07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Seçilmiş Hikâyeler Fethi Naci Bir Kediyi Öldürmek Oktay Akbal B iz erik ağacının üstündeydik o sırada. Ben ve Inci. Hangimiz iist dala yetişecektik? Benim tuttuğum ince dallar kopmuştu. Bir sıçrayışta yukarıya tırmanıvermişti inci. Koca erikleri kafama atıyordu. "Al, tut, ye," diye. Kıpırdayamıyordıun düştüm düşeceğim. Hiç sevmezdim ağaca çıkmayı. Bir bıı, yayvan erik ağacı vardı ancak. Çakal eriği vercn ağaç. Yenmez, sevilmez. Olsa olsa tuza banıp yersin, bir iki üç tanc. Ya da erik savaşı yaparsın birbirinle. Inci daha da yukarıya çıkacaktı. En üst dalların erikleri daha güzel olurmuş... Bir ses geldi aşağıdan. Bir kedinin acı bağrışması. Başka bir acılıktaydı bu ses. Incecik, uzayan, yitip giden. Başımı çevirdim dallara tutunarak. "Ne oluyor orada?" Inci birden bağırmaya başladı: "Öldürdü öldürdü, kediyi öldürdü, koşsana koşsana." Birden atlamak istedim ağaçtan, elimc ince dallar battı. Atıvcrscm mi kendimi? Nasılsa yumuşak çimler var. Yapamadım, kaya kaya indim. Inci daha çabuk başardı bu işı. Birden hop diye atladı, etekleri açıldı, yüzü çime gömüldii. Ben de aşağıdaydım. Eve doğıu koştum. Inci de arkam stra. Ordaydı. Ayağımızın dibinde. Bir kedi yavrusu, cansız, taş kesilmiş. "() yaptı, gördüm" dedi Inci. "Vur OZGIR YAYINLARI M.E.B.'nm 100 TEMEL ESER listesine giren kitaplarımız Sinekli Bafckal mor MEYLÂNÂ Olâleddin du, tekmeledi, hayvan, eşek." Başladı yumruklamaya. Selim ellerini tuttu. "Ne istedin yavrudan? Ne yaptı sana, canavar?" Hiç konuşmuyordu Selim. Bıraktı ellerini. Inci bir yumruk attı böğrüne. "Canavar canavar" diye başladı ağlamaya. Dayanamadı içeri koştu. Karşı karşıya idik. Selim ve ben. Ben ve Selim. İki çocuk, iki arkadaş, iki düşman. "Ne oldu Selim?" dedim. "Neden neden?" "Hiç" dedi "Hiç." "Nasıl hiç Selim? Vurulur mu böyle, öldürdün zavallıyı." "Kedi o, bir hayvan" dedi. "Olmüşse ne çıkar?" "Sen katil oldun şimdi." Biliyorum, anlıyorum, pis pis bakıyor, ama öyle değilmiş gibi. Ozülmüş sanki. Ağlayacak mi? Elleriyle yüziinü kapadı. "Yanlış yaptım" dedi. "Nasıl oldu bilmiyorum. Bıırda top oynuyordum kendi kendime." "Niyc ağaca çıkmadın bizimle?" "Siz gel demediniz ki " Daha önce otomobilcılik oynamıştık. Ben şotördüm, elimde yuvarlak bir dal. Selim yardımcı, kapıyı açıyor, yolcuları bııyur ediyordu. Inci müşteri gibi bindi, bahçede ordan oraya taşıdık. Şoför olmak istiyordum. Büyüdüğüm zaman bir otomobilim olacaktı. Selim de şoför olmak hayalindeydi. Ama oyunda hep bendim direksiyonu tutan. Bir kez bilc ona vermek istemedim. Çok hoşlanmıştı direksiyondan. Sonunda dayanamadım. "Sen şoför ol" dedim. Bu kez, Inci ile birlikte müşteri olduk. Karı koca. Selim de özel şoförümüz. Aldı direksiyonu, oyuna katıldı, ama isteksizdi. Hoşlanmamıştı, benim Inci'nin kucası olmamdan, bizim özel şoförümüz gibi davranmaktan. Atmışü elinden yuvarlak dalı. Biz de ağaca çıkmak için koşuşmuştuk el ele. Selim, bizim evde büyümüş Hanife hanımın oğluydu. Babası bırakmış gitmiş onları. Annesi bir yaşlı marangozla evlenmiş. Gelir giderdi annesiyle birlikte. Bir sınıf aşağıdaydı benden. Inci gibi. Nedense tnci hiç hoşlanmazdı ondan. Bir marangozun oğlu olmak ayıp değil ki! Niye Inci böyle yapıyordu? Ben hep üçlii oyunlar kurardım, inci'yle Selim'i kaynaş 100 TEMEL ESER LİSTESİNE GİREN DİĞER KİTAPLARIMIZ: • SERGÜZEŞT • YUNUS EMRE/ Yaşamı ve Şiirleri BÜTÜN ÖYKÜLERİYLE MESNEVİ • NASREDDİN HOCA/ HayatıKişiliğiFıkraları SAYFA 8 tırmak, dost yapmak isterdim. ()1mazdı. Komşunun kızıydı Inci, babası doktor, annesi öğretmen. Anlayamazdı Selim'le arkadaş olmak isteğimi. Hor görürdü onu. "Yapmayacaktın" dedim. "Oldu işte" dedi. Bir ta$a tckme savurdu. Taş ta bahçe kapısına kadar gitti. Inci seslendi pencereden: "Haydi yukarı gel." Yalnız beni çağırıyordu. Selim başını yere eğdi. "Sen git" dedi. Kedinin ölüsü orada duruyordu. Ne yapmalı? Bir mezar kazmalı. Selimler bir gitsin! Hanife teyze duymuş olayı Inci'den. I'irladı geldi. Soluk soluğa. Bir tokat attı oğluna. Ben araya girdim. "Isteyerek yapmadı" dedim. "Nasıl, tekmeyi vurmadı mı o?" Vurmuştu. Kediye öldürücü tekmeyi vurmuştu. Ama kedi diye vurmamıştı. Büiyordum, başka bir şeyc indirmişti tekmeyi. Bana mı, Inci'ye mi, ikimize birden mi? Yoksa yaşama mı? Yazgıya mı? Kendi geleceğinin karanlığına mı? Bir anda dııydum hepsini. Anlayamadığım birçok şcyi. Herkes gitti. Karanlık bastı basacak. Bir çııkur kazdım, kürekle attım toprakları. Sarı yavruyu koydum oraya. Bahçenin uzak bir köşesiydi, erik ağacının arkası. Bir erik dalı bııldum diktim üstüne. Sanki benim yerime ölen biriydi o. Selim bir daha eve gclmedi. 1 lep annesi gelirdi, yalnız. Yatılı okuldaydı, asker olacaktı, subay olacaktı. Oldu da. Yıllar geçti aradan. Bir gün karşılaştık. Boynuma sarıldı. Ordan burdan konuştuk. Aramızda bir kedi yavrusu vardı hep. Ölü. Bir tekmcylc yaşamdan gitmiş. Sonra yine yıllar geçti. Annesinin cenazesinde gördüm. Yıldızları artmıştı omzıında. Elimi sıktı yalnız. Hiçbir şey demedi. Bir daha da görüşemedik. Nerde bir kedi yavrusu görsem, nerde o kedi yavrusuyla oynaşan çocuklar görsem içim titrer, bir tekme geldi gelecek geldi gelecek diye... Kendimi bir kedi yavrusu gibi duyarım. Yalnız, kimsesiz tünı teknıelere, yumruklara açık. Olii bir kedi yavrusu kırk yıldır yaşar durur belleğimde. Cîerçekte bana atılan bir tekmeyi yediği için ölüp giden bir kedi... • K İ T A P SAYI 8 17 C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle