09 Ocak 2025 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B 11 MART 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Suçlamalar Ağır... Ergenekon davası sürecinde gündeme geldi “gizli tanık”. Sanırım altıncı dalganın ardından, “gizli tanıklar”ın verdiği bilgilerle, Güneydoğu’da faili meçhul cinayetlerin aydınlatılacağı yazılıp çizildi. AKP yandaşı, tarikatçı ve dinci medya “gizli tanıklar”ın ifadelerini çarşaf çarşaf yayımlayıp asit kuyularında öldürülen insanların aranmaya başlandığını duyurdu. Arandı da! Aradan iki yıl geçmesine karşın asit kuyularında ya da mezralarda ve köylerde kazılan tarlalarda kemikler bulundu... Sonra ne oldu? Adli Tıp Kurumu’nda kemikler incelendi! Sonuç: “Bulunan kemikler hayvan kemikleridir!” Olay kapandı! 90’lı yıllarda Güneydoğu’da çok sayıda faili meçhul cinayet işlendi... Vedat Aydın, bir gece yarısı evinden alındı. Birkaç gün sonra Aydın’ın cansız bedeni Elazığ yolunda bulundu. 1992 yılında Musa Anter, Diyarbakır’da kaldığı otelden alınıp götürüldü. Anter, Diyarbakır yakınlarında öldürüldü... İşadamları Behçet Cantürk ve Savaş Buldan İstanbul’da kaçırıldı ve İzmit, Sapanca, Akyazı üçgeninde katledildi. Ardından Cantürk’ün avukatı Medet Serhat öldürüldü. Hiram Abas da İstanbul’da vuruldu... Cem Ersever’in cansız bedeni Ankara yakınlarında ortaya çıktı. 1994 yılında hazırlanan “TBMM Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu”nun hazırladığı rapora baktım dün sabah... O rapor yakın tarihimizde yaşanan kıyımlara ışık tutuyor hâlâ! Şimdilerde Erzincan’da ortaya çıkan “Munzur” adlı gizli sanık tartışılıyor. Gizli tanık “Munzur”la kimi CHP milletvekillerini, gazetecileri Erzincan’da buluşturduğu savlanan Paradise Pastanesi sahibi Abdullah Erdoğan, kardeşi Erdal Erdoğan ve kuyumcu Binali Bircan’ı polis gözaltına almış. Gözaltına alınan üç kişi Alevi ve varsıl kişiler. Öğrendiğim kadarıyla da CHP’li... Erzincan-Erzurum hattında yaşananları, Başsavcı İlhan Cihaner’in “Ergenekon”dan tutuklandığını, Üçüncü Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk’in mahkeme kararıyla ifade vermek zorunda olduğunu biliyoruz. İsmailağa cemaatiyle ilgili soruşturma ve Başsavcı Cihaner’in başına gelenler... Ve CHP lideri Deniz Baykal’ın önceki gün yaptığı önemli saptamalar... Melih Aşık, Milliyet’teki köşesinde şöyle yazıyordu: “CHP lideri grup toplantısında üstü kapalı ya da açık sözlerle Orgeneral İlker Başbuğ’un Çankaya’daki üçlü zirveden sonra Albay Dursun Çiçek ve emekli Orgeneral Çetin Doğan’ı aslanların önüne attığını ima ve hatta ifade etti.” Baykal’ın açıklamasını bir kez daha okudum... Baykal kuşkularını, Dursun Çiçek’in hazırladığı iddia edilen “İrticayla Mücadele Eylem Planı”nda metin üzerinde parmak izi, kâğıt, mürekkep, bilgisayar incelemelerinin yapılmadığı üzerinde yoğunlaştırıyordu. İşin bir başka ilginç yanı, Dursun Çiçek’in avukatları da şöyle diyorlardı: “İmza, Çiçek tarafından hazırlanmamış bir metne monte edilmiştir.” Diyelim ki “İrticayla Mücadele Eylem Planı”nı Dursun Çiçek hazırlayıp imzaladı. Baykal diyor ki: “O zaman sadece Çiçek değil, Çiçek’e bunu hazırlama fırsatı verenler de, işbirliği yapanlar da, işbirliği yapılmasına göz yumanlar da sonuna dek araştırılmalıdır.” Deniz Baykal, “Balyoz Darbe Planı” savlarıyla ilgili olarak da şunları söylüyor: “Bu gelişmeler hukuki değil, siyasidir.” Benim de Baykal gibi içime kuşku düşüyor... Baykal, kimi kararların üçlü görüşmede alındığını, birilerini kurtarmak için ordu içinden bazı subayların, komutanların feda edildiğini ima ediyor.... Daha pek çok söylentiler var! Saldıray Berk’in Alevi köylerine okul yaptırdığını Cumhuriyet manşetten vermişti... Kimi toplantılarda ordu içindeki Alevi subayların tasfiyesi planı için düğmeye basıldığı söylenmişti. Acaba bu konuda TSK bir açıklama yapacak mı? Suçlamalar ağır! hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 Tanınmış isimlerin kuklalarını hazırlayan Hakan Arısoy, 2 aylık bir çalış- ma sonucu koleksiyonunda yer alması için Başbakan Recep Tayyip Er- doğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve ABD Başkanı Barack Obama’nın da kuklalarını hazırladı. Başbakan Erdoğan ile Baykal’a birebir benzeyen iki kuklayı özel koleksiyonu için yapan Hakan Arısoy, bu kuklaları iki lidere hediye etmeyi de planlıyor. Arısoy, “Sayın Baş- bakan ile Sayın Baykal’ın kuklalarıyla uzun zamandır beklediğimiz fo- toğraf da ortaya çıkar ve bir vesile olur diye düşündük. Belki tüm siyasi kırgınlıklar bu kuklalar yoluyla ortadan kalkar” dedi. (Fotoğraf: AA) İngiliz sanatçõ Michael Dickinson, bir kolaj çalõşmasõnda AKP liderine hakaret ettiği gerekçesiyle önce para cezasõna çarptõrõldõ ardõndan da cezasõ yasağa çevrildi Beş yıl Erdoğan’ı çizemeyecek LONDRA (ANKA) - İngiliz Michael Dickinson’õn, bir kolaj çalõşmasõnda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği gerekçesiyle 7 bin liralõk para cezasõna çarptõrõlmasõ, İngiltere’de yankõ buldu. BBC, haberi “Erdoğan karikatürü 5 yıl yasak” başlõğõnõ verdi. BBC Türkçe servisi, “Erdoğan karikatürü 5 yıl yasak” başlõklõ haberinde, Başbakan Erdoğan’a hakaretten hüküm giyen İngiliz sanatçõ için öngörülen hapis cezasõnõn paraya çevrildiğini belirtti. Dickinson’un 4 yõl önce yaptõğõ karikatürde, üzerinde “Bush’un köpeği olmayacağız” yazan bir köpeğin başõnõn yerine, kolaj tekniğiyle Erdoğan’õnkini yerleştirildiğini belirten BBC, “Hâkim, Dickinson’ın Başbakan Erdoğan’ın karikatürünü çizmesini de 5 yıl süreyle yasakladı” dedi. BBC, uzun süredir Türkiye’de yaşayan ve “stuckism” akõmõnõn temsilcisi olan Dickinson’õn 3 buçuk yõl hapis istemiyle yargõlandõğõnõ ve 2008’de beraat ettiğini, ancak Yargõtay’õn kararõ bozmasõnõn ardõndan salõ günü yeniden hâkim karşõsõna çõktõğõnõ kaydetti. BBC şöyle devam etti: “Dickinson’ın savunmasını gülerek dinleyen hâkim, sanatçının hakaret suçunu işlediğine hükmetti. Ancak suçun öngördüğü hapis, para cezasına çevrildi. Hâkim bu cezayı da Dickinson’ın 5 yıl süreyle Recep Tayyip Erdoğan’ın karikatürünü çizmemesi şartına bağladı.” Suudi Arabistan’la eğitimde işbirliği protokolü imzalanmasõ eğitimcilerin tepkisini çekti Eğitimciler, Türkiye’nin Batõ’daki üniversiteleri örnek almak yerine, monarşi ve şeriatla yönetilen bir ülke ile yükseköğretimde ortak bir çalõşma yapmasõnõn yanlõş olduğunu vurguladõ. MAHMUT LICALI ANKARA - YÖK Başkanõ Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan ile Suudi Arabis- tan Yükseköğretim Bakanõ Khaled Al- Anqari arasõnda önceki gün başlayan görüşmelerin ardõndan Türkiye ile Suudi Arabistan arasõnda yükseköğ- retim alanõnda işbirliği yapõlmasõna iliş- kin protokol dün imzalandõ. YÖK’ün monarşi ve şeriat hüküm- leriyle yönetilen Suudi Arabistan ile yükseköğretim alanõnda işbirliği yap- masõ sendikalarõn tepkisini çekti. Eğitim-Sen Genel Başkanõ Zübey- de Kılıç, Özcan döneminde YÖK’ün bilimsel kriterlerle hareket etmediği- ne işaret etti. Suudi üniversitelere denklik verilmesinin bilimsel ve nite- likli bir eğitimi engelleyeceğini ifade eden Kõlõç, “Bu yükseköğretim sü- reçlerinden mezun olanların belir- li bir politik anlayış üzerinden şe- killenmesine neden olacaktır” dedi. Kõlõç, şunlarõ belirtti: “AKP’nin, özel- likle de Ahmet Davutoğlu’yla birlikte ağırlıklı olarak şeriat ya da benze- ri yönetimlerin hâkim olduğu ülke- lerle diyaloğu ve işbirliğini yoğun- laştırdığı ve YÖK’ün de yükseköğ- retimle ilgili politikalarını bu para- lelde sürdürdüğünü görüyoruz. Denkliğin henüz resmi anlamda kabul edilmediği kimi ülkelerle eğitim süreçlerine ilişkin uygulama ortaklıkları hayata geçiriliyor.” Eğitim-İş Genel Başkanõ Yüksel Adıbelli de, Suudi üniversitelerine denklik verilmesiyle YÖK’ün AKP’ye bağlõ üniversite sistemini oluşturmaya başlayacağõnõ kaydetti. Adõbelli, ge- lişmiş demokratik ülkeler yerine mo- narşi ve şeriatla yönetilen Suudi Ara- bistan’õn yükseköğretimde örnek alõn- masõnõ sağlayacak düzenlemenin yan- lõş olduğunu belirtti. Demokrasinin ol- madõğõ, şeriat yasalarõnõn geçerli ol- duğu bir ülkedeki üniversitelerden Türkiye’ye gelecek öğretim üyesinin Türk üniversitelerinde ne yapacağõnõ soran Adõbelli, yeni kurulan üniversi- telerde kadro boşluğu bulunduğunu anõmsattõ. Adõbelli, “Suudi Arabis- tan’dan öğretim üyesi değişimiyle gelecek kişileri yeni üniversitelere koymak istiyorlar” diye konuştu. Şeriat YÖK’e model oldu BU SİYASETÇİLER BARIŞIK KESK’e bağlı Eğitim-Sen üyeleri, Milli Eğitim Bakanlı- ğı’nda yaşanan kadrolaşma- ya dikkat çekerek, “Siyasi kadrolaşmaya sessiz kalma- yacağız” dedi. Sultangazi İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde toplanan Eğitim- Sen’liler adına basın açıkla- masını okuyan Şube Başkanı Mehmet Sarı, Sultangazi İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nde kadrolaşma uygulamasının yoğunlaştığına dikkat çekti. Sarı, “Vekaleten görev yapan şube müdürleri hangi kıstas- lar göz önüne alınarak görev- lendirilmiştir? Şube müdürü olmak için sadece AKP’ye yakınlığı ile bilinen Eğitim Bir Sen’den referans almak yeterli midir” diye sordu. ‘SESSİZ KALMAYACAĞIZ’ KURULUŞ DİLEKÇESİ 12 MART’TA Eşitlik ve Demokrasi Partisi kuruluyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski Çalõşma ve Sosyal Güvenlik Bakanõ Ziya Halis, oluştur- duklarõ siyasi hareketin Eşitlik ve Demokrasi Partisi (EDP) adõyla 14 Mart’ta Türkiye’nin si- yasi yaşamõna katõlacağõnõ belirtti. Halis dün SHP Genel Başkanõ Hüseyin Er- gün, Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başka- nõ Ali Balkız, Yeni Sol Hareketi temsilcisi Sa- ruhan Oluç, Eğitim-Sen Genel Başkanõ Zübey- de Kılıç, Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri Ge- nel Başkanõ Fevzi Gümüş, KESK Yönetim Ku- rulu Üyesi Adnan Gölpunar ve Dr. Servet De- mir ile yaptõğõ basõn toplantõsõnda, çağdaş, de- mokrat, özgürlüklerden yana bir anlayõşla ye- ni bir siyasi yapõ oluşturduklarõnõ belirtti. EDP’nin kuruluş dilekçesini 12 Mart’ta vere- ceklerini dile getiren Halis, SHP’nin, hafta so- nu yapacağõ kurultayõn ardõndan EDP çatõsõ al- tõnda yer alacağõnõ söyledi. İktidarõ hedeflediklerini kaydeden Halis, “Sosyal demokrat odaklı, emeğe saygı duyan bir siyasi hareketiz’’ dedi. Halis, sorular üze- rine BDP Milletvekili Ufuk Uras’õn kendileri ile bir birlikteliğinin söz konusu olmadõğõnõ söy- ledi. “Kurulan partinin bir Alevi partisi ol- duğu söylenebilir mi?” sorusu üzerine Halis, “Biz bütün inançların partisiyiz” dedi. MECLİS BAŞKANLIK DİVANI KARARI Dolmabahçe’de Başbakanlık’a 3. ofis ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Mehmet Ali Şahin başkanlõğõnda top- lanan TBMM Başkanlõk Divanõ’nda Dolmabahçe Sarayõ bahçesinde bulunan Yõldõz Porselen Fabrikasõ satõş yeri Başbakanlõğa tahsis edildi. Tahsise karşõ çõkan CHP’li İdare Amiri Ahmet Küçük, “Yavaş yavaş Ankara’yı İs- tanbul’a taşıyorsunuz, Dolmabah- çe’ye yerleşiyorsunuz” dedi. Şahin ise daha önce sergi salonu olarak kul- lanõlan bu alanõn, Başbakan’a değil, ko- nuklarõ için tahsis edildiğini, sergi salonunun başka bir yere taşõndõğõnõ ifade etti. Küçük, birçok Divan üyesinin Dolmabahçe’nin içi- ni, kullanõlan alanlarõ bilmediğine dikkat çe- kerek bir sonraki Başkanlõk Divanõ’nõn Dolmabahçe’de toplanmasõnõ önerdi. Bu- nun üzerine AKP’li Hüsrev Kutlu “Hü- kümeti yavaş yavaş İstanbul’a taşıyor- sunuz diye biraz önce eleştirdiniz. Sizin bu önerinizle, Meclis’i yavaş yavaş İstanbul’a taşıyormuşuz gibi algılanacak, bu daha tehlikeli” diyerek espri yaptõ. Toplantõda söz konusu alanõn Başbakanlõk için tahsis edilme- si kararõ alõnõrken burada basõn mensuplarõ ile yabancõ konuklarõn ağõrlanacağõ bildirildi. Erdoğan 10 bin TL alacak ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Başba- kan Tayyip Erdoğan, MHP lideri Devlet Bah- çeli’den 10 bin TL ma- nevi tazminat kazandõ. Erdoğan, grup toplantõ- sõndaki sözleriyle, “Eleş- tiri ve ifade özgürlüğü sõ- nõrlarõnõ aştõğõ” gerekçe- siyle, Bahçeli hakkõnda 50 bin TL’lik manevi tazminat davasõ açmõştõ. Ödülünü eğitime bağışlayacak ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Uluslar- arasõ Kral Faysal Vakfõ tarafõndan “İslama Hiz- met” dalõnda ödüllendiri- len Başbakan Tayyip Er- doğan’õn aldõğõ 250 bin dolarõ “eğitime” bağõşla- yacağõ bildirildi. Başba- kanlõk kaynaklarõ, Erdo- ğan’õn parayõ bir eğitim kurumuna mõ yoksa bir projeye mi bağõşlayacağõ konusunun henüz netleş- mediğini belirtti. Ergenekon göndermesi ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Ankara Üniversitesi Avrupa Top- luluklarõ Araştõrma ve Uygulama Merkezi 46. Dönem AB kurslarõnõn açõlõş töreninde kursiyer- lere ilk dersi veren Baş- bakan Yardõmcõsõ Bülent Arõnç, 1960’tan bu yana Türkiye’de kurulan bütün hükümetlerin sağ ya da sol fark etmeden AB’ye tam üyelik hedefinden şaşmadõklarõnõ söyledi. Arõnç, “Anayasal rejimi, parlamentoyu feshetmek, siyasi partileri kapatõp se- çilmiş hükümetleri devir- meyi amaçlamak, dünya- nõn her yerinde, belki Pa- tagonya’da bile ciddi bir suçtur, buna teşebbüs et- mek de...” dedi. UHB’den ABD’ye tepki ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Ulusal Hekim Birliği (UHB) Yürütme Kurulu Başkanõ Prof. Recep Akdur, ABD Temsilciler Meclisi Dõş İlişkiler Komitesi’nin ka- bul ettiği Ermeni tasarõ- sõyla Kurtuluş Savaşõ dö- neminin soykõrõm yõllarõ, Atatürk’ün ise “soykõ- rõmcõ” olarak karalandõ- ğõnõ belirtti. Akdur, yap- tõğõ açõklamada, “Lozan Antlaşmasõ’nõ ve milli sõ- nõrlarõmõzõ tanõmadõklarõ- nõ ve Sevr’den yana ol- duklarõnõ bir kez daha ilan ettiler” dedi. Üniversitede gerginlik İstanbul Haber Ser- visi - Marmara Üniversi- tesi’nin Nişantaşõ yerleş- kesinde dün sol görüşlü öğrenciler geçen hafta ar- kadaşlarõnõn sağ görüşlü öğrenciler tarafõndan sal- dõrõya uğradõğõnõ öne sü- rerek basõn açõklamasõ yapmak istedi. Bu sõrada sağ görüşlü öğrenciler “Üniversitede PKK iste- miyoruz”, “Şehitler öl- mez vatan bölünmez” sloganlarõ atarak diğer gruba doğru yürüyüşe geçtiler. Yürüyüşe izin vermeyen polis önlemleri arttõrdõ. Karşõlõklõ slogan atan öğrenciler polis kontrolünde dağõldõ. ‘Vekil ABD’ye yurttaş ölüme’ İstanbul Haber Ser- visi - Sağlõk ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sen- dikasõ Aksaray Şubesi üyeleri, Kamu Hastane Birlikleri Yasa Tasarõ- sõ’nõn geri çekilmesi, sağlõkta özelleştirmeye son verilmesi talebiyle Cerrahpaşa Tõp Fakülte- si bahçesinde açõklama yaptõ. Açõklamada, mil- letvekillerinin kendi sağ- lõk haklarõnõ genişlettik- lerine, Amerika’da teda- vi olduklarõna dikkat çe- kerek “Sigortasõ olma- yanla ise ölüme mahkûm ediliyor” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle