04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Metin Aydoğan’dan ‘Ülkeye Adanmış Bir Yaşam’ Kurtuluş Savaşı’nda ve Devrimlerde Mustafa Kemal ? Öner YAĞCI “...Uçurumun kenarında yıkık bir ülke, türlü düşmanlarla kanlı boğuşmalar, yıllarca süren savaş. Bunlardan sonra içeride ve dışarıda saygı duyulan bir vatan, yeni bir toplum, yeni devlet ve bunları başarmak için sürekli devrimler. İşte Türk Devrimi’nin kısa ifadesi... Devrimler yalnızca başlar, bitişi diye bir şey yoktur...” Mustafa Kemal Atatürk 19 45 Afyon doğumlu. İlk ve ortaöğrenimini İzmir’de tamamladıktan sonra girdiği KTÜ Mimarlık Fakültesi’nde 1968 öğrenci hareketlerinin aktif bir örgütleyicisi olan devrimci öğrenciliğini; 19701973 arasında üç dönem TMMOB Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu ve TEKSEN (Teknik Personel Sendikası) İzmir Şube Sekreterliği, 19741980 arasında TÜTED (Tüm Teknik Elemanlar Derneği) İzmir Şube Başkanlığı, 19971999 yıllarında Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) İzmir Merkez Şube Başkanlığı görevlerini üstlenerek aktif bir demokratik kitle örgütçüsü olarak sürdüren bir yurtsever Metin Aydoğan. Kendi deyişiyle “teoriyle pratiği ve söylemle eylemi” yaşam biçimi kılarak sürekli yazan Türkiye sevdalısı bir aydın ve bu sevda ile ardı ardına yayımladığı kitapların tümü de Türkiye ile ilgili kafa yormasının, araştırmasının, yaratıcılığının ürünü. Metin Aydoğan, araştırmalarına verdiği yıllardan sonra yayımlanmasını son birkaç yıla sığdırdığı yapıtlarıyla bilinçli, duyarlı, kararlı aydın olmanın örneğini gösteriyor. Ülkemizde ve dünyada yaşanan olayları, ülkemizin karşısına çıkan/çıkarılan sorunların kökenleri, nedenleri, getirdikleri ve bu sorunların aşılması için neler yapılması gerektiği konusunda düşünceler üretiyor. Mustafa Kemal Atatürk’ün “Türk Devrimi, Türk ulusunu, son yıllarda geri bıraktırmış olan kurumları yıkarak, yerine, milletin en ileri uygarlık gereklerine göre ilerlemesini sağlayacak yeni kurumlar kurmaktır...” sözünü gerçekliğe dönüştüren destansal yaşamını anlatan ‘Ülkeye Adanmış Bir Yaşam’ her yurtseverin okuması gereken bir kitap. gününde karşımıza dikilen sorunları aşmamız için gereken bilgi donanımını sağlıyor. Tüm bu çalışmalarıyla çalışkan, kararlı, yurtsever, duyarlı bir aydın kimliği sergileyen Aydoğan’ın, Mustafa Kemal Atatürk’le ilgili çalışmasında (Ülkeye Adanmış Bir Yaşam/ 1: Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı, 2: Atatürk ve Türk Devrimi) aynı kimliği sürdürdüğünü ve hakkında onlarca kitabın yazılmış olduğu bir konuyu da kendine özgü yöntemi ve derinlikli yaklaşımıyla ele aldığını görüyoruz. Metin Aydoğan’ın, yaşadığımız sorunlarla ilgili nelerin nasıl yapılması gerektiği konusunda yakın tarihimizin yarattığı önder Mustafa Kemal Atatürk’ü anlamanın ve onun düşünceleri ve eylemleri doğrultusunda davranmanın gerektiği bilinciyle oluşturduğu bu yapıtlar; “Nutuk” (“Söylev”) başta olmak üzere Kurtuluş Savaşı’yla ve devrimlerle ilgili olarak yazılan Şevket Süreyya Aydemir’in “Tek Adam”, Doğan Avcıoğlu’nun “Milli Kurtuluş Tarihi”, Hasan İzzettin Dinamo’nun “Kutsal İsyan”, “Kutsal Barış”, Şerafettin Turan’ın “Türk Devrim Tarihi”, Sabahattin Selek’in “Anadolu İhtilali”, Mahmut Esat Bozkurt’un “Atatürk İhtilali”, Tarık Zafer Tunaya’nın “Devrim Hareketleri İçinde Atatürk”, Sina Akşin’in “İstanbul Hükümetleri ve Milli Mücadele”, Turgut Özakman’ın son yıllarda yaygın olarak okunan “Şu Çılgın Türkler” gibi onlarca başucu kitabının yanında yer alıyor. Metin Aydoğan’ın, Atatürk ve Türk Devrimi konusunda “gerçek boyutuna zarar vermeyen, ilgi çeken ve fazla uzun olmayan bir kitap halinde, akıcı bir anlatımla yeniden yazılması gerektiği” düşüncesiyle gerçekleştirdiğini söylediği çalışmasını okuduğumuzda, onun bu muradını başarıyla yerine getirmiş olduğunu anlıyoruz. Yapıt, kaynaklara ve belgelere dayalı bir bilimselliğin yanı sıra içtenlik ve gerçeklik içeren yorumlarıyla, kurgusuyla Mustafa Kemal’in tepeden tırnağa yaşamını, düşünüşlerinin ve davranışlarının ortaya çıkmasına neden olan toplumsal ortamı aktararak, onu o toplumsal ortamdan koparmayarak gözler önüne getiriyor. Mustafa Kemal Atatürk’ü anlatan yüzlerce kitap varken cesaretle giriştiği böyle bir toplumsal ve bireysel portre denemesini başaran Metin Aydoğan’ın Atatürk’ün “ülkeye adanmış yaşamı”nı aktaran bu çalışmasının hak ettiği ilgiyi mutlaka göreceğine inanıyorum. BİTMEYEN OYUN Aydoğan’ın bilinçlendirme sorumluluğunun dikkat çeken bir ürünü olan, ABD’nin yeni dünya düzeninin ve küreselleşmenin aslında emperyalizmin bölyönet politikasının bir devamı olarak tüm dünyayı sömürgeleştirme operasyonu olduğunu aktaran Bitmeyen Oyun: Türkiye’yi Bekleyen Tehlikeler adlı çalışması, güncelliğini yitirmeden uyarma görevini sürdürüyor. Bilgi gereksinmemiz olan konularda araştırmalarını sürdüren Aydoğan, geleceğimizi belirleyen gerçekliğin ne olduğunu araştırarak 20. yüzyılda yaşanan olayları birbirine bağlayan Yeni Dünya Düzeni Kemalizm ve Türkiye: 20. Yüzyılın Sorgulanması (2 cilt) adlı yapıtında, bugünleri anlamamızın temel verilerini bütünlüklü olarak sunarken, Avrupa Birliği’nin Neresindeyiz ve Ekonomik Bunalımdan Ulusal Bunalıma adlı yapıtlarıyla yakın geçmişimizi belirleyen ve geleceğimizin yapılanmasının önemli temellerini içeren Avrupa Birliği serüveni ile emperyalizmin ekonomik kıskaçlarla bunalımlara ve yıkıma sürüklediği toplumsal yapımız konusunda derli toplu bilgilerle bilincimizi yükseltiyor. Onun Antik Çağdan Küreselleşmeye Yönetim Gelenekleri ve Türkler ve Türkiye Üzerine Notlar: 19232005 adlı çalışmaları da dünyanın buSAYFA 26 SİYASİ VE EKONOMİK İŞGAL Mustafa Kemal’in yaşamının Kurtuluş Savaşı’nın 30 Ağustos 1922’ye kadarki döneme kadar olan bölümünü içeren “Ülkeye Adanmış Bir Yaşam”ın “Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı” adlı ilk cildin çok dikkatle okunması gereken önsözünde Metin Aydoğan; Türkiye’nin “askeri değil ama, askeri işgalin amacı olan, siyasi ve ekonomik işgal altında” olduğunu; “Sevr’in “toprak paylaşımı dışında hemen tüm maddeleriyle, üstelik daha kapsamlı olarak” uygulandığını; “ulusu ilgilendiren hemen her kararın ülke dışında” alındığını; “ulusal sanayimizin ve tarımımızın çöktüğü”nü; “ulusal değerlerimiz”in ko runmadığını; “vatanseverliğin baskı altında” olduğunu: “hıyanetin getirisi yüksek bir meslek” durumuna geldiğini; “basının ihaneti yaydığını”; “sanki işgal İstanbul’unun yeniden yaşandığı”nı; bu koşullarda yapmamız gerekenin “Benzer koşullar altında geçmişte verilen mücadeleden yararlanmak ve bu yönde çalışmak” olduğunu; “Samsun’a çıkan anlayış”ın, “Kuvayı Milliye ruhu”nun, “Müdafaai Hukuk örgütlerinin önümüzdeki yakın dönemi belirleyecek biçimde yeniden gündeme geldiğini söylüyor. Bu temelde güncelliğini koruyan Kurtuluş Savaşı eyleminin günün koşullarına uyumlu kılınarak aynı anlayışla uygulanmasının zorunlu olduğunu ve “Bu ülkenin parçalanmasını önlemek isteyen herkesin Mustafa Kemal’e başvurmak, onun mücadelesinden ders almak zorunda” olduğunu belirten Aydoğan, “Türkiye’de yükselmekte olan ulusal uyanış, geçmişteki benzersiz deneyimden kesin olarak yararlanmalı, bu konuda bilgilenmeli” diyor. Bu düşünceyle Atatürk’ün “bugün ona çok gereksinim duyan Türk halkına anlatılması” görevinin dayattığını; “Bir değerin nasıl kazanıldığını bilmeyenin onu koruyamayacağını”, bu amaçla oluşturduğu çalışmasının “bir tarih araştırması değil, Kemalist bir eylem önerisi” olduğunu söyleyen Aydoğan, “yalnızca bir yaşamı ve bir ulusun kurtuluşunu değil, adeta bir destan’ı aktarmaya çalıştım ya da daha doğru bir söylemle, aktarmaya çalıştığım olayın bir destan olduğunu gördüm” diyor. Ülkeye Adanmış Bir Yaşam’ın özgünlüğünü, yapısının Mustafa Kemal’in söyledikleri ve yazdıkları temelinde yükselmesi oluşturuyor. Ele alınan sözler ve eylemler ister tanıklıklara, anılara, ister belgelere, kitaplara dayandırılsın mutlaka Mustafa Kemal’in imzasını taşıyor. Bu onurlu, yurtsever, devrimci imzaya eklenen Metin Aydoğan’ın onurlu, yurtsever devrimci kişiliği eklenince de ortaya gerçek bir kurtuluş ve devrim destanı çıkmış oluyor. “Ülkeye Adanmış Bir Yaşam”ın “Atatürk ve Türk Devrimi” adlı 2. cildinde, 30 Ağustos 1922’den 10 Kasım 1938’e kadarki yaşamını okuyoruz Mustafa Kemal’in. Bu dönem onun “toplumsal dönüşüm ve devrimler” dönemidir. Bu cilde yazdığı önsözde, çalışmasının “eskiyi bilmediği için günümüz sorunlarına çözüm bulamayanlara, Atatürk’ün yaptıklarını göstererek çıkış yolu konusunda yardımcı” olmasını dileyen Aydoğan, Türkiye’nin Osmanlının son döneminde olduğu gibi “ekonomik ve siyasi olarak Batı’nın yarısömürgesi durumuna” düştüğünü, “görmek isteyenlerin kolayca görebileceği bu gerçeğin” ülkeyi aynı durumdan kurtaran Mustafa Kemal’i ve eylemini güncel kılan ana neden” olduğunu ve “Gizli işgale dönüşen dışa bağımlılığın Türkiye’yi Türkler için ve Türkler tarafından yönetilen bir ülke olmaktan çıkardığını, ulusal gücü kırmaya yönelik baskının toplumsal yaşamın sıradan olayı haline geldiğini” söylüyor. Ülke yönetimine getirilen işbirlikçilerin, doğal olarak Türk ulusunun ve halkının değil yabancıların isteklerini yerine getirdiğini, Türkiye’nin Osmanlının gittiği yola sokulmuş durumda olduğunu, tehlikenin farkında olanların henüz yeterince güçlü ve örgütlü olmadığını, “devletin her gün bir biriminin etkisizleştirilip yok edildiğini”, “bilinçli programlarla birlik duygularının köreltildiğiKİTAP SAYI ? CUMHURİYET 843
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle