03 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Toprak hastalıklarına karşı sağlam adım Aşılı sebze fidesi daha dayanıklı Gürsu KUNT NTALYA Sebze üretiminde yaşanan en önemli sorunlardan birini topraktan bulaşan hastalık ve zararlılar oluşturuyor. Sorunun çözümü için çok zaman kimyasal maddeler kullanılıyor. Ancak kimyasallar da beraberinde başka sorunlar getirirken; toprak kökenli hastalık ve zararlılara karşı dayanıklı olan aşılı sebze fidesi, günümüzün en sağlıklı yöntemi olarak görünüyor. Toprak hastalıklarına karşı dayanıklı olan aşılı fide, normal fideye göre 3 kat yüksek fiyattan satılsa da birim alana dikilen fide sayısının, normal fidenin üçte biri oranında olması, fiyat farkını dengelerken, kaliteli üretimin de en önemli aşamalarından biri olarak görülüyor. Aşılı sebze fidesi üretimine 1999 yılında başlandığını belirten Ziraat Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Vahap Tuncer, aşılı fide üretimine kadar uzanan süreci şöyle açıkladı: ‘‘15 yıl öncesine kadar fideler, ilkel koşullarda, fide yastıklarında üretiliyordu. Bugün başta sera üreticileri olmak üzere sanayi ve ihracata yönelik üretim yapan pek çok sebze şirket ve üreticisinin hazır fide kullanmakta. 1995 yılında yabancı ortaklı tarım şirketlerinin Antalya’ya getirdiği teknoloji 10 yıl A gibi kısa bir zamanda başlı başına bir sektör haline geldi. Antalya’da üretilen sebze fideleri, seracılığın yapıldığı tüm illere ve açık tarla sebze yetiştiriciliğinin yapıldığı bölgelere gönderiliyor. Başlangıçta, yabancı ortaklığı ve danışmanlığı ile yürütülen sebze fidesi üretimi, artan talep ve teknolojinin yaygınlaşmasıyla gelişti. 1995 yılında Antalya’da 23 fide firması varken bugün bu sayı 31’e ulaştı. Bu firmaların toplam üretim alanı 330 dekar dolayında. Üretim kapasiteleri, 750 milyon adet olmasına rağmen, 525 milyon adet üretim yapılıyor.Yani işletmeler halen yüzde 70 kapasite ile çalışıyor.’’ Hibrit tohum çözüm değil Gelişen tohum teknolojinin ve hibrit tohumun da toprak kökenli hastalıklara karşı tam bir çözüm olmadığını ve zaman içinde aşılı sebze fidesi üretimine geçildiğini belirten Tuncer, üretimdeki en ciddi sorunlardan birisinin topraktan bulaşan hastalık ve zararlılar olduğunu vurguladı. Buna karşılık fumigant ve nematarit diye adlandırılan kimyasallar kullanıldığını ancak kimyasal mücadelenin de toprak ve çevre kirliliği yarattığını anımsatan Tuncer, ‘‘Gelişen tohum teknolojisi ile hibrit tohumlara toprak kökenli hastalık ve zararlılara direnç kazandırma çalışmaları, sorunu çözmede yeterli olamadı. Dünyada artan çevre bilincine bağlı olarak Birleşmiş Milletler tarafından hazırla nan v e Alkemizin de imza attığı Monreal Protokolüne göre bu hastalık ve zararlılara karşı kullanılan en etkili kimyasallardan olan metil bromürün kullanımına sınırlama getirilmesi araştırmacıları bu alanda farklı arayışlara yöneltti’’ diye konuştu. Antalya’da 1999 yılında, deneme üretimiyle başlayan aşılı sebze fidesi üretiminin halen 5 firma tarafından yapıldığını belirten Tuncer, 2004’te Antalya’da üretilen aşılı fide sayısının 15 milyon dolayında olduğunu, bunun da normal fidenin yüzde 3’ünü oluşturduğunu açıkladı. Aşılı fide üretiminin özel koşullarda yapılması, işçiliğinin fazla olması ve yetiştirme süresinin uzunluğu nedeniğiyle, normal fideye göre yaklaşık 3 kat fazla fiyattan satıldığını açıklayan Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Tuncer, ‘‘Ancak birim alana dikilen fide sayısının, normal fidenin üçte biri oranında olması, fiyat farkını dengelemekte’’ dedi. Avantajları fazla Aşılı fidenin, bir çok önemli toprak kökenli hastalık ve zararlılara karşı dayanıklı olduğunu açıklayan Tuncer, ‘‘Ancak tüm hastalıklara karşı dayanıklı anaç yoktur. Bu nedenle, kullanılan anacın dirençli olmadığı hastalığa karşı, mutlaka toprak ilaçlaması yapılmalı ve diğer kültürel tedbirler alınmalıdır’’ dedi. Tuncer, aşılı fidenin, normal fideye göre diğer avantajlarını da şöyle sıraladı: ‘‘Aşılı fide, normal fideye göre çok daha güçlü bir kök sistemine sahip. Bu nedenle, su ve besin maddelerinden daha fazla faydalanmakta ve olumsuz üretim koşullarına daha iyi dayanabilmekte. Toprak hastalıklarına karşı dirençli oluşu nedeniyle, daha az toprak ilacı kullanılmakta. Bunun sonucu üretim maliyeti düşerken, kimyasalların yarattığı, toprak ve çevre kirliliği de azalmakta. Aşılı fideler, daha güçlü bir yapıya kavuştuklarından, meyve daha homojen olmakta, kaliteli ve daha fazla verim elde edilmekte. Özellikle kavun, karpuz yetiştiriciliğinde normalin 23 katı büyüklüğünde meyve üretimi mümkündür. Bu ürünlerin yola dayanıklılığı daha iyi ve raf ömürleri uzundur.’’ Üreticiye uyarılar Ancak aşılı fidelerin, normal fidelere göre dikim ve bakım işlemlerinin daha fazla bilgi gerektirdiğini açıklayan Tuncer, çapalama, boğaz doldurma, ipe alma işlemlerinin dikkatli yapılması, aşı yerinin toprağa değmesinin engellenmesi, sulama ve gübreleme programlarının anacın özelliklerine göre yapılması konusunda üreticileri uyardı. Tuncer, 45 yıl önce denemelerine başlanan aşılı fidenin, üretimde yaşanan bazı sıkıntıların aşılmasında kullanılan bir alternatif olarak ortaya çıktığının altını çizerek, bu alana ilginin artması ve gerekli yatırımların yapılmasıyla, aşılı fide üretiminin gelecekte, çok hızlı gelişeceğini ve yaygınlaşacağını açıkladı. Gelişen tohum teknolojisi ve hibrit tohumun da toprak kökenli hastalıklara karşı tam bir çözüm olmaması üzerine aşılı fide üretimine geçildi. 14
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle