Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Geride bıraktığı dosyalar kitaplaşıyor Aziz Nesin’le yaşayanlar ve ölenler Aziz Nesin’in, sağlığında çalışmalarını bitiremediği dosyaları gün ışığına çıkıyor. Yayımlanan yazılarında, mektuplarında sıkça sözünü ettiği “Birlikte Yaşadıklarım Birlikte Öldüklerim” bunlardan biri... Aziz Nesin’in yazar arkadaşları hakkında eski yazıyla tuttuğu notlardan, izlenimlerden oluşan ve Ali Nesin’in başkanlığında bir ekip tarafından Türkçe alfabeye aktarılan kitap ağustos ayı sonunda Nesin Yayınevi’nden çıktı. ? Semih POROY hem anlaşılmazdır hem anlaşılabilir bir şeydir. Anlaşılmazdır; çünkü, yazın çalışmalarına ayıracağı zamanın bir bölümünü, yazılarında sık sık belirttiği gibi, ‘yazar’ Aziz Nesin’e yararı olmayan işlere, çalışmalara harcamak zorunda kalmaktadır. (“... Hiç değilse bunlar şiir yazıyor, yazdıklarını sanıyor, iyi bişeyle uğraşıyorlar. Nice kötü şiir yazarlarsa yazsınlar, yine de kendilerine yararı olur bunun; olur olmasına da, zamanımı aldığı için bana zararı dokunuyor...” [Okuduğum Kitaplar’dan.]) Anlaşılabilir bir şeydir; çünkü bu mektupların, kalem kavgalarının bazılarını sonradan kitaplaştırarak gelir elde etmekte, vakfının sürmesine katkı sağlamaktadır! Bana göre bir mizah yazarını, baştan beri kavga yazarı olmuş bir yaratıcıyı bunlarsız düşünmek olanaksızdır. Kendisini yazın çalışmalarından alıkoyduğunu söylediği kalem kavgaları, (boşuna yazılmış duygusu veren) birçok kitabın okunması, bunlara değgin notlar tutmak, gelen sayısız mektubu yanıtlamak Aziz Nesin olmanın gereğiydi. Polemiklere girmemiş bir edebiyatçı eksikli edebiyatçı sayılır. Kaldı ki, Aziz Nesin kalem kavgalarının yaralayıcı esprilerle, kıran kırana yapıldığı dönemlerin de yazarıdır. Polemiğe girmekten kaçınacağını ya da bundan hoşlanmadığını düşünmek saflık olur. Zamanından vererek girdiği kalem kavgalarından hoşlanmamak bir yana, bunlardan hınzırca bir zevk aldığını düşünüyorum. AZİZ NESİN’DE MEKTUP TUTKUSU Yanıtlamaya çok zaman ayırdığı ‘mektuplar’a gelince... Bundan da yakınır; ama, geri durmaz. Ayrıca, bu tutumunda şövalyece bir incelik bulduğumu da söylemeliyim. Tüm yakınmalarına karşın, Aziz Nesin için mektup onsuz olunamaz bir şeydir. Ölümünden sonra dosyaları arasından Ali Nesin’in seçip derlediği, ‘nedense’ büyük bir sessizlikle karşılanmış olan “Okuduğum Kitaplar”ında mektup konusuna değinir. Goethe’nin Seçme Mektuplar’ı için notlarında, yazarın saptanabilmiş on üç binden çok mektubu olduğu bilgisini aktarır. Kendisinin de kaba bir hesapla elli binden çok mektup yazmış olabileceğini söyler: “...bütün hesaplarım yanlış olsa [bile], bugüne dek en az 20 bin mektup yazmışımdır...” der. Şöyle sürdürür: “...Goethe’nin mektuplarında yazarlık uğraşı bakımından dikkatimi çeken, yazar için, yazmanın kurtuluş olduğu gerçeği. (...) Yazarak kurtulma duygusu, yani yazmadan dinginleşememek yazarlığın ilk koşullarından biri olmalı...” Aziz Nesin de, sanırım salt yazınsal metinlerini değil, mektuplarını da dinginleşmek için yazıyordu. “Birlikte Yaşadıklarım...”ın Yusuf Ziya Ortaç’a ilişkin sayfalarında yer alan, bir bölümü gönderilmemiş mektuplar, bu türden dikkat çekici örneklerdir. Aziz Nesin’in ‘mektup’ta önemsediği, yazanın kişiliğini veriyor olmasıdır. Birlikte Yaşadıklarım Birlikte Öldüklerim’in Sait Faik’i anlattığı sayfalarında, “...Bir yazarı anlatan anı yazılarının, o yazarın lehinde yada aleyhinde olması, eserlerinin değerini ne artırır, ne eksiltir. Ama bu anılar, o yazarın eserlerini daha iyi anlamamıza, daha doğru yorumlamamıza yardım eder. (...) İyi kötü bütün KİTAP SAYI A ziz Nesin kalem kavgalarından hoşlanan bir yazardı. Ona sorsanız, kuşkusuz, “Ben mi kalem kavgalarından hoşlanıyorum? Hiç de hoşlanmam. Beni buna zorunlu bırakıyorlar. Zorun duymasam, daha yüzyıl çalışmakla bitiremeyeceğim dosyalarım yazılmayı beklerken hakkımdaki yazılara yanıt vermeye zaman harcar mıyım hiç!” derdi. Yazılarından öğrendiğimiz bir şey de şudur; kendisine gönderilmiş mektupları kesinlikle yanıtlıyordu. Ayrıca, gönderilen kitapları okuyor, gönderene teşekkür mektupları yazıyor, bunlara kimi zaman kitapla ilgili izlenimlerini de ekliyordu. Aziz Nesin salt eleştirildiğinde değil, övüldüğünde de zaman zaman karşı yazılar yazmaktaydı. Gol Kralı romanı için Tahir Alangu’nun, zamanın Vatan gazetesinde çıkan olumlu eleştirisi üzerine bir yazı kaleme almış, ama sonradan, beğenilen kendi romanının eleştirisine karşı olmasının ayıp kaçacağını düşünerek yayımlamamıştır. Bu yazısını da bir dosyaya koyup kaldırdığını belirtir. (Okuduğum Kitaplar/Aziz Nesin/Adam Yay./Ekim 2000/s.200) Üzerlerinde çalışmak için notlarını aldığı, dosyalarını biriktirdiği öykü, tiyatro oyunu, roman taslakları bir yanda durur kabarırken Aziz Nesin’in kalem kavgalarına girmesi, gönderilen kitaplara, mektup, telgraf, kartpostallara karşılıklar vermesi, bunlara onca zaman ayırması anlaşılır gibi değildir. Daha doğrusu ? SAYFA 18 CUMHURİYET 870