Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
yazarlar listeme aldım. Romanın konusu, kurgusu, tiplemesi, dili ve özellikle anlatıcısının sesini benimsedim. (Benim için gecikmiş bir keşifti. Bilahare onun ölüm haberi geldi. Başımız sağ olsun.) ¥ ğini iddia ediyor. Bu bana elinde erkek dergisi Playboy ile yakalananların, onu makaleleri için aldıklarını iddia etmelerini anımsattı. 2066 Yazar Padgett Powell (doğ.1952), Türk(iye) dostu şair, çevirmen Prof. Sidney Wade’in eski kocasıdır. Onun için 1976 Nobelisti Saul Bellow, “Genç kuşağın en önemli yazarı” demişti. Powell’ın 2009 ürünü Interrogative Mood; 164 sayfa ve yaklaşık 1800 soru cümlesinden mürekkep. Bu format kitaba kaleydoskopik bir akışkanlık kazandırmış. Eğer kopya çekmeyecekseniz benim de aykırı bir kısa roman projem var: Adı; Bir, İki, Üç, Dört, Beş! 55 sayfadan, 5 bölümden ve her cümlesi 5 sözcükten mürekkep….. 2067 “Galiba iki tür yazar var; öykü yazan ve yazı yazan.” Raymond Chandler 2068 Ne zaman kız kulesini görsem bir hücrede bir ay yatasım gelir. 2069 Gizemli yazar ve gazeteci Stephen Crane (18711900) görevli bulunduğu Avrupa’da veremden ölünce karısı Cora Jacksonville’e dönüp orada bir genelev açar. 2070 “Bahçeme gelmez misin güzel kız? Güllerimin seni görmesini istiyorum.” Şair, oyun yazarı, politikacı Richard B. Sheridan (17511816) 2071 22.10.09! Gümüşsuyu Dünya Sağlık Sokağı, Saat 15.40. Belki beş saniyelik bir karede 6 bayanla birlikteydik. İkisi aralarında fısıldaşırken dördü tek başınaydı ve hepsi yürürken cep telefonuyla konuşuyorlardı. Bu nesne, sokaktaki yal nız kadınların mütemmim cüzü de mi oldu? 2072 Kitabistanı saran sığlık nihayet kitap reklamlarına da uzandı. Onları sinirlenerek veya gülerek izliyorum. Üç taze örnek: 1 “… X.X., insan haklarına, barışa, insani olan her şeye yöneltilmiş evrensel şiddete, son derece zarif bir yapıtla karşı çıkıyor.” (Son derece zarif kadınlar gördüm ama bir kitap için ilk kez duyuyorum. Bu reklam bir ajans kreasyonu mu?) 2 Adını ilk kez duyduğum o yazar adayının romanına özgülenen övgünün altında bir başka yazar veya eleştirmenin adı yoktu? O abartılı ibarenin altında, yayınevinin kendi adı vardı! 3 Vasat romanların başlıktan, “Bir X.X. romanı” diye sunulduğunu görünce gülerken utanıyorum. 2073 Annemin Öğretmediği Şarkılar, bir polisiye parodisiydi. Bunu yerli ve AngloAmerikan eleştirmenler atladı veya ben onlara yeterli ipuçlarını sunamadım. Senelerce Senelerce Evveldi’nin Buenos Aires bölümüne serpiştirilen monologlarda, 1001 Gece Masalları’nın tadı olduğu iki yerde birden vurgulanınca, romanıma başyapıt muamelesi yapılmışçasına sevindim. O iki kaynaktan birini açıklamalıyım; S.Arabistan Jazeera Havayolları’nın sefer dergisine yazan Vartan Tashijan. 2074 Dördüncü ve son sefer için yola çıkan Haçlı ordusu, Mısır’a gitmek üzere uğradığı Konstantinopolis’te on ay oyalandı. Bizans İmparatorluğu’nun biçare durumunu görünce Venedik Dükü Enrico Dandolo’nun da onayıyla 13 Nisan 2061 29.10.2009! Balkonlarına bayrak astılar, havai fişek gösterileri ve belki Cumhuriyet Bayramı balosuna katıldılar. Yetersiz sesleriyle marş söylemeye çalıştılar. 30.10.2009 sabahı kalkıp vergi kaçırmaya kaldıkları yerden devam ettiler. Şimdi bunlar kaçıncı Cumhuriyet çocuğu oluyorlar? 2062 Toplum içinde şakır/şukur tespih çekenlere kapalı yerde sigara içme ile ilgili yasaklar uygulanamaz mı? (Gerekli düzenlemelerin masrafını karşılamaya hazırım.) 2063 01.11.2009! 11. Uluslararası İstanbul Bienal Ziyareti (Antrepo): a) Enstalasyonları genelde by pass ederek seğirtirken aklıma geldi; enstalasyon sanki sanat değil de, onun aforizmasal bir alt açılımıdır. b) Bienal’i gelecek sefer üç yıl, daha sonra dört yılda bir yaparak dünyayı şaşırtamaz mıyız? Bu girişim enteresan bir enstalasyon sayılmaz mı? c) Çıkarken aklıma ressam Barnett Newman’ın (19051970), “Bir tabloya bakmak için geriye çekilirken çarptığınız nesneye heykel denir” dizesi geldi. 2064 Toledo Katedrali, ressam El Greco’ya (15411614) “İsa’nın Soyunması” başlıklı bir tablo sipariş eder. Yapıtın parası ödenmeyince ressam Katedral’i mahkemeye verecektir. 2065 Bir bayan yakınım Aşkı Memnu nam TV dizisini, giysi ve takıları için izledi 1204’te kenti yağmaladılar. Din aşkına sefere çıkan çapulcular yoksulların evlerini de basıp kadın çocuk demeden herkesi öldürürken, rahibelere tecavüz ettiklerini yazdı tarihçiler. Üçüncü günün sonunda dünyanın dokuz yüz yıllık başkenti bir harabeye dönerken, Sultanahmet Meydanı’nda başlayıp Kumkapı sahilinde biten dünyanın en görkemli bina kompleksi Büyük Saray, yerle bir edilmişti. Haçlılar Konstantinopolis’te, Latin İmparatorluğu diye bir kukla süreç başlattılar. Sürünerek yaşayan bu imparatorluğun başına Fransız soylular geçti. VIII. Mikhail Palaeologos onları 1261’de kovdu, ama Bizans bir daha toparlanamadı. Sultan II. Mehmet 1453’de Konstantinopolis’i kuşatınca da Venedik, Papa ve Avrupa Bizans’a yardım etmedi. Bizans’ın ticari işlerinin taşeronluğunu yaparak varsıllaşan Venedik sembolik ve gecikmiş bir destek verdi. Papa Katolik hükümranlığını kabul etmeyen Ortodoksları cezalandırmak niyetindeydi, Bizans’ı oyalamayı yeğledi. Konstantinopolis düşünce Fatih Sultan Mehmet Bizanslı sanatkâr, zanaatkâr, akademisyen ve üst düzey yöneticilere dokunmadı. Onlar, nitelikli insan gücü gereksinimi olan Avrupa’ya dağılarak Rönesans’ı ateşlediler… Ve o Avrupa’nın “devlet adamlığından” nasiplerini almamış bazı politikacıları, bize Avrupa’nın parçası değilsiniz demekteler. (22.11.09 sabahı Sakıp Sabancı Müzesi’nde, “Osmanlı Döneminde Venedik ve İstanbul” sergisini gezerken aklıma takılanlardan.) 2075 “Yalan içermeyen tarih kitapları son derece sıkıcıdır.” Fransız gazeteci, yazar ve şair Anatole France (18441924) CUMHURİYET KİTAP SAYI 1038 SAYFA 11