04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

? Şöyle bir hatırlayalım: Ne olmuştu da Çanakkale Savaşı başlamıştı? ÇANAKKALE’Yİ GEÇMEK... 3 Ağustos 1914’te I. Dünya Savaşı resmen başlayınca, Çanakkale Boğazı da aynı gün kısmen kapatıldı ve ertesi gün mayın hatları oluşturulmaya başlandı. 10 Ağustos’ta Goeben ve Breslau savaş gemileri Çanakkale Boğazı’ndan geçtiler ve bir gün sonra İstanbul’a sığındılar. Türk – İngiliz ilişkileri “kriz”e doğru giderken, Türk bayrağı çekerek Yavuz ve Midilli adlarını alan Goeben ve Breslau, 29 Ekim’de Rus limanlarını bombalayınca, İngiltere ve Fransa 5 Kasım’da Türkiye’ye resmen savaş ilan etti. Türkiye de 11 Kasım’da Müttefiklere (İngiltere, Fransa, Rusya) resmen savaş açtı. Müttefikler, İstanbul’a ulaşmak amacıyla Çanakkale’yi geçmek için planlar yapmaya başladılar ve 18 Mart 1915’te, o zamana kadar tarihin yazdığı, karayla deniz arasındaki en büyük muharebe başladı. O günü ayrıntılarıyla Göncü ve Aldoğan’ın kaleminden okuyalım şimdi: “Sabah saat 11.15’teki ilk salvoyla Boğaz’ın ağzından giren, Amiral De Robeck komutasındaki büyük Müttefik donanmasının ana hedefi, Çanakkale ve Kilitbahir’deki ana savunma hatlarıyla Kepez bölgesindeki mayınları koruyan bataryalardı. Tabya ve bataryaların susturulmasına paralel olarak mayın tarama gemileri Boğaz’ı temizleyecek ve donanmaya İstanbul yolunu açacaktı. Bu kademeli plandaki amaç, büyük savaş gemilerini riske atmamaktı. O gün Müttefik donanmasının ateş gücünü, orta ve uzun çaplı (15 cm. ve yukarısı) 250 namlu sağlıyordu. Türk tarafında ise tabya ve bataryalarda toplam 74 kıyı topu (8’i gemi topu); 82 adet havan, muhasara ve obüs topu (12 cm. ve üstü) ve 58 adet muhtelif küçük top bulunmaktaydı. Toplar arasında nitelik ola rak da Müttefikler lehine bir avantaj bulunmaktaydı. Kıyı toplarının önemli bir bölümü eskiydi ve tür, çap, mekanizma bakımından rahatsız edici bir çeşitlilik vardı. Modern ve etkili topların cephane stoku sınırlıydı. Boğaz’ın içine giren ve üç hat halinde tertiplenmiş 18 muharebe gemisiyle başlatılan saldırı, yoğun karşı ateşe rağmen saat 13.45’e kadar İngilizlerin planladıkları doğrultuda gelişti. Türk tabya ve bataryaları giderek susturuluyor, buna mukabil Müttefik donanması ciddi bir hasar görmeden (Gaulois hariç) yoluna devam ediyordu. Müstahkem Mevki (güçlendirilmiş savunma bölgesi) savunması tarafından, bataryaların yakınlarına eski, hatta antiMüttefikler, Boğaz’ın sadece donanmanın zorlamasıyla geçilemeyeceğini anladılar. Çıkarma harekâtı ve sonrasında 8.5 ay sürecek ka toplar (8 cm.’lik) kanlı kara muharebeleri dönemi böylece başladı. Yukarıda siperde yerleştirilmişti. Bundirenen Türk askerleri. lar manevra mermisi dan döşenen ve fark edilmeyen mayınatarak düşmana duman gösteriyor ve lardan birine çarpınca, harekâtın seyri donanma ateşini üstlerine çekmeye çalıdeğişti. Çok kısa sürede, 600’ün üzerinşıyordu. de mürettebatıyla batan Bouvet’nin arBOUVET’İN BATIŞI dından, Inflexible da mayına çarptı. Hemen akabinde Irresistible ve sonrasında Saat 14.00’te, o ana kadar sürdürdüğü ona yardıma giden Ocean da aynı kaderi öncülük görevini İngilizlere bırakmaya paylaştı. Saat 18.00’de durdurulan harehazırlanan Bouvet zırhlısı, dönüş yolunkât neticesinde, Müttefiklerin üç muhada, Erenköy Koyu’nda, Nusrat tarafın rebe gemisi (Bouvet, Ocean, Irresistible) batırılmış, diğer dördü de (Inflexible, Gaulois, Suffren, Agamemnon) savaş dışı bırakılmıştı. Böylelikle Müttefikler, donanma güçlerinin üçte birini ve 800 denizcilerini kaybetmiş oldular. Türk tarafında ise toplam 176 toptan 8’i kullanılamaz hale gelmiş, batarya ve tabyalar büyük zarar görmüş, 4 subay ve 40 er şehit olmuş; 74 kişi yaralanmıştı. Alman askerlerinin zayiatı ise 3 ölü, 15 yaralı idi.” KANLI KARA MUHAREBELERİ 18 Mart saldırısının sonuçsuz kalması üzerine Müttefikler, Boğaz’ın sadece donanmanın zorlamasıyla geçilemeyeceğini anladılar. Çanakkale Boğazı’nı ele geçirmek ve İstanbul yolunu açmak için bir amfibi harekâta karar verdiler. Çıkarma harekâtı ve sonrasında 8.5 ay sürecek kanlı kara muharebeleri dönemi böylece başladı. Yukarıda da söylediğim gibi, hepimiz, az ya da çok, doğru ya da yanlış Çanakkale muharebeleriyle ilgili parça parça pek çok şey okuduk ya da dinledik. Ancak siperlerde yaşananları, muharebelerin kaderini değiştiren karar ve uygulamaları, düşmanın nerede hangi hesapları yaptığını; dahası tüm bunların muharebe alanının hangi noktalarında gerçekleştiğini, haritadaki yerini (Kitapta 4 tane harita da var) lojistik ve idari hizmetlerin nasıl verildiğini bütünlüklü olarak öğrenemedik bugüne kadar. “Siperin Ardı Vatan”da bu konular ve bu süreç gün gün anlatılıyor ve bizim için çok önemli bir tarihi olayı, tek tek yer adları, ayrıntılı krokiler ve nadir fotoğraflar eşliğinde öğrenme fırsatını buluyoruz. ? Çanakkale SavaşıSiperin Ardı Vatan/ Gürsel Göncü – Şahin Aldoğan/ MB Yayınevi/ 208 sayfa (4 adet muharebe alanı haritası ile birlikte) CUMHURİYET KİTAP SAYI 843 SAYFA 21
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle