Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Capia biber, salkım domates, Macar biberi, cheri domates seralarda... Lisanslı depoculuk sistemine geçiliyor Bülent SARIOĞLU NKARA Türkiye, genel tarım politikalarının uygulanmasında önemli bir araç olarak görülen lisanslı depoculuk sistemine geçiyor. TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Yasası’na göre; hububat, bakliyat, pamuk, tütün, fındık, yağlı tohumlar, bitkisel yağlar, rafine şeker gibi standardize edilebilen temel ve işlenmiş tarım ürünlerinin depolanması ve ticareti artık lisanslı depolar aracılığıyla yapılabilecek. Dünya Bankası’yla yürütülen Ürün Borsalarını Geliştirme Projesi kapsamındaki düzenlemeye göre, lisanslı depo işletmeleri, ekonomik gereksinim ve etkinlik koşulları göz önünde bulundurularak bakanlıkça verilecek izinle anonim şirket olarak kurulacak. Şirketlerin, 1 milyon YTL ’den az olmamak üzere ödenmiş sermayeyle kurulması zorunlu olacak. Kuruluş ve faaliyet izni almayan şirket ürün kabul edemeyecek, ürün senedi düzenleyemeyecek. Üreticiler lisanslı depolara verecekleri ürünler karşılığı alacakları senetlerle kredi ve finansman sağlayabilecek. Yurtdışındaki ürün borsalarına benzer şekilde, yatırımcılar bu senetlere yatırım yapabilecek. Lisans almak için başvuranlar, depo kapasitesinin ürün rayiç bedelinin yüzde 15’inden az olmamak üzere Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nca belirlenen tutarda lisanslı depo güvencesi verecek. İşletmeciler, depoladığı ürünler için risklere karşı sigorta yaptıracak. Borsaya ürün senetleriyle ilgili bilgi akışını düzenli olarak sağlayacak, borsanın talebi halinde inceleme ve denetimine izin verecek, gerektiğinde kendi kayıtlarını borsa kayıtlarıyla karşılaştıracak. Ücret tarifesine uygun davranacak ve mudiler arasında ayrım yapmayacak. Ortaya çıkacak zararların karşılanması amacıyla Lisanslı Depoculuk Tazmin Fonu kurulacak. Yasa ile tarımda fiyat dalgalanmalarına neden olan arz/talep dengesizliğinin ortadan kaldırılması amaçlanıyor. Hükümetin yeni sistemden beklediği diğer yararlar şöyle: Özellikli finans sıkıntısı çeken küçük çiftçiler ile ürün sahiplerinin, lisanslı depolara verdikleri ürünleri karşılığında aldıkları senetler aracılığıyla bankalardan kredi ve finansman sağlamaları. Tarım ürünleri ticaretinin kayıt altına alınması ve herkesçe kabul gören standartları belirlenmiş ürünler üzerinden yapılması, özel sektörün payının artırılması. Standardı belirlenmiş ürün ve lisanslı depo sistemiyle tarım ürünlerinde vadeli ve opsiyon piyasalarına geçiş. Seradaki çeşitlilik ihracata ivme kazandırdı NTALYA (Cumhuriyet Bürosu) İhracatı geliştirmek için 2000 yılında başlatılan bir kampanya, ürecitinin değişime direncine karşılık pek çok yeni ürünün pazara girmesini sağladı. Türkiye’den ihraç edilen ürünün, ağırlıklı olarak Avrupa’da yaşayan gurbetçiler tarafından tüketildiği, Avrupalı tüketici talebinin ise daha farklı olduğu gerçeğinden yola çıkan ihracatçıların, bu konuda üreticiyi yönlendirmesi, 810 yeni çeşidin yavaş yavaş seralara girmesini sağladı. Türkiye’deki sera varlığından, 22,5 milyar dolarlık bir gelir yaratabileceğini belirten Antalya Yaş Sebze ve Meyve İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Satıcı, bunun sadece yarısının hayata geçirilmesiyle yıllardır sözü edilen 1 milyar dolarlık gelire ulaşabileceğini ifade etti. Satıcı’ya göre, 1 milyar dolarlık pazara ulaşmada, ürün çeşitliliğinin artması en önemli farktörlerden birisi. Buna yönelik olarak başlatılan ürün çeşitliliği kampanyası, capia biberden, salkım domatese, Macar biberinden, cheri domatese kadar, Türk tüketicisinin bilmediği ancak Avrupalı’nın damak zevkine uygun talebini karşılayabilecek çeşitliliğe ulaştı. İşte, Avrupa’nın talebi doğrultusunda, Türk üreticisinin seralarına giren ürünlerden birkaç örnek ise şöyle: Capia biber: Bizim salça üretiminde kullandığımız kırmızı, etli biber türü. Tüm Avrupa ülkelerinde tüketilen ve yoğun olarak talep edilen bir ürün. Özellikle salatalarda kullanılıyor. Macar biberi: Daha çok Balkanlarda tüketiliyor. Capia biberin sarı renkli olanı ve bizim tüketim alışkanlıklarımız arasında yer alan çarliston biberden biraz daha şişkin bir görüntüye sahip. California wonder: Salatalarda garnitür olarak kullanılan ve 5,6 rengi bulunan, güzel aromalı bir biber türü. Bizim dolmalık biberlerimizin daha etli ve şişman olanı. Tüm Avrupa ülkelerinde çokca tüketiliyor. Sarı, kırmızı, yeşil, beyaz ve turuncu renkleri var. Salkım domates: Bir dalda 56 domates var. Daha naturel bir görüntüye sahip olduğu için tercih ediliyor. Cheri domates: Minyatür bir domates türü. Taneleri çok küçük ve tek lokmalık. Daha çok Avrupa ülkelerinin tercihi. Şili ve Meksika biberi: Bizim bildiğimiz süs biberlerinin büyüğü. Oldukça acı.Arabistan ve Hindistan’da tüketimi fazla. Hem Arap, hem de Hint nüfusunun Av A A rupa’daki fazlalığı, bu ürünlerin Avrupa’daki tüketimini de arttırdı. Uzun tip hıyar: Boyu, 2540 santimetre arasında değişen hıyar, yine Avrupalı tüketici talepleri arasında yerini alıyor. Organik tarım ve minyatür ürünler konusuna da değinen Satıcı, organik tarım tüketiminin marjinal bir seçenek olduğunun altını çizdi. Organik tarım, insan sağlığına duyarlı ve güvenli olduğu için desteklenmesi gerektiğini ancak üretim alanı olarak Antalya’nın dışında, daha çok Güneydoğu Anadolu’daki mayınlı alanların seçilmesi gerektiğini belirten Satıcı, ‘‘Antalya gibi örtü altı tarım yoğun olarak yapıldığı bir yerde, organik tarım çok cazip değil’’ dedi. Minyatür ürünlerin, görüntüsünden dolayı, organik tarımla karıştırıldığını ve bu konuda tüketici bilinçsizliğinden yararlanıldığını da vurgulayan Satıcı, ‘‘Minyatür ürünlerde, klasik üretim anlayışından daha farklıymış gibi bir yanılgı var. Minyatür ürün, görüntüsünden dolayı, organik ürünle aynıymış gibi düşünülüyor. Oysa sadece tohum ya da fidesi farklı. Bunun dışındaki tüm üretim aşamaları, klasik tarımla birebir. Tüketici yanılgısından yararlanılarak, minyatür ürünler, organik ürünle aynı pazarı paylaşıyor ve klasik üretime göre de 4 5 kat fazla fiyattan alıcı buluyor’’ diye konuştu. Ürün çeşitliliğinin geliştirilmemesi için üreticinin hiç bir bahanesi olmadığını, sadece değişime karşı direncin henüz tam olarak kıralamadığını belirten Satıcı, ‘‘Bu direnç yavaş yavaş kırılıyor. Ancak hedefe ulaşmak için biraz daha süreye ihtiyaç var’’ diye konuştu. Antalya’nın 90’lardaki 25 milyon dolarlık ihracatının, alt yapının güçlendirilmesi, yeni tür ve pazarlar yaratılması, AB tüketicilerinin Türkiye’ye sıcak bakmaya başlaması ve Yunanistan’a yönelik ihracatın artamasıyla 250 milyon dolar dolayına taşındığını belirten Satıcı, ‘‘Bunun 150 milyon doları Antalya’dan ihracatı, 100 milyon doları ise Antalya ürünlerinin Karadeniz limanları aracılığıyla Rusya’ya ihracatını kapsıyor’’ dedi. Türkiye’nin dinamik bir taşımacılık sektörüne sahip olduğunu ve sektöre son yıllarda teşvikler verildiğini de anımsatan satıcı, Antalya’dan sadece Avrupa’nın 32 ülkesine ihracat yapıldığını belirtirken, Yunanistan’la benzer tüketim alışkanları ve damak tadı benzerliği nedeniyle, ihraç edilen ülkeler sıralamasında, Yunanistan’ın üçüncü sıraya yükseldiğini vurguladı. 12