Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
¥ Geleneksel Kent: Birgi Ë Dr. Alev COŞKUN irgi, Ege Bölgesi’nde son derece önemli tarihi bir kenttir. Birgi, M. 1. yüzyılda Romalılar zamanında ilk kez kent yerleşimi olarak ortaya çıkar. Kentin ilk adı Diohienion, sonraki adı Christopolis, sonra Pyrgion, Türk egemenliğine geçtiği 14. yüzyıldan itibaren de Birgi olmuştur. Küçükmenderes havzasında Ödemiş’e 10 km. yakınlıkta, Bozdağların eteklerinden Küçükmenderes vadisini seyreden Birgi Aydınoğlu Beyliği döneminde başkentlik yapmıştı. Bugün de bir başkent olmanın onurunu korur gibi vakarla ayakta durmaktadır. Birgi, zengin tarihsel geçmişiyle ve bir ölçüde iyi korunmuş yapısıyla sanatın, kültürün, kent mimarlığının zengin kaynaklarını bünyesinde taşımaktadır. Bu zengin kent, ÇEKÜL Vakfı tarafından Türkiye’de korunması gereken 7 önemli kültür mirasından birisi olarak seçilmiştir. Bu olağanüstü ama dingin kent, tarihe meydan okur gibi sapsağlam değerlerine sahiptir. Halkıyla, belediye başkanıyla kentin korunması için savaş veriyor. Bu kentte Roma, Selçuk, Aydınoğlu Beyliği ve Osmanlı kalıntıları yan yana durmaktadır. İşte bu kenti bir kez daha sanat, kültür ve mimarlık dünyasının dikkatine Prof. Dr. Ülkü Altınoluk getiriyor. B Yazdığı kitap Geleneksel Kent Dokusu: Birgi adını taşımaktadır. Kitap, Birgi’nin kentsel biçimlenişini analiz ettikten sonra, sonuçların tasarıma nasıl yönlendirilebileceği kurgusu üzerine planlanmıştır. Prof. Dr. Önder Küçükerman’ın önsözünü yazdığı bu yapıt 5 bölümden oluşuyor. Kitapta Birgi’nin yerleşimi, doğal, sosyal ve yapısal özellikleri, kent dokusu, kentteki binalar ve sonuç bölümleri yer alıyor. 206 sayfalık bu önemli eserde, 375 adet renkli, orijinal resim ve plan yer almaktadır. Arkeolojiden mimarlığa ve etnogrofyaya, resimden müziğe, sanat ve bilim dallarında araştırma konuları için Birgi, çok zengin bir birikime sahiptir. Eserin yazarı Prof. Dr. Ülkü Altınoluk bu yörede, Ödemişte’te doğdu. Altınoluk, halen Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi ve Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde öğretim üyesidir. Kitap sadece uzmanları değil, sanat ve kültürle ilgilenen herkes için keyifle, zevkle okunacak bir yapıttır. Günümüzde gerçek dünyadan kopmuş gibi duran, titizlikle korunmaya çalışılan Birgi konusunda ürettiği bu kaynak yapıt için Prof. Altınoluk’u kutlarız. Kitabı tüm sanatseverlere, kültür insanlarına ve mimarlara hararetle öneriyorum. ? Geleneksel Kent Dokusu: Birgi/ Prof. Dr. Ülkü Altınoluk/ Ege Yayınları, İstanbul 2007 İstanbul, Seni Hiç Terk Etmedim ki... Ë Tufan ERBARIŞTIRAN Ü lkemizde tarih boyunca çok çeşitli dinler, inançlar, mezhepler yaşamıştır. Bunlardan bazıları halen varlıklarını sürdürmektedir. Anadolu’nun kendine özgü mozaiğinin yarattığı bu zenginlik günümüze kadar gelmiştir; her ne kadar arada bazı tatsız olaylar yaşansa da… Günümüzde ne yazık ki anı/roman fazla yazılmıyor. Bu edebi türün güzelliği bir yana, yazıldığı dönemi tanıtması açısından son derece önemlidir. Tolya Filiz bunu gayet güzel başarmış. Kişisel yaşamından bir kesit sunarken, 1950’li ve 1960’lı yılların İstanbul’unu ve yine o dönemin yaşam biçimini anlatıyor. Söz konusu dönemlere ait kibar beyefendiler, şık bayanlar, komşuluk, dostluk, paylaşma gibi unuttuğumuz konu CUMHURİYET KİTAP SAYI 952 ları satırlarda anımsıyoruz. “Cuma akşamları şenliği ise, evimizde her hafta yinelenen bir aile toplantısı idi. Özellikle Türk evlerine özgü, habersiz gelebilecek sürpriz bir misafirin…” Bugünün keşmekeş, arabesk, alt/kültür dolu İstanbul’unu gördüğümüzde içimiz kan ağlıyor. Tolya Filiz, Musevi dinine mensup bir Türk vatandaşıdır. Kitabın tamamında bunun somut izlerini görmekteyiz. Biz yeniden o dönemin İstanbul’una dönelim. “Balık Pazarı’na, genellikle lokantaların ve meyhanelerin bulunduğu Çiçek Pasajı’ndan girerdik. …Her İstanbullunun tanımasa bile, en azından ününü işitmiş olduğu, oturulacak sadece bir veya iki yuvarlak masası bulunan ünlü İnci Pastanesi idi.” Tolya Filiz biraz meraklı, yaşamı çok seven, dans etmeye bayılan, gençlik yıllarında “hızlı” yaşayan biridir. Böyle ¥ SAYFA 23