29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

? Kırklı Yıllar5/ Kâzım AlöçMihri Belli/ Derleyen: Rasih Nuri İleri/ TÜSTAV/ 312 s. ‘Kırklı Yıllar’ Belge dizisi, Türkiye’de Komünist hareketin gelişmesinin evrelerini, bu evrelerin belgelerini sunuyor. Yorum yok denecek derecede az, bu da dizinin niteliği ile doğrudan doğruya bağlantılı. İlk dört cilt brüt belgeleri, dönemin düğüm noktalarını içeriyor, olsa olsa ciltlerin sonunda olaylarla ilgili bazı kişilerin anılarından parçalar yer alıyor. Beşinci ciltte ise dönemin kilidini veren, Askeri Savcısının karalama amaçlı anılarını ve de dönem hakkındaki bilgi ve yorumları bulunuyor. Bu cildin bir önemi de, “Kırklı Yıllar”ın ilk dört cildinde sözü edilmeyen 19471950 dönemini kapsaması. KonTiki: Pasifik’te 100 Gün/ Heyerdahl Thor/ Çeviren: Deniz Canefe/ Kelebek Yayınları/ 264 s. “Okyanuslar halkları ve kültürleri birbirinden ayırmak için değil, suları bütünleştirmek için vardır” diyen Thor Heyerdahl, Kon Tiki adındaki sallarıyla bir devrim yaratacak, gözü kara bir yolculuğa çıktı. Heyerdahl Polinezya’da yaşayanların geçmişte balsa sallarla buraya gelmiş Güney Amerika yerlileri olduğunu kanıtlamak istiyordu. Bunun için 8000 kilometrelik, imkânsız gibi görünen bir yolculuğa çıktı. İlk kez 1948’de yayımlanan bu yolculuğun öyküsü, 70’ten fazla dile çevrildi. Liberalizmin Felsefi Temelleri/ Francisco Vergara/ Çeviren: Bülent Arıbaş/ İletişim Yayınları/ 216 s. İnsanlar özgürlüğün sınırları üzerine tarihin bütün dönemlerinde tartışmışlar, özgürlüğün şu ya da bu insan grubuna verilmesi veya verilmemesi gerektiğine dair kafa yormuşlardır. Liberalizmin bu tartışmalara göre özgüllüğü, mevcut sistem içinde bir ya da iki ek özgürlük talebinde bulunmaması, yeni bir sistem içinde kendi aralarında birbirlerine bağlı, oldukça geniş bir özgürlükler yelpazesi talep etmesidir. “Liberal” sözcüğü, bu yeni düşünce akımını belirtmek üzere İspanya’da, Napolyon savaşları sırasında kullanılmaya başlanmıştır. Sözcük, buradan, hızla diğer Avrupa dillerine geçmiştir. İnsan haklarının, özgürlüğün savunulmasında bir referans olarak varlığını koruyan klasik liberalizme karşı, insanın vahşi ve dizginlenemez hırslarının meşrulaştırıcısı olarak kullanılan bir liberalizm tanımı da modern çağ boyunca klasik tanımın yanında kendisini konumlandırarak var olmuştur. Klasik liberalizmin incelenmesi, ne yazık ki “liberalizm” olarak adlandırılan sığ ve aşırılığa varan düşünce akımına karşı bir panzehir konumundadır. Bu akımın temsilcileri (Milton Friedman ve Friedrich Hayek vb.) kendilerini klasik liberallerin (özellikle Adam Smith’in) mirasçıları olarak ilan etmişler ve çoğunlukla öyle adlandırılmışlardır. Bu kitabın başlıca amaçlarından biri, bu iki düşünürler ailesini ayıran ilkelerin derin farklılığını göz önüne sererek, söz konusu soy zincirine karşı çıkmak. Gitmeler Denizi/ Uğur Hacıhanefioğlu/ Delisarmaşık Yayınları/ 80 s. Galatasaray Lisesi’ni (1952) ve İstanbul Tıp Fakültesi’ni (1959) bitirdi. Aynı Fakültede Patoloji Asistanı, 1969 yılında Patoloji Doçenti ve 1975 yılında da Patoloji Profesörü oldu. “Klinik Sitoloji” bilim dalının kurucusu olan Hacıhanefioğlu, 1999 yılında kendi isteğiyle emekliye ayrıldı. Hacıhanefioğlu’nun, “Akciğer Hastalıkları Patolojisi”ne ilişkin ders kitapları ile “Tümör Patalojisi” üzerine yazdığı ve yayınladığı pek çok araştırma ve bilimsel makaleleri bulunuyor. İlk şiir çalışmaları 1960 yıllarına uzanır. Pazar Postası ve Güney dergilerinde yayımlanan birkaç şiirinin dışında şiir yayımlamamıştır. ‘Gitmeler Denizi’, Uğur Hacıhanefioğlu’nun yeni şiir kitabı. Terimden Anlama/ Derleyen ve Çeviren: Prof. Dr. Mustafa Durak/ Multilingual Yayınları/ 124 s. Prof. Dr. Mustafa Durak’ın derlediği ve çevirdiği şu makaleler yer alıyor bu kitapta: ‘Dil Bilinci’, J.B. Marcellesi ve B. Cardin; ‘Terim Konusunda’, Bruno de Besse; ‘İşlevsel Dilbilime Giriş’, Henri Frei; ‘Sözdizim, Anlambilim ve Edimbilim’, John Lyons; ‘Anlam Çözümlemesi’, John Lynons; ‘Anlam ve İktidar’, Felix Guattari; ‘Anton Marty’nin Dil Felsefesi’, Oswald Ducrot. Macbeth/ William Shakespeare/ Çeviren: Sabahattin Eyüboğlu/ Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları/ 108 s. Shakespeare’in bu oyunu genellikle evrensel ahlaki değerler açısından ele alınır, Macbeth’in bilinçli bir şekilde kötülüğü seçmesi ve bu seçimin bireysel ve toplumsal sonuçları üzerinde durulur. Ancak Macbeth, Shakespeare’in diğer kötü adamlarına benzemez. Çünkü III. Richard ve Iago gibi karakterlerin aksine, yaptığı kötülüklerden hiç de zevk almaz; dahası, ilk cinayetini işlediğinde gerçekten acı çeker; sözlerine bakılırsa benliğinde bir iç savaş yaşamaktadır. Peki doğrunun, yanlışın ne olduğunu bilen, ileriyi görme yeteneği olan bir adam niçin kötülüğü seçer? Belki de Macbeth’in trajedisi, geleceğe hükmetmeye çalışırken kötülüğe giden yolda attığı her adımın ona azap vermesinden, ahlaki değerlerden ne denli uzaklaştığını bile bile yoluna devam etmesinden kaynaklanır. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, “Macbeth” ile birlikte Shakespeare “Antonius ve Kleopatra” adlı yapıtını da okura sundu. Sakıncalı Doktor/ Müeyyet Boratav/ İmge Kitabevi/ 240 s. “Müeyyet Boratav’ın anılarını kaleme alırken kendisinin vurguladığı temel nokta, 194458 yılları arasında başından geçen soruşturma ile ortaya çıkan ‘sakıncalı doktorluk’ özelliği olmuştur. Kendisinin ‘Yirminci Yüzyıldan Anılar’ adını verdiği kitabın, ‘Sakıncalı Doktor’ başlığıyla yayımlanmasına, ‘artık zadece anılarda kalmış’ bir tarihi kayda geçirebilmek için karar verdik” diyor Ali ve Ferhat Boratav. Dört Yüzüncü Yılında Karacaoğlan/ Hazırlayan: Ahmet Özdemir/ Bordo Siyah Klasik Yayınlar/ 290 s. “…Onun (Karacaoğlan’ın) olduğu kuşkulu şiirlere, bu çalışmamızda yer vermedik. Ancak bunlardan çok bilinenlerle bir örnekleme yapıp, ‘Şiirler’ bölümünün sonunda, ayrı bir bölüm olarak aldık. Kitabımızda Karacaoğlan’ın bütün şiirlerine yer verdiğimizi söyleyemeyiz. Öte yandan, kitaptaki şiirlerin bütününün Çukurovalı Karacaoğlan’ın olduğunu da söyleyemeyiz. Çukurovalı Karacaoğlan’ın anlatımıyla, diliyle, coğrafyasıyla uyumlu olanlar arasında bir seçki hazırladık. Seçtiğimiz şiirler, dörtlüklerin son sözcüğündeki ayakların son harflerine göre ayarlanmıştır” diyor Ahmet Özdemir. Osmanlı Arnavutluk’undan Anılar (18851912)/ Avlonyalı Ekrem Bey/ Çeviren: Atilla Dirim/ İletişim Yayınları/ 324 s. Avlonyalı ailesi, Osmanlı İmparatorluğu’nun yüzyıllar boyunca Arnavutluk’taki egemenliğini sürdürmek için ‘işbirliği’ yaptığı büyük ailelerden biri. 19. yüzyılda bir isyanın da başını çekmiş, buna rağmen imparatorluğun çöküşüne kadar hem yerel hükümranlığını sürdürmüş hem de Osmanlı’ya yönetici kadrolar vermeye devam etmişti – en üst düzeyde, 19031908 arasında sadrazam olan Avlonyalı Mehmet Ferit Paşa’ya kadar... Avlonyalı ailesinin önemli fertlerinden Ekrem Bey’in anıları, hem Osmanlı İmparatorluğu’nun son 30 yılına, hem de Arnavut milli hareketinin uyanış sürecine tanıklık ediyor. Osmanlı’nın Balkanlar’da ve tabii Arnavutluk’taki geleneksel egemenlik sisteminin nasıl işlediğini ve nasıl çöktüğünü tasvir ediyor. Arnavut milliyetçiliğinin, Sultan’a sadakatle özerklik ve bağımsızlık talepleri arasındaki kararsız salınımını anlatıyor. Avlonyalı Ekrem Bey’in anlatısı, 1920. yüzyıl dönümünde sosyal hayata ve törelere ilişkin ayrıntılarıyla, Arnavutluk’a dair bir nevi amatör etnografik gözlem niteliği de taşıyor. Sadece Arnavutluk değil, dönemin İstanbul’una, Hicaz yoluna, Mısır’ına dair canlı gözlemler var kitapta. ? CUMHURİYET KİTAP SAYI 874 SAYFA 36
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle