Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
? adına, "İstanbul’u güzelleştirmek için kent gecekondularının duvarlarına, havadan beyaz boya püskürtmeye" eşdeğer bir girişimdir. Ben kişisel tepkimi işin başında, vatandaş Temel kanalıyla özetledim. Uygulamaya geçildiğinde, sonuç gazetelerin ön sayfalarına koşut trajikomiklikte yansımıştı. Hıristiyan kökenli masal kahramanlarının günlük yaşamlarında İslama sığındırıldığı akıllardadır. (Bu vesileyle geçmiş Ramazan Bayramı’nın, Pinokyo ve Heidi’ye hayırlara vesile olmasını dilerim.) Orhan Pamuk’a ilişkin notunuzun sonunda ABD’de bir dergide adına rastladığınızda Pamuk’un, Hasdal Kışlası’nın ön cephesine nakşedili özdeyişi anımsıyorsunuz: "Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır." Bu bağlamda Pamuk’un Nobel ödülünü almasına ilişkin eleştirilere nasıl bakıyorsunuz? Orhan Pamuk’la lise döneminde tanıştım. Az öz görüşürüz, belki bu yüzden onu iyi tanıdığımı sanırım. "Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır", 4 Kasım 2005 tarihli yazı başlığımdır. Hasdal Kışlası’nın ön cephesinden ödünç alınan özdeyişin, edebiyat kulvarındaki yetenek ve performansı nedeniyle Orhan Pamuk’a yakıştığını düşünmüştüm. (On bir ay sonra toplanan 2006 Nobel Edebiyat Ödülü Jürisi de benimle hemfikirmiş.) O kıs(s)a yazım çıktığında Sütçüler Kaymakamı Pamuk’un kitaplarını toplatmayı denerken, edebiyat âlemi karikatürsel alınganlığı yadırganan Başbakanımız denli tepkide bulunmamıştı. Kaymakamın beyhude girişimine karşı kılını kıpırdatmayan nice eleştirmen, akademisyen ve yazarın, Nobelist Orhan Pamuk için methiye düzme maratonunu ibretle izliyorum... EDEBİYAT AŞKI... Son soru ya da bir veda cümlesi (mi?): "Bizleri öncelikle okuma özürlü yöneticiler ve sığ yazarlardan koru Yarabbim!" Ne(ler) söylemek istersiniz son olarak? Bir de tabii, önümüzde biz okurlara sunacağınız çalışma(lar)dan bahsedin… Giderek Sığlıkistan’laşan ülkemizde edebiyata kendi çapımda sahip çıkmayı misyon bellediğimde, YKKSY’nin yönetim kurulu başkanı olmam bir şanstı. Neler mi yaptık? Örneğin yılda bir milyon nitelikli kitap ve dergi satışının yanı sıra yayınlarımızı seçilmiş okul kütüphanelerine sürekli armağan ettik. Usta şairlerimizin yapıtlarının yabancı dillerde yayımlanmasına önem verdik, kurumsal kısıtlar yüzünden destek olamadığımız bazı şair ve yazarlara kişisel olanaklarımla yardımcı olmaya çalıştım, kitap ve kitabevleri odaklı kılavuz yazılar yazdım. (Bir menfaat gözetmediğim uğraşıma, birilerinin bir gün hak bilirce tanıklık edeceğine inansam bu cümleleri asla sarf etmezdim.) ‘Kitap İçin’ yazıları bu misyonun devamıdır. Edebiyat aşkı için yazara saygı ve nitelikli okura sevgiyle kotarılmıştır. Kırkıncı haftadan (1000. maddeden) sonra devam etmem istendiğinde, ayda bir olmak koşuluyla hayır diyemedim. Güya "Senelerce Senelerce Evveldi" adlı romanıma yoğunlaşacaktım. Son söz yerine; Başımıza ne geldiyse kitap okumamaktan, yeterince okumamaktan veya yanlış kitaplar okumaktan gelmemiş midir? Okuma zevki aşılamak, mevcut siyasi iktidara bırakılmayacak denli ciddi bir iştir. Kitapçokseverlere okumaktan başka işler de düşüyor… ? Kitap İçin (AforizmaAlıntıKıs(s)a/ Selçuk Altun/ Sel Yayıncılık/304 s. “Şair ve yazarların yabancı dil bilmemesi bir talihsizliktir ama eleştiri unsuru değildir. Onların birbirlerini okumamasınınsa özrü yoktur.” CUMHURİYET KİTAP SAYI 874 SAYFA 23