19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 10 HAZİRAN 2010 PERŞEMBE 6 HABERLER BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI ‘Kansız İç Savaş’, Hukuk Üzerinden... İktidarın, ABD ve AB desteğinde sürdürdüğü karşıdevrimci büyük dönüşüm, Amerikalı gazetelerin deyişiyle “kansız iç savaş”, tamamen hukuk üzerinden sürüyor.. Örneğin: İktidar ve şürekâsı, AKP’nin Meclis’ten geçirdiği anayasa değişikliği maddelerine, Anayasa Mahkemesi’nin hiç dokunmamasını ve konuyu milletin iradesine bırakmayı şiddetle öneriyor! Eğer bu ülke bir kanun devletiyse, anayasal bir sistemi varsa, yasaların anayasaya uygun olup olmadığını denetleyen de bir sistemi olmalı mı olmamalı mı, iktidar ve şürekâsı bunu hiç tartışmıyor! Tek söyledikleri şu: Bırakın referandumla karar verilsin! Neden? Anayasa Mahkemesi neden var? İktidarın yaptığı yasaların anayasaya uygunluğunu, neden demokratik hukuk devleti karar mekanizmaları denetlemesin? Şunu diyorlar: Evet Meclis’in çıkardığı yasalar anayasayı çiğneyebilir, ama bu önemli değil. Anayasaya aykırı bile olsa, eğer referandumla kabul edilirse, demek ki halk böyle istiyor, halkın tercihi bütün anayasalardan daha değerli ve geçerlidir! Böyle şey olur mu, Türkiye bir hukuk devleti değil mi? İyi bildiniz, belki henüz tamamen hukuk devleti olmaktan çıkmadık, ama bu iktidar altında, Türkiye artık bir hukuk devleti olmaktan hızla uzaklaşıyor! Yeniyetme bilgiç hukukçu kılığında birtakım bilgi hazımsızları, Anayasa Mahkemesi’ne değişiklikleri incelemeyin, “darbe hukukçusu olmayın” diyor. Anayasa Mahkemesi’nin yetkilerinin gaspının, esas darbe olduğunu saklayarak! Hadi oradan! Silivri’deki mahkemenin başkanı Köksal Şengün, biliyorsunuz, siyasal atanmış yargıç olarak değil de, hukukçu vicdanı ile karar vermeye çalışıyor! Balbay’ın, Perinçek’in, Tuncay Özkan ve bütün diğer “siyasi tutuklu”ların, artık birer siyasi rehine olarak orada tutulmalarına vicdanı razı olamıyor ve tahliye edilmeleri yönünde oy kullanıyor! Vay sen misin siyasi rehineleri salıvermek isteyen! Başkan’ın telefonları dinleniyor, malum alçak medyaca yayına konuyor! Şengün üzerinde tam bir kişisel terör devreye sokuluyor. Yaptığı her şey sanki bir suçmuş gibi sunuluyor! Gazeteci kılığına bürünmüş iktidar ajanları da soruyorlar: O avukatlarla konuştunuz mu, o kadınla ilişkiniz nedir, HSYK vekili Kadir Özbek’le kulis yaptınız mı?.. Şengün, Yargıtay üyeliğine adaylığını koymuş, destek aramış! Özbek’le görüşmesi için de gözaltına alınan eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay’ı araya koymuş! Bundan daha doğal ne var? Ama bu kulis faaliyeti işe yaramamış ve seçilememiş! Bu soruyu soranların ve bu dinlemeleri yayanların bugüne kadar yaptıkları “kulis faaliyeti” ile neler elde ettiklerini kim araştıracak?! Şengün, bir kadın avukatla görüşmüşmüş, böylece onun etkisi altına girmişmiş! Gazeteci kılığındaki iktidar ajanı, kadının etkisi altına girdiniz mi, diye soruyor! Şengün, hukuk felaketini vurguluyor: “Bir mahkemenin üzerine bu kadar gidilmez. Ne yaparlarsa yapsınlar bir şey alamazlar. Aslında kurt içimizde, dışarıda değil (iktidarın emir kulu ‘hukukçu’ları kastediyor). Basına servis yapan belli gruplar var. Yargıya bu kadar karışmak kimsenin yararına değil. Yarın ezkaza iktidar değişirse bunun hesabını başkaları sorar. Daha kötü sorar..” Bu çığlığı iktidar cenahında duyan olur mu? Olmaz! Çünkü “kansız bir iç savaş”ı sürdüren onlar. Diğer bir hukuk katliamı da Erzincan-Erzurum ekseninde sürüyor! Avukat Turgut Kazan, Cihaner’in dosyasının yeniden Diyarbakır’a gönderildiğini, hukuk suçu işlendiğini haykırıyor! İktidar cenahından bu sese kulak veren olabilir mi? Hayır, çünkü bu hukuk darbesini yürüten onlar! “Darbe hukuku”, CHP’yi öteden beri Ergenekon hukuku içine sokma gayreti içinde. İki CHP milletvekili (Erol Tınaztepe ve Ahmet Ersin) hakkında, “Ergenekon örgütüne yardım etmek” gibi zırvalıklarla, dokunulmazlıklarının kaldırılması için fezleke düzenliyor! “Ergenekon’un avukatıyım” diyen Baykal’a sıra geldi(!) ondan önce, iktidar Meclis’te belki Kılıçdaroğlu’nun defterini dürmek için dokunulmazlığını hemen kaldırır ve darbe hukukçuları da gereğini yapar! Seçimlere kadar olan süreçte bakalım neler yaşayacağız! İktidar, Silivri’de dizginleri sıktığına göre, Ergenekon, başlıca seçim malzemesi olarak kullanılacak demektir! Burhan Kuzu, yüksek mahkemenin anayasa değişikliğini esastan incelemesinin, anayasa ihlali olacağõnõ savundu ‘Türban örneği’ kaygõsõANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - TBMM Anayasa Komisyonu Başkanõ Burhan Kuzu, Anayasa Mahkemesi’nin anayasa değişik- likleriyle ilgili türbanõ serbest bõra- kan 10 ve 42. maddelerde olduğu gi- bi bir karar verme eğilimi içinde ol- duğunu sezdiklerini belirterek “Bu çok yanlış olur. Çok hatalı olur. Anayasa Mahkemesi’nin konu- munu ciddi olarak tartıştırır. Anayasanın açık ihlali olur” dedi. Kuzu, Meclis’te gazetecilerin, Ana- yasa Mahkemesi’nin anayasa deği- şikliğini şekil yönünden inceleme ka- rarõna ilişkin sorularõnõ yanõtladõ. Ku- zu, anayasanõn Anayasa Mahkeme- si’ne anayasa değişikliğiyle ilgili ver- diği yetkinin, 1971’den bu yana hep tartõşmalõ olduğunu, 1971 yõlõnda ya- põlan değişiklikle ‘sırf şekil bakı- mından bakabilir’ denildiğini bil- dirdi. 1982 Anayasasõ’nõn bu kez, bu şekil eksikliklerinin neler olduğunu ve nelere bakabileceğini, ‘Teklif ço- ğunluğu var mı, kabul çoğunluğu var mı ve iki defa bu oylama işlemi yapılmış mı’ biçiminde net olarak say- dõğõnõ belirten Kuzu şunlarõ söyledi: “Dolayısıyla bu üçü dışında bir şe- ye bakamaz. Fakat 2008’deki, halk tarafından başörtü kararı olarak bi- linen karar çerçevesinde, yetkisini aşarak, anayasanın da üzerine çı- karak ve rejimi koruma, kollama saiki ağır basarak maalesef çok yanlış bir karar vererek 1970’e ge- ri dönmüştür Anayasa Mahkeme- si. İnşallah o döndüğü yanlış yoldan çıkar bu sefer. Çünkü 1982’den bu tarafa verdiği 4 karar var ve hep doğru kararlar. 1988’de, 1987’de, 2007’de var. Dördünde de ‘Ben şe- kil bakõmõndan bu üç hususa bakarõm, başkasõna bakamam’ diyor. Şimdi sırf bu üç hususla sınırlı olmuş olsa hemen bakıp karar da verebilirdi. Anlaşılan o ki, şekil bakımından ba- karım derken 1970’teki o yanlış yola tekrar gitme eğilimi sanki se- ziyorum. Bu, çok yanlış olur. Çok hatalı olur. Anayasa Mahkeme- si’nin konumunu ciddi olarak tar- tıştırır. Anayasanın açık ihlali olur.” Kuzu, Anayasa Mahkemesi’nin, referanduma giden bir metne baka- mayacağõnõ da savunarak “Ne başın- da bakabilir, ne sonunda bakabilir. Başında bakamaz, çünkü henüz kanunlaşmamış aslında bu. Tam ta- mamlanmamış. Yani Başbakanlık imzasıyla çıkacak bir işlem müste- şar düzeyinde kalmış, siz bunu da- va ediyorsunuz. Böyle bir dava ko- nusu yok bizim hukuk modelimiz- de. Kabulden sonra da bakamaz, çünkü bütün şekil eksikliklerini millet gidermiş olur. Asli yetkili o. Anayasa Mahkemesi diyor ki ‘Türk milleti adõna’. Türk milleti adına di- yorsan milletin bizzat kendisi karar vermişse zaten bakamazsın. O ba- kımdan her halükârda bu talebin daha geldiği gibi reddolması gere- kirdi, ama maalesef Anayasa Mah- kemesi herhalde o eski yanlışlara de- vam edecek gibi gözüküyor” diye konuştu. ‘Düzgün karar bekliyorum’ Mahkemenin talebi reddetmesi ge- rektiğini, bunu yaparsa varlõğõnõ güç- lendireceğini kaydeden Kuzu, “Aksi halde bugün böyle yaparsın, yarın başka türlü yapmak durumunda kalırsın. Yap boz tahtası olur. Bu da Anayasa Mahkememizi gerçekten ciddi olarak hırpalar. 367 kararın- da zaten ciddi bir yara aldı. Daha sonraki kararlarında da bunun benzerleri var. Hiç olmazsa bu se- fer düzgün bir karar bekliyorum her şeye rağmen” dedi. Anayasa Mahkemesi’nin, 2008’deki türban düzenlemesine ilişkin kararõnõn hatalõ olduğunu ve son anayasa değişikliğinde de şekil dõşõnda bir inceleme yapmasõnõn mümkün olmadõğõnõ savunan AKP’li Burhan Kuzu, bunun açõk anayasa ihlali olacağõnõ savundu. Kuzu, Anayasa Mahkemesi’nin referanduma giden bir metne ne öncesinde ne de sonrasõnda bakamayacağõnõ ileri sürdü. CHP’Lİ AKİF HAMZAÇEBİ: Burhan Kuzu lütfenbuhran yaratmayın AKP’lileri Anayasa Mahkemesi’ne baskõ kurmaya çalõşmakla suçlayan CHP Grup Başkanvekili Hamzaçebi, Bülent Arõnç’õn Kõlõçdaroğlu’na yönelik sözlerini de tehdit olarak değerlendirdi. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - CHP Grup Başkanvekili Akif Ham- zaçebi, partisinin anaya- sa değişikliği konusunda yaptõğõ iptal başvurusunu Anayasa Mahkemesi’nin inceleme kararõna tepki gösteren AKP’lileri “Lüt- fen buhran yaratmayın” diye uyardõ. Akif Hamzaçebi, grup başkanvekili olarak dü- zenlediği ilk basõn top- lantõsõnda anayasa deği- şikliği paketiyle ilgili ola- rak Anayasa Mahkeme- si’nin kararõnõ değerlen- dirdi. Başbakan Yardõm- cõsõ Bülent Arınç’õn ar- dõndan dün de Meclis Anayasa Komisyonu Baş- kanõ Burhan Kuzu’nun, yüksek mahkemeye yö- nelik “telkin ve tavsiye” amaçlõ açõklamalar yaptõ- ğõna dikkat çeken Ham- zaçebi, iki ismin de ana- yasa ihlali yaptõğõnõ söy- ledi. Hamzaçebi, “Bunlar Türk yargı sistemi açı- sından, kuvvetler ayrılı- ğı açısından büyük bir talihsizliktir. Burhan Kuzu’ya da önerim; lüt- fen buhran yaratmayın” diye konuştu. Anayasa Mahkeme- si’nin başvurularõnõ şe- kilden inceleyeceğine işa- ret eden Hamzaçebi, ana- yasanõn değiştirilmesi tek- lif edilemeyecek madde- lerine aykõrõlõk durumun- da mahkemenin bunu de- ğerlendirmek zorunda ol- duğunu anlattõ. Anayasa Mahkemesi’nin bu konu- da 2008’de verdiği türban kararõnõ anõmsatan Ham- zaçebi, yüksek mahke- menin bu konudaki ince- lemesini eleştirmenin, geçmişteki kararlarõnõ “yok saymak” anlamõna geleceğini ifade etti. Hükümet yetkililerinin “Referandumdan önce Anayasa Mahkemesi bunu inceleyemez” açõk- lamasõnõ da eleştiren Hamzaçebi, cumhurbaş- kanõnõn halk tarafõndan seçilmesine ilişkin ana- yasa değişikliğinin refe- randum öncesinde Ana- yasa Mahkemesi’ne gö- türüldüğünü, mahkeme- nin bu konudaki başvuru- yu karara bağladõğõna dik- kat çekti. Hamzaçebi, hü- kümet yetkililerinin bu açõklamalarõnõn Anayasa Mahkemesi’ni “baskı al- tına alma” amaçlõ oldu- ğunu kaydetti. ‘Suçüstü yakalandı’ Başbakan Yardõmcõsõ Arõnç’õn CHP Genel Baş- kanõ Kõlõçdaroğlu’na yö- nelik “sonu Baykal gibi olabilir” yönündeki açõk- lamasõnõn sorulmasõ üze- rine de Hamzaçebi, şun- larõ söyledi: “Başbakan Yardımcısı, bu açıkla- masıyla suçüstü yaka- lanmıştır. Deniz Bay- kal’a yönelik kaset komplosunda hüküme- tin parmağı olduğu sa- yın Arınç’ın açıklama- larıyla ortaya çıkmış- tır. Türkiye siyasetinde böyle bir tehdit bugüne kadar vaki olmamıştır. Bir yandan Anayasa Mahkemesi baskı altına alınmaya çalışılırken, bir yandan CHP’nin ya- kaladığı rüzgârın kesil- mesi, o rüzgârın dur- durulması için CHP Ge- nel Başkanı Kemal Kı- lıçdaroğlu’na yönelik bir başka tehdidi yap- maktan da çekinme- mektedirler.” MECLİS’TE YAPTIĞI KÜRTÇE KONUŞMA NEDENİYLE DAVA AÇILDI, ADALET BAKANI ‘MÜDAHİL OLMAM’ DEDİ Açõlõm Ahmet Türk’e ulaşamadõ ERDEM GÜL ANKARA - Hükümet, Kürt açõlõmõnõn devam ettiğini söy- lerken taş atan çocuklar hak- kõndaki yasanõn rafa kaldõrõl- masõnõn ardõndan bu kez de ka- patõlan DTP’nin eski Genel Baş- kanõ Ahmet Türk hakkõnda Meclis’te yaptõğõ Kürtçe ko- nuşma nedeniyle dava açõldõ. “Açılıma devam” diyen hükü- met ise konuyu yargõya havale etti. Adalet Bakanõ Sadullah Ergin bu konuda hükümet ola- rak yapacaklarõ bir şey olmadõ- ğõnõ, konunun yargõnõn işi ol- duğunu söyledi. Başbakan Erdoğan’õn çeşitli kesimlerle toplantõsõ ve söy- lemleri sürerken açõlõmõn bitti- ği yorumlarõnõ güçlendirecek gelişmeler ardõ ardõna yaşanõyor. Hükümet, Meclis tatili öncesi son bir ayda çõkarõlacak yasalar arasõnda başlangõçta açõlõmõn en önemli adõmõ olarak ilan edi- len taş atan çocuklarla ilgili ta- sarõya yer verilmedi. Ardõndan Ahmet Türk hakkõnda Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nca, partisinin TBMM’deki Grup Toplantõsõ’nda yaptõğõ Kürtçe konuşma nedeniyle dava açõldõ. İddianamede, Türk’ün, 24 Şubat 2009 tarihinde TBMM’de ka- patõlan DTP’nin grup toplantõ- sõnda Türkçe başladõğõ konuş- masõna “21 Şubat Dünya Dil Bayramı ve halklar kendi dil- leri ile kendi duygu ve fikirle- rini dile getirmeleri gerekir” diyerek Kürtçe olarak devam et- tiği belirtildi. Türk hakkõndaki dava Siyasi Partiler Yasasõ’nõn “Siyasi parti toplantılarında Türkçeden başka dillerin kul- lanılamayacağına” ilişkin 81. maddesine dayandõrõldõ. Türk hakkõnda Siyasi Partiler Yasa- sõ’nõn 117. maddesi uyarõnca 6 aydan az olmamak üzere hapis cezasõ istendi. Ergin: Yargının işi Açõlõm söylemlerine karşõn hükümet, Ahmet Türk hakkõn- da Kürtçe konuşma nedeniyle açõlan davayõ üzerine alõnmadõ. Adalet Bakanõ Sadullah Ergin, olayõn “siyasetin değil yargının işi olduğunu” söyledi. Bakan Ergin, bir yandan açõlõm sürer- ken diğer yandan Kürtçe ko- nuşmaya dava açõlmasõnõn doğ- ru olup olmadõğõ yolundaki so- ruyu, “Siyaset ayrı, yargı ayrı” diye yanõtladõ. Ergin, Türk’ün Kürtçe konuşmayõ Meclis’te yaptõğõnõn hatõrlatõlarak olayõn kürsü dokunulmazlõğõ çerçeve- sinde dava edilmesinin hukuka aykõrõ olup olmadõğõ yolundaki soruyu da, “Buna da karar verecek olan yargıdır” karşõ- lõğõnõ verdi. Ahmet Türk’e dava açõlmasõ- nõn Kürtçe serbestisine karşõn Si- yasi Partiler Yasasõ’nda aynõ doğrultuda değişiklik yapõlma- masõndan kaynaklandõğõ belir- tilirken AKP’liler, “davadan bir sonuç çıkmayacağı” görü- şünü dile getirmekle birlikte tepki de göstermediler. AKP İstanbul Milletvekili Mehmet Domaç ise savcõyõ eleştirerek dava için “abesle iştigal” dedi. GÜZEL, HAKARET YAĞDIRDI ‘Hangi komutan tuvalete gitti onu bile izliyorlar’ ÖMER ŞAN ARTVİN - Eğitim Bir-Sen Artvin Şubesi tarafõndan, Ahmet Ham- di Tanpõnar Kültür Mer- kezi’nde düzenlenen “Demokrasi” konulu konferansta konuşan Es- ki Bakan ve köşe yaza- rõ Hasan Celal Güzel, 27 Mayõs ihtilalini ger- çekleştirenleri “alçak ve şerefsizler” olarak nitelendirdi. 10. Cumhurbaşkanõ Ahmet Necdet Sezer için “CHP’nin Çanka- ya İlçe Başkanı, fira- vun, nemrut zat”, 9. Cumhurbaşkanõ Süley- man Demirel için de “yuvarlak adam” ifa- desini kullandõ. Türkiye’de artõk dar- be yapõlamayacağõnõ savunan Güzel, “Tür- kiye’de iki şeyi yap- mak artık çok zor. Bi- ri darbe, diğeri zam- paralık. Hemen yaka- lıyorlar, yayınlıyor- lar. Onun için çeteler çıkıyor ortaya. Erge- nekon çetesi, bilmem ne çetesi. Ama onların da işi zor. Hangi ko- mutan tuvalete gitti onu bile izliyorlar ar- tık” diye konuştu. [email protected] BDP İl Başka- nı Akkış ve 9 kişinin gözaltı- na alınmasının ardından Hak- kari’de düzen- lenen eylemin ardından olay- lar çıktı. Bari- kat kurup poli- se taan gösteri- cilere polis müdahale etti. (Fotoğraf: AA) KCK’ye operasyon BDP İl Başkanõ Mehmet Sõddõk Akõş’õn da aralarõnda bulunduğu 10 kişinin gözaltõna alõnmasõ nedeniyle kentte olaylar çõktõ, göstericiler polisle çatõştõ HAKKÂRİ (Cumhuriyet) - Hakkâ- ri’de terör örgütü PKK’nin kent yapõlanmasõ KCK’ye yönelik operasyonda, aralarõnda BDP İl Başkanõ Mehmet Sıdık Akış’õn da bulunduğu 10 kişi gözaltõna alõndõ. Kent- te olaylar çõktõ. Polis ekipleni Hakkari’deki bazõ adres- lere eşzamanlõ operasyon düzenledi. Ope- rasyonda, BDP İl Başkanõ Mehmet Sõddõk Akõş, Merkez İlçe Başkanõ Seyhan Şahin, belediye meclis üyesi Tahir Koç’un da ara- larõnda bulunduğu 10 kişi gözaltõna alõndõ. Zanlõlarõn, Emniyet Müdürlüğü’ndeki iş- lemlerinin ardõndan adliyeye sevk edileceği bildirildi. BDP’lilerin gözaltõna alõnmasõ- na sert tepki gösteren Hakkâri Belediye Baş- kanõ Fadıl Bedirhanoğlu, “Kimsenin or- tamı gerginleştirmeye hakkı yok. Eğer Başbakan kendi dili ile yaşama, okuma, kendi dili ile dinini öğrenmeyi esirgiyorsa valla ben onun müminliğine inanmıyo- rum” diye konuştu. Operasyonu protesto eden bir grup ise Cumhuriyet Cadde- si’ndeki BDP il binasõ önünde toplandõ. Be- dirhanoğlu’nun da aralarõnda bulunduğu grup, belediye binasõ önünde basõn açõkla- masõ yaptõ. 5 dakikalõk oturma eyleminin ardõndan Bedirhanoğlu, grubun dağõlmasõnõ istedi. Dağõlan göstericiler, Yukarõ Merzan Mahallesi’ndeki Katramas Deresi üzerin- de bir araya geldi Yola barikat kuran, terör örgütü lehine slogan atan grup, bölgeye gi- den polise de taşla saldõrdõ. Kazı alanında kemikler bulundu BATMAN (Cumhuriyet) - İnsan Hakları Derneği’nin 1996 yılında operasyonda ölü ele geçirilen teröristlerin Gercüş ilçesine bağlı Behave mezrası yakınlarında gömüldüğüne ilişkin Diyarbakır Savcılığı’na yaptığı başvu- ru üzerine bölgede kazı yapıldı. Kazı çalışma- ları sonucunda çok sayıda kemik bulunurken kemiklerin incelenmek üzere İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderileceği bildirildi. Taş atan çocuklar davaları için ilk MALATYA (Cumhuriyet) - Malatya’da görü- len bir davada DHKP-C propagandası yaptık- ları gerekçesiyle yargılanan ve yaşları 17 olan Ç.Ü. ile H.E.Ö, 6 ay 20’şer gün hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme heyetindeki üç hâkim- den ikisi hapis kararı verirken mahkeme baş- kanı Eray Gürtekin karşıoy kullandı. Gürte- kin, yaşı küçük sanıkların hapis cezasına çarptırılmalarının doğru olmadığını belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle