Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Meyve ve sebze destek bekliyor Dr. Hasan ÜNAL (Rito Tohumculuk A.ŞGrow Fide A.Ş. Genel Müdürü) vrupa Birliği’ne katılım öncesinde ülkemizdeki en sorunlu sektörlerden birisi, tarım sektörü olarak gösterilmektedir. Sorunların temelinde geçmişten bu yana izlenen politikalar yatmaktadır. Bu geçiş döneminde bir takım sıkıntılarla karşılaşacak olsak bile özellikle Avrupa’nın ve Rusya’nın meyve ve sebze ihtiyacını karşılayabilecek doğal kaynaklara sahip ülkemizin, iç ve dış pazarları gözönüne alarak eksik ya da aşırı üretim olmayacak şekilde planlama yapması ve dolayısıyla tarımla uğraşanlara yeterli gelir sağlayabilmesi gereklidir. Bu nedenle acil olarak bitkisel üretimle ilgili olarak yapılması gereken; seralarda ihracat amaçlı üretim yapacak olanlara, kaliteli ve sertifikalı fidan verilmesi, fide üretimi yapacak olanlarla paketleme ve depolama tesisleri kuracak olanlara ihtiyaç duydukları desteklerin verilmesidir. Bu yöndeki çalışmaların kısa bir sürede planlanarak uygulamaya geçilmesi halinde, önümüzdeki yıllar içerisinde meyve ve sebze ihracatında büyük artışlar görülebilecektir. Ülkemizde, seracılığın 50 yıllık bir geçmişi bulunmaktadır ve bu süre içerisinde, toplam sera alanı 30 bin hektar büyüklüğe ulaşmıştır. Ortalama 13 dekar alanda aile işletmeciliği şeklinde yapılan seracılık ile özellikle iç pazarın turfanda sebze ihtiyacını karşılamanın yanında gün geçtikçe başta Almanya ve Rusya olmak üzere bir çok ülkeye yapılan ihracatta önemli rol oynamaktadır. Bu durum seracılığın gelişmesi için desteklere ihtiyaç olduğunu açıkça göstermektedir. A Teknolojik gelişme sayesinde, sera içi çevre denetimi, ısıtma, havalandırma, aydınlatma, karbondioksit sislemesi, sulama ve gübreleme işlemleri bilgisayar kontrollü olarak yapılıyor Havalandırma ve ısıtma, ülkemizdeki mevcut seraların en büyük sorunu olmaktadır. Havalandırma sistemlerinin hemen hemen tamamı, yurt içinde üretilmesine rağmen, bu sistemlerin seralara kurulması özellikle finansman yetersizliği nedeniyle, düşük bir düzeyde kalmıştır. Isıtma sorunu ise yüksek enerji maliyetleri nedeniyle yeterince yerine getirelememektedir. Örneğin, modern seralara sahip Serik’teki bir sera işletmesi yeterince ısıtma yapamaması nedeniyle, yılda dekar başına ortalama 25 ton domates üretirken, Hollanda’da bu değer, 45 tona ulaşmaktadır. Aradaki bu büyük fark, yeterince ısıtma yapılamamasından kaynaklanmaktadır. Antalya merkezine 2006 yılında getirilmesi planlanan bu gazın öncelikli kullanım alanının seracılık olduğu belirtilmiştir. Doğal gazın seralarda kullanılması için mutlaka yeni ısıtma sistemlerine ihtiyaç duyulacak olan sera üreticilerinin bu sistemleri kısa bir süre içersinde Havalandırma ve ısıtma mevcut seraların en büyük sorunu. kurmaları mümkün değildir. Bu nedenle, bu yıl içerisinde bu yönde yapılabilecek desteklerin belirlenerek yürürlüğe konması gereklidir. Böyle bir destek ilk yılında yüksek ihracat rakamları ile de etkisini gösterecektir. Günümüzdeki teknolojik gelişmeler, modern seraların kurulmasında etkisini göstermiş ve özellikle bu seraların tamamı bilişim teknolojisinden en üst düzeyde yararlanmaya başlamıştır. Özellikle sera içi çevre denetimi, ısıtma, havalandırma, aydınlatma, karbondioksit sislemesi, sulama ve gübreleme işlemleri bilgisayar kontrollü olarak yapılmaktadır. Doğal gazın getirildiği alanlarda kurulacak modern seralarda, gelişmiş ülkelerin standartlarında üretim yapmak imkan dahilinde olduğundan, bu amaçla sağlanaçak destekler yüksek katma değerler yaratacaktır. Kaliteli ve sertifikalı fidan ve fide üretimi, ülkemiz tarımının gelişmesinde etkin rol oynayacak tarımsal girdiler olup, kalite ve standartlardaki kriterlerin gün geçtikçe hızlı bir şekilde yükseltilmesi bu girdilerin önemini artırmaktadır. Meyvecilik alanında sertifikalı fidan kullanımı oldukça düşük düzeydedir. Buradaki temel sorun, sertifikalı fidan üreten firma sayısının çok az oluşu ile bu fidanların fiyatlarının geleneksel fidanlara göre pahalı oluşudur. Sertifikalı fidanlarla kaliteli üretim yapıldığı çok açıktır ve bunların uygun fiyatlarla pazarlanmasında da sorun bulunmamaktadır. Başta kiraz ve elma olmak üzere, ülkemiz ihracat şansı olan meyve fidanlarının üretilerek çiftçiler tarafından yaygın bir şekilde kullanılması için fidan üretimi yapacaklara destekler verilmesi gereklidir. Destek sayesinde, daha ucuza fidan üretilebileceği ve üreticilerin bu fidanları ucuza temin etmeleri sağlanabilecektir. Ülkemizde aşılı fide kullanımı ile özellikle sebze üretiminde büyük üretim artışları sağlanmalıdır. Normal bir domates fidesi, 150 bin200 bin TL ’den satılırken, aşılı fide üretim masraflarının fazlalığı nedeniyle 600 bin TL ’den satılmaktadır. Fiyat açısından yüksek gibi görülürse de aynı alana normal fide sayısının üçte biri kadar aşılı fide dikildiği düşünülürse, fiyat farkının alan bazında çok farklı olmadığı görülür. Ayrıca bitkisel üretimde aşılı fide kullanımının yaygınlaştırılması gerektiği ve uluslararası bazı kuruluşlar tarafından açık bir şekilde ifade edilmektedir. Mevcut aşılı fide üreticilerinin sayısı ülkemiz ihtiyacını karşılayacak düzeyde değildir ve sağlanacak desteklerle aşılı fide üreticilerinin sayısının artırılması gereklidir. Gelişmiş ülkeler başta doku kültürü olmak üzere modern tekniklerle anaç üretimini dar alanlarda yoğun işgücü ve geliştirilmiş organizasyonlarla yaparak dünya pazarlarını ellerinde tutmaktadırlar. Bir çok anaç bu tekniklerle üretilerek yüksek fiyatlarla pazarlanmaktadır. Bu yönde üretim yapacak işletmelere destek verilmesi halinde ülkemizden büyük bir döviz kaçışı önlenecek, üretimdeki mevcut avantajlar kullanılarak üretim yapılabilecek ve beş yıllık bir dönem içerisinde modern tekniklerle üretilen bitkiler ihraç edilebilecektir. Sebze ve meyveler raf ömrü sınırlı, uygun paketleme ve depolama koşulları sağlanmadığı takdirde kolay bozulabilen ürünlerdir. Bu ürünlere katma değer kazandıran sınıflama, depolama ve paketleme tesisleridir. Ülkemizdeki paketleme ve depolama tesislerinin sayısı ve ortam koşulları yetersiz düzeydedir. Bu tesislere sahip olup, doğru zamanda, doğru uygulamalar yapan firmalar kaliteli ürünü pazara, uygun koşullarda, hiçbir zorluk çekmeden verebilmektedir. Paketleme ve depolama tesislerinin sayısının artırılması zorunludur. Bunu sağlamanın yolu bu yöndeki teşviklerin düzenli ve sistematik bir hale getirilmesi ile mümkündür. Ülkemizin özellikle arzu edilen kalite standartlarında yaş sebze ve meyve üretimini sağlayarak, ihracatını artırmak için acil olarak belirtilen önlemleri alması gereklidir. Bunun bir devlet politikası haline getirilmesi bitkisel üretimimizin önünü açacak ve kısa süre içinde, etkilerini gösterecektir. 13