Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Ziraat mühendislerinin ortak düşüncesi: Atılım teknolojiye bağlı... Murat KIŞLALI NKARA Çukurova denince akla pamuk gelir. 1970’lerde 400 bin hektara pamuk ekilen bu yörede bugün pamuk ekim alanı 37 bin hektara kadar geriledi. Neden? Çünkü GAP’ın devreye girmesi ve işçilerin gelir düzeyinin yükselmesiyle artık pamuk üretiminin eskisi kadar kârlı olmayışı. Ancak son dönemdeki bazı gelişmeler bu eğilimi tersine çevirmeye aday. Bir süredir yörede ‘‘pamuk toplama makineleri’’ kullanılmaya başlandı. Bedeli 250300 bin dolar civarında olan bu makineler işçiye toplatılsa günde 5 milyar liralık yevmiyeye denk düşecek kadar pamuk toplayabiliyorlar. Şayet 45 günlük pamuk hasadı döneminde her gün çalışabilseler, iki yıldan kısa bir sürede kendilerini amorti edebilecekler. İşte tarımda teknolojinin faydası. Çalışacak işçinin kalmadığı bir ortamda, verimliliği bu oranda arttıran makineler sayesinde, pamuk üretimi yeniden karlı hale gelebilecek. Tabii gelir düzeyi son derece düşen çiftçiye bu makinelerden faydalanmanın yolunu açmak kaydıyla. Pamuk toplama makineleri, tarımda kullanılabilecek teknoloji türlerinin belki de en basitlerinden. Türkiye genelinde tarımda kullanılan ve kullanılabilecek bir yığın teknoloji var. Bu konuyu en iyi bilecek uzmanların başında da ziraat mühendisleri geliyor. Cumhuriyet Tarım ve Hayvancılık Eki, ‘‘Tarım Teknolojileri’’ni mercek altına aldığı bu sayısında, Türkiye’nin çeşitli bölgelerindeki Ziraat Mühendisleri oda başkanlarına ‘‘Yörenizde tarım teknolojileri ne ölçüde kullanılıyor? Neler yapılmalı, yapılabilir?’’ sorularını yöneltti. ‘‘Hiç kullanılmıyor ve hiçbir şey yapılamaz’’den ‘‘Çok küçük bir katkıyla çok büyük atılımlar gerçekleştirilebilir’’e kadar bir dizi yanıt aldı. İşte o yanıtlar... Ayhan Barut (Adana): Bizim bölgemizde tarım teknolojileri pamukta çok fazla kullanılıyor. 7080’li yıllarda 400 bin hektara ekim yapılırken bu rakam bugünlerde 37 bine geriledi. GAP’ın devreye girmesiyle Güneydoğu’dan Çukurova’ya gelen işçiler daha az gelmeye başladılar. Şimdi işçi sıkıntısı var onun için pamuk üretimi düştü. Pamuk önceden elle toplanıyordu. 2004 yılı itibarıyla bölgemize pamuk toplama makineleri girmeye başladı. Bu çok önemli bir yenilik. Fiyat politikaları ve üretim maliyetleri kadar önemli bir sorun hasat zamanında işçi bulunamamasıydı. Şu anda bölgemizde yaklaşık 10 tane pamuk toplama makinesi var. 2005’te de bu rakamın artacağını 30’a çıkacağını tahmin ediyorum. Böyle olursa pamuğu üretme ve ekim sahalarını arttırma şansına sahip olacağız. 45 sıralı pamuk toplama makinesi 1 günde 100 dekar pamuk toplayabilen bir makina. Oysa bir işçi 10 dekarı ancak 45 günde toplar. Buna göre 100 dekarı 1 günde ancak 450 işçi toplar. İşçi yevmiyesi 2004’te 1 kilo pamuk için 111 bin liraydı. 1 işçi bir günde 100 kilo topladığı için günlük yevmiyesi aşağı yukarı 11 milyon liraya, 450 kişinin yevmiyesi ise 5 milyar liraya geliyor. Diğer bir deyişle bu makineler bir günde, 450 işçinin 5 milyara toplayacağı 100 dekarlık pamuğu topluyorlar. Bu makinelerin değerinin 240 bin dolar civarında olduğunu biliyoruz. Tabii bunun yakıtı ve bakımı var. Dolayısıyla 1500 2000 dekar alan pamuk üreticisinin makinesi bizim hesabımıza göre yılda 100 milyar li A ralık işçi tasarrufuyla kendini 23 yılda amorti ediyor. Bunun için makineli hasadı teşvik etmeliyiz. Tabii bunu her üretici tedarik edemez. Bu makineleri John Deer ve Case gibi firmalar yapıyor. Bu firmalar uygun şartlarla satış yapabilirler. Bankalara da iş düşüyor. Bankalar leasing ya da ucuz tüketici kredisiyle pamuk toplama makinesini teşvik edip, çiftçinin mahsulden mahsule ödeme yapmasını (bir yılda 2 defa) sağlayacak şekilde, uzun opsiyonlu 45 yıllık satın alma yöntemleri uygulayabilirler. Küçük üreticiler bu makineleri ya birlikte almalı, ya da taşeronluk usulüyle, bu işi meslek edilecek kişiler alabilir. Veya Çukobirlik gibi çırcır fabrikaları alıp üreticinin hizmetine sunmalı. 45 günlük hasat zamanında bu makine her gün çalışsa işçi maliyetinden sağlayacağı tasarruf 225 milyar lira olur. Bir hasat dönemi her gün çalışma imkanı bulsa, bu makineler kendilerine neredeyse bir yılda amorti eder, satış bedellerini çıkarırlar. Adana’ya bu makinelerin yıllar önceden girmesi lazımdı, ama yeni yeni giriyor. Yine de geç olsun güç olmasın. Karaca Bozgeyik (Gaziantep): Hasat sonrası sürekli anız yakmadan bahsedilir. Halbuki anız yakmak toprağa zararlıdır, yakılmaması gerekiyor. Üstelik anız sürülüp toprağa karıştırıldığında gübre işlevi de görür. Bunun yapılması için oraya mekanizasyonun, teknolojinin girmesi gerekiyor. Anız işleme makinesi var, hasattan belli bir süre geçtikten sonra anızı toplayıp saman da yapabiliyor, yem olarak hayvana da kullandırabiliyor. Kalan anızı parçalayan bir başka makine var. Toprağı biraz daha derinden işliyor, ve kalan anızı parçalayabiliyor. Bunlar çok gelişmiş bir teknoloji değil. Ama çiftçi nin 50 dönümlük arazisi için bunu tek başına satın alması da imkansız. Burada devletin, tarımı temsil eden il müdürlüğünün bu konuya el atması gerekiyor. Tarım bakanlığı birkaç köyü birleştirip bu makineleri oraya ulaştırmalı. Sonuçta anız makinelerinin değeri 3040 milyar lira. Bunu Konya’da yapanlar var, Ege’de var. Uluhan Korkut (Muğla): Muğla her türlü ürünün alınabildiği bir il. Tarımda en son teknolojiler kullanılabiliyor. Özellikle seralarda. Örneğin en son olarak seralarda bitki düzenleyicileri yerine bambus arısı kullanılmaya başlandı. Seralarda döllenmeyi sağlayan bir arı türü bambus arısı. Bitkinin üzerinden çiçek tozlarını alıp, hormonu vermeden o teknoloji kullanıyor. Bunun çıktığı yer Türkiye ama zamanında yasak olduğu halde yurtdışına kaçırılmış. Bundan başka yöremizde organik tarım ve entegre tarımla ilgili ciddi çalışmalar var. Prof. Dr. Temel Gençtan (Tekirdağ): Tekirdağ, Trakya’nın genelinde de benzer durum söz konusu, Türkiye’nin tarım teknolojisi kullanma yönünden en ileri bölgesi. Çiftçi son teknolojileri uygulama olanağı buluyor. Ama sürekli arayış içindeler. Köken olarak Avrupa’dan geldikleri için yeniliğe son derece açıklar. Tarımdan çok iyi, Türkiye genelinin 2 katı gelir kazandıkları için, teknolojiyi kullanma yönünden bu durum onları teşvik de ediyor. Ama çoğu kez de bu yeni teknolojiyi pazarlayanlar açısından da olumsuz yönlere doğru itiliyorlar. Yeni 4 çekerli traktörler, bizim topraklar için çok uygun olmayan gübreler bunlara örnek. Çiftçiye elimizden geldiği kadar doğru yolu göstermeye çalışıyoruz. Edirne, İpsala, Keşan, Uzunköprü’de çeltikte uygulanan tarım teknolojisi dünyanın en ileri teknolojisidir. İpsala’daki son teknoloji dünya rekoru. Her şey meka 12