Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
K “Fezal ve İlker Gülfidan İçin” Ah ne güzel günlerdi on2051lar, yaşamımızın en hüzünlü günleri… On yıl önceydi, yayıncılık arenasının nitelik ve nicelik lideri Yapı Kredi Yayınları’nın (YKY) Yönetim Kurulu Başkan’ıydım bir gün Enis Batur telefon etti. Semih Gümüş’ün (S.G.), YKY’nin bir idari tasarrufu için internet ortamında yanlış beyanlarda bulunduğunu bildirdi. S.G. o dönemde Adam Yayıncılık’ta (A.Y.) çalışıyordu. A.Y.’nin başında İnci Asena vardı, telefonla arayarak YKY’nin iç işlerine karışılmamasının sağlanmasını rica ettim… 2001’de YKY, ilk romanım Yalnızlık Gittiğin Yoldan Gelir’i yayımladı. (S.G.’nin kitap hakkında bir saldırı yazısı hazırladığı duyumunu aldım.) Dene(mesel) romanım nitelikli okur ve edebiyat ortamında ilgi gördü; 1.5 yılda 10. baskısına ulaştı, önemli eleştirmenlerin övgülerini aldı. Ve Ağustos ayının Adam Sanat’ında, S.G.’nin –salvo saldırı yazısı yayımlandı. Tiksindim! Edebiyat, hakkaniyet ve “etik eleştirmenlik” adına utandım demekle yetineceğim. Nisan, 2004’te Yapı Kredi Yönetim Kurulu Başkanvekilliği ve YKY Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerimden ayrıldım. Haziran, 2004’te S.G.’nin Milliyet Sanat’ta bir iftira yazısı çıktı. Arabesk bir girizgâhtan sonra özetle; onun süfli yazısı yüzünden A.Y.’ye haciz işlemi başlattırdığım ve kendisinin işten atılması için A.Y.’ye ahlaksız teklifte bulunduğum uyduruluyordu. Enis Batur aracılığıyla dergiden yanıt hakkı istedim, “bilmem kaç yüz sözcüğü geçmemek koşulu” getirilince, iftiralar yanıtını Varlık dergisinde buldu. Önce teknik olarak bir yazı yüzünden bir kuruluşa haciz uygulanamayacağını anlatmaya çalıştım. S.G.nin çalıştığı şirketin çalıştığım bankaya borcu vardı, bu borcun taksit ve faizleri zamanında ödenmediği için gerekli işlem yapılmıştı. Ayrıca bankanın hukuk işleriyle organik bir bağlantım yoktu. Bu iftira daha önce sözlü olarak S.G. ve ekürisi tarafından edebiyatistana yayılmış bazıları da bu safsataya inanmıştı. Yaşamım boyunca hiç kimsenin işinden atılması için kimseye ahlaksız teklifte bulunmadım. Benim edebiyatistana iyilikten başka katkım olmamıştır. Ahlaksız teklifte bulunan şerefsizdir de iddiasını kanıtlayamayan nedir demek zorundayım. 2052 Haciz safsatası, Memet Fuat’ın Ölünceye Kadar başlıklı güncesinin ikinci cildinde de (sayfa 173,174) yer aldı. Memet Fuat, A.Y.’nin ortaklarından Nazar Büyüm’den yaptığı alıntıda Selçuk Altun için, “Çok iyi insandır, ayrıca benim arkadaşım, kesinlikle böyle bir şey yapmaz” demişti. SAYFA 10 itap İçin... SELÇUK ALTUN LXXXIII Semih Gümüş ise Selçuk Altun Bu vesileyle, A.Y.’ye yardımcı olmaya çalıştığımı da belirtmeliyim. Bir ara borçlarına karşılık A.Y.’nin Banka’ya satışı önerildi. Enis Batur’la durumu görüşüp, önerinin lehinde rapor hazırladık. YKY, A.Y.’yi bünyesine dahil ediyor diye söylenti bile çıktı. Ancak gerekli merciyi ikna edememiştik. 2053 İşine gelince eleştirmen, işine gelince danışman kesilen Semih Gümüş’ün (S.G.) bir diğer temel özelliği de işine gelince eylemiyle söyleminin (ç)atışmasıdır. Örneğin, psikiyatr ve yazar Dr.Kaan Arslanoğlu’na göre Orhan Pamuk’un romancılığının “abartılmasından rahatsız olurken”, Nobelist olduktan sonra onu önemsemeye başlamıştır. Enis Batur’a göre, sermayedar grupların yayıncılık yapmasını eleştirirken öyle gruplardan birinin yayıneviyle de çalışmıştır. (Daha geçenlerde sürpriz yaparak YKY’nin bir etkinliğinde de boy gösterdi.) Yayıncılığa heveslenen bir sanayi şirketinin kurduğu şirkette işe girmiş, oradaki işinden de olunca Radikal Kitap’ta, sanayi şirketlerinin yayıncılığa girmesinin ne denli yanlış olduğunu vurgulamıştır. Nice eski solcu gibi –herhalde ücreti mukabilinde, AKP’nin yönetimindeki bir kamu yayın organında S.G. kitap tanıtımı yapacak diyen gazete haberine hiç şaşırmamıştım. Olayları etraflıca irdelemeden veya tuhaf varsayımlarla yazdıkları yüzünden müşkül, yaptığı anketlerle ise gülünç durumlara düşmüştür. İbrahim Yıldırım yazmıştı, çıkardığı derginin okurları arasında yaptığı ankete göre, oyların yüzde 76’sını alarak kendi dergisi en çok okunan seçilmiştir. Tuhaflığın farkına vararak güya dergisini değerlendirme dışı tutmuş ama oyların aslan payını aldığını saklamamıştır. Ellinci yaşım yaklaşırken iki özel hedefim vardı; ellinci yaş günüme dek ilk romanımı bitirecek ve Yönetim Kurulu Başkanlığı’na getirildiğim YKY’nin, alanında nitelik ve nicelik lideri olmasına çalışacaktım. YKY’yi o konuma getirdik. Bazı usta şairlerimizin yapıtlarının yabancı dillere çevrilmesini sağlayıp, yazarlarımızın dar zamanında yanlarında olduk. Bunlar için gerektiğinde kurumsal olanakların yanı sıra kişisel olanaklarımı da kullandım. Para, reklam ve ün için yazmadım. Basılan kitaplarımdan gelen telif hakkının tümüyle mezun olduğum üniversitede bir eğitim fonu kurdum. Onun getirisiyle geleceğin üç edebiyatçısına maddi katkıda bulunuluyor. Kitaplarımın reklamı için kimseden yardım istemedim, bunun için olanaklarımı seferber etmedim. Romanlarım benden habersiz bir ödüle aday Ama bir düzyazı eleştirirken, düzyazı yazmanız gerekir. Ve sakın bana bu kişilerin eleştirmen olmaktan başka bir arzuları olmadığını söylemeyin.” Martin Amis 2055 Gümüşsuyu’ndaki yarım bıraktırılmış dev Park Oteli karkası çirkinlik anıtı olarak yıllardır göz zevkimizi bozmaktadır. Avrupa’nın belki de yaya trafiği en yoğun güzergâhı olan İstiklâl Caddesi’ndeki anıtsal Circle d’Orient’in ön cephesindeki 120 yıllık kir, içimizi de karartmaktadır. Cadde’nin zeminine yeni döşenen blok taşlara dikkat ettiniz mi? Derhal dökülmeye başladılar ve sanki sürekli kirli görünmeleri için seçilmişler. İstanbul, Avrupa’nın 2010 Kültür Başkenti – öyle mi? 2056 Kentin sosyetik bir köşesinde açılacak pastaneye ad önerisi; MARIE ANTOINETTE. 2057 Türkiye Yayıncılar Birliği kitapları yargılanan yazar ve şairlere “Düşünce ve İfade Özgürlüğü” ödülü vermektedir. İyi niyetli bir girişimdir. Ancak bu ödülün E.Ş. ve N.G.’ye özgülenmesi, bana kopya çektikleri bilindiği halde takdirname verilen öğrencileri anımsatır. 2058 23.10.2009 akşamı küresel şair Michael Palmer’ın (doğ.1943, New York) YKY’de okuma ve sohbet toplantısı vardı. Bilahare Selhan Endres ve Nazmi Ağıl’ın üstattan birer şiir çevirileri okundu. Etüt Karartılmış bir odada sözün dinine karşı, kehanetli, yüce, ahenkli çağrıya karşı biri gibi konuşuyorlar. Tuhaf bir sohbet, ikindiden bu vakte, uzun sevişme saatlerinden sonra, bu ikinci buluşmalarında, dışarıdaki lambanın ışığı içeri girmesin diye, panjurlar kapalı. Yatağa oturmuş, kadın, sırtının eğimi adama dönük, sigara içiyor. Söylediklerine inanıp inanmadıkları anlaşılmıyor. (Çeviren: Nazmi Ağıl) 2059 Geçen Yıldan Kitap Önerileri – Eflatun Koza – Cahide Birgül, Everest / Melekler Sözlüğü – Gustav Davidson (Çev. İsmail Yerguz), SEL / Gün Bugün – Sıtkı Kösemen, Sergi Kitabı… 2060 Eflatun Koza’yı okuduktan sonra Cahide Birgül’ü takip edilecek ¥ Kuaförde Bahşiş Kutuları (Gün Bugün, Sıtkı Kösemen gösterilmişse onları geri çektim. İmza günleri yapmadım, benzeri etkinliklere katılmadım. Kendimi, edebiyata hizmete adadım. KİTAP İÇİN’de bilgi ve öneri sunmaya, ıskalanmış değerleri sahiplenmeye ve edeb(iyat) dışı davranışları eleştirmeye çalışıyorum. Kitaplarımın yurtdışında benimsenmesinden önce Türk edebiyatı adına seviniyorum; orada gündeme oturmak için ülkem aleyhine demeç vermiyor, tarihi tahrif etmiyorum. “Yaptığınız iyilikler cezasız kalmayacaktır” aforizmasına inanıyor ama edebiyatistanda, kimse için bir kötülük düşünmüyor maddi/manevi desteğimi sürdürüyorum. Bunları yineliyorum, çünkü Semih Gümüş ise Selçuk Altun. 2054 “Edebiyat eleştirmeninin neden en kötüsü olduğunu anlatayım; bir müzik parçasını eleştirirken bu konuda bir şarkı söylemeniz gerekmez, bir resim sergisi eleştirirken resim yapmanız gerekmez. Cahide Birgül (19562009) Anısına saygyla... CUMHURİYET KİTAP SAYI 1038