22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

rîkara tüM cumhuriyetin temel taşları: harbiye 28Ekim2011Cuma382 Cepheye subay yetiştiren oku İstanbul'un işgale uğraması üzerine, Harp Okulu 1 Temmuz 1920'de Ankara Cebeci'de Abidinpaşa Köşkü'ndeki barakalarda "SınıfMuhtelife Zabit Namzetleri Talimgahı" adı altmda faaliyet göstermeye başladı. Talimgah kısa yoldan milli ordunun ihtiyaç duyduğu subayı yetiştirmek amacıyla kuruldu. Eğitim öğretim süresi bir seneydi ve 3 devreye aynlmıştı. Talimgahın ilk öğrencileri yedek subay öğrencileriyle Harp Okulu ve Kuleli'nin muhtelif smıflarmdan Anadolu'ya kaçabilenler oldu. Pangaltı'dan Dikmen'e Harbiye'nin öyküsü... Diplomalar Atatürk'ten BARKIN ŞIK NKARA Türk ordusunun subay ihtiyacını karşılamak için açılan Harp Okulu, İstanbul'un işgale uğradığı Milli Mücadele yıllannda, İstanbul'u terk ederek Ankara'ya geldi ve Cebeci'deki Abi A dinpaşa Köşkü'ndeki barakalarda "SınıfMuhtelife Zabit Namzetleri Talimgahı" adı altmda faaliyet gösterdi. Okul, savaşan Türk ordusunun subay ihtiyacınıkarşıladı. Kurtuluş Savaşı'nın ardmdan İstanbul Pangaltı'daki eski binasmda eğitime devam eden Harp Okulu, 1936'da tekrar Ankara'ya döndü. Talimgah üç devre üzerinden teşkilatlandırıldı. Birinci devreye Zabitan Mektebi'nden (Harp Okulu), ikinci devreye idadilerden ve üçüncü sınıfa ise Harp Okulu ve Kuleli'nin çeşitli sınıflanndan gelen öğrenciler almdı. Daha sonra İstanbul ve Anadolu'dan gelen gençlerle beslenen talimgah, ilk mezunlarmı Ekim 1920'de verdi. Öğrenciler asteğmen olarak me zun oldular. Yüzbaşı Rusuhi komutasmda 42 kişilik bu öğrenci grubunun diplomalanm Mustafa Kemal Atatürk ve Fevzi Paşa verdi. İlk zamanlarda talimgah yalnız piyade ve süvari subayı çıkarıyordu. Ankara'datopçu sınıfma ayrılanlar Ekim 1921 'de Konya'da açılan "Top Harbiye çokfeyizlipınardır' Gazetemizin kurucusu Yunus Nadi, 1834 yılmda açılan Harp Okulu'nun, 30 Ağustos 1934'de kutlanan "Harbiye Mektebi'nin Yüzüncü Yıldönümü" nedeniyle yazdığı yazıda Harp Okulu'nun tarihi misyonunu şu şekilde dile getiriyor: "Umumi Harbin hitanıından sonra muharip bütün milletler gibi Türkiye de pek yorgun ve bitap düşmüştü. Mütareke bizi bu halde bulmakla beraber güya galip devletlerin üzerimize çullanmaları ile silahlarımızdan tecrit olunarak daha perişan bir vaziyete düşürülmüştük. Nihayet hayatımıza suikast eden kararlara karşı bütün milletçe isyan etmeye kalkıştığımız zaman elde silah yok, fakat ortada yarım yamalak olsa da bir ordu kadrosu vardı. Bu kadro iskeletinin şahıs noktalannı zabitlerimiz teşkil ediyorlardı. Umumi harpte binler ve binlercesi ölen zabitlerimizin arda kalanları. İşte bu kadro bize Harbiye Mektebi'nin yadigârı idi, ona istinat ederektir ki, milli orduyu yeniden teşkil ettik ve bu müli ordu ile milli kurtuluş neticesine varmağa muvaffak oldıık. En sonları en parlakları olmak üzere Harbiye Mektebi'nin yüz senelik hayatı bu memleketin hayaünda destanlar teşkil edecek safhalar arz ederek devam etmiştir. Nitekim, gene bu mektep sayesindedir ki, bugün Türk ordusu clainıa daha fazla olmakta devam eden muazzam bir kudretin sahibi bulunmaktadır. Bizi Cumhuriyet rejimine götüren idrakve irfanm bile bühassa Harbiye Mektebi'nden doğmuş ve oradan kuvvet almış olduğunu iddia etmekte hata yoktur. Rejim nıillctindir, ona şüphe yok. Harbiyemizin çocukları da bu milletin çocuklarıdır, bu da çok malum bir hakikattir. Cumhuriyet ordusu gündelik siyasetle uğraşmayan, fakat milli halas ve bekâ şartlarının ancakyeni rejimde olduğunu bilen, kendi işi ile gücü ile meşgul heybetli bir kudrettir. Harbiye Mektebi, bu mütekasif kuvvete daima yeni cereyanlar ve yeni elemanlar akıtan çok feyizli bir pınardır. Yüzüncü yıldönümü münasebeti ile önünde hürmeüe eğildiğinıiz bu şanlı nıücsscscnıizin, bundan sonra memlekete daha büyük ve daha şerefli hizmetler görüp gideceğinde bizim zerre kadar şüphemiz yoktur." Yunus Nadi'nin kaleminden... çu Zabit Namzetleri Talimgahı"na gönderiliyorlardı. Daha sonra topçu ve diğer smıflar da Ankara'daki talimgaha yerleştirildiler. Talimgahta öğrenciler barakalarda ve yerlerde ders görüyorlardı. Sınıflarda sıra yoktu. Buradan çıkan subayların hepsi muharebe meydanlarmda vuruştu, özellikle Sakarya ve Büyük Taarruz'da düşmanı mağlup etmekte büyük rol oynadı. Abidinpaşa Talimgahı, 1 Nisan 1923'te eldeki kısıtlı olanaklanna karşm, Harp Okulu'na dönüştürüldü. Okul, 17 Eylül 1923'te Ankara'dan İstanbul'a nakledildi. Birinci sınıfa yeniden askeri liselerden ve sivillerden öğrenci alındı. Harp Okulu Ankara'daki yeni binasma taşmarak eğitim ve öğretime başlayacağı 1936'yakadar, Mustafa Kemal'in de hem "Harbiye" hem de "Akademi" öğrenimini gördüğü Pangaltı'daki binada faaliyetlerini sürdürdü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle