Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Oi 28Ekim2011Cuma382 MAHMUTLICALI A NKARA Ressam, gazeteciyazar Fikret Otyam'm ablası 87 yaşmdaki Sevim Otyam, her sabah uyandığmda salonunda bulunan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün fotoğrafıyla konuştuğunu belirterek, "Ben Cumhuriyet kızıyım. Hayatım Cum huriyetle gelişti" diyor. Ressam, gazeteciyazar Fikret Otyam'm ablası Sevim Otyam, bugün Cumhuriyet değerlerinin unutulması ve coşkunun kaybolmasma tepki gösteriyor. Kendini "Ben Cumhuriyet kızıyım" diye tanıtan Otyam, hayatının Cumhuriyetle geliştiğini dile getirerek, Cumhuriyetin ilk yıllannda Anadolu'da büyüdüğünü belirtti. Adana Kız Lisesi'nde okuduğunu belirten Ot 'Atatürk'ü 4 yaşında tanıdım' yam, annesinin erken ölümü üzerine babasıyla birlikte yaşadığmı ifade etti. Babası yaşama veda edince Ankara'ya geldiğini belirten Otyam, başkentte Dil ve TarihCoğrafya Fakültesi'nin yaptığı öğretmenlik sınavmı kazandığmı ve öğretmenlik eğitimi aldığmı kaydetti. Neriman Hızıroğlu'nun kurduğu Ayşeabla Okullan'nda 17 yıl öğretmen olarak çalıştığmı kaydeden Otyam, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarma ilişkin şu anılarını paylaştı: "O dönemler Cumhuriyetin coşkusuyla öğretmenler ve öğrenciler Cumhuriyet Bayramı'nı en güzel şekilde kutlardı. 29 Ekim'de bütün öğretmenler toplanır, öğrencilere bir görev verilirdi. Diyelim ki bir yıl papatyalar bir diğer yıl başka çiçekle pencereleri süslerdi. 29 Ekim kutlamalarına katılmak için okullar gönüllü olur, heyecan içerisinde Kendini 'Cumhuriyet kızıyım' diye tanıtan Otyam, anılarını anlattı: &??• k 1 iftJL kutlama çalışmalarına hazırlanırlardı. Öğrenciler 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı geliyor diye sevinirdi. Bugün okullarımız 29 Ekim'lere katılmıyorlar bile." Cumhuriyetin ilk yıllarıyla bugünü karşılaştırdığmda çok büyük farklılıklar gördüğünü dile getiren Otyam; günümüzde Cumhuriyet değerlerinin, coşkunun, heyecanm yaşandığmı görmediğini ifade etti. 'Zenginyoksul ayrımı yoktu' Türkiye'de bugün eğitim sisteminin çok kötü durumda olduğuna dikkat çeken Otyam, toplumda maddiyatm öne çıktığını vurguladı. Zenginlerin bütün imkânlardan yararlandığını, yoksullarm ise büyük zorluklarla eğitim almaya çalıştığmı kaydeden Otyam, "Zenginler arabalarla okula gidiyor, halk çocukları eziliyor. Eskiden zengin çocuğu, fakir çocuğu gibi bir ayrım yoktu. Herkes eşitti. Fakat şimdi öyle değil. Fakir çocuklar küçümseniyor" diye konuştu. Yeni kuşağm büyük üniversiterde okuyup, pek çok başan elde ettiğini fakat Cumhuriyetin ilk kuşaklarmdaki coşkuya sahip olmadığını kaydeden Otyam, artık çocuklara yeterince Atatürk sevgisinin verilmediğini dile getirdi. 'ATATURK'LE GÖZGÖZE GELDİGİM ANIUNUTAMIYORUM P Atatürk'le ilgili bir anısının olup olmadığını sorduğumuz Otyam, salonunun en güzel köşesinde asılı duran Atatürk fotoğrafma bakarak, "Benim hayatımdır O. Ben her sabah onunla konuşuyorum" yanıtını verirken, anısını da anlatmaya başlıyor: "Atatürk'ü 'Gazi Baba' diye 4 yaşında tanıdım. Babamla ilk Ankara'ya gelişimde 45 yaşlanndaydım. Cebed tarafindan adeta sel gibi insanlar geliyor. Babam iri yarı bir insan. Beni giydirdi, süsledi, omuzlarına aldı. İller Bankası'nın önündeki kaldırımda duruyoruz. Ben babamın omuzlarından her yeri görebiliyorum. Kalabahktan 'Gazi geçecek! Gazi geçecek!' diye sesler yükseliyor. Üstü açık bir beyaz araba, Atatürk beyazlar giymiş, başında şapkası. Yanında genç bir hanım otu ruyor. Herkes bağırıyor: 'Gazi çok yaşa! Gazi çokyaşa!' Ben de çocuğum; 'Gazi Baba çok yaşa!' diye bağırmaya başladım. Araba tam önümüzden geçerken yavaşladı... Atatürk şapkasını çıkardı. Ben babamın omuzlarında yüksekte dururken bir yandan bağırıyor, bir yandan alkışhyorum. O an, ellerim havada kaldı. Atatürk'le göz göze geldim. O andan itibaren bende Atatürk silinmiyor. Atatürk sevgisi bambaşka bir şey." »:••