05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

T 24 ARALIK PERŞEMBE ilge Bayrak’ın sorusu, daha doğrusu büyük bir içtenlikle yazılmış mektubu şöyle: “NTV kanalında haberlerin sonunda o günkü hava durumu hakkında bilgi veren spiker, havaların soğumasıyla kar yağışlarının başladığını söyleyip yurdumuzun çeşitli dağlarının kar kalınlıklarını okumaya başladı. Bursa’da oturduğum ve Uludağ’ı merak ettiğim için ilgiyle dinlemeye başladım. ‘Uludağ 10 cm, Palandöken 25 cm’.... şeklinde elindeki metni okuyup bitirdikten sonra şöyle bir cümle kullandı: ‘Palandöken’de kar kalınlığının daha yüksek olduğunu görüyoruz.’ Beni rahatsız eden, kar yüksekliklerinin karşılaştırılması yapılırken ‘kar kalınlığının daha yüksek olması’ gibi bir sözün kullanılması. Bu kullanım doğru mudur, yanlış mıdır; epeyce düşündüm ama çıkamadım işin içinden. Bence, ‘kar kalınlığı daha fazla’ denmesi gerekirdi. Bu bir hata mıdır, değil midir, ben hiç bilemedim, size danışmak istedim.” Bilge Bayrak’ı rahatsız eden, “kalınlığın yüksekliği” diye özetlenebilecek söyleyiş. Kar kalınlığı, zaten yer ile karın en üst noktası arasındaki mesafe demek değil mi? Yani, kar kalınlığı, karın yüksekliği demek. “Kar kalınlığının yüksekliği”, bu yüzden gereksiz ve anlamsız olmuş. ürkçe Günlükleri FEYZA HEPÇİLİNGİRLER B “Eminönü’ye gidiyorum” kullanımının, “Eminönü’ne gidiyorum” kadar arttığı. Düziçi için de benzer bir sürecin yaşanacağı tahmin edilebilir. 26 ARALIK CUMARTESİ rof. Dr. Nevzat Gözaydın, benim “güle güle”nin yavaşça P kullanımdan düşmekte olduğuna ilişkin yazdıklarım dolayısıyla, birinden bir şey istendiğinde isteği olumlu bulan kişinin “kabul” yerine “oldu” demesine değiniyor mektubunda. Üstelik bu kullanımın gençlerin ağzından yaşlılara da geçtiğini söylüyor. “Halbuki ‘hay hay, elbette, tabii, olur, ne demek, baş üstüne, lafı mı olur, bittabi, başımla beraber, oldu bil, tamam…’ ve daha nicelerini yerine ve zamanına göre kullanıyorduk. Bu bir düzine sözü unuttuk mu” diye soruyor. Edebiyat Öğretmeni Dr. Belkıs Sanay da gençlerin her söze “yahu” sözcüğünün kısaltılmış biçimiyle, çok kısa söylenen bir ‘ya’ ile başladıklarından, “Ya niye böyle söylüyorsun?”, “Ya neden gelmiyorsun” gibi tümceler kurduklarından yakınıyor. Dizilerde de böyle konuşuyormuş gençler. “Bana bak, hey baksana” anlamında bir ünlemken; ondan da önce, “Ey Allah!” anlamında bir zikir sözüyken ne durumlara girdi “yahu”. Yakın zaman kadar kaba bir sözcüktü. Oysa Belkıs Hanım diyor ki, “Ayrıca genç kızlar erkeklerden daha şımarıkça konuşuyorlar. ‘Yaa’ diye hitaplarla, kelimeleri eğip bükerek, uzatarak kullanıyorlar. Bizler ne kadar öğretsek de olmuyor.” Nevzat Bey de soruyor: “Zengin ve görkemli Türkçemize soysuzca yapışanları nasıl söküp atacağız?” Kimsenin umutsuzluğa kapılmasını istemem; ama gelecek şu andaki durumdan daha parlak görünmüyor. Bugünün gençleri internetle ve cep telefonuyla Türkçeyi az çok öğrendikten sonra tanıştıkları halde eski yazıdaki gibi ünlü harfleri düşürüp ünsüzleri sıralayarak yeni bir şifre sistemiyle yazışıyor. Bugünün çocukları da yarının gençleri olacak. Cep telefonlarıyla da internetle de neredeyse doğar doğmaz tanıştılar. Onlara doğru konuşup yazmayı nasıl öğreteceğiz? Aklıma gelen tek çare, çocukların özenli bir dille yazılmış kitapları okumasını sağlamak. Bunun da onları bilgisayar başından kaldırmak kadar zor olacağının farkındayım. Yılbaşı yaklaştı; yarıyıl tatilinin de ucu göründü sayılır. Yeni yıl hediyesi, karne hediyesi olarak verilecek güzel güzel kitaplar belki de yapılacak en iyi iştir. KİTABIN ADI YAZAN / RESİMLEYEN YAYINEVİ uhammer Özaydın, Osmaniye ili Düziçi ilçesinde sınıf öğretmeni olarak çalışıyor. “Bir sorum olacak, beni aydınlatırsaM nız sevinirim” dedikten sonra sormuş: “Bulunma ve yönelme durumlarında, yer isimlerinde ek olan ‘ne’ ve ‘ye’ gibi ekler (Haiti’ye vs.), neden bileşik isimlerde farklılaşıyor? Örneğin benim kullandığım ‘Düziçi’ye, Düziçi’yi, Düziçi’den’ sözcüklerini yadırgıyor arkadaşlar: Düziçi’ne, Düziçi’ni, Düziçi’nden biçiminde kullanmam gerektiğini söylüyorlar. Yardımcı olursanız mutlu olurum.” Konuyla ilgili herhangi bir yerde açıklama varsa da ben rastlamadım. Bu yüzden aklımın erdiği açıklamayı yazıyorum. Bileşik sözcüklerden bir bölümü belirtisiz ad tamlaması biçiminde yapılmıştır. Süreç tamamlanıp sözcüğü oluşturan yapı unutuluncaya kadar, başka bir deyişle sözcük tamlama olarak algılanmaktan kurtulup tek sözcük olarak kendisini kabul ettirinceye kadar belirtisiz ad tamlaması biçiminde algılanmayı sürdürüyor; ekini de buna göre alıyor. Yer adları dışındaki bileşik sözcüklerde süreç daha çabuk tamamlanıyor gibi. Sözgelimi “hanımeli” de “hanım+eli” biçiminde bir bileşik sözcüktür; ama “Hanımelini çok severim” diyenler kadar, belki onlardan çok, “Hanımeliyi çok severim” diyenler de var. Düziçi gibi, Eminönü de aynı yapıda bir bileşik sözcük. Gözlemim, son zamanlarda 25 ARALIK CUMA “Yolculuk” Seza Kutlar Aksoy / Serap Deliorman TUDEM “Çocukluk İşte” Halil Özçelik Çanakkale Kitaplığı “Hayalet Peşinde” Ayşe Yamaç Bu Yayınevi “Hörü Teyze’nin Keçileri” İncilâ Çalışkan Bu Yayınevi “Lodosla Gelen Minik Dost” Neclâ Çandağ Bu Yayınevi “Çöplük Çocukları” Tayyar Özkan Bu Yayınevi “Babamın Hazine Haritası” Esra Avgören Bu Yayınevi “Çiçek Dürbünü” Kemal Özer TUDEM “Karganın Rengi” Arslan Sayman TUDEM “Gece Sevgilisi” Mucize Özünal TUDEM ”Yitik Kuzular” Kemal Ateş Çınar “Sinemamız İftiharla Sunar” Ayşe Kilimci TUDEM “Ekran Kaçkınları” Güldem Şahan TUDEM “Güneşten Sarı Baldan Tatlı Simla Sunay TUDEM “Tuhaf Yaratıklar Çiftliği” Mehmet Atilla TUDEM Ek olarak Nurettin İğci’nin kitapları: Çocuklarda Türkçe duyarlılığını artıracak “Vah Dilim”, “Ben Nasrettin Hoca”, “Kısa Pantolonlu Günlerim”, “Bıcırık Anıtkabir’de”… ? 27 ARALIK PAZAR E vdeki çocuk kitaplarını küçüklere yazılmış, çocukları ürkütmeyecek incelikte olanlardan başlayarak sıralamak için en uygun gün… www.feyzahepcilingirler.com / [email protected] Yıldız Teknik Üniversitesi, Türk Dili Bölümü Çukursaray Binası Kat: 2, Barbaros Bulvarı34349 Yıldız/İst. B U L M A C A Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru Nur Saka’nın “anne de olabilir insan, hayatta aşık da” adlı şiir kitabından bir şiirin adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse, aynı şiirden bir alıntı ortaya çıkacaktır. 1 D 2 G 3 B 4 J 5 A 6 C 7 D 8 E 9 G 10 B 11 L 12 A 13 A 14 H 15 K 16 J 17 A 18 B 19 H 20 I 21 J 22 J Hazırlayan: İLKER MUMCUOĞLU 76 25 14 19 I. Bir ilimiz. 23 A 24 B 25 H 26 J 27 J 28 E 29 D 30 K 31 A 32 D 55 38 20 40 J. Tahsin Yücel’in bir öykü kitabı. 33 C 34 E 35 B 36 J 37 B 38 I 39 J 40 I 41 E 42 C 43 A 44 F 45 B 46 F 47 J 48 J 49 A 50 G 51 D 52 E 80 39 4 26 53 B 54 B 55 I 56 F 57 B 58 K 59 J 60 A 61 F 21 48 27 36 59 47 22 16 K. Cemal Süreya’nın soyadı. 62 A 63 D 64 B 65 K 66 F 67 K 68 F 69 E 70 D Tanımlar ve sözcükleriniz: 13 43 5 23 31 60 A. Halikarnas Balıkçısı’nın bir öykü kitabı. 71 F 72 D 73 C 74 F 75 D 76 H 77 C 78 L 79 F 80 J 58 67 30 15 65 L. Mezopotamya’da kurulmuş büyük sitelerden birisi. 12 17 49 62 B. Refik Halit Karay’ın bir romanı. 24 64 45 10 18 37 54 53 57 35 yorsanız, kendinize Dostoyevski’den, Sartre’dan, Camus’dan, Rousseau’dan oluşan bir hayat kurun” diyen iletişimbilimci. F. “... Korkusu” (Alfred Hitchcock’un bir filmi). 78 11 1037. sayının çözümü: A. İBİBİKLER ÖTE, B. ÇUBUK, C. İKİBİN, D. ÇUPİ, E. EMMİ, F. OYUN, G. DÜĞÜN, H. ASKI, I. LAGÜN, J. AZİZ NESİN, K. RAKILI AKŞAMLAR GÜN BATIMLARI. 74 44 61 79 46 68 71 56 66 G. Yiğit, kahraman. C. Yannis Ritsos’un, Yunan Cuntası tarafından sürgüne gönderildiği adanın adı. 72 3 32 75 29 63 1 7 51 70 73 33 77 42 6 D. Öğrencilerine “Siyasilerin ve medyanın sizlere sunmuş olduğu hayatı beğenmi E. John Steinbeck’in, Fareler ve İnsanlar romanındaki iki temel tipten biri. 2 50 9 H. “İstanbul’da / Boğaziçi’nde / Bir garip Orhan ...’yim.” 34 69 41 52 8 28 Metin: “üzümün bilgeliği / bir iki ölçü rakıya / Bakus’un gazabını taşırım / bulan iplemesin kendini / Murat Koçak” SAYFA 39 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1038
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle