Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Zeytin ve üzüm, organik üretimde bölgenin lokomotifi olacak ürünler... Gökçeada organik tarıma örnek olacak Prof. Dr. Harun BAYTEKİN Doç. Dr. Türker SAVAŞ Arş. Gör. Gürbüz DAŞ (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Ziraat Fakültesi) Ç evre üzerindeki baskılarda, iyi hesaplamadan uygulamaya aktarılan tarım teknikleri ve uygulamalarının önemli payı vardır. Daha fazla ve düşük maliyette üretim uğruna uzun bir yararlanma potansiyeline sahip biyolojik kaynaklar, yok edilmiş, kısırlaştırılmış, uzun süre yararlanılamayacak hale getirilmiştir. Bunların sonucunda, günümüzde bir çok sosyal, ekonomik ve politik sorunlarla boğuşan insanlık, artık yaşadığı dünyanın geleceğini de hesaba katmak zorunda kalmıştır. Bu noktada ortaya atılan biyolojik açıdan sürdürülebilirlik kavramı dünyanın geleceği açısından kilit rol oynamaktadır. Geleceğin tarımı, biyolojik kaynakları düşük maliyette üretim teknikleri kullanılarak daha fazla üretim yapma hesabından çok, bu kaynakların etkin kullanımı ve bunlardan yararlanmanın sürekliliğini sağlayarak üretim yapmayı kaygı edinecektir. Günümüzde giderek yaygınlaşan organik tarım, kaynakların sürdürülebilirliğini sağlayacak etkinliklerin başında gelmektedir. Gökçeada, çevresel tahribatı önlemede model oluşturabilecek niteliktedir. Ada ekonomisinin tarıma bağımlılığı ve nispeten kapalı bir ekosistem olması nedeniyle, kaynakların sürekliliğinde ciddi önlemler alınmasını zorunlu kılmaktadır. Nitekim, Gökçeada’da organik tarıma geçiş geniş çapta tamamlanmış, bazı ürünlerde sertifikalı organik üretim yapılmaya başlanmıştır. Gökçeada’daki bitkisel üretim faaliyetlerini, zeytincilik, tahıl yetiştiriciliği, domates ve biber yetiştiriciliği, bağcılık ve son yıllarda yaygınlaşan seracılık olarak özetlemek mümkündür. Ülkemizin genelinde olduğu gibi Gökçeada’da da iyi bir bitkisel üretim planlaması yapılamamaktadır. Adada zeytinyağı dışında işleme tesisi bulunmadığından önemli miktarda ürün, pahalı taşıma maliyetleri ile ada dışına pazarlanmakta ve işlenmiş ürünler de yine yüksek taşıma maliyetiyle geriye dönmektedir. Nakliyedeki yüksek maliyetler nedeniyle üreticiler ürünlerini değer fiyatına satamadığı gibi, Adaya getirilen ürünlerde değerinin çok üzerinde satışa sunulmaktadır. Adada bulunan Şahinkaya, Dereköy, Aydıncık ve Uğurlu göletlerinden sulama, Zeytinli baraj gölünden ise içme ve kullanma amaçlı yararlanılmaktadır. Gökçeada’da, benzer iklim ve arazi koşullarına sahip olmasına rağmen Bozcaada’daki gibi, bağcılık ve şarapçılık gelişmemiştir. Eskiden çok geniş alanlarda yapılan bağcılık ve buna dayalı şarap üretimi, Rumların göçüyle birlikte önemli derecede azalmıştır. Gökçeada meralarının önemli bir kısmını terkedilmiş tarımsal alanlar oluşturmaktadır. Bu alanlar, yem kalitesi düşük dikenli abdestbozan (Sarcopoterium spinosum) ve geven (Astragalus sp) türleri ile kaplıdır. Makilik ve orman alanlarının da otlama amaçlı olarak kullanıldığı Adada, meraların otlatma kapasitesi önemli derecede azalmıştır. Adada mevcut hayvan varlığına bakıldığında, rakamlar güvenilir olmamakla beraber 500550 sığır ve bazı kaynaklara göre 35 bin civarında bazı kaynaklara göreyse bunun neredeyse iki katı koyun bulunmaktadır. Yetiştirici liği halen yasak olmasına rağmen adada keçi mevcut olup, İlçe Tarım Müdürlüğünün tahminlerine göre sayıları 810 bin arasındadır. Arı kovanı varlığı 1600 civarındadır. Hayvansal üretim açısından Adanın en önemli özelliği, adada uzun zamandan beridir süregelmekte olan serbest koyun yetiştiriciliğidir. Gökçeada çevresel etkilerden uzak, kendi içerisinde kapalı bir ekosistem konumundadır. Bu nedenle, diğer yörelere göre organik tarıma geçmesi daha kolaydır. Nitekim iki yıldan beri sürdürülen çalışmalarla, tarımsal kimyasal kullanımı önemli ölçüde azaltılmış, sertifikalı organik bitkisel üretim yapabilme eşiğine gelinmiştir. Zeytin ve zeytinyağında iki yıldır organik ürün elde edilip pazara sunulmaktadır. Ada nüfusu yaz aylarında önemli ölçüde artmaktadır. Yaz aylarında adaya gelen turistlerin gıda gereksinimini karşılamak üzere çeşitli sebze ve meyve türlerinin organik koşullarda yetiştirilerek pazara sunulması ciddi katma değer yaratacaktır. Ada içi tüketimin karşılanması dışında organik ürünlerin dış pazarlara sunulmasında yarar vardır. Yerel zeytin tipi mevcut ekolojik koşullara asırlardır uyum sağlamış önemli bir genetik kaynaktır. Geniş alan İmroz İmroz koyunu koyunu önemli önemli bir bir gen gen kaynağı. kaynağı. larda üretiminin yapılabilmesi için fide üretimine ve yeni tesislere ağırlık verilmelidir. Ada ekolojisi bağ yetiştiriciliğine son derece uygundur. Organik üzüm ve şarap üretiminin geliştirilmesi ve ihraç edilmesinde yarar vardır. Zeytin ve üzüm organik üretimde bölgenin lokomotifi olacak ürünlerdir. Gökçeada’da yetiştiriciliği yapılan tarla bitkilerinde organik üretim sistemlerinin geliştirilmesi amacıyla DPT tarafından desteklenen bir proje, ELTA Mühendislik A.Ş. tarafından kiralanan Gökçeada Tarım İşletmesinde yürütülmektedir. Buğday, mısır, ayçiçeği, bezelye, fasulye, soya, yerfıstığı, bakla, kolza ve fiğ türlerinin organik üretime uygunluklarının araştırıldığı projede, organik tarıma uygun ekim sıraları belirlenmekte, yeşil gübreleme ve çiftlik gübresi kullanımının verimliliğin sürdürülmesindeki etkileri araştırılmaktadır. Organik tarımın geliştirilmesi ve Ada dışına açılmasında ELTA Tarım önemli bir misyon üstlenmiştir. Geniş tarımsal olanaklarıyla ve potansiyeliyle hem bitkisel hem de hayvansal Aretimde organik tarımın sürükleyicisi olacaktır. Türkiye’nin batı ucu olan Gökçeada’daki koyunlarda, ülkemizin başka hiçbir yerinde görülmeyen bir yetiştirme şekli uygulanmaktadır. Bu sistemde koyunlar başıboş olarak yıl boyu dışarıda kalmaktadırlar. Hayvanlarda kaba ve kesif yemleme yapılmamaktadır. Hayvan sahipleri yılda sadece bir kez, adalıların ‘‘MADRA YAPMAK’’ diye tabir ettikleri uygulama kapsamında, koyunların kırkım işlemi, işaretleme ile kuzu eldesi ve damızlık seçimi yapmaktadırlar. Bu sistem ‘‘Yarı yabani koyun yetiştiriciliği’’ olarak nitelendirilebilir. İmroz koyunu adanın ekolojisi ile bütünleşmiş, biyolojisi mevcut koşullara adapte olmuştur. Özellikle besleme değeri çok düşük meralar gibi, yaşamını olağanüstü sayılabilecek koşullarda sürdürmektedir. Söz konusu yapının doğal ve kaliteli hayvansal ürün üretimi açısından önemli bir yol olan organik tarım kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer yandan, anılan özellikleriyle İmroz koyunu önemli bir gen kaynağıdır. Kültür ırklarının organik hayvancılık koşullarına uyumlarının zorluğu anlamında sınırlı yoğun yemleme yapılması, mevsime ve hatta yıllara göre kaba yem kalitesindeki değişiklikler ve özellikle iç parazit kontrolünde veteriner hizmetlerindeki sınırlamalar sayılabilir. Nitekim, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın organik hayvansal üretime yönelik hazırladığı yönetmeliğe göre, organik hayvancılıkta tür ve ırk seçimi yapılırken yerel koşulların göz önüne alınması ve hastalığa dayanıklı hayvanların seçilmesi gerekmektedir. Bu açıdan bakıldığında İmroz koyunu önemli bir potansiyeldir. Mevcut sistemde organik et üretimi yapılması için; damızlık erkek hayvan seçiminde tesadüfi davranılmaması, kontrollü bir seçim yapılması, madra dönemlerinde adadaki koyun popülasyonunun tespit edilmesi ve kayıt altına alınması, aynı zamanda sağlık uygulamalarının da kayıt edilmesi, kış aylarında ilave kaba yem verilmesi, meraların verim düzeylerinin geliştirilmesi, üretilen etin organik koşullara uygun kesimhaneler tesis edilerek işlenmesi gerekmektedir. Gökçeada, organik tarım uygulamaları ve ürün üretimiyle ülkemize örnek oluşturabilecek potansiyele sahiptir. Gerek bitkisel gerekse hayvansal üretimin kısa sürede organik tarıma yönlendirilmesi ve sürdürülebilir tarımsal ekosistemlerin oluşturulabilmesi için altyapı son derece uygundur. Organik tarımsal ürünlerin işlenerek pazara sunulmasında ciddi anlamda kamusal desteklere gereksinim bulunmaktadır. Ulaşım sorununun çözümlenmesi, Adada organik tarıma yatırım yapan işletmeler için yaşamsal öneme sahiptir. Gökçeada ekonomisinde küçükbaş hayvancılığın yeri yadsınamaz. Adada organik hayvancılığa geçilmesi ile beraber özellikle İmroz koyununun önemi daha da artacaktır. Özetle Gökçeada’da organik tarımın geliştirilmesi ve en önemli gelir kaynağı olan tarımdan daha etkin yararlanılabilmesi için organik üretimde kullanılan girdiler belli bir süre sübvanse edilmeli, ulaşım disipline edilmeli, yatırımcı kurumlara kolaylık sağlanmalı, üreticilerin örgütlenmesi teşvik edilmeli, birlik ve kooperatiflere destek verilmeli, organik ürünler Adada işlenerek katma değeri yükseltilmeli, dengeli ekolojik yapının korunabilmesi için yaygın turizm yerine ekolojik turizm desteklenmelidir. 15