22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
İstanbul Haber Servisi - Osmanlõ İmpara- torluğu döneminde denizciliğin merkezi olan Haliç Tersanesi’nin “Denizcilik Müzesi”ne dönüştürülmesi gündemde. Denizcilik Müsteşarlõğõ Müşaviri ve İstan- bul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. İdris Bostan, Haliç’in yüzlerce yõl denizyollarõnõn güvenliğini sağlayan Os- manlõ donanmasõnõn üssü ve 16. yüzyõl Ak- deniz dünyasõnda etkin 2 büyük tersaneden bi- ri olduğunu söyledi. Bugün Karaköy’den Kâğõthane’ye kadar uzanan tersanede, farklõ dönemlerde gemi ya- põmõ ve onarõmõ amacõyla binlerce kişinin ça- lõştõğõnõ anlatan Bostan, “Sahip olduğu yö- netim binaları, gemi inşa tezgâhları, ha- vuzları, malzeme depoları, sosyal tesisleri, tarihe geçmiş zindanı, cami, çeşme ve me- zarlıkları ile sadece Haliç kıyılarını değil içerilere doğru bütün bir semti, denizci şe- hir haline dönüştüren bu kurumun tarih- te oynadığı rolün dikkatle incelenmesi ge- rek” dedi. Prof. Bostan, tersanenin tarihi önemini şöy- le anlattõ: “Bu ve diğer tersanelerde inşa edi- len gemilerin oluşturduğu muazzam Os- manlı donanması, hemen her sene Beşik- taş’tan hareketle Akdeniz’e ve Karade- niz’e açılıyordu. Karadeniz, Osmanlı top- raklarıyla çevrilmiş güvenli ticaret yapıla- bilen bir göl haline gelmişti. Akde- niz’de ku- rulan egemenlik sayesinde bütün Avrupa- lı ticaret gemileri ancak Osmanlı İmpara- torluğu’nun izni ile Akdeniz’de ticaret ya- pabiliyordu. Hint Okyanusu’na açılan Kı- zıldeniz ve Basra Körfezi’nde de benzer du- rum söz konusuydu. Bu konumu, çok güç- lü bir deniz politikasına sahip ve bir deniz imparatorluğu amacı olan Osmanlıları Ak- deniz coğrafyası merkezli dünyanın en et- kin devleti yapmıştı.” Prof. Dr. Bostan, Haliç’teki tersanenin, yaklaşõk 500 yõldõr gemi inşa sanayiinin mer- kezi olarak görev yaptõğõnõ ifade ederek, bu- rada gemi sanayii bakõmõndan 3 ayrõ teknolojik döneme ait gemiler yapõldõğõnõ kaydetti. Bos- tan, burada kürekli dönemde kadõrga ve ben- zeri türde gemilerin, yelkenli dönemde kalyon ve buharlõ dönemde vapur makinelerinin inşa ve imal edil- diğini anõmsattõ. Binden fazla gemi inşa edilmiş Tersanenin bulunduğu bölgenin tarihi özel- liği olduğuna da değinen Bostancõ, “Tersa- ne-i Amire’de sadece 17. yüzyıl için yap- tığım araştırma sonuçlarına göre, bir yüz- yıl içinde binden fazla gemi inşa ve tamir edilmişti. Böyle önemli bir bölgede bugün de geçmişten günümüze intikal eden çok değerli yapılar bulunmaktadır. Bunlardan 3. Selim devrinden kalma havuzla birlik- te 3 havuzun bulunduğu bugünkü Haliç Tersanesi bölgesi tarihi öneme sahiptir” di- ye konuştu. Bostan, denizlerde egemen olmuş böyle bir devletin müzecilik kriterlerine uygun ulus- lararasõ niteliği olan bir müze ile temsil edil- mesi gerektiğini dile getirdi. Bostan, bu kap- samda, Haliç Tersanesi’nin Kültür ve Turizm Bakanlõğõ, Deniz Kuvvetleri Komutanlõğõ ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlõğõ ile İs- tanbul Deniz Otobüsleri AŞ (İDO) temsilci- lerinin ön çalõşmalarõnõ yürüttüğü bir projeyle Denizcilik Mü- zesi’ne dönüştürülme- sinin düşünüldü- ğünü söyledi. CMYB C M Y B 4 ŞUBAT 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA DİZİ 9 Haliç Tersanesi’nin müzeye dönüştürülmesi için Kültür ve Turizm Bakanlõğõ, Deniz Kuvvetleri Komutanlõğõ ve belediye çalõşma yürütüyor Tarihi tersane müze oluyor Ünlü şairin projelendirip ‘kuş yuvasõ’ adõnõ verdiği müze evi, günümüz İstanbul’undan geçmişe bakmaya olanak sunuyor Tevfik Fikret’in gözünden ‘Aşiyan’ Müzede, deniz kültürü sempozyum ve konferanslarõnõn düzenlenebileceğini anlatan Bostan, denizcilik tarihi ve kültürü araştõrmalarõ için ‘İhtisas Kütüphanesi’nin bulunacağõ bir kültür merkezinin kurulabileceğini de söyledi. Prof. Dr. Bostan, müzede, Yenikapõ’daki metro kazõ çalõşmalarõ sõrasõnda bulunan tekne buluntularõnõn da sergilenmesi gerektiğini belirtti. De- nizcilik Müzesi’nde bir Osmanlõ kalyonunun inşa edilip İstanbullulara hediye edilmesini çok önemsediğini dile getiren Bostancõ, “Bu geminin, bütün ihtişamıyla İstanbul Boğazı’nda yelkenlerini açmış olarak süzüldüğünü bugünden hayal etmeliyiz” dedi. K Ü L T Ü R M E R K E Z İ D E O L A C A K Bostan, yeni bir müzecilik anlayõşõyla kurulacak Denizcilik Müzesi’nin eski örneklerini yeniden inşa etmek suretiy- le deniz tarihi ve kültürün bütününü temsil eden bir içeriği olmasõ gerektiği- ni kaydetti. Denizciliğin uzmanlõk ge- rektiren bir konu olduğunu vurgulayan Bostan şöyle devam etti: “İstanbul’da Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın de- netiminde bir Deniz Müzesi var. Bu müze, Osmanlılar zamanında tersa- nede kurulan Bahriye Müzesi’nin mal- zemelerinden oluşuyor. Aslında bu malzemenin de kısmen kullanılabildi- ği Haliç’te kurulacak yeni Denizcilik Müzesi çok daha kapsamlı olmalı, geçmişte nasıl denizci millet olundu- ğunu göstermeli ve çeşitli kurum ve şa- hıslarda bulunan tarihi malzemeyi birbirine yakın yerlerde sergilemek su- retiyle bir bütünlük oluşturmalıdır.” Denizcilik tarihi canlandırılacak DENİZ TATARER TEMUR Önce “sanat için sanat”, ar- dõndan “toplum için sanat” anla- yõşõnõ benimseyen, şiirlerinde uy- garlõk ve özgürlük gibi konularõ iş- leyen Tevfik Fikret’in 1906-1915 yõllarõ arasõnda yaşadõğõ ve proje- sini kendi çizerek adõnõ “kuş yu- vası” anlamõna gelen “Aşiyan” koyduğu evi bugün bir müze... Aşiyan, bir dönemin İstanbul’una, şair, mimar ve ressam olan Tevfik Fikret’in gözünden bakmaya olanak tanõyor. Mustafa Kemal’in kurtu- luş mücadelesi fikrinin gelişiminde en çok etkilendiği isimlerden biri olan Tevfik Fikret’in Aşiyan’daki evi 150 metrekare üzerine 3 katlõ ah- şap bir yapõ. Bahçesinde Tevfik Fikret’in me- zarõnõn da bulunduğu ev 1945’te İs- tanbul Büyükşehir Belediyesi’nce (İBB) devralõnõp 1961’e kadar “Edebiyat-ı Cedide”, 1961’den sonra ise “Aşiyan Müzesi” olarak hizmete açõlõyor. Geçmişte mutfak olarak kullanõlan zemin kat, bugün müzenin idari işlerine tahsis edil- miş durumda. Binanõn ilk katõnda yer alan Ede- biyat-õ Cedide odasõnda Tevfik Fi- kret’in Galataray Lisesi ve Robert Kolej’de görev yaptõğõ yõllarda çe- kilmiş fotoğraflarõ, boya ve çizim takõmlarõ bulunuyor. Müzenin gi- riş katõnda bulunan bir diğer oda ise “Şair-i Azam” unvanõyla tanõnan şair ve oyun yazarõ Abdülhak Ha- mit Tarhan’a ait. Son halifenin tabloları Tarhan’õn özel eşyalarõ, el yaz- malarõ, kitaplarõ, çalõşma masasõ, madalya ve nişanlarõ ile aile birey- leriyle kendisinin yer aldõğõ yağlõ- boya portreler yer alõyor. Abdülhak Hamit’in kendinden 45 yaş küçük olan son eşi Lüsyen Hanım’õn anõ olarak eşine hediye ettiği bir tutam saçõ da sergilenen parçalar arasõn- da. Müzede Abdülhak Hamit’in odasõnda yer alan “Küçüksu Kas- rı” ve Tevfik Fikret’in çalõşma odasõnda bulunan ve şairin “Sis” şiirinden esinlenilerek çizelen “Sis” tablosu son halife Abdülmecit Efendi’ye ait. Müze sorumlusu Atıf Çınar, “Sis” tablosunun ilk bakõşta yal- nõzca sisli bir gün izlenimi verme- sine karşõn dikkatli bakõldõğõnda tabloya gizlenen bir İstanbul silueti olduğunu belirterek “Tablonun ortasında, sisler arasında silik alanda bir cami kubbesi ve iki ta- rafında da minareler var. Tab- lonun daha alt kısmında ise ayak- lar üzerinde uzayan Galata Köp- rüsü görünüyor” dedi. İmkânsızlıklar içinde inşa edilmiş 10 yõldõr müze sorumlusu olarak görev yapan Atõf Çõnar, Tevfik Fi- kret’in Aşiyan’daki evi inşa ettir- mek için Aksaray’da bulunan evi- ni sattõğõnõ anlatarak “Tevfik Fik- ret, Aksaray’daki evini sattıktan sonra bir müteahhitle bu evin ya- pılması için anlaşmış. Paranın da bir kısmını müteahhite peşin ödemiş. Ancak bir süre sonra müteahhit paralarla birlikte kaç- mış. Uzun süre açıkta kalan Tevfik Fikret ve eşi Nazime Ha- nõm daha sonra borç bularak bu evi yaptırmayı başarmışlar. 1905’te buraya taşınan Tevfik Fi- kret yalnızca 9 yıl burada yaşa- yabildi. Ölümünden sonra eşi 1945’e kadar geçinmek için oda- ları öğrencilere kiraya vermiş. Daha sonra da belediyeye dev- retmiş” dedi. Tevfik Fikret’in tek oğlu olan Haluk’un eğitim için Avrupa’ya gittiğini ve bir daha Türkiye’ye ge- ri dönmediğini de kaydeden Çõnar, “Şairin oğlunun Avrupa’da ka- larak papaz olmaya karar ver- mesi, Tevfik Fikret’in sağlığını olumsuz etkilemiştir. Şeker has- tası da olan Tevfik Fikret, 19 Ağustos 1915’te bu evde vefat et- ti” diye konuştu. 12 bin ziyaretçi Aşiyan Müzesi’nin yõlda 12 bin civarõnda yerli ve yabancõ ziyaret- çiyi kabul ettiğini de söyleyen Çõ- nar, müzedeki en büyük zorluğun tablolarõn bakõmõ ve eserlerin zi- yaretçiler tarafõndan zarar görme- mesini sağlamak olduğunu söy- ledi. Müzenin 3 ay sonra bakõma alõnacağõnõ da ifade eden Çõnar, “Aşi- yan Müzesi, 5 yılda bir bakıma alını- yor. Bu dönem ba- kımı için ihale ta- mamlanmış du- rumda ve 3 ay son- ra çalışmalar başla- yacak. 4 ila 6 ay ara- sında sürmesini plan- ladığımız bakım çalış- maları için 1 milyon TL har- canması öngörülüyor” dedi. 1988’de Galatasaray Lisesi’ni birincilikle bitiren Tevfik Fikret, bir süre memuriyet yaptõktan sonra Galatasaray Lisesi ve Robert Kolej’de öğretmenlik yaptõ. 1894’te Malumat dergisini çõkardõ. 1896’da Servet-i Fünun dergisinin yazõiş- leri müdürlüğüne getirildi. Der- gi, Abdülhamid tarafõndan ka- patõlõnca Aşiyan adõnõ verdiği evine çekilerek Robert Kolej’de- ki görevine devam etti. Baskõ dönemine karşõ şiirler de kaleme alan Tevfik Fikret, 1908’de 2. Meşrutiyet’in ilanõnõn ardõndan Tanin gazetesini kurdu. 1914’te sağlõğõ bozulan şair 1915’te yaşamõnõ yitirdi. Eyüp Sultan Mezarlõğõ’na gömülen şairin mezarõ 1961’de evinin müze olmasõnõn ardõndan vasiyetine uygun şekilde evinin bahçesine getirildi. PORTRE / TEVFİK FİKRET Tevfik Fikret’in yatak odasõ ise orijinal ha- liyle korunmuş durumda. Odada, şairin tõraş ve yemek takõmlarõ, tespihleri, yazõ ta- kõmlarõ, el yazmalarõnõn ya- nõ sõra hayata veda ettiği ya- tağõ da bulunuyor. Odasõnda yer alan çini saati ise Tevfik Fikret’in ya- şamõnõ yitirdiği anõ hatõrlat- mak amacõyla ölümünün he- men ardõndan 07.20’de dur- durulmuş durumda. Yatağõ- nõn üzerinde ise Tevfik Fik- ret’in ölümünün hemen ar- dõndan çekilmiş bir fotoğra- fõ da bulunuyor. Şairin pen- ceresinden görülen İstanbul Boğazõ manzarasõ ise görül- meye değer. Tahta gõcõrtõlarõ eşliğinde çõkõlan müzenin üst ka- tõnda Tevfik Fikret’in çalõşma odasõ ve yatak oda- sõ bulunuyor. Çalõşma odasõndaki tablolar arasõn- da yer alan “Sis” dõşõndaki tüm eserler ise Tevfik Fikret tarafõndan çizilmiş. Müzede, Tevfik Fikret tarafõndan çizilen 20 orijinal tablo olduğunu söy- leyen Müze Sorumlusu Atıf Çınar, Fikret’in çiz- diği karakalem bir portresine dikkat çekerek “Portrenin en önemli özelliği uzaktan gülüyor- muş gibi görünmesine karşın, yakından bakıl- dığında yüzün bir tarafının ağladığı diğer ta- rafının ise güldüğünü görmektir” diye konuştu. Şairin çalõşma masasõnõn üzerindeki bina çizimle- ri ise mimar yönüne õşõk tutuyor. SAATİDURDURULDU TEVFİK FİKRET’İN FIRÇASINDAN TABLOLAR SÜRECEK Fotoğraflar: CEM GÜLDEMİR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle