19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Nurdan Beşergilden Bana BaktığınCibi Bakma' 'Romanımın derdi polisiye bir olayı çözümlemek değil' Nurdan Beşergilidahaçoköyküleriyleve CumhuriyetKitap' ekin- de yazdığı eleştirilerden tanıyorduk. şimdilerde ilk romanı Ba- na Baktığın Cibi Bakma y\a gündemde. Polisiye unsuriarla bezeii romanda Beşergil, okuru hem sudoku çözerek işle- nen cinayetlerin peşine takıyor hem de istanbul'da geçen naif bir aşkın çevresinde dolandırıyor. Tabii ister istemez siz de etkileniyorsunuz böylesine farklı ve etkili bir ro- mandan. Beşergil'le yeni romanını konuştuk. |I.\N.\ liAK'IH.INGlHI IUKMA O Erdem ÖZTOP I ^p- yr eni romanımzı ko- \ / nuşmadan önce bi- _ ğ raz yazarhk serüve- JL ninize değinelim is- tiyorutn. Yazın serüveniniz öyküyle haşlaJı bildiğim kadanyla. Nasü başladı edebiyat yolculıığunuz? - Türkçe yazılılannda kompozis- yon yazarak başladı, 1994'te bir hi- kâyemin Yaşar Nabi Nayır Gençlik Ödülleri'nde "Dikkate Değer" bulunmast ve Varhk'ta yayunlanmasıyla da serüvene dönüştü sanınm. Buradaki "serüven" sö- zünü, kişisel serüvenim olarak kullandığı- mı eklemeliyim. Bana sorarsanız bu tür -|- serüvenlerin yazar olmakla sonuçlanıp so- nuçlanmayacağı, ancak ortaya çıkan eser, okura ulaşmak ve okurun (tabii eleştir- menlerin de) tepkisiyle belirlenebilir. - Nelerden, hangi damarlardan beslen- diniz? - Yazar atölyelerine katılmak, yazdıkla- rımı gene yazan insanlarla tartıştnak gibi bir şansım olmadı. Aslında böyle söyle- yince bunun şansım mı şanssızlığım mı olduğunu düşündüm bir an, neyse... Önce herkesin sevdiği yazarlan sevdim, yazılmış her şeyi okuyabileceğimi san- dım. Doğal olarak paniğe kapıldım. Yıl- lar geçtikçe taşlar yerine oturdu; kendi yazarlarım, kendi kitaplanm, kendi yayı- nevlerim oldu. Bu soruyu isimlere boğa- bilirim. Ama sanınm en mantıklısı bir ta- ne yabancı dille yazan ismi, Marcel Pro- ust'u (Roza Hakmen'e minnettarhk du- yarak), bir tane de Türkçe yazan ismi, Kemal Tahir'i anıp, diğer onlarca üstadı kendime saklamak olacak. SİZİYOLA ÇIKARAN DÜŞÜNCE. HANCİTÜRDE YAZACAÖINIZI BELİRLER' - Okurlar sizi öykülerinizle tanımışken bir romanmız yayımlandı. Romana geçiş sebeplerinizi nıerak ediyorum ya da bunu birgeçiş olarak mı adlandırmahyız? • Bence, hikâye, roman, eleştiri yazısı, makale; hepsi düzyazının olanaklanyla il- gilidir ve birinden birine "geçiş" yapıldı- ğını söylemek çok da gerçekçi bir sapta- ma saydmaz. Esasen sizi yola çıkaran dü- şünce, hangi türde yazacağınızı belirler. Ne anlatmak istediğinizle nasıl anlattığı- nız arasında, birbirini belirleyen bir bağ vardır. Bir roman yazdım, çünkü anlat- maya kalkfığım düşünceleri ortaya koy- maya en elverişli tür, romandı. Hikâyeler yazmaya devam ettiğinıi de eklemeliyim; SAYFA 8 sadece uzun zamandır dergilere gönder- miyorum. - Uzun süre Cumhuriyet Kitap başta ol- mak üzere, önemli dergilerde eleştiri yazı- lan yazdınız. Bu yazJar, kurgusal metinler oluşturmanızda sahncalar doğurdu mu? - Aksine. Kitap eleştiri yazılan, bir kita- bı neden beğendiğiniz ya da beğenmedi- ğiniz hakkında düşünmenin, bir sonuca varmanın ve bunu sistemli, anlaşılır bir şekilde ifade edebilmenin en güzel yolu. Zevkler de renkler de tartışılabilir. Aynı görüşte olmak gerekmez. Önemli olan bir kitabın neden çekici ya da itici olduğu hakkında dile getirilebilecek değerde bir fikir sahibi olmaktır. Bu yüzden, eleştiri yazılan yazmak, sakınca doğurmak şöyle dursun, "kurgusal metin oluşturma" niye- tindeki herkesin, ilk önce kendi yazdıkla- nna eleştirel bir gözle bakabilme alışkan- lığı kazanmasına yarayacağından, son de- rece yararlı ve bence isabetli bir uğraş. -Yeni romanmız Bana Baktığın Gibi Bakma 'ya gelirsek, karştmızda bir roman duruyor ama Türk edebiyatmda eksik olan bir türde, polisiyeyle giriş yapıyorsu- nuz... Katıhr mıstnız polisiye konusunda- ki 'eksiklik'tespitime? - Öncelikle Türk edebiyatına polisiyey- le giriş yaptığım saptamasına katılmıyo- rum. Bana Baktığın Gibi Bakmadaki po- lisiye unsurların, anlatının dinamiğini oluşturduğunıı, hikâyeyi harekete geçirdi- ğini söylemek yanlış olmaz. Romanımın derdinin polisiye bir olayı çözümlemek olmadığmı düşünüyorum; kitaptaki kah- ramanların polisiye olayın çözümlenmesi süreci boyunca neler yaşadıklan ve neler düşündükleri ön plana çıkıyor. Benim de- ğerlendirmeme göre kitabım, insanın kcndini anlamadtğı olayların ortasında bulnıa olasılığıyla ve bu olasılığın düşün- dürdükleriyle ilgili bir roman. Türk ede- biyatında polisiye türündeki eksiklikle il- gili saptamanızınsa, üstünde düşünülmesi gereken bir konu olduğu fikrindeyim. - Romanm tasarlanma aşaması hakkın- da ne söylemek istersiniz? Malum, konu itibanyla bir hayli farkh bir roman Bana Baktığın Gibi Bakma... - Zor seviyedeki sudoku bulmacalarını çözebilecek hale geldikten sonra, sudoku sorularım romanda anlatmaya çalıştığım gibi görmeye başladım. Üstünde düşün- mek hoşuma gitti. Romanın belkemiği böylece ortaya çıktı. Yazmaya başladığım- da kitabın nasıl biteceğini biliyordum. Ama kitap boyunca neler olacağı yazdık- ça ortaya çıktı. - Sudoku merkezli bir dnayet çözümle- mesi, romanm ana damarlarmdan biri. Dünya edebiyatmda da benzer birkaç po- lisiye roman ve hikâye yazûdı. Orneğin, Sheîley Freydont'un Sudoku Cinayeti (Doğan Kitap), Kaye Morgan 'm Death by Sudoku 'su... Incelediniz mi bu türden ki- taplan? - Shelley Freydont'un kitabı Türkçe ya- yımlandığı zaman benim romanım 150 sayfa kadar ortaya çıkmıştı ve, eyvah, de- dim, çuvalladık (Easy Rider'a selam). Ki- tabı okumaya başladım ve gördüm ki be- nimkinden çok farklı. Okumayı bırakıp kendi kitabıma döndüm. Söz ettiğiniz di- ğer kurgulan okuma fırsatım olmadı. 'BENCE HER ŞEY HAKKINDA YAZILABİLİR...' - Aslında ıiskli bir hikâye kurgusu var. Sudoku türü bulmacalardan hareketle bir polisiye hikâye yazarken siz de bir risk gördünüz mü? Sudoku ü'zerinden bir çözüme ulaşma çabasının okuru sıka- cağtnı düşündünüz mü? • Okurun sıkılmasıyla yazann sıkılması arasında, katlanarak yansıyan sıkı bir bağ vardır. Yazar yazarken bir birim sıkılmış- sa, okur on birim sıkılır. Bana Baktığın Gibi Bakma'nm zevkle yazıldığını söyle- meliyim. Çıkmaza girdiği zamanlar oldu tabii. Bir sonraki cümlenin asla gelmeye- ceğini düşündüğüm zamanlar oldu. Ama sıkılarak yazmamaya özen gösterdim. Yo- kuş yukan biraz iteyim, düze çıkınca ge- ne rahat rahat ilerler, diyerek metni zor- lamamaya çalıştım. Bence her şey hakkın- da yazılabiür; küçük bir sudoku bulma- cası hakkında da, derin ve geniş bir ideo- loji hakkında da yazabilirsiniz. Yazının sesi kafanızda bir mecburiyet, bir kasılma sonucu oluşmuyorsa, yazdıklannızdan zevk alıyorsunuz demektir ve zevk alarak yazılan her yazı, herkcse değilse bile, ki- min için yazıldıysa, ona ulaşır. Bu yüzden okurun sıkılma riskini hiç düşünmeden göze aldım, çünkü okurun sıkılacağını hiç düşünmedim. - Hele hele işin içine ezoterizm, büyü gibi esrarengiz konular dahil olunca... Hem karmaşık hem de çözmek için uğraş gerektiren, güzel bir polisiye roman çıkı- yor ortaya. Sanıyorum, okuru da salt okuma dışmda mantıksal beyin jimnastiği yapmaya davet var ortada, ne dersiniz? - Okuru metin aracılığıyla bir şeye "da- vet" etmek, yazının kaçınamayacağı ve dışında kalmayı seçemeyeceği bir gerçek. Bu gerçeğin, yazan metnin efendisi hali- ne getirdiği düşünülse de okurun niyeti, alışkanlıklan, beklentisi ve okuma eyle- mine yüklediği anlam, okurla yazar ara- sında bir denge kurar. Aslında her yaza- nn okur üzerindeki tasarrufu, okurun iş- birliğine ne kadar gönlü olduğuyla ilgili. Bu yüzden her eser gibi Bana Baktığın Gibi Bakma'nm da, okuru, kendi gördü- ğü şeyleri görmeye davet ettiğini söyle- mek yanlış olmaz. Fakat bunu okurun karşısına bir zorunluluk olarak değil, bir teklif olarak çıkardığını eklemeliyim. Ki- tabın kendi imgclcmini dayattığını dü- şünmüyorum. Bence anlatı boyunca oku- ra kendi istediği gibi düşünmesi ve düşle- mesi için yeterince fırsat tanınıyor. - Ana damardan bahsetmişken, roma- nm fbnunda gibigörünse de esas olan bir aşk hikâyesi; sudoku merakhsı kahrama- nunızla komiser Ahmet arasmdaki ilişki ya da Tank Akan'm kitabınızm tanıtımla- rtnda yer alan ifadesindeki gibi, ışıklı, rüzgârh, okuması co/r keyifli bir Istanbul ö'yküsü, ne dersiniz? - Ne diyeyim; Bana Bakağm Gibi Bak- ma'nm bu kadar güzel bir ifadeyle ve doğrusu tam da okurda bırakmak istedi- ğim izlenimle örtüşecek şekilde özetlen- mesinden müthiş bir mutluluk duydum. - Sahi nasıl buldunuz kitabmızm ilginç tanıtım politikasını? Kitabın kapağmda Tank Akan, Tuna Kiremitçi ve Faruk Duman'm kitap hakkındaki düşüncele- rinden oluşan notlaryer alıyor... - Kitaba iliştirilen not kâğıtlannın tanı- tımda çok etkili olduğuna bizzat tanık ol- dum. Can Yayınlan'na çok teşekkür et- mem gerekiyor. Romanın basım, dağıtım ve tanıtım süreçleri boyunca emeği geçen herkesin, yaytncılık açısından müthiş bir iş, çıkardığını düşünüyorum. - Polisiye romanlnrda çoğu kez aynı ka- rakteryeni serüvenlerde karşımıza çık- may-d devam ederkr. Sizin var mı böyle bir niyetiniz ya da şöyle sorayun, polisiye romanlar yazmaya devam edecek misiniz bundan sonraki süreçte? Bir başyapıt olan Bülhülü Öldürmek, Harper Lee'nin tek eseridir; uzun bir ömür sürmekte olan Lee, başka kitap yazmamıştır. Otostopçunun Galaksi Reh- heride bir başyapıttır ve Douglas Noel Adams, daha fazlasını yazamadan bu dünyadan göçüp gitmiştir. Bana soracak olursanız, neyi, ne zaman, nasıl yazdığı- nız, yayınevinden 'tamamdır bu iş' onayı almadıkça, yani hayata geçmedikçe, pek de söz edilesi bir konu değildir. • [email protected] Bana Baktığın Gibi Bakma/ Nurdan Befergil/ Can Yaytnları/ 339 s. C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 0 6 0
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle