22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Toprak koruma ve arazi kullanımı ile ilgili yasa tasarısı TBMM’ye sunuldu... Küçük araziler toplulaştırılacak Emine KAPLAN A NKARA Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı yasa tasarısı, her ilde ‘‘toprak koruma kurulu’’ oluşturulmasını öngörürken tarım arazilerini 4 grupta sınıflandırıyor. Tasarıya göre, devlet, küçük arazileri sahibinden satın alarak Hazine arazileri ile toplulaştıracak. Tarım arazilerinin amacı dışında kullanılmasına, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı karar verecek. Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı yasa tasarısı, TBMM Başkanlığı’na sunuldu. Tasarı, şu düzenlemeleri öngörüyor: . Her ilde valinin başkanlığında ‘‘Toprak Koruma Yeni yasa tasarısı toprakların korunmasına dönük hükümler içeriyor. Kurulu’’ oluşturulacak. Kurulda, ulusal ölçekte faaliyette bulunan meslek veya sivil toplum kuruluşlarının yerel temscilerinden 3 kişi de yer alacak. . Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, toprak koruma ve kullanmaya yönelik farklı sistemler kullanarak arazi ve toprakla ilglii sınıflamaları yapacak. Tarım arazileri, ‘‘mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri’’ ve ‘‘marjinal tarım arazileri’’ olmak üzere 4 grupta sınıflandırılacak. . Tarımsal faaliyetin ekonomik olarak yapılabildiği en küçük alana sahip ve daha fazla küçülmemesi gereken yeter büyüklükteki tarımsal arazi parsel büyüklüğü, bölge ve yörelerin ekonomik, ekolojik ve teknik özellikleri gözetilerek bakanlık tarafından belirlenecek. Kamu yatırımları için hitiyaç duyulan yerler hariç olmak üzere tarım arazileri, belirlenen yeter büyüklükteki tarımsal arazi parsellerinden daha küçük parçalara bölünemeyecek. Miras yolu ile intikallerde yeter büyüklükte parsaller oluşturulamaması durumunda ifraz yapılmayacak, ortak kullanım, kiralama veya satış yoluna gidilecek. . Mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ile sulu tarım arazileri tarımsal üretim amacı dışında kullanılamayacak. Ancak alternatif alan bulunmaması ve kurulun uygun görmesi koşuluyla, savunmaya yönelik strateji gereksinimler, doğal afet sonrası ortaya çıkan yerleşim yeri gereksinimi, petrol ve doğalgaz arama ve işletme faaliyetleri, ilgili bakanlık tarafın dan kamu yararı kararı alınmış madencilik faaliyetleri, bakanlıklarca kamu yararı kararı alınmış yatırımlar için bu arazilerin amaç dışı kullanım isteklerine, toprak koruma projelerine uyulması kaydı ile bakanlık tarafından izin verilecek. . Tarımsal üretim potansiyeli yüksek, erozyon, kirlenme, amaçdışı veya yanlış kullanımlar gibi çeşitli nedenlerle toprak kaybı ve arazi bozulmalarının hızlı geliştiği ovalar, kurul veya kurulların görüşü alınarak bakanlığın önerisi ve Bakanlar Kurulu kararı ile büyük ova koruma alanı olarak belirlenecek. Erozyona duyarlı araziler de, aynı biçimde belirlenecek. . Valilikler, tarımsal veya tarım dışı faaliyetlerden kaynaklanan toprağı kirletici ve bozucu olumsuzlukların giderilmesi için gerekli önlemleri alacak. . Bakanlık, arazinin rasyonel kullanımını sağlamak amacıyla parsel büyüklüklerinin optimum ölçülerde oluşması için, doğrudan veya kurulların talebi üzerine kamu yararına arazi toplulaştırma kararı alabilecek. Toplulaştırma yapılacak arazi sınırları, bakanlığın önerisi üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenecek. . Ekonomik ölçükte, yaşayabilir ve gelişebilir tarım işletmeleri oluşturmak için tarım arazisi bulunmayan veya yetersiz olan çiftçilere, tarımsal işletme kurabilmeleri veya mevcut olanı geliştirmeleri amacıyla devletin mülkiyetinde bulunan tarım arazisi niteliğindeki arazilerden toplulaştırma kapsamında dağıtım yapılacak. . Bakanlık, yeter büyüklükte olmayan tarımsal arazi parsellerini gerektiğinde ilgili kişilerin onayı alınmak kaydıyla piyasa fiyatlarından satın alabilecek. Toplulaştırma uygulamalarında, Hazineye ait tarım arazileri ile birlikte bu araziler kullanılarak yeter büyüklükte yeni parseller oluşturulacak ve bu parseller, arazisi satın alınan veya yeter büyüklükte tarım arazisi olmayan yöre çiftçilerine öncelikli olmak üzere satılacak. Ziraat Mühendisleri Odası, Başbakan’ın ‘çiftçiye müjde’ açıklamalarına yanıt verdi: ‘İktidar siyaseti kurtarmaya çalışıyor’ A NKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Günaydın, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘‘çiftçiye müjde’’ duyurusuyla yaptığı açıklamaları ‘‘yeni kaynak göstermeden, siyaseti kurtarmaya odaklı arayışlar, sektör üzerinde olumlu ve katılıcı bir etki yaratmaz’’ sözleriyle değerlendirdi. Günaydın, iktidarın tarımsal sulamada kullanılan elektrik enerjisinin 660 trilyon lira ana parası dışındaki borcunun faizlerinin silineceğini, borcun tarımsal TEFE ile yeniden yapılandırılarak 36 ay taksitlendirileceğini açıkladığını anımsatarak, şunları söyledi: ‘‘Açıklamalarda bir taraftan ana para dışındaki faizlerin silineceği belirtilirken, diğer taraftan borcun ‘tarımsal TEFE’ ile yeniden yapılandırılacağı söylenmektedir. ‘Tarımsal TEFE’ söylemi, piyasa faiz oranlarının bir miktar altında olmakla birlikte, bir faiz uygulanacağını ortaya koymaktadır. Bu alanda uygulanacak kalıcı yapısal önlem, tarımda kullanılan elektrik enerjisi bedelinin, kurala bağlı olarak sübvanse edilmesidir. Tarımsal üretimin sürdürülebilir olması için, buna yönelik bir düzenlemenin ivedilikle yapılmasında yarar görülmektedir.’’ Başbakan’ın 2004 yılında mazotta yüzde 33, gübrede yüzde 40 fiyat artışı olduğunu söyleyerek, bu girdilere yönelik sübvansiyon uygulanacağını belirtmesine karşın, sübvansiyon miktarını dile getirmediğine işaret eden Gökhan Günaydın, şu görüşlere yer verdi: ‘‘Mazot desteği, dekara 8 lt. mazot harcaması üzerinden yapılmakta; buna karşılık hububatta 15 lt/da, mısırda ve ayçiçeğinde 20 lt/da, pancarda 30 lt/da mazot gideri söz konusu olmaktadır. Diğer yandan, verilen desteğin miktar olarak yetersizliği de açıktır. Destek politikası açıklandığında mazotun lt.sinin 1.4 milyon TL olduğu düşünüldüğünde, 8 lt mazot için 11.2 milyon TL destek gerektiği görülecektir. Buna karşılık bu miktarın ancak yüzde 35’i tutarında destek miktarı açıklanmıştır. Şimdi gübreye ve mazota destek verileceği söylenmekte, ancak yöntemi ve miktarı belirtilmeyen destek vaadi tarımsal üretim ve üretici açısından bir anlam ifade etmemektedir. Özellikle bütçede buna yönelik kaynak ayrılmamış olması, bu alandaki endişeleri artırmaktadır. Giderek gerileyen bir tarımsal yapı ve azalan tarımsal gelir söz konusu iken, tarım üreticisinin faizle para kullanmasının olanaklı olamadığını belirten Gökhan Günaydın, ‘‘Kullanılan kredilerin de, kimler tarafından ve hangi tarımsal faaliyet biçimi için kullanıldı ğı tartışma konusudur. Bu gerçekler ortadayken ve 2004 yılının kredi hacminin neredeyse 1.5 katrilyonluk kısmı kullanılmamış iken, 2005’te 2.5 katrilyon TL ’lik kredi hacmi yaratma olgusunun üretici için bir olanak olmadığı görülmektedir’’ dedi. Günaydın, iktidarın doğrudan gelir desteği ödemelerinin ürüne, üreticiye ve teknolojiye odaklı olarak kurgulanacağına ilişkin vaatleriyle ilgili olarak da şu görüşleri dile getirdi: ‘‘2004 yılındaki toplam 3 katrilyonluk desteğin 2.7 katrilyon TL ’sinin kullanıldığı DGD ödemeleri ancak arazi sahiplerini desteklemektedir, üretici desteği yerine feodaliteyi yerleştirmektedir, zaman zaman da bir yoksulluk desteği niteliğine dönüşmektedir. Ödemelerin tarımsal faaliyet dönemlerine duyarsız bir şekilde ve geciktirilerek yapılması da, sistemin bir diğer sorunu olarak görülmektedir. Bu bağlamda, DGD sistemindeki dönüşüm, DGD’nin planlama aracı olarak kullanılması ve toplam destek içindeki oranının düşürülmesi olumlu bir gelişme olarak saptanmaktadır. Ancak bu sistem, DGD dışına çıkarılması söz konusu olabilecek ürün yelpazesinin tümüyle desteksiz bırakılması sonucunu doğurmamalıdır.’’ 25
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle