Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 29 NİSAN 2010 PERŞEMBE
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
‘Soykırım’ Politikası
Oluşturmak Şart
Bu yıl 24 Nisan’da yine nefesimizi tutarak,
gözümüzü Obama’ya diktik.
Acaba Ermeni soykırımı iddiaları konusunda ne
diyecekti?
Soykırım deyimini kullanacak mıydı?
Türkiye’nin görüşlerine de yer verecek miydi?
Sonunda Obama tam olarak “soykırım” deyimini
kullanmadı. Bu da nedense, Başbakan Tayyip
Erdoğan’ı çok mutlu etti ve sevindiriklik kokan bir
neşe ile şu açıklamayı yapmasına neden oldu:
- Başkan Obama hassasiyetimizi anladı.
Oysa Dışişleri Bakanlığı Obama’nın açıklamasına
tepkiliydi, salt “soykırım” sözcüğünün
kullanılmamış olması, kurumu tatmin etmemişti.
Etmemişti, çünkü ABD Başkanı, Ermenilerin bu
kavramı karşılamak için başvurdukları Ermenice
“meds yeghem”i (büyük trajedi) kullanmıştı
Ama Başbakan izahı mümkün olmayan bir
açıklama ile memnuniyetini dile getirmekte,
Obama’nın hassasiyetimizi anladığını ileri
sürebilmektedir.
Oysa, arkadaşımız Nilgün Cerrahoğlu, 27 Nisan
tarihli yazısında, daha da ileri gitmekte Obama’nın
geçen yıla oranla çıtayı yükseltmekte olduğunu
belirtmektedir.
Başkan’ın 24 Nisan konuşması ile ilgili olarak
Başbakan ve Dışişleri’nin açıklamaları arasındaki
zıtlık devlet ciddiyeti açısından tam bir skandaldır.
Bu zıtlığın nereden kaynaklandığına
baktığımızda, Başbakan’ın olaya iç politik tüketime
yönelik olarak dar açıdan bakmasının amil
olduğunu görürüz.
Yalnızca “soykırım” sözcüğünün kullanılmamış
olması, onun yerine bir insanlık suçunun
varlığından söz edilmesi ve Türkiye’nin bunu
tanıması ve sorumluluklarının gereğini yapmasının
istenmesi, Başbakan’ın algıladığı şekilde
“hassasiyetimiz”in anlaşıldığı anlamını taşımıyor.
Başbakan’ın açıklamaları ne yazık ki, Türkiye’yi
yönetme konumunda olan kişinin konunun
vahametini kavramadığını gösteriyor.
Türkiye, konunun uluslararası platforma
çıkarıldığı andan itibaren olayın karşısında bir
politika oluşturabilmiş değil.
Oysa konu çok ciddidir. Ermenistan ile
diyaspora, kol kola, Türkiye’yi sürekli olarak
köşeye sıkıştırmakta, soykırımın tarihsel açıdan
kanıtlanmış bir olay olarak kabul edilmesini
sağlamak yolunda çok büyük bir mesafe almış
bulunmaktadır.
Türkiye’nin ise Tayyip Erdoğan’ın açıklamasında
da somutlaşan aymazlığı, Ermenistan ile ilişkiler
konusundaki garip teslimiyeti, emekli Büyükelçi ve
İstanbul Milletvekili Şükrü Elekdağ’ın deyişiyle
Ermenistan’a sıfır maliyetli politika uygulamadaki
akıl almaz gafleti ile tam bir politikasızlık içinde
debelenmekte, saman ateşi gibi parlayıp sönen
günlük öfkelerin pençesinde debelenmektedir.
2006 yılında, Fransız Parlamentosu’nun Ermeni
soykırımını tanımaya yönelik girişimlerine karşılık
Ankara’nın ekonomik ve ticari yaptırımlar
uygulama uyarısı karşısında Patrick Deveciyan
şunu söylüyordu:
- Korkmayın Türkiye öfke gösterisinde bulunur,
ama sonra geçer, bir şey yapamaz.
Ne yazık ki, Deveciyan zaman içinde haklı
çıkmış, Türkiye baskılara Ermenistan’dan daha
açık bir tavır içinde olmuş ve kendisini köşeye
sıkıştırmaya çalışanlara karşı hiçbir şey yapmamış
veya yapamamıştır.
Belki de hiçbir şey yapılmadığı konusundaki
ifademiz biraz abartılı kaçmış olabilir.
Son yıllarda Türkiye, Ermeni soykırımı
konusunda çalışmalar yapmış arşivleri açmış, hiç
değilse iç kamuoyunu bilgilendirmeye yönelik
girişimlerini yoğunlaştırmıştır.
Ama bütün bu çabalar “Türk’ün Türk’e
propagandası” çerçevesini aşamamış, büyük bir
PR politikasının baştan sona oluşturulmasını
sağlayamamıştır.
Oysa, Ermenistan ile diyaspora 1915 olaylarının
yüzüncü yıldönümü olan 2015’e hummalı bir
biçimde hazırlanmakta, son darbeyi indirmenin
hesaplarını yapmaktadır.
Türkiye’nin de, bunlara karşı soykırım
konusunda bir devlet politikası oluşturması ve
bunu yürürlüğe koymak üzere bütün kaynaklarını
seferber etmesi zorunludur.
Prof. Dr. Süheyl Batum ile birlikte bu cuma saat
21.00’de Cem TV’deki “Ayıptır Söylemesi”
programında, konuğumuz emekli Büyükelçi ve
İstanbul Milletvekili Şükrü Elekdağ ile enine
boyuna tartışacağımız bu konuyu irdelemeyi
yarınki yazımda da sürdüreceğim.
[email protected]
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
[email protected]
AKP’lilerMHP’lilerlebirbirininüzerineyürüdü,AKP’liGünaykonuşurkenCHP’lilersõrtlarõnõdöndü
TBMM’de‘12Eylül’kavgasõANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - TBMM Genel Kurulu’nda
anayasanõn 12 Eylül darbecilerine
dokunulmazlõk getiren geçici 15.
maddesinin yürürlükten kaldõrõl-
masõnõ öngören maddenin görüş-
meleri sõrasõnda sert tartõşmalar ya-
şandõ, MHP’lilerle AKP’liler birbi-
rinin üzerine yürüdü. Bazõ CHP’li-
ler “dönek deyince ne anlıyorsu-
nuz” sorusunu yönelttikleri Kültür
ve Turizm Bakanõ Ertuğrul Günay
konuşurken sõrtlarõnõ döndü.
TBMM’de geçici 15. maddenin
kaldõrõlmasõna ilişkin madde görüşü-
lürken MHP’li Mehmet Ekici,
AKP’lilere, “O aslanlara, işkenceden
ölenlere yazık. Siz, hayatınızda bir
gün acı görmediniz” diye bağõrdõ.
Her iki gruptan da birbirlerinin üze-
rine yürümek isteyen bazõ milletve-
killeri, diğer milletvekilleri tarafõndan
engellenmeye çalõşõldõ.
AKP’li Ayşenur Bahçekapılı’nõn
Nevzat Çelik’ten şiirler okuduğu ko-
nuşmasõ da muhalefetin “O zaman
idamları seyrediyordunuz” benze-
ri tepkilerine neden oldu.
Görüşmeler sõrasõnda Tunceli Ba-
ğõmsõz Milletvekili Kamer Genç ile
Anayasa Komisyonu Başkanõ Burhan
Kuzu arasõnda da tartõşma yaşandõ.
Genç, Kuzu’nun daha önce kendisiyle
ilgili “Danışma Meclisi üyesi oldu-
ğu dönemde 12 Eylül Anayasası’nı
ikinci tur oylamasında askerden
korktuğu için çekimser oy kullan-
dığı” yönündeki iddiasõnõ gündeme
getirdiğini belirterek 12 Eylül Ana-
yasasõ’na ret oyu kullandõğõnõ söyle-
di. TBMM Başkanvekili Nevzat Pak-
dil’in ret mi çekimser mi tartõşmasõ-
nõn aydõnlõğa kavuşturulmasõ için
Kuzu’ya söz vermesi dikkat çekti. İki
ayrõ tutanak gösteren Kuzu, Genç’in
birinde çekimser, diğerinde ret oyu
kullandõğõnõn yazõldõğõnõ belirterek,
“Benimle uğraşma, seni perişan
ederim” dedi. TBMM’de önceki ge-
ce ve dün yaşanan tartõşmalar tuta-
naklara şöyle yansõdõ:
ATİLA KAYA (MHP) - Ülkücüleri
ve solcularõ işkencehanelere tõkan, dar-
ağaçlarõna gönderen 12 Eylül, siyaset
yapabilmeleri için Tayyip Erdoğan ve
onun gibilerin kendilerini mensup
hissettikleri örgütlenmelerin de yolunu
açmõştõr. (...) 12 Eylül belki de en çok
“Asmayalım da besleyelim mi?” sö-
züyle hatõrlanõyor. Biz 12 Eylül’ün as-
tõklarõndanõz, iktidar ise besledikle-
rinden.
AYŞENUR BAHÇEKAPILI (AKP)
- Evet, özellikle 1960 doğumlular
gençliklerini yaşayamadõlar. Korku-
suzca direndiler ama bu darbeyi ya-
panlar, o süreci devam ettirenler ise
geçici 15. maddeye sõğõndõlar, çünkü
korktular. “Asmasak da beslesek
mi?” diyerek on yedi yaşõndaki Er-
dal Eren’i idam ettiler ama o Erdal
Eren kocaman yüreğiyle ailesine şöy-
le seslendi: “Zavallı ve çaresiz bi-
riymiş gibi ardımdan ağlamanız be-
ni yaralar. Bu konuda ne kadar
güçlü, ne kadar cesur olursanız
beni o kadar mutlu edersiniz.”
ZEKERİYA AKINCI (CHP) - On-
lar sağ olsalardõ “Bizi kullanmayın,
dönekler” derlerdi!
OKTAY VURAL (İzmir) - Ya-
zõklar olsun size! 28 Şubat’õn ürünü
apoletliler! Sizi gidi 28 Şubatçõlar si-
zi! 12 Eylül’de idam sehpalarõnda
idamlarõ seyrettiniz siz!
BURHAN KUZU (AKP) - Bugün
yargõ bağõmsõzlõğõnõ öne çõkaranlar, 28
Şubat’ta Genelkurmay Başkanlõğõ-
mõzõn brifing salonuna bir otobüs
yetmedi, ikinciyi kaldõrarak giden
yargõçlara buradan. Bugün getirdiği-
miz düzenlemeleri yargõ bağõmsõzlõ-
ğõna aykõrõ sayan o insanlar, acaba gi-
dip orada Çevik Bir salona girdiği za-
man neden ayağa kalktõlar, niçin al-
kõşladõlar?
NEVZAT KORKMAZ (MHP) -
Kimin danõşmanlõğõnõ yaptõ Bir?
OSMAN ERTUĞRUL (MHP) -
Darbeden doğanlar darbenin aleyhi-
ne konuşamaz Hoca!
ERTUĞRUL GÜNAY (Kültür ve
Turizm Bakanı) - 12 Eylül önce-
si dönemi, o tuzağõ, 12 Eylül’ü değil,
Türkiye’yi 12 Eylül’e götüren tuzağõ
gün gün, adõm adõm yaşadõm. Parla-
mentonun genç, diri üyelerinden bi-
risi olarak, işlemediğim suçlarõn sa-
vunmasõnõ yapmak için on iki ay
bekleyerek siyasi parti liderlerinin
hepsiyle aynõ mekânõ paylaştõm.
ŞEVKET KÖSE (CHP) - Sayõn Ba-
kan “dönek” deyince neyi hatõrlõ-
yorsunuz? Yine, 12 Eylül’de bedel
ödeyenlerin acõlarõnõ sömüren ve 12
Eylülcülere o zaman alkõş tutanlar ara-
sõnda olmak nasõl bir şeydir?
ERTUĞRUL GÜNAY - “Dönek
deyince ne anlıyorsunuz” diye so-
ruldu. Ben “sosyal demokrasi”,
“sosyal adalet”, “milli irade” gibi
kavramlarõ kullanõp da sonra milli ira-
denin seçtikleriyle baş edemeyecek-
lerini gördükleri zaman postal sesin-
den umut bekleyen demokrasi düş-
manlarõnõ anlõyorum.
Uyarõmõzõ
yaptõk
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Hâkimler ve Savcõ-
lar Yüksek Kurulu Başkanve-
kili Kadir Özbek, anayasa
teklifi görüşmelerine yönelik,
Meclis’in çalõşmalarõna devam
ettiğini ifade ederek “Süreci iz-
liyoruz” dedi.
Özbek, HSYK’ye gelişinde ga-
zetecilerin sorularõnõ yanõtladõ.
Özbek, Meclis’te bugün ilk tur
görüşmeleri tamamlanacak olan
anayasa paketinde HSYK’nin ya-
põsõnõn değiştirilmesini öngören
düzenlemenin dün kuruldan geç-
tiğinin anõmsatõlmasõ üzerine,
“Yüce Meclis çalışmalarına de-
vam ediyor. Tam sonuca ula-
şılmış değil. Süreci takip edi-
yoruz. Sürece saygı göstermek
zorundayız. Yargı bağımsızlığı
adına uyarı görevlerimizi yeri-
ne getirdik. Şu anda da izle-
medeyiz” diye konuştu.
Özbek, bir gazetecinin “Hâlâ
umudunuz var mı” sorusuna
ise “Hâlâ var. Yanlış yapılma-
sını istemiyoruz. Sürece saygı
duymak zorundayız” dedi.
KADİR ÖZBEK:
Anayasa paketinde 1. tur tamam
Çiçek, ‘Bir katkõ olacaksa memnuniyet duyarõz’ diyerek uzlaşma çağrõsõ yaptõ
MHP, AKP’nin milletvekillerine ‘mahalle baskõsõ’ uyguladõğõna dikkat çekti
AKP yargı
kapısını
açtırmadı
Anayasa paketi görüşmeleri sõrasõnda CHP
ve BDP’nin geçici 15. maddenin değiştirilerek
darbecilere yargõ yolunun açõlmasõ girişimi
AKP’liler tarafõndan engelllendi.
TÜREY KÖSE
ANKARA - TBMM
Genel Kurulu’nda önceki
gün anayasanõn geçici 15.
maddesinin yürürlükten
kaldõrõlmasõna ilişkin mad-
de görüşülürken, CHP ve
BDP’lilerin darbecilere
yargõlama yolunun “sem-
bolik değil tartışmasız”
açõlmasõnõ sağlamaya dö-
nük önergeleri reddedildi.
TBMM Genel Kuru-
lu’nda önceki gün önerinin
HSYK’nin yapõsõnõ de-
ğiştiren 23. maddesine
336 kabul, 72 ret oyu ve-
rildi. Ekonomik ve Sosyal
Konsey’i anayasa kapsa-
mõna alan 24. maddede ise
340 kabul, 69 ret oyu kul-
lanõldõ. Bu madde, bugü-
ne dek yapõlan oylama-
larda en yüksek kabul
oyuna ulaşan madde oldu.
Geçici 15. maddenin kal-
dõrõlmasõnõ öngören 25.
maddeye ise 336 kabul, 70
ret oyu verildi, 1 oy da boş
çõktõ.
Görüşmeler sõrasõnda
yapõlacak değişikliğin dar-
becilere yargõ yolunu açõp
açmayacağõ ve iktidarõn
“samimiyeti” tartõşõldõ.
CHP ve BDP’liler, geçici
15. maddenin değiştirile-
rek darbecilere yargõ yo-
lunun açõlmasõnõ anayasa
hükmü haline getirmeye
dönük değişiklik önerge-
leri verdi. Ancak, bu öner-
geler AKP oylarõyla red-
dedildi.
CHP Grup Başkanvekili
Kemal Kılıçdaroğlu, ge-
çici 15. maddenin kaldõ-
rõlmasõna ilişkin maddede
Kültür ve Turizm Bakanõ
Ertuğrul Günay ile AKP
Grup Başkanvekili Ayşe-
nur Bahçekapılı’nõn ko-
nuştuğuna dikkat çekerken
şu değerlendirmeleri yap-
tõ: “12 Eylül’ü yerden
yere vurdular. Eleştiri-
lerinde tamamen haklı-
dırlar. Onların samimi-
yetlerini test etmek için
12 Eylül generallerinin
yargılanmasını sağlaya-
cak bir önerge verdik.
Bu önergemiz görüşü-
lürken Ertuğrul Günay
hükümet sıralarından
kalktı, Bakanlar Kurulu
sıralarının arkasına geç-
ti. Başka bir bakan otur-
du ve önergemize ‘katõl-
mõyoruz’ dedi.
12 Eylül acılarını ya-
şamış, bedel ödemiş in-
sanların duygularını is-
tismar ederek yargıyı
ele geçirmeyi hedefle-
yenler, geçici 15. mad-
deyi getirdiler. Eğer 12
Eylülcülerden hesap sor-
mak istiyorlarsa, bu
önergemize destek ve-
rirlerdi. Önergemize
BDP ve MHP destek
verdi. AKP’lilerin sami-
mi olmadığı açıkça gö-
rüldü.
Zamanaşımına uğra-
dığı için dava açılama-
yacağını biliyorlar.
Önergemize Ertuğrul
Günay da ret oyu verdi.
O konuşmadan sonra
ret oyu vermek tek bir
sözcükle ifade edilir ‘iki-
yüzlülük’. AKP’ye hiz-
met etmenin bedeli bu.”
KEMAL KILIÇDAROĞLU:
AKP ‘tek tek’ oylamaya karşõANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - AKP’nin anayasa paketi-
nin oylamalarõ sõrasõnda millet-
vekillerine bire bir sõkõ markaj uy-
gulamasõ, oylamalara katõlan ba-
ğõmsõz milletvekillerinin AKP’li
milletvekilleriyle birlikte salona
gelmesi, bazõ AKP’li milletve-
killerinin oy zarflarõnõ diğer mil-
letvekillerine gösterirken çeki-
len fotoğraflarõn basõna yansõ-
masõ üzerine CHP ve MHP,
TBMM Başkanõ Mehmet Ali Şa-
hin’in önlem almasõnõ istediler.
CHP Grup Başkanvekili Kemal
Kılıçdaroğlu, “Bazı bağımsız
milletvekillerinin AKP’liler ta-
rafından mevcutlu olarak geti-
rildiğini, yığılmalar olduğunu,
milletvekillerine baskı uygu-
landığından şikâyet ettik” dedi.
TBMM Başkanõ Mehmet Ali
Şahin’in bunun üzerine, “daha
dikkatli olacağını, hassas dav-
ranacağını, ikinci turda da
gerekirse milletvekillerini tek
tek çağıracağını” söylediği öğ-
renildi. Şahin’in ikinci turda
milletvekillerini tek tek oyla-
maya çağõrmasõ durumunda, bir
milletvekili oyunu kullandõk-
tan sonra ancak diğer milletve-
kili oylama işlemine başlayabi-
lecek. Bu durumda, oy kullanan
milletvekilinin yanõnda hiçbir
milletvekili olmayacak.
Şahin’in böyle bir açõklama
yaptõğõndan haberi olmadõğõnõ
belirten AKP Grup Başkanve-
kili Mustafa Elitaş şunlarõ söy-
ledi: “Kimsenin oy verirken
kimseden çekinmesi söz ko-
nusu değil. CHP’liler oyla-
maya katılmadıkları için bil-
miyorlar. Bugüne kadar ya-
pılan oylamalar anayasa, iç-
tüzük ve gizlilik ilkelerine ke-
sinlikle uygundur. Gizliliği
ihlal edici hiçbir oylama şek-
li olmamıştır. 2. turda da böy-
le olacak. TBMM Başkanı’nın
böyle düşünmesi ve bunu ifa-
de etmesi mümkün değil. Bi-
ze bu konuda bir şey söylen-
medi. Bunu CHP’liler söylü-
yorsa onların uydurması.”
Gül’ünonayınınardındanmahkemeyegötürülecek
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
AKP’nin “Anayasa Mahkemesi’ne gitme-
yin, uzlaşalım” önerisini “ahlaksız teklif”
olarak nitelendiren CHP, Anayasa Mahke-
mesi’ne başvuru için gerekli 110 imzaya
ulaştõ. CHP’nin 97, DSP’nin 6 milletvekilinin yanõ
sõra bağõmsõzlardan Hüseyin Pazarcı, Tayfun İçli,
Harun Öztürk, Kamer Genç, Emrehan Halıcı,
Ahmet Tan ve Erdoğan Yetenç’in imza vereceği
kaydedildi. DP Rize Milletvekili Mesut Yılmaz’õn
da imza vermeye hazõr olduğunu bildirdiği öğrenildi.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Baş-
kan Deniz Baykal başkanlõğõnda toplandõ. Bay-
kal, anayasa değişikliklerinin Cumhurbaşkanõ
Abdullah Gül tarafõndan onaylanmasõnõn ar-
dõndan Anayasa Mahkemesi’ne başvuracaklarõ-
nõ söyledi. Baykal, “Bu değişiklikler yürürlü-
ğe girdiği zaman Cumhuriyetin kurucu felsefesi
ortadan kalkacak. Şimdi ‘İlk 3 maddeyi değiştir-
miyorlar’ deniliyor. Ama bu değişikliklerden son-
ra doğrudan o 3 maddenin değiştirilmesi önünde
hiçbir engel kalmaz. Bu da Türkiye’nin hukuk
yapısının, cumhuriyetin bütünüyle başka bir ro-
taya kayması sonucunu doğurur.” dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
TBMM Genel Kurulu’nda, anayasa paketi-
nin 1. tur görüşmeleri bu sabah saatlerinde
tamamlandõ. Başbakan Yardõmcõsõ Cemil Çi-
çek, “2. tura geçmeden önce bir kez da-
ha tekrar ediyorum, bir katkı olacaksa
memnuniyet duyarız” dedi. MHP’liler,
AKP’nin milletvekillerine “mahalle bas-
kısı” uyguladõğõnõ belirtti.
TBMM Genel Kurulu’nda, anayasa pake-
tinin 1. tur oylamasõ, 10 günlük maratonun ar-
dõndan bu sabah tamamlandõ. Paketin, dün ge-
ce Anayasa Mahkemesi ve HSYK’nin yapõ-
sõyla ilgili geçici maddeler ile halkoylamasõ-
na sunulmasõ durumunda paketin tümünün oy-
lanmasõna ilişkin maddeleri görüşüldü. Pa-
ketin, 26. maddedeki geçici 18. maddesinin oy-
lamasõna 338 kabul, 70 ret oyu çõktõ. Geçici
19. maddenin oylamasõnda ise 336 kabul, 71
ret oyu çõkarken 1 boş 1 de geçersiz oy sa-
yõldõ. milletvekillerine baskõ yapõldõğõna dik-
kat çekti. Anayasa değişikliği görüşmeleri sõ-
rasõnda Milletvekillerine baskõ oluşturmak
amacõyla cep telefonu kullanõmõnõ engelleyen
jammer cihazlarõnõn devre dõşõ bõrakõldõğõnõ
söyleyen Vural, “Başbakanlık odası, ikna
odası haline dönüşmüştür” dedi.
ŞAHİN’İN MİLLETVEKİLLERİNİ BASKIDAN KURTARMAK İÇİN BULDUĞU YOL KABUL GÖRMEDİ
BAŞBAKAN ERDOĞAN
‘Ana muhalefet
mahkemesi oldu’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan, CHP’nin anayasa deği-
şikliklerini Anayasa Mahkemesi’ne götürme ka-
rarõnõ “Bir CHP klasiği” olarak nitelendirdi.
Katõldõğõ bir televizyon programõnda sorularõ
yanõtlayan Erdoğan, CHP’yi eleştirilerini sürdür-
dü. Erdoğan, “Ana muhalefet partisi liderinin
tüm bu müzakerelerden sonra Anayasa Mah-
kemesi’ne gitme olayı, artık bizim tespit etti-
ğimiz bir CHP klasiği oldu. Adeta Anayasa
Mahkemesi ‘ana muhalefet mahkemesi’ haline
dönüştü, bu duruma getirdiler” dedi.
Erdoğan, 27 Nisan bildirisiyle ilgili de “27 Ni-
san 23.25’te ekranda açıklamayı görünce ha-
kikaten şaşırdım” derken, “Bir taraftan siz
Başbakanlığa bağlı olacaksınız, hükümetin
bir kurumu olarak böyle bir açıklama yapa-
caksınız. Demokrasilerde bu olmaz. Kimse bu
iktidara laiklik dersi vermeye de kalkmasın.
Biz 1982 Anayasası’nda laiklik tanımı neyse
bu tanımı ülkemizde dört dörtlük uygulayan
bir iktidarız...” değerlendirmesini yaptõ.