03 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Etlik piliç sektörünün sorunları seminerde tartışıldı Etlik piliç üreticileri kriz dönemini atlattı NKARA (Cumhuriyet Bürosu) Etlik piliç üreticileri bir kaç ay önce yaşanan kriz ortamından çıktıklarını, ancak sektörün sıkıntılarının ancak işletmeciler ile devletin el ele vermesi ile tümüyle aşılabileceğini dile getirdiler. Etlik piliç üreticilerinin sorunları, geçtiğimiz Şubat ayında Ankara’da Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Veteriner Tavukçuluk Derneği’nin ortaklaşa düzenledikleri ‘Broiler sektöründe gıda güvenliği, tüketici beklentileri ve AB’ye ihracat potansiyeli’ konulu seminerde derinlemesine tartışıldı. Seminerin açılış konuşmasını yapan Veteriner Tavukçuluk Derneği Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ergün, broiler sektörünün zor bir dönemden geçtiğini, ancak piliç etinin kaliteli ve tüketiminin pratik oluşunun, hayvan haklarına uygun olarak üretilmesinin, çevre sağlığına zarar vermemesi, önünde dini kısıtlamanın bulunmamasının getirdiği avantajlarla yolunun açık olduğunu belirtti. Avrupa Komisyonu Gıda Zinciri ve Hayvan Sağlığı Daimi Komitesi Başkanı Willem Penning, AB’nin piyasaya arz edilen broiler etinin gıda güvenliği anlayışının ‘‘ucuz ve kaliteli gıda’’ ilkesine dayandığını ifade etti ve sektörde genel AB hedeflerinin ‘‘modern ve etkin bir yasal çerçeve oluşturmak,AB tüketicileri için güvenli gıda ürünleri sağlamak, açık ve şeffaf bilgi sisteminin oluşmasını gerçekleştirmek, halk sağlığına zarar vermeksizin AB ekonomisini karlı hale getirmek’’ olduğunu dile getirdi. Uluslararası Hayvan Sağlığı Federasyonu Yem Çalışma Grubu Başkan Yardımcısı Eddy Piron, yem konusunu ele aldığı konuşmasında, AB’den yem üretimi konusundaki izin sürecini anlatırken şunları söyledi: ‘‘Projelerini hayata geçirmek isteyen kişiler ya da şirketler önce AB’ye üye EFSA’ya projelerini sunuyor. EFSA’dan onay alındıktan sonra AB’ye projeleri sunuluyor. AB komisyonu en az 6 ay inceleme yapıyor. Bazen bu süre güvenlik açısından artabiliyor ve en fazla 9 ay sürebiliyor. Son olarak da üye 25 ülkenin onayı alınıyor. İzinlerin geçerlilik süresi 10 yıldır. Bu sürecin ardından yeniden denetimler yapılıyor. Denetimler sonunda gerekli görülürse izin kararı iptal ediliyor’’ Piron, tüketicinin ete olan güveninin hala düşük ol A Tavukçuluk sektörünün sıkıntılarının işletmeciler ile devletin ele ele vermesi ile aşılabileceği dile getirildi duğunu, hormonlar, gıda zehirlenmesi, hayvan refahı, gübre, kirlilik vb. konusundaki söylentilerin bu durumu desteklediğini belirtti. Piron, tüketicinin güvenini yeniden sağlamak için açık ve şeffaf olunmasını önerdi. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü Şube Müdürü Dr. Gökalp Aydın, Avrupa yem mevzuatının; yem işletmelerinin ruhsatlandırılması, ilaçlı yem, yemlerde istenilmeyen maddeler, yemlerde kullanımı yasak olan ve hayvanlara yedirilmeyen maddeler, GDO’lu (genetiği değiştirilmiş organizma) yemler, hayvansal yan ürünler, yem katkı maddeleri ve yem kontrolleri gibi konuları kapsadığını aktardı. AB’ye uyum ile ilgili olarak ‘‘AB yasalarıyla bizim yasalarımız arasında çok büyük farklar yok, tam uyum için de çalışmalarımız sürüyor’’ diyen Aydın, bu kapsamda yem yönetmeliğinde değişikliğe gidildiğini ifade ederek, uyum sürecinde özel sektörle birlikte hareket edeceklerini sözlerine ekledi. Afyon Kocatepe Üniversitesi Veteriner Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Erol Şengör, Türkiye’de ilk kez 1960 yıllarda parça parça, daha sonra poşet içerisinde piliç satılmaya başlandığını anımsatarak, ‘‘Piliç günümüzde köpük kaplar içerisinde satışa sunulmakta. İlk yıllarda kurulan, teknoljiye uygun olmayan kesimhanelerin yerini 1985 yılından itibaren modern kesimhaneler almıştır. Teknolojik gelişmeler, günümüzde kullanıma hazır pişmiş ürün üretimine kadar uzanmıştır’’ diye konuştu. Şengör, Türkiye pazarında etlik piliç sektörün yerinin giderek arttığını, Türkiye’deki yatırımcıların ve yatırımların genç ve kaliteli olduğuna değinerek, sektörün AB koşullarına uyum sağladığını kaydetti. TÜRKİYEMBİR Başkanı Ülkü Karakuş, kalite siz yemden üretilen gıdanın da kalitesiz olacağına vurgulayarak, yem hammaddelerini dünya standartlarına oranla çok pahalıya satın alındığını, bu durumun karma yem üretimde sorun oluşturduğu ve dolayısıyla sektöre zarar verdiğini söyledi. Karakuş, ‘‘Yem hammadesi üretimin artırılmalı, yağlı tohum bitkilerinin üretimi daha çok tesvik edilmeli, yem fabrikaları yerine üretim sistemleri desteklenmeli, yem hammaddelerinin ithaliyle ilgili uygulanan gümrük vergisi takvimi önceden açıklanmalı’’ dedi. Karakuş, GDO’lu ürünler konusunda da bütün araştırmaların titizlikle yapıldığını, tüketiciler açısından korkucak bir durumun olmadığını, doğru kullanıldığında GDO’lu ürünlerin insan sağlığına zarar vermediğini ileri sürdü. İhracat potansiyeli Banvit Genel Müdürü Ömer Görener, Türk et pilici sektörünün AB’ye ihracat potansiyeline ilişkin bilgi verirken tavukçuluk sektörünün son 3035 yıldır ivme kazandığını, dünyada pilicin domuz etinden sonra en çok tüketilen ürün olduğuna dikkat çekti. Türkiye’nin et pilici sektöründe dünya standarlarında üretim yaptığını anlatan Görener, AB’ye ihracat potansiyelinin yüksek olduğunu söyledi. Tavukçuluk sektörünün AB’de Türkiye’nin yeterince temsil edilmediğini de belirten Görener, ‘‘AB’de bizi temsil eden 2 kişi var ve yeterli değil. Devlet özel sektörle birlikte daha güçlü bir şekilde sektörü temsil etmeli’’ dedi. Görener, tavukçuluk sektöründe tüketici güveninin yeniden sağlanması gerektiğini bunu için de yapılan denetimlere inancın artırılmasının, denetim sonuçlarının belgelenip açıklanmasının önemli olduğunu kaydetti ve ‘‘Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü’nün uzmanlaşmaya gitmesi gerekir. Ayrıca dışarıdan aktarılan bir çok fon var, bu fonlardan kimlerin, nasıl yararlanabileceğimiz konusunda bilgilendirilmeye ihtiyacımız var’’ diye konuştu. Beypiliç Genel Müdürü Dr. Sait Koca da, tüketicilerin gönül rahatlığı içinde piliç tüketebileceklerine değinerek, ‘‘Üretimin her aşaması titiz bir şekilde ve modern yöntemlerle gerçekleştiriliyor. Türkiye’de pilicin büyüme aşamasından tüketime hazır duruma gelene kadar AB standartlarında üretim yapılmaktadır. Ürün, tüketiciye ulaşıncaya kadar sağlık koşullarına uygun bir şekilde muhafaza ediliyor. Tavukçuluk sektöründe de her sektörde olduğu gibi merdiven altı olanlar az da olsa var, ancak sayıları her geçen gün azalmakta’’ dedi. Tarım Ve Köyişleri Bakanlığı Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü Hayvan Sağlığı Hizmetleri Daire Başkanı Musa Arık, çiftlikten sofraya birbiriyle uyumlu önlemler alınmasının gerekliliğine dikkat çekerken, şunları söyledi: ‘‘Mevzuatın hükümleriyle kontrol sistemi sıkı bir birliktelik içerisinde uyumlu çalışmalıdır. Biz de çalışmalarımızda bu yönde ilerliyoruz. AB’ye uyum kapsamında veteriner çerçeve kanunu, mevzuat uyumu, acil eylem planı ve sertifika sistemlerini oluşturduk.’’ Tarım ve Köyişleri Müsteşar Yardımcısı Mustafa Erten de, bakanlık olarak sektörün sorunlarını yine sektörün içinden gelen insanlarla çözüm aradıklarını belirterek, ihracat konusunda da devletin tüm olanakları kullanacağını bildirdi. Etlik piliç üreticilerinin sorunları, Tarım Bakanlığı ile Veteriner Tavukçuluk Derneği’nin ortaklaşa düzenledikleri ‘Broiler sektöründe gıda güvenliği, tüketici beklentileri ve AB’ye ihracat potansiyeli’ konulu seminerde tartışıldı. 19
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle