarılması konusu günümüzde gerçek oldu. Transgen teknolojisi olarak bilinen ve meydana getirilen canlıların transgenik canlılar veya genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) olarak adlandırıldığı bu teknik ile insan genleri hayvanlara nakledilebilmektedir. Bu gelişmeler veteriner hekimlik alanına yeni hayvan profilleri ve tedavi teknikleri sokacak gibi görünmektedir. Örneğin, transgenik bir hayvanı tedavi eden veteriner hekimin bu hayvanın kanındaki insana ait bir proteinin normal değerlerini bilmesi gerekebilecektir. İlk olarak 1981 yılında fareye insan kanser geni aktarılması başarılmıştır. Bundan 4 yıl sonra, ilk transgenik koyun üretilmiştir. ‘‘TRACY’’ adı verilen bu koyuna aktarılan insan geni ile hayvanın sütünden insanlarda nadir görülen bir tür amfizem hastalığında kullanılan insan alfa1antitripsin proteini elde edilmiştir. Gen aktarılması için genellikle 3 yöntemden yararlanılmaktadır. Bunlar: DNA mikroenjeksiyonu, retrovirus bağlantılı gen transferi ve embriyonik kök hücre bağlantılı gen transferidir. Hayvanlara insan genlerinin aktarılması başlıca 3 amaçla yapılmaktadır. Bu amaçların ortak yanı yeni nesillerin DNA’larında sadece yabancı genin bulunması değil, bu genin diğer nesillere aktarılması, devamı ve iyi Ü bir şekilde ürün vermesidir. Amaçlar özetle; 1 İnsan hastalıklarının modelini hayvanda oluşturmak ya da insan genlerinin fonksiyonlarının saptanması: Özellikle, kanser, beta talasemi gibi genetik kökenli hastalıklarla ilişkili insan genleri farelere aktarılarak farelerin bu hastalıklara duyarlı hale gelmesi, diğer bir deyişle bu hastalıkların farede de görülmesi sağlanmaktadır. Böylece insan yerine aynı hastalığın meydana geldiği hızlı üreme yeteneği olan canlılar elde edilebilmektedir. Bilim adamları bu hayvanlar üzerinde ilaç denemelerini ya da hastalığın seyri ile ilgili çalışmalarını gerçekleştirebilmektedirler. Aynı zamanda, insana ait gen bölgelerinin fonksiyonları da transgenik hayvanlarda saptanabilmektedir. Günümüzde bu hayvanlar laboratuarlarda kullanılmakta ve daha çok farelerden yararlanılmaktadır. 2İnsanlara organ nakli için hayvan yetiştirme: Ksenotransplantasyon olarak adlandırılan ve bir türden başka bir türe yapılan böyle organ nakillerinde ‘‘Transgenik domuzlar’’, ihtiyaç duyulan transplant organların sağlanmasında kullanılmaktadır. Normalde, ksenotransplantasyona domuz proteini engel olmaktadır. Ancak, araştırmanın temeli domuz proteininin uzaklaştırılması ve bunun yerine insan proteininin kalması esasına dayanmaktadır. Anatomik yapısının insan kalbine benzerliği domuzlarda çalışmayı yoğunlaştıran faktörlerin başında gelmektedir. Günümüzde henüz tamamlanmamış olan bu çalışmalarda, üzerinde durulan en önemli konuların başında, hayvanlara ait genlerde gizlenmiş bazı virüslerin insanda aktif hale geçme riski gelmekte dir. 3 İlaç, aşı, tanı kiti üretimi amacıyla yetiştirme: İnsanlardan elde edilmesi çok zor olan ya da kan ve ürünleriyle bulaşan hastalıklar (AIDS, viral hepatit gibi) nedeniyle, özellikle insana ait kan proteinlerini kodlayan genler genellikle çiftlik hayvanlarına (koyun, keçi, sığır, domuz, tavuk) aktarılarak bunların gen ürünleri olan maddeler özellikle süt/yumurta gibi ürünlerden saflaştırılarak elde edilmiştir. ‘‘ROSIE’’ adlı ilk transgenik inek 1997 de üretilmiştir. Rosie’nin sütünden alfalaktalbumin elde edilmiş ve sütünün doğal dengesinin, normal inek sütünden daha iyi olduğu ölçülmüştür. Sonraki çalışmalarla bu hayvanların kopyaları da elde edilmiştir. Çalışmalarda, insan geninin kuşaktan kuşağa aktarılması başarıldığı gibi kopyalama yoluyla devamlı dişi hayvan üretimi de garanti altına alınmıştır. Eczane hayvanlar da diyebileceğimiz bu canlıların sütü ile insan kanına göre 200 kat fazla insan kan proteini elde edilebilmektedir. Daha çok, tedavi amacıyla üretilen ürünlerden 20 kadarı pazar aşamasına gelmek üzeredir. İnsulin, büyüme hormonu ve kan faktörleri transgenik inek, koyun ve keçilerin sütlerinden elde edilebilmiştir. Bu proteinler insanlarda yara ve yanık tedavileri ile hemofili başta olmak üzere birçok kan hastalığının ve kistik fibrosis, osteoporosis, arthritis, sıtma ve HIV gibi hastalıkların tedavisinde kullanılabilecektir. 1999’da Financial Times; 600 başlık transgenik sığır sürüsünden elde edilen insan geni kaynaklı ilaçların (örneğin, insan yanıklarında ve traumatik yaralanmalarında kullanılan serum albumini), tüm dünya insan serum albumini ihtiyacını karşılayabileceğini belirtilmiştir. Bugün, transgenik keçi sütünden elde edilen insan gen ürünü protrombin 3 adlı madde 2003 yılında Avrupa etkinlik çalışmalarından geçmiş ve pazar aşamasına gelmiş ilk ürün unvanını taşımaktadır. Diğer ürünler değişik deneme aşamalarında olup pek çoğu 2005 yılından itibaren pazar aşamasına gelecektir. Genetiği değiştirilmiş bu hayvanlardan elde edilen ilaçlar başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere Fransa, Hollanda gibi Avrupa ülkelerindeki ilaç şirketleri tarafından üretilmektedir. Transgenik hayvanların üretimi oldukça masraflıdır. Bir adet transgenik hayvanın üretim maliyeti; 20.000 ile 300.000 USD arasında değişmekte ve denemelerden çok azı başarılı sonuç vermektedir. Ancak ilk kopya koyun ‘‘DOLLY’’ ile başlayan kopyalama çalışmalarının maliyetinin 100200 bin dolarlardan günümüzde hayvan başına 510 bin dolar civarına düşmesi, bu çalışmaların da gelişen tekniklere bağlı olarak ucuzlayacağını ve kolaylaşacağını göstermektedir. Çalışmalarda en çok rastlanan sorunlar gen aktarılmış hücrenin bölünmemesi, güç doğumlar, ölü yavru, plasentasyon (yavru zarlarının oluşumu) eksikliği, transgenik hayvanda döl verimi düşüklüğü/kısırlık, bazı eklem sorunlarıdır. Yukarıda açıklanan çok önemli faydaları yanında, üreme yeteneğine sahip, değişik insan özellikleri aktarılmış transgenik hayvanların bir şekilde kontrol dışına çıkıp doğaya yayılmaları olasılığı veya bunların et, süt, yumurta gibi Arünlerinin tüketilip tüketilemeyeceği gibi soru ve sorunlar pek yakında tartıştığımız konular arasına girecek gibi görünmektedir. 11