Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28Ekim2011Cuma382 Resimle anayurdu çizdiler CELAL BINZET Görünüm C umhuriyetin ilk yıllarmda Güzel Sanatlar Akademisi Müdürlüğü'ne getirilen Namık İsmail'in yurdumuzdaki sanat eğitimi üzerine hazırladığı rapordaki görüşleri, Cumhuriyet ideolojisinin çağdaş sanata bakışı doğrultusundadır. Bu raporlardan en önemlisi sanatm yaygmlaştınlmasma yönelik olanıdır. Hazırladığı rapordaki görüşleri daha sonraki yıllarda uygulamaya konulacaktır. Bu bağlamda, 193843 yıllan arasmda "Yurt Gezileri ve Yurt Resimleri Sergisi" düzenlenir. Resim sanatımızda önemli tarihsel bir anlamı olan bu uygulamaya göre, her yıl seçilen on ressam önceden belirlenen illere gönderilerek orasmı tanıtacak resimler yapmalan istenmiştir. Devletçe satm alman çalışmalarm, düzenlenen sergiyle izleyici karşısma çıkanldığmı sözlerimize ekleyelim. Sanat geleneği Yine aynı dönemde "Devlet Resim ve Heykel Sergisi" başlığı altmda ülkedeki genç sanatçıları özendirmek amacıyla yarışmalı sergiler düzenlenmeye başlandı. Bu gelenek 1939 yılmdan beri kesintisiz sanat etkinliği olarak sürmektedir. Bu iki sanat etkinliğinden daha önce gündeme oturan "İnkılap Resimleri"ni görmezlikten gelemeyiz. Hazırlanan rapora göre, ortaya çıkacak resimlerin, kurulacak olan "Devrim Müzesi"nde bir araya getirileceği öngörülmekteydi. Ankara'da açılan sergiler Buraya değin anlatılanlar yeni Cumhuriyet yönetiminin çağdaş bir toplum yaratma uğ runa sanatı, sanatçıyı nasıl desteklediğinin kanıtıdır. Ankara Sergievi'nde açılan sergilere başta Atatürk ve İsmet İnönü olmak üzere tüm yetkililerin katılması bu bilincin yerleştiğini gösteriyor. O günlerden kalma fotoğraflardaki bakışlarda sanata olumlu yaklaşımm izlerini görmemek olanaksız. Yapımı o günün elverişsiz koşullannda süren günümüzün Devlet Resim ve Heykel Müzesi binasınm en sıkı ziyaretçisidir Atatürk. Her zaman yaptığı gibi soğuk ve karlı bir Ankara gününde yine ziyarete gelir. Mimar Arif Hikmet Koyunoğlu ve işçilerle uzun uzun söyleşir. Bir yandan da isli çaydanlıkta demlenmiş çayını yudumlarken karşıları süzer sessizce. Yeni kurulan başkentin her taşma, yapılan resimlerin her fırça vuruşuna katılmak ister gibidir bu anlarda. Salt bu amaçla İbrahim Çallı'nm yaptığı "Kurtuluş Savaşında Zeybekler" tablosunda düzenlemeye ilişkin sorularla şaşırtır sanatçıyı. Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi koleksiyonunda bulunan bu resimdeki zeybek sayısıyla at sayısmm neden eşit olmadığmı söylemesi keskin bir gözlem gücünü kanıtlar. Sanatçı ile dev let adamını buluşturan ortak paydanın sanat olması açısmdan mutlu bir olay. Sanatçıların da başkenti Bu iki kesim arasmdaki yakınlaşma sayesinde Ankara, yönetsel başkentliği yanmda sanatsal çekim merkezi de olmuştur. Dönemin en belli başlı sanatçıları burada yaşamaktadır artık. Sanatçı olur da bohemlik olmaz mı? İşte kırklı yıllann Ulusu'ndaki "Kürdün Meyhanesi". Asıl adının "Yeni Hayat Lokantası" olduğunu çoğu kimseler bilmez bile. İstanbul'dan gelen sanatçıların da buluşma yeridir burası. Orhan Veli Kanık, Nurullah Ataç, Cahit Sıtkı Tarancı, Ceyhun Atuf Kansu, Suat Derviş, Nusret Hızır, Cihat Burak, Orhan Peker, Mübin Orhon, Fahir Aksoy, İlhan Berk, Fikret Otyam ve daha niceleri. Gidilen yerler de az buz değil hani. "Kürdün Meyhanesi" olmazsa, Ulus'taki ünlü Karpiç Lokantası olur. Yeter ki aynı yerde buluşulsun. Atatürk, Resim Heykel Müzesi'nde... "Baki mey içmemeye andiçti demişler Deli mi ki o mey dururken içe andı." Bir başka gün Fikret Muallâ durur orta yerlerde. Almanya'da Güzel Sanatlar Akademisi'ni birincilikle bitirip yurda dönmüştür. Maarif Vekâleti'ne başvurur görev için. Sonunda verilen görev açıklanır kendisine. Kadro yokluğu nedeniyle alanmda ataması yapılamamıştır. Onun yerine bir başka görev verilir: Ulumu Diniye Müderris Muavinliği. Günümüzün deyişiyle din bilgisi öğretmen yardımcılığı. Kendisine uygun görmediği bu görevi kabul etmedi Orhan Veli'den iki dize Daha yukarılarda Kızılay'a doğru ilerlediğinizde Sakarya Caddesi'nde Nil Lokantası ve şimdilerde özelleştirdik deyip birisine satılan Kızılay'da Gima'nm yerindeki Buket Lokantası. Gündüzleri sanatla geçen saatlerden sonra buralar sıkmtılarm bir süre ertelendiği alanlara dönüşür. Parasızlıktan yakmıldığı ölçüde karşılıksız sevdalardan da dem vurulur. Dumanlı masalar ozanlarm şiirleriyle canlanır. O gecelerden birinde Orhan Veli'nin okuduğu iki dize damgasmı vurur geceye: ğini söylemek gereksiz. Çekip gider Ankara'dan ve daha sonra yurdundan. Cumhuriyet dönemi sanatına değinirken bu iki zıt noktayı vurgulamamak sorunu görmezlikten gelmektir. Kuruluş yıllarının coşkusu içinde sanat, Cumhuriyetle birlikte kök salacaktır. Batılı anlamda bugün var olan değerlerin o günkü temellerin üzerinde yükseldiğini söylememek doğru olmaz. Bunu anlamak için Atatürk'ü sergi izlerken gösteren fotoğrafı dikkatli olarak incelemeliyiz. O kareyi dolduran anlam, bir dünya görüşünün, çağdaşlığa ve çağdaş sanata bakışm simgesi sayılmalı. • İsmet İnönii, bir resim sergisinde...