Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 10 HAZİRAN 2010 PERŞEMBE
6 HABERLER
BİLİM ve SİYASET
ORHAN BURSALI
‘Kansız İç Savaş’,
Hukuk Üzerinden...
İktidarın, ABD ve AB desteğinde sürdürdüğü
karşıdevrimci büyük dönüşüm, Amerikalı
gazetelerin deyişiyle “kansız iç savaş”, tamamen
hukuk üzerinden sürüyor..
Örneğin: İktidar ve şürekâsı, AKP’nin Meclis’ten
geçirdiği anayasa değişikliği maddelerine,
Anayasa Mahkemesi’nin hiç dokunmamasını ve
konuyu milletin iradesine bırakmayı şiddetle
öneriyor!
Eğer bu ülke bir kanun devletiyse, anayasal bir
sistemi varsa, yasaların anayasaya uygun olup
olmadığını denetleyen de bir sistemi olmalı mı
olmamalı mı, iktidar ve şürekâsı bunu hiç
tartışmıyor! Tek söyledikleri şu: Bırakın
referandumla karar verilsin!
Neden? Anayasa Mahkemesi neden var?
İktidarın yaptığı yasaların anayasaya uygunluğunu,
neden demokratik hukuk devleti karar
mekanizmaları denetlemesin?
Şunu diyorlar: Evet Meclis’in çıkardığı yasalar
anayasayı çiğneyebilir, ama bu önemli değil.
Anayasaya aykırı bile olsa, eğer referandumla
kabul edilirse, demek ki halk böyle istiyor, halkın
tercihi bütün anayasalardan daha değerli ve
geçerlidir!
Böyle şey olur mu, Türkiye bir hukuk devleti
değil mi?
İyi bildiniz, belki henüz tamamen hukuk devleti
olmaktan çıkmadık, ama bu iktidar altında, Türkiye
artık bir hukuk devleti olmaktan hızla uzaklaşıyor!
Yeniyetme bilgiç hukukçu kılığında birtakım bilgi
hazımsızları, Anayasa Mahkemesi’ne değişiklikleri
incelemeyin, “darbe hukukçusu olmayın” diyor.
Anayasa Mahkemesi’nin yetkilerinin gaspının,
esas darbe olduğunu saklayarak! Hadi oradan!
Silivri’deki mahkemenin başkanı Köksal
Şengün, biliyorsunuz, siyasal atanmış yargıç
olarak değil de, hukukçu vicdanı ile karar vermeye
çalışıyor! Balbay’ın, Perinçek’in, Tuncay Özkan
ve bütün diğer “siyasi tutuklu”ların, artık birer
siyasi rehine olarak orada tutulmalarına vicdanı
razı olamıyor ve tahliye edilmeleri yönünde oy
kullanıyor!
Vay sen misin siyasi rehineleri salıvermek
isteyen! Başkan’ın telefonları dinleniyor, malum
alçak medyaca yayına konuyor! Şengün üzerinde
tam bir kişisel terör devreye sokuluyor. Yaptığı her
şey sanki bir suçmuş gibi sunuluyor!
Gazeteci kılığına bürünmüş iktidar ajanları da
soruyorlar: O avukatlarla konuştunuz mu, o kadınla
ilişkiniz nedir, HSYK vekili Kadir Özbek’le kulis
yaptınız mı?..
Şengün, Yargıtay üyeliğine adaylığını koymuş,
destek aramış! Özbek’le görüşmesi için de
gözaltına alınan eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay’ı
araya koymuş! Bundan daha doğal ne var? Ama
bu kulis faaliyeti işe yaramamış ve seçilememiş!
Bu soruyu soranların ve bu dinlemeleri yayanların
bugüne kadar yaptıkları “kulis faaliyeti” ile neler
elde ettiklerini kim araştıracak?! Şengün, bir kadın
avukatla görüşmüşmüş, böylece onun etkisi altına
girmişmiş! Gazeteci kılığındaki iktidar ajanı,
kadının etkisi altına girdiniz mi, diye soruyor!
Şengün, hukuk felaketini vurguluyor: “Bir
mahkemenin üzerine bu kadar gidilmez. Ne
yaparlarsa yapsınlar bir şey alamazlar. Aslında kurt
içimizde, dışarıda değil (iktidarın emir kulu
‘hukukçu’ları kastediyor). Basına servis yapan belli
gruplar var. Yargıya bu kadar karışmak kimsenin
yararına değil. Yarın ezkaza iktidar değişirse bunun
hesabını başkaları sorar. Daha kötü sorar..”
Bu çığlığı iktidar cenahında duyan olur mu?
Olmaz!
Çünkü “kansız bir iç savaş”ı sürdüren onlar.
Diğer bir hukuk katliamı da Erzincan-Erzurum
ekseninde sürüyor! Avukat Turgut Kazan,
Cihaner’in dosyasının yeniden Diyarbakır’a
gönderildiğini, hukuk suçu işlendiğini haykırıyor!
İktidar cenahından bu sese kulak veren olabilir
mi? Hayır, çünkü bu hukuk darbesini yürüten
onlar!
“Darbe hukuku”, CHP’yi öteden beri
Ergenekon hukuku içine sokma gayreti içinde. İki
CHP milletvekili (Erol Tınaztepe ve Ahmet Ersin)
hakkında, “Ergenekon örgütüne yardım etmek”
gibi zırvalıklarla, dokunulmazlıklarının kaldırılması
için fezleke düzenliyor!
“Ergenekon’un avukatıyım” diyen Baykal’a sıra
geldi(!) ondan önce, iktidar Meclis’te belki
Kılıçdaroğlu’nun defterini dürmek için
dokunulmazlığını hemen kaldırır ve darbe
hukukçuları da gereğini yapar!
Seçimlere kadar olan süreçte bakalım neler
yaşayacağız! İktidar, Silivri’de dizginleri sıktığına
göre, Ergenekon, başlıca seçim malzemesi olarak
kullanılacak demektir!
Burhan Kuzu, yüksek mahkemenin anayasa değişikliğini esastan incelemesinin, anayasa ihlali olacağõnõ savundu
‘Türban örneği’ kaygõsõANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - TBMM Anayasa Komisyonu
Başkanõ Burhan Kuzu, Anayasa
Mahkemesi’nin anayasa değişik-
likleriyle ilgili türbanõ serbest bõra-
kan 10 ve 42. maddelerde olduğu gi-
bi bir karar verme eğilimi içinde ol-
duğunu sezdiklerini belirterek “Bu
çok yanlış olur. Çok hatalı olur.
Anayasa Mahkemesi’nin konu-
munu ciddi olarak tartıştırır.
Anayasanın açık ihlali olur” dedi.
Kuzu, Meclis’te gazetecilerin, Ana-
yasa Mahkemesi’nin anayasa deği-
şikliğini şekil yönünden inceleme ka-
rarõna ilişkin sorularõnõ yanõtladõ. Ku-
zu, anayasanõn Anayasa Mahkeme-
si’ne anayasa değişikliğiyle ilgili ver-
diği yetkinin, 1971’den bu yana hep
tartõşmalõ olduğunu, 1971 yõlõnda ya-
põlan değişiklikle ‘sırf şekil bakı-
mından bakabilir’ denildiğini bil-
dirdi. 1982 Anayasasõ’nõn bu kez, bu
şekil eksikliklerinin neler olduğunu ve
nelere bakabileceğini, ‘Teklif ço-
ğunluğu var mı, kabul çoğunluğu
var mı ve iki defa bu oylama işlemi
yapılmış mı’ biçiminde net olarak say-
dõğõnõ belirten Kuzu şunlarõ söyledi:
“Dolayısıyla bu üçü dışında bir şe-
ye bakamaz. Fakat 2008’deki, halk
tarafından başörtü kararı olarak bi-
linen karar çerçevesinde, yetkisini
aşarak, anayasanın da üzerine çı-
karak ve rejimi koruma, kollama
saiki ağır basarak maalesef çok
yanlış bir karar vererek 1970’e ge-
ri dönmüştür Anayasa Mahkeme-
si. İnşallah o döndüğü yanlış yoldan
çıkar bu sefer. Çünkü 1982’den bu
tarafa verdiği 4 karar var ve hep
doğru kararlar. 1988’de, 1987’de,
2007’de var. Dördünde de ‘Ben şe-
kil bakõmõndan bu üç hususa bakarõm,
başkasõna bakamam’ diyor. Şimdi sırf
bu üç hususla sınırlı olmuş olsa
hemen bakıp karar da verebilirdi.
Anlaşılan o ki, şekil bakımından ba-
karım derken 1970’teki o yanlış
yola tekrar gitme eğilimi sanki se-
ziyorum. Bu, çok yanlış olur. Çok
hatalı olur. Anayasa Mahkeme-
si’nin konumunu ciddi olarak tar-
tıştırır. Anayasanın açık ihlali olur.”
Kuzu, Anayasa Mahkemesi’nin,
referanduma giden bir metne baka-
mayacağõnõ da savunarak “Ne başın-
da bakabilir, ne sonunda bakabilir.
Başında bakamaz, çünkü henüz
kanunlaşmamış aslında bu. Tam ta-
mamlanmamış. Yani Başbakanlık
imzasıyla çıkacak bir işlem müste-
şar düzeyinde kalmış, siz bunu da-
va ediyorsunuz. Böyle bir dava ko-
nusu yok bizim hukuk modelimiz-
de. Kabulden sonra da bakamaz,
çünkü bütün şekil eksikliklerini
millet gidermiş olur. Asli yetkili o.
Anayasa Mahkemesi diyor ki ‘Türk
milleti adõna’. Türk milleti adına di-
yorsan milletin bizzat kendisi karar
vermişse zaten bakamazsın. O ba-
kımdan her halükârda bu talebin
daha geldiği gibi reddolması gere-
kirdi, ama maalesef Anayasa Mah-
kemesi herhalde o eski yanlışlara de-
vam edecek gibi gözüküyor” diye
konuştu.
‘Düzgün karar bekliyorum’
Mahkemenin talebi reddetmesi ge-
rektiğini, bunu yaparsa varlõğõnõ güç-
lendireceğini kaydeden Kuzu, “Aksi
halde bugün böyle yaparsın, yarın
başka türlü yapmak durumunda
kalırsın. Yap boz tahtası olur. Bu da
Anayasa Mahkememizi gerçekten
ciddi olarak hırpalar. 367 kararın-
da zaten ciddi bir yara aldı. Daha
sonraki kararlarında da bunun
benzerleri var. Hiç olmazsa bu se-
fer düzgün bir karar bekliyorum
her şeye rağmen” dedi.
Anayasa Mahkemesi’nin, 2008’deki türban düzenlemesine
ilişkin kararõnõn hatalõ olduğunu ve son anayasa değişikliğinde
de şekil dõşõnda bir inceleme yapmasõnõn mümkün olmadõğõnõ
savunan AKP’li Burhan Kuzu, bunun açõk anayasa ihlali
olacağõnõ savundu. Kuzu, Anayasa Mahkemesi’nin
referanduma giden bir metne ne öncesinde ne de sonrasõnda
bakamayacağõnõ ileri sürdü.
CHP’Lİ AKİF HAMZAÇEBİ:
Burhan Kuzu
lütfenbuhran
yaratmayın
AKP’lileri Anayasa Mahkemesi’ne
baskõ kurmaya çalõşmakla suçlayan CHP
Grup Başkanvekili Hamzaçebi, Bülent
Arõnç’õn Kõlõçdaroğlu’na yönelik sözlerini
de tehdit olarak değerlendirdi.
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - CHP Grup
Başkanvekili Akif Ham-
zaçebi, partisinin anaya-
sa değişikliği konusunda
yaptõğõ iptal başvurusunu
Anayasa Mahkemesi’nin
inceleme kararõna tepki
gösteren AKP’lileri “Lüt-
fen buhran yaratmayın”
diye uyardõ.
Akif Hamzaçebi, grup
başkanvekili olarak dü-
zenlediği ilk basõn top-
lantõsõnda anayasa deği-
şikliği paketiyle ilgili ola-
rak Anayasa Mahkeme-
si’nin kararõnõ değerlen-
dirdi. Başbakan Yardõm-
cõsõ Bülent Arınç’õn ar-
dõndan dün de Meclis
Anayasa Komisyonu Baş-
kanõ Burhan Kuzu’nun,
yüksek mahkemeye yö-
nelik “telkin ve tavsiye”
amaçlõ açõklamalar yaptõ-
ğõna dikkat çeken Ham-
zaçebi, iki ismin de ana-
yasa ihlali yaptõğõnõ söy-
ledi. Hamzaçebi, “Bunlar
Türk yargı sistemi açı-
sından, kuvvetler ayrılı-
ğı açısından büyük bir
talihsizliktir. Burhan
Kuzu’ya da önerim; lüt-
fen buhran yaratmayın”
diye konuştu.
Anayasa Mahkeme-
si’nin başvurularõnõ şe-
kilden inceleyeceğine işa-
ret eden Hamzaçebi, ana-
yasanõn değiştirilmesi tek-
lif edilemeyecek madde-
lerine aykõrõlõk durumun-
da mahkemenin bunu de-
ğerlendirmek zorunda ol-
duğunu anlattõ. Anayasa
Mahkemesi’nin bu konu-
da 2008’de verdiği türban
kararõnõ anõmsatan Ham-
zaçebi, yüksek mahke-
menin bu konudaki ince-
lemesini eleştirmenin,
geçmişteki kararlarõnõ
“yok saymak” anlamõna
geleceğini ifade etti.
Hükümet yetkililerinin
“Referandumdan önce
Anayasa Mahkemesi
bunu inceleyemez” açõk-
lamasõnõ da eleştiren
Hamzaçebi, cumhurbaş-
kanõnõn halk tarafõndan
seçilmesine ilişkin ana-
yasa değişikliğinin refe-
randum öncesinde Ana-
yasa Mahkemesi’ne gö-
türüldüğünü, mahkeme-
nin bu konudaki başvuru-
yu karara bağladõğõna dik-
kat çekti. Hamzaçebi, hü-
kümet yetkililerinin bu
açõklamalarõnõn Anayasa
Mahkemesi’ni “baskı al-
tına alma” amaçlõ oldu-
ğunu kaydetti.
‘Suçüstü yakalandı’
Başbakan Yardõmcõsõ
Arõnç’õn CHP Genel Baş-
kanõ Kõlõçdaroğlu’na yö-
nelik “sonu Baykal gibi
olabilir” yönündeki açõk-
lamasõnõn sorulmasõ üze-
rine de Hamzaçebi, şun-
larõ söyledi: “Başbakan
Yardımcısı, bu açıkla-
masıyla suçüstü yaka-
lanmıştır. Deniz Bay-
kal’a yönelik kaset
komplosunda hüküme-
tin parmağı olduğu sa-
yın Arınç’ın açıklama-
larıyla ortaya çıkmış-
tır. Türkiye siyasetinde
böyle bir tehdit bugüne
kadar vaki olmamıştır.
Bir yandan Anayasa
Mahkemesi baskı altına
alınmaya çalışılırken,
bir yandan CHP’nin ya-
kaladığı rüzgârın kesil-
mesi, o rüzgârın dur-
durulması için CHP Ge-
nel Başkanı Kemal Kı-
lıçdaroğlu’na yönelik
bir başka tehdidi yap-
maktan da çekinme-
mektedirler.”
MECLİS’TE YAPTIĞI KÜRTÇE KONUŞMA NEDENİYLE DAVA AÇILDI, ADALET BAKANI ‘MÜDAHİL OLMAM’ DEDİ
Açõlõm Ahmet Türk’e ulaşamadõ
ERDEM GÜL
ANKARA - Hükümet, Kürt
açõlõmõnõn devam ettiğini söy-
lerken taş atan çocuklar hak-
kõndaki yasanõn rafa kaldõrõl-
masõnõn ardõndan bu kez de ka-
patõlan DTP’nin eski Genel Baş-
kanõ Ahmet Türk hakkõnda
Meclis’te yaptõğõ Kürtçe ko-
nuşma nedeniyle dava açõldõ.
“Açılıma devam” diyen hükü-
met ise konuyu yargõya havale
etti. Adalet Bakanõ Sadullah
Ergin bu konuda hükümet ola-
rak yapacaklarõ bir şey olmadõ-
ğõnõ, konunun yargõnõn işi ol-
duğunu söyledi.
Başbakan Erdoğan’õn çeşitli
kesimlerle toplantõsõ ve söy-
lemleri sürerken açõlõmõn bitti-
ği yorumlarõnõ güçlendirecek
gelişmeler ardõ ardõna yaşanõyor.
Hükümet, Meclis tatili öncesi
son bir ayda çõkarõlacak yasalar
arasõnda başlangõçta açõlõmõn
en önemli adõmõ olarak ilan edi-
len taş atan çocuklarla ilgili ta-
sarõya yer verilmedi. Ardõndan
Ahmet Türk hakkõnda Ankara
Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nca,
partisinin TBMM’deki Grup
Toplantõsõ’nda yaptõğõ Kürtçe
konuşma nedeniyle dava açõldõ.
İddianamede, Türk’ün, 24 Şubat
2009 tarihinde TBMM’de ka-
patõlan DTP’nin grup toplantõ-
sõnda Türkçe başladõğõ konuş-
masõna “21 Şubat Dünya Dil
Bayramı ve halklar kendi dil-
leri ile kendi duygu ve fikirle-
rini dile getirmeleri gerekir”
diyerek Kürtçe olarak devam et-
tiği belirtildi. Türk hakkõndaki
dava Siyasi Partiler Yasasõ’nõn
“Siyasi parti toplantılarında
Türkçeden başka dillerin kul-
lanılamayacağına” ilişkin 81.
maddesine dayandõrõldõ. Türk
hakkõnda Siyasi Partiler Yasa-
sõ’nõn 117. maddesi uyarõnca 6
aydan az olmamak üzere hapis
cezasõ istendi.
Ergin: Yargının işi
Açõlõm söylemlerine karşõn
hükümet, Ahmet Türk hakkõn-
da Kürtçe konuşma nedeniyle
açõlan davayõ üzerine alõnmadõ.
Adalet Bakanõ Sadullah Ergin,
olayõn “siyasetin değil yargının
işi olduğunu” söyledi. Bakan
Ergin, bir yandan açõlõm sürer-
ken diğer yandan Kürtçe ko-
nuşmaya dava açõlmasõnõn doğ-
ru olup olmadõğõ yolundaki so-
ruyu, “Siyaset ayrı, yargı ayrı”
diye yanõtladõ. Ergin, Türk’ün
Kürtçe konuşmayõ Meclis’te
yaptõğõnõn hatõrlatõlarak olayõn
kürsü dokunulmazlõğõ çerçeve-
sinde dava edilmesinin hukuka
aykõrõ olup olmadõğõ yolundaki
soruyu da, “Buna da karar
verecek olan yargıdır” karşõ-
lõğõnõ verdi.
Ahmet Türk’e dava açõlmasõ-
nõn Kürtçe serbestisine karşõn Si-
yasi Partiler Yasasõ’nda aynõ
doğrultuda değişiklik yapõlma-
masõndan kaynaklandõğõ belir-
tilirken AKP’liler, “davadan
bir sonuç çıkmayacağı” görü-
şünü dile getirmekle birlikte
tepki de göstermediler. AKP
İstanbul Milletvekili Mehmet
Domaç ise savcõyõ eleştirerek
dava için “abesle iştigal” dedi.
GÜZEL, HAKARET YAĞDIRDI
‘Hangi komutan tuvalete
gitti onu bile izliyorlar’
ÖMER ŞAN
ARTVİN - Eğitim
Bir-Sen Artvin Şubesi
tarafõndan, Ahmet Ham-
di Tanpõnar Kültür Mer-
kezi’nde düzenlenen
“Demokrasi” konulu
konferansta konuşan Es-
ki Bakan ve köşe yaza-
rõ Hasan Celal Güzel,
27 Mayõs ihtilalini ger-
çekleştirenleri “alçak
ve şerefsizler” olarak
nitelendirdi.
10. Cumhurbaşkanõ
Ahmet Necdet Sezer
için “CHP’nin Çanka-
ya İlçe Başkanı, fira-
vun, nemrut zat”, 9.
Cumhurbaşkanõ Süley-
man Demirel için de
“yuvarlak adam” ifa-
desini kullandõ.
Türkiye’de artõk dar-
be yapõlamayacağõnõ
savunan Güzel, “Tür-
kiye’de iki şeyi yap-
mak artık çok zor. Bi-
ri darbe, diğeri zam-
paralık. Hemen yaka-
lıyorlar, yayınlıyor-
lar. Onun için çeteler
çıkıyor ortaya. Erge-
nekon çetesi, bilmem
ne çetesi. Ama onların
da işi zor. Hangi ko-
mutan tuvalete gitti
onu bile izliyorlar ar-
tık” diye konuştu.
[email protected]
BDP İl Başka-
nı Akkış ve 9
kişinin gözaltı-
na alınmasının
ardından Hak-
kari’de düzen-
lenen eylemin
ardından olay-
lar çıktı. Bari-
kat kurup poli-
se taan gösteri-
cilere polis
müdahale etti.
(Fotoğraf: AA)
KCK’ye operasyon
BDP İl Başkanõ Mehmet Sõddõk Akõş’õn da aralarõnda bulunduğu 10 kişinin
gözaltõna alõnmasõ nedeniyle kentte olaylar çõktõ, göstericiler polisle çatõştõ
HAKKÂRİ (Cumhuriyet) - Hakkâ-
ri’de terör örgütü PKK’nin kent yapõlanmasõ
KCK’ye yönelik operasyonda, aralarõnda
BDP İl Başkanõ Mehmet Sıdık Akış’õn da
bulunduğu 10 kişi gözaltõna alõndõ. Kent-
te olaylar çõktõ.
Polis ekipleni Hakkari’deki bazõ adres-
lere eşzamanlõ operasyon düzenledi. Ope-
rasyonda, BDP İl Başkanõ Mehmet Sõddõk
Akõş, Merkez İlçe Başkanõ Seyhan Şahin,
belediye meclis üyesi Tahir Koç’un da ara-
larõnda bulunduğu 10 kişi gözaltõna alõndõ.
Zanlõlarõn, Emniyet Müdürlüğü’ndeki iş-
lemlerinin ardõndan adliyeye sevk edileceği
bildirildi. BDP’lilerin gözaltõna alõnmasõ-
na sert tepki gösteren Hakkâri Belediye Baş-
kanõ Fadıl Bedirhanoğlu, “Kimsenin or-
tamı gerginleştirmeye hakkı yok. Eğer
Başbakan kendi dili ile yaşama, okuma,
kendi dili ile dinini öğrenmeyi esirgiyorsa
valla ben onun müminliğine inanmıyo-
rum” diye konuştu. Operasyonu protesto
eden bir grup ise Cumhuriyet Cadde-
si’ndeki BDP il binasõ önünde toplandõ. Be-
dirhanoğlu’nun da aralarõnda bulunduğu
grup, belediye binasõ önünde basõn açõkla-
masõ yaptõ. 5 dakikalõk oturma eyleminin
ardõndan Bedirhanoğlu, grubun dağõlmasõnõ
istedi. Dağõlan göstericiler, Yukarõ Merzan
Mahallesi’ndeki Katramas Deresi üzerin-
de bir araya geldi Yola barikat kuran, terör
örgütü lehine slogan atan grup, bölgeye gi-
den polise de taşla saldõrdõ.
Kazı
alanında
kemikler
bulundu
BATMAN (Cumhuriyet) - İnsan Hakları
Derneği’nin 1996 yılında operasyonda ölü ele
geçirilen teröristlerin Gercüş ilçesine bağlı
Behave mezrası yakınlarında gömüldüğüne
ilişkin Diyarbakır Savcılığı’na yaptığı başvu-
ru üzerine bölgede kazı yapıldı. Kazı çalışma-
ları sonucunda çok sayıda kemik bulunurken
kemiklerin incelenmek üzere İstanbul Adli
Tıp Kurumu’na gönderileceği bildirildi.
Taş atan
çocuklar
davaları
için ilk
MALATYA (Cumhuriyet) - Malatya’da görü-
len bir davada DHKP-C propagandası yaptık-
ları gerekçesiyle yargılanan ve yaşları 17 olan
Ç.Ü. ile H.E.Ö, 6 ay 20’şer gün hapis cezasına
çarptırıldı. Mahkeme heyetindeki üç hâkim-
den ikisi hapis kararı verirken mahkeme baş-
kanı Eray Gürtekin karşıoy kullandı. Gürte-
kin, yaşı küçük sanıkların hapis cezasına
çarptırılmalarının doğru olmadığını belirtti.