19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 29 NİSAN 2010 PERŞEMBE 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN ‘Soykırım’ Politikası Oluşturmak Şart Bu yıl 24 Nisan’da yine nefesimizi tutarak, gözümüzü Obama’ya diktik. Acaba Ermeni soykırımı iddiaları konusunda ne diyecekti? Soykırım deyimini kullanacak mıydı? Türkiye’nin görüşlerine de yer verecek miydi? Sonunda Obama tam olarak “soykırım” deyimini kullanmadı. Bu da nedense, Başbakan Tayyip Erdoğan’ı çok mutlu etti ve sevindiriklik kokan bir neşe ile şu açıklamayı yapmasına neden oldu: - Başkan Obama hassasiyetimizi anladı. Oysa Dışişleri Bakanlığı Obama’nın açıklamasına tepkiliydi, salt “soykırım” sözcüğünün kullanılmamış olması, kurumu tatmin etmemişti. Etmemişti, çünkü ABD Başkanı, Ermenilerin bu kavramı karşılamak için başvurdukları Ermenice “meds yeghem”i (büyük trajedi) kullanmıştı Ama Başbakan izahı mümkün olmayan bir açıklama ile memnuniyetini dile getirmekte, Obama’nın hassasiyetimizi anladığını ileri sürebilmektedir. Oysa, arkadaşımız Nilgün Cerrahoğlu, 27 Nisan tarihli yazısında, daha da ileri gitmekte Obama’nın geçen yıla oranla çıtayı yükseltmekte olduğunu belirtmektedir. Başkan’ın 24 Nisan konuşması ile ilgili olarak Başbakan ve Dışişleri’nin açıklamaları arasındaki zıtlık devlet ciddiyeti açısından tam bir skandaldır. Bu zıtlığın nereden kaynaklandığına baktığımızda, Başbakan’ın olaya iç politik tüketime yönelik olarak dar açıdan bakmasının amil olduğunu görürüz. Yalnızca “soykırım” sözcüğünün kullanılmamış olması, onun yerine bir insanlık suçunun varlığından söz edilmesi ve Türkiye’nin bunu tanıması ve sorumluluklarının gereğini yapmasının istenmesi, Başbakan’ın algıladığı şekilde “hassasiyetimiz”in anlaşıldığı anlamını taşımıyor. Başbakan’ın açıklamaları ne yazık ki, Türkiye’yi yönetme konumunda olan kişinin konunun vahametini kavramadığını gösteriyor. Türkiye, konunun uluslararası platforma çıkarıldığı andan itibaren olayın karşısında bir politika oluşturabilmiş değil. Oysa konu çok ciddidir. Ermenistan ile diyaspora, kol kola, Türkiye’yi sürekli olarak köşeye sıkıştırmakta, soykırımın tarihsel açıdan kanıtlanmış bir olay olarak kabul edilmesini sağlamak yolunda çok büyük bir mesafe almış bulunmaktadır. Türkiye’nin ise Tayyip Erdoğan’ın açıklamasında da somutlaşan aymazlığı, Ermenistan ile ilişkiler konusundaki garip teslimiyeti, emekli Büyükelçi ve İstanbul Milletvekili Şükrü Elekdağ’ın deyişiyle Ermenistan’a sıfır maliyetli politika uygulamadaki akıl almaz gafleti ile tam bir politikasızlık içinde debelenmekte, saman ateşi gibi parlayıp sönen günlük öfkelerin pençesinde debelenmektedir. 2006 yılında, Fransız Parlamentosu’nun Ermeni soykırımını tanımaya yönelik girişimlerine karşılık Ankara’nın ekonomik ve ticari yaptırımlar uygulama uyarısı karşısında Patrick Deveciyan şunu söylüyordu: - Korkmayın Türkiye öfke gösterisinde bulunur, ama sonra geçer, bir şey yapamaz. Ne yazık ki, Deveciyan zaman içinde haklı çıkmış, Türkiye baskılara Ermenistan’dan daha açık bir tavır içinde olmuş ve kendisini köşeye sıkıştırmaya çalışanlara karşı hiçbir şey yapmamış veya yapamamıştır. Belki de hiçbir şey yapılmadığı konusundaki ifademiz biraz abartılı kaçmış olabilir. Son yıllarda Türkiye, Ermeni soykırımı konusunda çalışmalar yapmış arşivleri açmış, hiç değilse iç kamuoyunu bilgilendirmeye yönelik girişimlerini yoğunlaştırmıştır. Ama bütün bu çabalar “Türk’ün Türk’e propagandası” çerçevesini aşamamış, büyük bir PR politikasının baştan sona oluşturulmasını sağlayamamıştır. Oysa, Ermenistan ile diyaspora 1915 olaylarının yüzüncü yıldönümü olan 2015’e hummalı bir biçimde hazırlanmakta, son darbeyi indirmenin hesaplarını yapmaktadır. Türkiye’nin de, bunlara karşı soykırım konusunda bir devlet politikası oluşturması ve bunu yürürlüğe koymak üzere bütün kaynaklarını seferber etmesi zorunludur. Prof. Dr. Süheyl Batum ile birlikte bu cuma saat 21.00’de Cem TV’deki “Ayıptır Söylemesi” programında, konuğumuz emekli Büyükelçi ve İstanbul Milletvekili Şükrü Elekdağ ile enine boyuna tartışacağımız bu konuyu irdelemeyi yarınki yazımda da sürdüreceğim. [email protected] İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN [email protected] AKP’lilerMHP’lilerlebirbirininüzerineyürüdü,AKP’liGünaykonuşurkenCHP’lilersõrtlarõnõdöndü TBMM’de‘12Eylül’kavgasõANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - TBMM Genel Kurulu’nda anayasanõn 12 Eylül darbecilerine dokunulmazlõk getiren geçici 15. maddesinin yürürlükten kaldõrõl- masõnõ öngören maddenin görüş- meleri sõrasõnda sert tartõşmalar ya- şandõ, MHP’lilerle AKP’liler birbi- rinin üzerine yürüdü. Bazõ CHP’li- ler “dönek deyince ne anlıyorsu- nuz” sorusunu yönelttikleri Kültür ve Turizm Bakanõ Ertuğrul Günay konuşurken sõrtlarõnõ döndü. TBMM’de geçici 15. maddenin kaldõrõlmasõna ilişkin madde görüşü- lürken MHP’li Mehmet Ekici, AKP’lilere, “O aslanlara, işkenceden ölenlere yazık. Siz, hayatınızda bir gün acı görmediniz” diye bağõrdõ. Her iki gruptan da birbirlerinin üze- rine yürümek isteyen bazõ milletve- killeri, diğer milletvekilleri tarafõndan engellenmeye çalõşõldõ. AKP’li Ayşenur Bahçekapılı’nõn Nevzat Çelik’ten şiirler okuduğu ko- nuşmasõ da muhalefetin “O zaman idamları seyrediyordunuz” benze- ri tepkilerine neden oldu. Görüşmeler sõrasõnda Tunceli Ba- ğõmsõz Milletvekili Kamer Genç ile Anayasa Komisyonu Başkanõ Burhan Kuzu arasõnda da tartõşma yaşandõ. Genç, Kuzu’nun daha önce kendisiyle ilgili “Danışma Meclisi üyesi oldu- ğu dönemde 12 Eylül Anayasası’nı ikinci tur oylamasında askerden korktuğu için çekimser oy kullan- dığı” yönündeki iddiasõnõ gündeme getirdiğini belirterek 12 Eylül Ana- yasasõ’na ret oyu kullandõğõnõ söyle- di. TBMM Başkanvekili Nevzat Pak- dil’in ret mi çekimser mi tartõşmasõ- nõn aydõnlõğa kavuşturulmasõ için Kuzu’ya söz vermesi dikkat çekti. İki ayrõ tutanak gösteren Kuzu, Genç’in birinde çekimser, diğerinde ret oyu kullandõğõnõn yazõldõğõnõ belirterek, “Benimle uğraşma, seni perişan ederim” dedi. TBMM’de önceki ge- ce ve dün yaşanan tartõşmalar tuta- naklara şöyle yansõdõ: ATİLA KAYA (MHP) - Ülkücüleri ve solcularõ işkencehanelere tõkan, dar- ağaçlarõna gönderen 12 Eylül, siyaset yapabilmeleri için Tayyip Erdoğan ve onun gibilerin kendilerini mensup hissettikleri örgütlenmelerin de yolunu açmõştõr. (...) 12 Eylül belki de en çok “Asmayalım da besleyelim mi?” sö- züyle hatõrlanõyor. Biz 12 Eylül’ün as- tõklarõndanõz, iktidar ise besledikle- rinden. AYŞENUR BAHÇEKAPILI (AKP) - Evet, özellikle 1960 doğumlular gençliklerini yaşayamadõlar. Korku- suzca direndiler ama bu darbeyi ya- panlar, o süreci devam ettirenler ise geçici 15. maddeye sõğõndõlar, çünkü korktular. “Asmasak da beslesek mi?” diyerek on yedi yaşõndaki Er- dal Eren’i idam ettiler ama o Erdal Eren kocaman yüreğiyle ailesine şöy- le seslendi: “Zavallı ve çaresiz bi- riymiş gibi ardımdan ağlamanız be- ni yaralar. Bu konuda ne kadar güçlü, ne kadar cesur olursanız beni o kadar mutlu edersiniz.” ZEKERİYA AKINCI (CHP) - On- lar sağ olsalardõ “Bizi kullanmayın, dönekler” derlerdi! OKTAY VURAL (İzmir) - Ya- zõklar olsun size! 28 Şubat’õn ürünü apoletliler! Sizi gidi 28 Şubatçõlar si- zi! 12 Eylül’de idam sehpalarõnda idamlarõ seyrettiniz siz! BURHAN KUZU (AKP) - Bugün yargõ bağõmsõzlõğõnõ öne çõkaranlar, 28 Şubat’ta Genelkurmay Başkanlõğõ- mõzõn brifing salonuna bir otobüs yetmedi, ikinciyi kaldõrarak giden yargõçlara buradan. Bugün getirdiği- miz düzenlemeleri yargõ bağõmsõzlõ- ğõna aykõrõ sayan o insanlar, acaba gi- dip orada Çevik Bir salona girdiği za- man neden ayağa kalktõlar, niçin al- kõşladõlar? NEVZAT KORKMAZ (MHP) - Kimin danõşmanlõğõnõ yaptõ Bir? OSMAN ERTUĞRUL (MHP) - Darbeden doğanlar darbenin aleyhi- ne konuşamaz Hoca! ERTUĞRUL GÜNAY (Kültür ve Turizm Bakanı) - 12 Eylül önce- si dönemi, o tuzağõ, 12 Eylül’ü değil, Türkiye’yi 12 Eylül’e götüren tuzağõ gün gün, adõm adõm yaşadõm. Parla- mentonun genç, diri üyelerinden bi- risi olarak, işlemediğim suçlarõn sa- vunmasõnõ yapmak için on iki ay bekleyerek siyasi parti liderlerinin hepsiyle aynõ mekânõ paylaştõm. ŞEVKET KÖSE (CHP) - Sayõn Ba- kan “dönek” deyince neyi hatõrlõ- yorsunuz? Yine, 12 Eylül’de bedel ödeyenlerin acõlarõnõ sömüren ve 12 Eylülcülere o zaman alkõş tutanlar ara- sõnda olmak nasõl bir şeydir? ERTUĞRUL GÜNAY - “Dönek deyince ne anlıyorsunuz” diye so- ruldu. Ben “sosyal demokrasi”, “sosyal adalet”, “milli irade” gibi kavramlarõ kullanõp da sonra milli ira- denin seçtikleriyle baş edemeyecek- lerini gördükleri zaman postal sesin- den umut bekleyen demokrasi düş- manlarõnõ anlõyorum. Uyarõmõzõ yaptõk ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hâkimler ve Savcõ- lar Yüksek Kurulu Başkanve- kili Kadir Özbek, anayasa teklifi görüşmelerine yönelik, Meclis’in çalõşmalarõna devam ettiğini ifade ederek “Süreci iz- liyoruz” dedi. Özbek, HSYK’ye gelişinde ga- zetecilerin sorularõnõ yanõtladõ. Özbek, Meclis’te bugün ilk tur görüşmeleri tamamlanacak olan anayasa paketinde HSYK’nin ya- põsõnõn değiştirilmesini öngören düzenlemenin dün kuruldan geç- tiğinin anõmsatõlmasõ üzerine, “Yüce Meclis çalışmalarına de- vam ediyor. Tam sonuca ula- şılmış değil. Süreci takip edi- yoruz. Sürece saygı göstermek zorundayız. Yargı bağımsızlığı adına uyarı görevlerimizi yeri- ne getirdik. Şu anda da izle- medeyiz” diye konuştu. Özbek, bir gazetecinin “Hâlâ umudunuz var mı” sorusuna ise “Hâlâ var. Yanlış yapılma- sını istemiyoruz. Sürece saygı duymak zorundayız” dedi. KADİR ÖZBEK: Anayasa paketinde 1. tur tamam Çiçek, ‘Bir katkõ olacaksa memnuniyet duyarõz’ diyerek uzlaşma çağrõsõ yaptõ MHP, AKP’nin milletvekillerine ‘mahalle baskõsõ’ uyguladõğõna dikkat çekti AKP yargı kapısını açtırmadı Anayasa paketi görüşmeleri sõrasõnda CHP ve BDP’nin geçici 15. maddenin değiştirilerek darbecilere yargõ yolunun açõlmasõ girişimi AKP’liler tarafõndan engelllendi. TÜREY KÖSE ANKARA - TBMM Genel Kurulu’nda önceki gün anayasanõn geçici 15. maddesinin yürürlükten kaldõrõlmasõna ilişkin mad- de görüşülürken, CHP ve BDP’lilerin darbecilere yargõlama yolunun “sem- bolik değil tartışmasız” açõlmasõnõ sağlamaya dö- nük önergeleri reddedildi. TBMM Genel Kuru- lu’nda önceki gün önerinin HSYK’nin yapõsõnõ de- ğiştiren 23. maddesine 336 kabul, 72 ret oyu ve- rildi. Ekonomik ve Sosyal Konsey’i anayasa kapsa- mõna alan 24. maddede ise 340 kabul, 69 ret oyu kul- lanõldõ. Bu madde, bugü- ne dek yapõlan oylama- larda en yüksek kabul oyuna ulaşan madde oldu. Geçici 15. maddenin kal- dõrõlmasõnõ öngören 25. maddeye ise 336 kabul, 70 ret oyu verildi, 1 oy da boş çõktõ. Görüşmeler sõrasõnda yapõlacak değişikliğin dar- becilere yargõ yolunu açõp açmayacağõ ve iktidarõn “samimiyeti” tartõşõldõ. CHP ve BDP’liler, geçici 15. maddenin değiştirile- rek darbecilere yargõ yo- lunun açõlmasõnõ anayasa hükmü haline getirmeye dönük değişiklik önerge- leri verdi. Ancak, bu öner- geler AKP oylarõyla red- dedildi. CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, ge- çici 15. maddenin kaldõ- rõlmasõna ilişkin maddede Kültür ve Turizm Bakanõ Ertuğrul Günay ile AKP Grup Başkanvekili Ayşe- nur Bahçekapılı’nõn ko- nuştuğuna dikkat çekerken şu değerlendirmeleri yap- tõ: “12 Eylül’ü yerden yere vurdular. Eleştiri- lerinde tamamen haklı- dırlar. Onların samimi- yetlerini test etmek için 12 Eylül generallerinin yargılanmasını sağlaya- cak bir önerge verdik. Bu önergemiz görüşü- lürken Ertuğrul Günay hükümet sıralarından kalktı, Bakanlar Kurulu sıralarının arkasına geç- ti. Başka bir bakan otur- du ve önergemize ‘katõl- mõyoruz’ dedi. 12 Eylül acılarını ya- şamış, bedel ödemiş in- sanların duygularını is- tismar ederek yargıyı ele geçirmeyi hedefle- yenler, geçici 15. mad- deyi getirdiler. Eğer 12 Eylülcülerden hesap sor- mak istiyorlarsa, bu önergemize destek ve- rirlerdi. Önergemize BDP ve MHP destek verdi. AKP’lilerin sami- mi olmadığı açıkça gö- rüldü. Zamanaşımına uğra- dığı için dava açılama- yacağını biliyorlar. Önergemize Ertuğrul Günay da ret oyu verdi. O konuşmadan sonra ret oyu vermek tek bir sözcükle ifade edilir ‘iki- yüzlülük’. AKP’ye hiz- met etmenin bedeli bu.” KEMAL KILIÇDAROĞLU: AKP ‘tek tek’ oylamaya karşõANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - AKP’nin anayasa paketi- nin oylamalarõ sõrasõnda millet- vekillerine bire bir sõkõ markaj uy- gulamasõ, oylamalara katõlan ba- ğõmsõz milletvekillerinin AKP’li milletvekilleriyle birlikte salona gelmesi, bazõ AKP’li milletve- killerinin oy zarflarõnõ diğer mil- letvekillerine gösterirken çeki- len fotoğraflarõn basõna yansõ- masõ üzerine CHP ve MHP, TBMM Başkanõ Mehmet Ali Şa- hin’in önlem almasõnõ istediler. CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, “Bazı bağımsız milletvekillerinin AKP’liler ta- rafından mevcutlu olarak geti- rildiğini, yığılmalar olduğunu, milletvekillerine baskı uygu- landığından şikâyet ettik” dedi. TBMM Başkanõ Mehmet Ali Şahin’in bunun üzerine, “daha dikkatli olacağını, hassas dav- ranacağını, ikinci turda da gerekirse milletvekillerini tek tek çağıracağını” söylediği öğ- renildi. Şahin’in ikinci turda milletvekillerini tek tek oyla- maya çağõrmasõ durumunda, bir milletvekili oyunu kullandõk- tan sonra ancak diğer milletve- kili oylama işlemine başlayabi- lecek. Bu durumda, oy kullanan milletvekilinin yanõnda hiçbir milletvekili olmayacak. Şahin’in böyle bir açõklama yaptõğõndan haberi olmadõğõnõ belirten AKP Grup Başkanve- kili Mustafa Elitaş şunlarõ söy- ledi: “Kimsenin oy verirken kimseden çekinmesi söz ko- nusu değil. CHP’liler oyla- maya katılmadıkları için bil- miyorlar. Bugüne kadar ya- pılan oylamalar anayasa, iç- tüzük ve gizlilik ilkelerine ke- sinlikle uygundur. Gizliliği ihlal edici hiçbir oylama şek- li olmamıştır. 2. turda da böy- le olacak. TBMM Başkanı’nın böyle düşünmesi ve bunu ifa- de etmesi mümkün değil. Bi- ze bu konuda bir şey söylen- medi. Bunu CHP’liler söylü- yorsa onların uydurması.” Gül’ünonayınınardındanmahkemeyegötürülecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP’nin “Anayasa Mahkemesi’ne gitme- yin, uzlaşalım” önerisini “ahlaksız teklif” olarak nitelendiren CHP, Anayasa Mahke- mesi’ne başvuru için gerekli 110 imzaya ulaştõ. CHP’nin 97, DSP’nin 6 milletvekilinin yanõ sõra bağõmsõzlardan Hüseyin Pazarcı, Tayfun İçli, Harun Öztürk, Kamer Genç, Emrehan Halıcı, Ahmet Tan ve Erdoğan Yetenç’in imza vereceği kaydedildi. DP Rize Milletvekili Mesut Yılmaz’õn da imza vermeye hazõr olduğunu bildirdiği öğrenildi. CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Baş- kan Deniz Baykal başkanlõğõnda toplandõ. Bay- kal, anayasa değişikliklerinin Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül tarafõndan onaylanmasõnõn ar- dõndan Anayasa Mahkemesi’ne başvuracaklarõ- nõ söyledi. Baykal, “Bu değişiklikler yürürlü- ğe girdiği zaman Cumhuriyetin kurucu felsefesi ortadan kalkacak. Şimdi ‘İlk 3 maddeyi değiştir- miyorlar’ deniliyor. Ama bu değişikliklerden son- ra doğrudan o 3 maddenin değiştirilmesi önünde hiçbir engel kalmaz. Bu da Türkiye’nin hukuk yapısının, cumhuriyetin bütünüyle başka bir ro- taya kayması sonucunu doğurur.” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Genel Kurulu’nda, anayasa paketi- nin 1. tur görüşmeleri bu sabah saatlerinde tamamlandõ. Başbakan Yardõmcõsõ Cemil Çi- çek, “2. tura geçmeden önce bir kez da- ha tekrar ediyorum, bir katkı olacaksa memnuniyet duyarız” dedi. MHP’liler, AKP’nin milletvekillerine “mahalle bas- kısı” uyguladõğõnõ belirtti. TBMM Genel Kurulu’nda, anayasa pake- tinin 1. tur oylamasõ, 10 günlük maratonun ar- dõndan bu sabah tamamlandõ. Paketin, dün ge- ce Anayasa Mahkemesi ve HSYK’nin yapõ- sõyla ilgili geçici maddeler ile halkoylamasõ- na sunulmasõ durumunda paketin tümünün oy- lanmasõna ilişkin maddeleri görüşüldü. Pa- ketin, 26. maddedeki geçici 18. maddesinin oy- lamasõna 338 kabul, 70 ret oyu çõktõ. Geçici 19. maddenin oylamasõnda ise 336 kabul, 71 ret oyu çõkarken 1 boş 1 de geçersiz oy sa- yõldõ. milletvekillerine baskõ yapõldõğõna dik- kat çekti. Anayasa değişikliği görüşmeleri sõ- rasõnda Milletvekillerine baskõ oluşturmak amacõyla cep telefonu kullanõmõnõ engelleyen jammer cihazlarõnõn devre dõşõ bõrakõldõğõnõ söyleyen Vural, “Başbakanlık odası, ikna odası haline dönüşmüştür” dedi. ŞAHİN’İN MİLLETVEKİLLERİNİ BASKIDAN KURTARMAK İÇİN BULDUĞU YOL KABUL GÖRMEDİ BAŞBAKAN ERDOĞAN ‘Ana muhalefet mahkemesi oldu’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP’nin anayasa deği- şikliklerini Anayasa Mahkemesi’ne götürme ka- rarõnõ “Bir CHP klasiği” olarak nitelendirdi. Katõldõğõ bir televizyon programõnda sorularõ yanõtlayan Erdoğan, CHP’yi eleştirilerini sürdür- dü. Erdoğan, “Ana muhalefet partisi liderinin tüm bu müzakerelerden sonra Anayasa Mah- kemesi’ne gitme olayı, artık bizim tespit etti- ğimiz bir CHP klasiği oldu. Adeta Anayasa Mahkemesi ‘ana muhalefet mahkemesi’ haline dönüştü, bu duruma getirdiler” dedi. Erdoğan, 27 Nisan bildirisiyle ilgili de “27 Ni- san 23.25’te ekranda açıklamayı görünce ha- kikaten şaşırdım” derken, “Bir taraftan siz Başbakanlığa bağlı olacaksınız, hükümetin bir kurumu olarak böyle bir açıklama yapa- caksınız. Demokrasilerde bu olmaz. Kimse bu iktidara laiklik dersi vermeye de kalkmasın. Biz 1982 Anayasası’nda laiklik tanımı neyse bu tanımı ülkemizde dört dörtlük uygulayan bir iktidarız...” değerlendirmesini yaptõ.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle