Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
nkara 44 asam Dünümüz ve günümüz Ankarası'nın eğlence yaşanu. 28Ekim2011Cuma382 0sinemalardan... ParkCaddesi'ne...! IŞIK KANSU oldu. Şimdi Büyük Pasaj... Kızılay'dan Zafer Meydam'na inerkenmeydan filan yok artık, yakmda Atatürk heykelini de kaldırırlar Tuna Caddesi'ni geçtikten az sonra sağ koldaki o güzelim sinema. Gişesinden bileti alır içeri girdiğinizde holde sizi büyük boy artist resimleri karşılardı. William Holden, Brigitte Bardot, Gina Lollobrigida, Henry Fonda, Sophia Loren... Babam, pazar sabahları kahvaltıdan önce erken evden çıkar, öğleden sonra matinesi için bilet kuyruğuna girerdi. Büyük Sinema'ya ya da şimdi yerinde yeller esen şimdi Diyanet İşleri Başkanlığı yaymlannın satıldığı bina Necatibey Caddesi'nin başındaki Ankara Sineması'na gitmeden önce mutlaka Tuna Caddesi'nin sonundaki Piknik'e uğrardık. Ben, üstüne karabiber dökülmüş tavuklu pilav yerdim. Babam, köpüklü bira isterdi. Acımtırak, baş döndüren bir kokusu olurdu fiçı birasının. A nkara ekimizin sorumlusu Sertaç Eş, çocukluk Ankaramdaki eğlence yerlerini yazmamı söylediğinde, ilk aklıma gelen Büyük Sinema oynuyordu. Filmin araba yarışlı bölümünü çok tutmuştum. Filmden sonra mahallede, ağaç dallanndanyaptğımız atları yapraklarla süslemiş, arkadaşlanmla itişe kakışa o sahneyi defalarca yeniden yaşamıştık. Babam, Spartaküs filmine özel önem vermişti. Spartaküs bir başkaldırıcıydı, ondan. KirkDouglas oynamışt Spartaküs'ü. O filmden sonra dabizim manavdan yürüttüğümüz boş portakal sandıklanm sökmüş, tahtadan yaptığımız kılıçlarla, gladyatör olup dövüşmüştük. Ulus Sineması, diğerlerine oranla daha yeni bir sinemaydı. Şimdiki Gökdelen'in karşısmdaki Yapı Kredi Bankası'nın hemen yamndaydı Ulus Sineması. O zaman Yapı Kredi'nin üstünde koskoca mavi bir leylek yanıp sönerdi. Leylek, bankanın simgesiydi. Ulus Sineması'nı pek hayırla yad edemeyeceğim, çünkü, izlediğim bir film günlerce annemin ve babamın yanında yatmama neden olmuştu: Sapık. Alfred Hitchock'un çek ERDEM SEVGI tiği filmin o ünlü duş sahnesinde Anthony Perkins'in elinde parlayan bıçak var ya, o bıçak... Beni uyutmayan oyduişte! Zeki Alasya, Metin Akpınar ve Ahmet Gülhanlı Devekuşu Kabare Tiyatrosu, Haldun Taner'in "Vatan Kurtaran Şaban" oyununu İzmir Caddesi'nin hemen başmdaki Balin Otel'in altmdaki gece kulubünde oynamışlardı. Haldun Taner'in siyasilerle dalga geçtiği o oyunda attığım kahkahalar, ömrüm boyunca yediğim pirzolalara eşittir. ünümüz Ankarası'nda eğlence yerlerinin köşe kapma yanşmı izlemek zorlaştı. Eğlencenin türü de mekânlann toplandığı merkezler de fazlasıyla çeşitli. Yaşanan değişim, seçme özgülüğümüze katkı sağlasa da gazeteci ağabeyimiz Işık Kansu'nun yan sütunda anlattığı Ankara'yı tercih ederim. Bugün Kızılay'm piknikleri, fastfoodlara dönüştü, sinemaları da AVM'lere kaçtı. Artık popüler rock gruplarını, ünlenmeden önce dinleyip kendimizi özel hissettiğimiz SSK İşhanı da yok. Elde kaldı Sakarya... Kalabalığı, gürültüsü ve kargaşasıyla ucuz yollu demlenmek isteyenler, "elleri mahkum" Sakarya'nın yolunu tutuyor. Sakarya'dan İnkılap Sokağa sarkan birkaç bann kısa süre önce kapandığmı düşünürsek, bölgenin geleceği mâlum... Tekumut, Kızılırmak Sokak'ta açılan Jolly Joker. G tekar Sokak'taki cumacumartesi kalabalığma karışmak, haftanın stresini alıp götürüyor. Bestekâr, canlı müzik dinlemek isteyenler için iyi bir alternatif. Arjantin Caddesi, Filistin ve Attar sokaklardaki mekânlara gelindiğinde valelerin hızla park etmeye çalıştığı lüks araçlar, buralarda gelir seviyesinin biraz daha yükseldiğini gösteriyor. Haliyle adisyonlardaki rakamlar da büyüyor. I 'Kasa fiyatına şişe! Cayyolu ve Ümiköy'deki lüks konutlaşma Ankara'ya yeni bir eğlence alanı da kazandırdı. Başkentte bir grup gencin vazgeçilmezi, diğer bir grubun da düşü haline gelen Park Caddesi, gözlem yapmaya değer. Hafta sonları caddeye vardığımızda karşılaştığımız ilk görüntü, lüks bir oto pazarmı andınyor. Mekânlara girebilmek için önkoşul, kullandığınız aracm rakamsal değerinin yüksek olması. Aksi taktirde mekândaki otopark görevlisi pek de nazik olmayan bir üslupla "Abey içersi çoh dolu başka yere git" diyor. Seçme özgürlüğünün böyle basitçe katledilmesi, Park Caddesi'ni zihnimde "kurtarümış bölge" olarak işaretlenmesine neden oluyor. Birkaç mekân ziyaretinin ardmdan insanların burada eğlenip eğlenmedikleri konusundaki şüphelerimle birlikte Park Caddesi'ndeki fiyatları "kasa flyatina şişe" şeklinde özetlersem çok da abartmış olmayacağım. Lüks otomobilleri ve pahalı kıyafetleriyle nakit paradan uzak duran kredi kartı gençliği, Park Caddesi'nde şimdilik mutlu görünüyor. I Nerelere dağıldık? Önce üst düzey gelir grubu terk etti Kızılay'ı. Orta kesim de onları izledi. Kalabahk, "Bahçeli" ve "Tunah"ya dağıldı. Değişim bununla da bitmedi. Bahçeli 7. Cadde üzerindeki mekânlar, yavaş yavaş ara sokaklara girdi. Tunus Caddesi ve Bestekâr Sokak da "Tunalı"ya birer alternatif oldu. "Bahçeli 7"de ufak bir "eller havaya" patikası ortaya çıktı. Keman ve klarnetsiz rakı içemeyenler, son dönemde buraya takılıyor. Tunus Caddesi üzerindeki irili ufaklı mekânlar da hâlâ gözde. Bes Benhur, Spartaküs... Dönemin en ünlüfilmleriBüyük Sinema'ya gelirdi galiba. Kalın, ağırperdesi yavaş yavaş açıhr, perdede ilk, kükreyen bir aslan (Metro Goldwyn Mayer'in aslanı), ardından "Altyazılar: Sinemaskop" yazısı belirirdi. Tam o sırada, gazozu, tadına tam varabilmek için gorklata gorklata içtiğim için ablam dirseğiyle dürterdi. BenhurfilminiBüyük Sinema'da izlemiştik örneğin. Charlton Heston AST'yi unutmak olmaz... Ankara Sanat Tiyatrosu'nu anmamak olmaz. Durdurun Dünyayı İnecek Var, Ayak Bacak Fabrikası, Arthu Ui'nin Önlenebilir Yükselişi, 72. Koğuş. Erkan Yücel, Ayberk Çölok, Rana Cabbar, Güner Sümer... Türkiye'deki sol yükselişte AST'nin ayrı bir yeri vardır. Benim bilinçlenmemde de.. O günler, sinemalar, tiyatrolar, oyunlar, elimizden uçtu gitti... Tangolardaki gibi, gönlümüzde bir yaradır, zaman... BiiyükSinenra