Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
54 kültürsanat Rengim Gökmen, Atatürk'ün kültür yaşamına etkilerini anlattı: 28Ekim2011Cuma382 NKARA Cumhuriyet, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü ve şef Rengim Gökmen'e "iki altin bilezik" hediye etti kendi deyimiyle. İlki, Cumhuriyetin ilanıyla birlikte, ülkede evrensel müziğin gelişmesi ve konservatuvarm açılmasıyla, müzik ala 'Cumhuriyet olmazsa biz olmazdık' A SELDA GÜNEYSU nmda öğrencilerin yetişmesi sonucu bir meslek: Orkestra şefliği... İkinci "altın bilezik" ise kendisi gibi müzisyen olan annesinden... 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün annesi Muazzez Gökmen'e armağanı "altın bilezik." O bilezik şimdi Rengim Gökmen'in en değerli yadigân... Müzik sanatma emek veren bir aileden geliyor Devlet Ope ra ve Balesi Genel Müdürü, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nm (CSO) Müzik Direktörü Gökmen. İlk müzik derslerini de, ilk opera sanatçılarmdan annesi Muazzez Gökmen'den alıyor. 1965 yılmda, Ankara Devlet Konservatuvan'nm piyano bölümüne giriyor ve burada Ferhunde Erkin ile Nimet Karatekin'in öğrencisi oluyor. O günden bugüne de sanatla iç içe Gökmen. Gökmen, bugün varlığmı Cumhuriyete borçlu tek mesleğin kendilerininki olduğuna dikkat çekiyor. Bunun nedenini de şöyle anlatıyor: "Opera her şeyden önce bir Cumhuriyet kurumu. Türk sanatçılarıyla ulusal opera sanatı çizgisi, Yüce Önder Mustafa Kemal Atatürk ile başladı. 1924 yılında Hukuk Fakültesi'nden bile önce, Musiki Mektebi Muallim'in kurulmasıyla başlayan bir kültür devrimi... Bu devrim, Atatürk'ün, o tarihlerde hiç kimsenin öngöremeyeceği bir dehaya sahip olduğunun en iyi göstergesi. Bu bakımdan, bugün herkes varlığını Cumhuriyete borçlu ama en çok da bizler. Çünkü opera ve diğer sanat dallarının temeli Cumhuriyetle birlikte atılmamış olsaydı, bir şeyler hep kısır kalırdı... Bizler bu mesleği yapamazdık..." 'Nezaman opera izleriz Ebert?' Gökmen, babası Muzaffer Gökmen'in de Türkiye'nin ilk tiyatro sanatçılarından olduğunu dile getiriyor. Babasıyla ilgili bir anısını şöyle anlatıyor: "Babam bir olaya tanık oluyor: İsmet İnönü'nün Cumhurbaşkanlığı dönemi... Carl Ebert'i bilirsiniz, Nazi Almanyası'ndan kaçıp Türkiye'de Devlet Opera ve Balesi ile Devlet Tiyatroları'nın kurulmasına öncülük etmiş bir isim. İnönü, o günlerde Ebert'e soruyor: 'Ne zaman bir opera eseri izleyeceğiz Ebert?' Ebert de, 'Paşam, opera son derece derinbir planlama ve son derece ayrmtılı stratejik düşünce ile uğraşlar gerektiren bir sanatür. Size bir operanın ancak ikinci perdesini, bir yıl sonra sunabiliriz' diyor. İnönü o günden sonra sürekli soruyor. En son Madam Butterfly'ın ikinci perdesini, bir yıl sonra sahneye taşıyor üç yıllık konservatuvar öğrencileri. Babam da o sıralar, ikinci sınıf tiyatro öğrencisi. Sadece Cumhurbaşkanı'na özel temsilde, babam sufle verecek. Ancak bana bu anısını anlaürken dedi ki, 'Öylesine heyecanlanmıştım ki neredeyse dilim tutuldu. O gün hiç sufle veremedim. Sahne birbirine girdi...' Konusu Atatürk tarafından bizzat şekillendirilmiş, librettosu Münir Hayri Egeli tarafmdan yazılmış, 27 yaşındaki Ahmet Adnan Saygun tarafından bir ay gibi kısa bir sürede bestelenerek, iki ay içinde de sahnelenen eserimiz var bizinı. Özsoy Operası... Opera ilk kez 19 Haziran 1934'te İran şahı Rıza Pevlevi'nin Ankara'ya gelişi ile Ankara Halkevi'nde gerçekleşmişti. Bu kadar kısa sürede bir operanın hazırlanışı gerçekten mucize gibi... İnannı bu gelişmeler akü alır gibi değU... Ne müthiş bir azim..." Gökmen, Cumhuriyetin kendisine "iki altın bilezik" armağan ettiğni söylüyor. İlk "altın bilezik" mesleği. İkincisi ise 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün annesi Muazzez Gökmen'e armağanı "altuı bilezik." Anısını şöyle anlatıyor Gökmen: "Annem bana bir altın bilezik miras bıraktı. Annem, Atatürk'ün Ankara'ya gelişi nedeniyle İnönü'nün Cumhurbaşkanhğı sırasında, Köşk'te bir konser veriyor. Ertesi gün de anneme İnönü'den bir paket geliyor. İçinde, 27 Arahk tarihi yazıh bir altın bilezik var. Annem, ömrü boyunca sakladı bu armağanı. Sonra da bana miras bıraktı. Bilezik şimdi bende, en büyük yadigârım..." Gökmen, annesine ait bu anıyı İnönü'nün kızı Özden Toker'le de paylaştığını ve Toker'in de çok duygulandığını dile getiriyor. 27Arahk bileziği yadigârım'