Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
? olan notalar ise, sessizliğin içindeki sese, yani yaşamın içindeki diğer insanlara dönüşür. İyimser bir bakış açısı egemendir burada. Bozuk nota yoktur. Es işaretlerine uyulmaktadır. Yaşam oratoryosunda birer notadır her insan, büyümeye duran. Ve bu büyüme, farkındalıkla biçimlenecektir. “hangi boşluğun adıydın” (s. 41) gibi sorularla büyütecektir şair, içindeki çocuğu. Bu çocuk aşkla doğsun istemekBerna OLGAÇ tedir, kirlenmeden, dizleri yaralanmadan koşa koşa büyüsün istemektedir. Ancak büyümeyle birlikte örselenme de gerçekleşecektir sonunda. Bu, kaçınılmazdır. Yaşamın zorlukları geçecektir boynuna bir kement gibi. Başlangıç noktasından son noktaya dek bir büyük yalnızlıkla sürecektir yaşam. “aynalara küsen bir veda olsam hangi yalnızlığa koyardım başımı” (telaş, s. 52 ) USTALARLA RUH AKRABALIĞI Berna Olgaç’ın ilk kitabının sayfaları arasında dolaşırken, genellikle hüzünlü bir ezgi eşlik etti bana. Ustalarla ruh akrabalığını gördüm, Cemal Süreya’dan etkiler sezinledim. Ki bu iyi bir şey. Bazen bir dizeyle gök gürültüsü yaratıyor, şimşekler çaktırıyor, daha sonra hava normalleşiyor usul bir yağmura bırakıyor yerini… Berna Olgaç’a bol yağışlı, gök gürültülü, şimşek çakımlı bir şiir yolculuğu diliyorum. Ve yazımı o şimşeklerin aşk haliyle çaktığı dizelerle bitirmek istiyorum. “oysa gülümserken ne çok aşktım sizinle” (telaş, s. 53) “nerede bir aşkı okşasak saydamlaşır gerçeği hayatın” (yalın, s. 61) ? * Gaston Bachelard, Mekânın Poetikası, Kesit Yayıncılık, 1996 rahminden başlamak istemiş ruh dökümüne. Seneler geçtikçe, insanların kendi kendilerine ya da birbirlerine karşı büzüştükleri, büzüştürüldükleri an, yer ve noktalar gelinceye kadar bu korunaklı bölgeden seslenmek istemiş okura. Bu büzüşmenin en mutlak, en sevgili, yani cenin halinden, başlaması doğru bir başlangıç değil de nedir? Şair belki de, “yuvarlak fenomenolojisi”ne de bir gönderme yapmak istemiştir, kim bilir? DÜŞ KURABİLDİĞİMİZ ZAMANLAR... “Ev, düşü barındırır, düş kuranı korur; ev, dinginlik içinde düş kurmamızı sağlar”* İnsanın ilk ve en güvenli yeri olan başlangıç ülkesine, ilk evine, yani ana rahmine gitmek istemesi, şairin; insanın cenin halinden başlaması belki de bundandır. Düş kurmaya çağırır bizi. Düş kurabildiğimiz zamanlara götürür. Düş zamanı, aşk zamanını çağıracaktır. Doğru yerden başlamak önemlidir, basamakları sırasıyla çıkmak da… Zamana giden yolda geceler ayrı bir önem kazanır. Kurşuni ve siyah, giderek çökerler yaşamın üzerine. Geçen ömrü geriye sarmak istesek de.. Başaramayız. “gece şüphesiz doğar” (s. 33) “nasılsa gündüzlerin dönüşleri değil mi geceler” (raylar, s. 55) Şair gündüz yerine geceyi doğurur, kendi doğduktan sonra. Ama asıl sürpriz dizeler ardından gelecektir: “gece evet bazen kırık bir gözlük olur mutluluğun yüzünde” (s. 22) Çünkü mutluluğun gözüne kırık bir gözlük gibi geceyi, ancak bir şair takabilir. Başka ne? “beşik; ninnilerle sallanırken küçük bedenler sessizliğin içinde birer sesti notalar” (s. 30) dizelerinde, beşik hayatın ta kendisidir. Ceninin yeni yuvasıdır. Birer ses CUMHURİYET KİTAP SAYI Bensiz ve öteki/ Berna Olgaç/ Kül Sanat Yayıncılık, Eylül 2006/ 64 s. 874 ? SAYFA 25