22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B 4 ŞUBAT 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Haydi Anlat!.. Yaşamı anlat bana, aşkı anlat, acıyı ve hüznü... Gecenin içinde yankılanan çığlığı, sevgiyi, kardeşliği, barışı. Demokrasiyi anlat, özgürlüğü de!.. Soygunu, vurgunu, gemicikleri, mısırları, tavukları anlat... Almanya Deniz Feneri vurgununu, camilerden toplanan paraları, “yeşil holdingleri”, vurgunu, talanı, dolandırıcılığı. Haydi anlat seni dinliyorum! Dağlarımızı, ovalarımızı çokuluslu altın avcılarına nasıl peşkeş çektiğini anlat... Bergama Ovacık’ı, Munzur Vadisi’ni, Efemçukuru’nu, Eşme Kışladağı’nı, siyanürlü altını anlat! Yargı kararlarının nasıl çiğnendiğini! Yaşamın dipsiz kuyularında, donmuş ormanların kuytuluklarında, yatılı Kuran kurslarında ölen çocuklarımızı anlat! 15 yaşındaki Berivan’ın neden zindana atıldığını! İkide bir “demokrasi ve özgürlük” diyerek sivil baskıcı bir rejimi, vesayeti savunuyor, sözüm ona en baba demokrat kesiliyorsun. Yemezler koçum! Anlat çocuklar niçin zindanlarda! Almanya’da cami cemaatinden topladığın 5 milyar Avro’nun nereye gittiğini anlat. Yıldızlara dokunmak isteyen, gecenin ayazında titreyen, Muş’tan, İzmir’den, Diyarbakır’dan gelen TEKEL işçilerini. Kıvırma, numara yapma, anlat! Tarikat şeyhine verdiğin ödünleri, CIA’nın geliniyle yaptığın pazarlığı anlat... Seni televizyon ekranlarında görüyorum, tartışmaların tam göbeğinde. Salladıkça sallarken, cehaletin resmini çiziyorsun. Sıkıştığında öfkelenip “demokrasi, özgürlük” maskesini takıp, işin içinden sıyrılmak istiyorsun. Yeni Dünya Düzeni’ni Osmanlı kafasıyla değerlendirip, Nizam-ı Âlem gibi benimseyip, 1923 Aydınlanma Devrimi’ne “Kemalist elitler” diyerek laik demokratik Cumhuriyete saldırıyorsun. 1990’ların Yeni Dünya Düzeni çöküyor be koçum, farkında bile değilsin. Sen önce bunu aklın mahkemesinde yargıla, eğer aklın varsa. 1919’da Mustafa Kemal’in yaptığını, 87 yıl sonra yapamayanlar sakın uygarlıktan söz açmasınlar. Bir de şunu bir yerlere yaz, unutma: “Sosyalizm, Batı’da kapitalizmin eleştirisinden doğmuştur.” Bir güzel öğren! Şimdi sen otur ve anlat bakalım... Bu soygunu, vurgunu, talanı, gemicikleri! Batan geminin mallarını! Haydi anlat bakalım, saf Müslümanları Köln’de, Frankfurt’ta, Berlin’de nasıl kandırıp “Allah rızası için” nasıl tokatladığını... Kurduğun şirketlerle, paraları nasıl götürdüğünü! Biliyorum “geçelim bunları” diyeceksin her zaman olduğu gibi... Yağma düzeninin savunucusu, yalakasısın sen! 12 Mart’larda, 12 Eylül’lerde ağabeylerin, ablaların vardı darbecilere alkış tutan, Kalender Orduevi’nde Evren Paşa’ya “emret komutanım” diyen! Şaklabanlığın zirvesine çıkan.. Anlat bakalım şimdi! Ne oldu faili meçhul cinayetler? Cezaevlerine tıkılan 8-18 yaşındaki çocuklar? Anlat şu senin demokrasi ve özgürlük anlayışını! Kandil Dağı’ndan inenleri davul zurnayla, çadır mahkemeleriyle karşılayanları anlat! Güneydoğu’da seçilmiş belediye başkanlarının Nazi kamplarındaki gibi kelepçelenip tek sıra halinde bekletilişlerini, tutuklanmalarını anlat gücün yetiyorsa! İzmir’in evleri Atatürk resimleri, ay-yıldızlı bayrağımızla donatılmış yine... Anlat şu “gavur ve faşist İzmir’i”, belki yedirebilirsin internet çocuklarına! Haydi anlat! Anlat Bergama Ovacık’ı, o kum dağlarını, can çekişen toprağı... Neden saldırdığını anlat TEKEL işçilerine. Yüreğin varsa, soygunu, talanı, vurgunu anlat! Nasıl köşeyi döndüğünü... Saldırma sağa sola. Sen, gazeteci kılığına girmiş parti militanı mısın yoksa? Sevmek zorunda mı senin gibi iktidarı? Haydi anlat demokrasiyi, özgürlükleri bir dinleyeyim... Yüreğin varsa anlat! hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 Bozdağ’dan küfür gafı ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - AKP Grup Başkanvekili Be- kir Bozdağ, TBMM’de yaşanan kavga nedeniy- le düzenlediği basõn toplantõsõnda, kavga sõ- rasõnda MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçe- li’nin korumalarõnõn ge- nel kurul salonuna gir- mek istediklerini ileri sürerek TBMM güven- lik görevlilerinin hazõr- ladõğõ tutanaktaki “Bõ- rakõn beni i...ler” sözü- nü okudu. Bozdağ, bu ifadeyi kullandõktan sonra, “Bizi izleyenler- den özür diliyorum, ku- sura bakmasõnlar bize ait değil. Bunu söyle- mekten hicap duyuyo- rum. Tekrar özür dili- yorum” dedi. Pamukoğlu: EMASYA kalmalı ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Hak ve Eşitlik Partisi Genel Başkanõ Pamukoğlu, Başbakan Tayyip Erdo- ğan’õn “EMASYA pro- tokolünü kaldõracağõz” açõklamasõna sert tepki gösterdi. Pamukoğlu, “EMASYA şart. Top- lumsal hareket zõvana- dan çõkar. İşte Madõ- mak faciasõnõn nedeni de EMASYA’yõ doğru bir şekilde kullanama- maktõr” dedi. Avukatlardan suç duyurusu ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Ev- rensel Hukukçular Plat- formu üyeleri, “Balyoz Planõ”na ilişkin iddialar konusunda suç duyuru- sunda bulundu. Platfor- mun başkanõ Hasan Hü- seyin Tanrõverdi tara- fõndan yapõlan açõkla- mada, “Evrensel hukuk ilkeleriyle uyumlu sivil anayasanõn hazõrlanma- sõ ve EMASYA benzeri protokollerin kaldõrõl- masõ” istendi. ADD: Tek parti diktatörlüğü ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Ata- türkçü Düşünce Derne- ği (ADD) Genel Sekre- teri İzzet Polat Ararat, Türkiye’nin hõzla tek parti diktatörlüğüne doğru gittiğini iddia et- ti. Ararat, yazõlõ açõkla- masõnda “Sayõn Başba- kan işçilere bağõrõyor. Köylülere bağõrõyor. TBMM’sinde bağõrõ- yor. Muhalefet partile- rine bağõrõyor. Basõna bağõrõyor. Yargõya ba- ğõrõyor. Yardõmcõsõ Sa- yõn Arõnç da bağõrõyor. Milletvekilleri TBMM’de muhalefetin üzerine yürüyor. Başba- kan basõnõn sustuğu, muhalefetin sustuğu, yargõnõn sustuğu bir Türkiye istiyor” dedi. BDP kongresine 2. soruşturma ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - BDP’nin 1. Olağanüstü Kongresi ile ilgili “terör örgütü propagandasõ yapmak” suçu kapsa- mõnda ikinci soruştur- ma başlatõldõ. Soruştur- ma, terör ve organize suçlara bakmakla gö- revli Ankara Cumhuri- yet Başsavcõ Vekilliği tarafõndan yürütülüyor. Basõn Suçlarõ Soruştur- ma Bürosu Savcõsõ da soruşturma başlatmõştõ. CHP grup başkanvekilleri Okay ve Anadol, Meclis Başkanõ Şahin’i göreve çağõrdõ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP grup başkanvekilleri Hakkı Süha Okay ve Kemal Anadol, TBMM’de ön- ceki gün yaşananlarla ilgili olarak TBMM Başkanõ Mehmet Ali Şahin’i göreve çağõrdõ. Okay, “Dün Parla- mento’ya adeta eşkıya inmiştir. Arınç, ‘Erdoğan’õn tetikçiliğine’ soyunmuştur” diye konuştu. Okay ve Anadol dün düzenledikleri basõn toplantõsõnda “parlamento çatı- sı altında yaşanan olayların Türk si- yasi yaşamına kara bir leke olarak gi- receğini” vurguladõ. Okay şu değerlen- dirmeleri yaptõ: “Bir siyasi partinin as- lında nasıl faşizan eğilimleri olduğu- na Türk halkı bir kez daha tanık ol- du. Cumhuriyet tarihinde ilk defa Baş- bakan korumaları TBMM Genel Ku- rulu’na girebilmek için kapıları zor- ladı. Kendisini hâlâ TBMM Başkanı olarak gören bir zat, TBMM Baş- kanvekili Sayın Güldal Mumcu’nun odasını bastı. Sayın Mumcu’ya ha- karetlerde bulunarak muhalefet mil- letvekillerinin konuşturulmaması ko- nusunda baskı yaptı. AKP Grup Baş- kanvekili ağza alınmayacak sözlerle Sayın Mumcu’ya saldırmıştır. Bülent Arınç siyasi hayatında bir tek eser bı- rakmamış, toplumu birbirine düş- man ederek siyasi çıkar peşinde koşan biri olduğunu bir kez daha ortaya koy- muştur. Boş işlerin boş bakanı Bülent Arınç ‘Tayyip Erdoğan’õn tetikçiliğine’ soyunmuştur. Sayın Başbakan’ın ruh hali, kendisini hiçbir yaptığı eleş- tirilemeyen bir kişi olarak gördüğü- nü, diktatör eğilimlere yöneldiğini ortaya koymaktadır.” ‘Yol geçen hanı değil’ “TBMM başkanvekillerinin oda- ları yol geçen hanı değildir” diyen Okay sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz grup başkanvekilleri bile çağırılmadan giremeyiz o odaya. Kimse, canım sı- kıldı, vurdum tekmeyi kapıya girdim, diyemez ve böyle hareket edemez. Herkes haddini bilecek” dedi. Kemal Anadol da “Yönetime bir itiraz varsa usul tartışması açılır. Bu yapılmıyor, kabadayılık yapıyor, odayı basıyor. Biz olaya tanık olan MHP’li Murat Öz- kan’a inanıyoruz. Arınç yaptığı açık- lamalarda işgalciliklerini itiraf ediyor, resmen işgalci. Kadın başkanvekiline karşı şiddet uyguluyorlar.” ‘AKP’liler de katılıyor’ Arõnç’õn, Mumcu’nun CHP grup top- lantõlarõna katõlmasõyla ilgili sözlerine de Anadol şu karşõlõğõ verdi: “Senin baş- kanvekillerin katılmıyor mu? 2004’te TBMM Başkanı’yken AKP Genel Merkezi’nde gidip bayramlaşmaya katılıyor. CHP’liler benim tarafsızlı- ğımı bilirler, diyor. Hadi canım sen de... Tayyip Erdoğan TBMM’yi İs- tanbul Belediye Meclisi sanıyor.” Anadol, TBMM’de koruma terörü ya- şandõğõnõ vurgularken “Bu koruma- lardan dolayı bizim TBMM’de can güvenliğimiz yoktur” dedi. ‘Kara bir leke’ Özür yerine suçlama ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Devlet Bakanõ ve Baş- bakan Yardõmcõsõ Bülent Arınç, dün TBMM’de düzenle- diği basõn toplantõsõnda, yaşa- nan olaylarõn sorumlusunun TBMM’yi yöneten Meclis Baş- kanvekili Güldal Mumcu oldu- ğunu ileri sürerek, Mumcu’nun adil ve tarafsõz bir yönetim ser- gilemediğini, CHP’li gibi hare- ket ettiğini savundu. TBMM başkanvekillerinin anayasa ve TBMM İçtüzüğü’ne uymalarõ gerektiğini belirten Arõnç, anayasanõn 94. maddesi gereğince Meclis Başkanõ ve başkanvekillerinin partilerinin Meclis içinde ya da dõşõndaki faaliyetlerine katõlamayacağõnõ ancak Mumcu’nun CHP’nin grup toplantõlarõnda en ön sõra- da, CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal’a olabildiğince yakõn bir noktada bulunmayõ görev olarak seçtiğini söyledi. ‘Uyarmak için gittim’ Mumcu’yu ikaz etmek için odasõna gittiğini savunan Arõnç, “Hanımefendi oturumu iyi yö- netemiyorsunuz. İçtüzük hü- kümlerine uyun. Tarafsız ve adil olun. Tarafsız ve adil bir başkanvekili olarak değil par- tisinin militanı olan bir baş- kan olarak bulunuyorsunuz. Bu gidiş kötüye gidiştir” ifade- lerini kullandõğõnõ, Mumcu’ya bir yürütme üyesi olarak baskõ- da bulunmadõğõnõ ileri sürdü. Arõnç, CHP’li Soysal için “sarhoş” ifadesini kullanõp kul- lanmadõğõnõn sorulmasõ üzerine, “Soysal’ın o davranışıyla ilgili bir sarhoş tabirini kullanmı- şımdır. Bunu reddetmiyo- rum” şeklinde konuştu. ‘Erdoğan’ı koruduk’ Arõnç’õn ardõndan AKP grup başkanvekilleri de bir basõn top- lantõsõ düzenledi. AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, MHP’li Durmuş’un konuşma- sõnda Müslümanlar, Hz. Mu- hammed, başõnõ örtenler ve Başbakan’õn eşine dil uzatõldõğõ- nõ ileri sürerek, bu sözlerin AKP grubunu tahrik ettiğini söyledi. Bozdağ, AKP grubunun Erdo- ğan’õn etrafõnda toplandõğõnõ, MHP grubuna saldõrmadõğõnõ savundu. AKP Grup Başkanve- kili Mustafa Elitaş ise Mum- cu’nun odasõnda üzerine yürü- düğüne ilişkin haberlerin doğru olmadõğõnõ ileri sürerek “Sade- ce kendisini uyardım, görevini yapmadığını söyledim. Üzeri- ne yürümedim” dedi. MHP’li Murat Özkan’õn açõklamalarõnõn anõmsatõlmasõ üzerine Elitaş, “Kesinlikle yalan söylüyor, Özkan kimsenin avukatlığını yapmasın” diye konuştu. Yine türbana sarıldı BÜLENT ARINÇ CHP’li Çetin Soysal, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın önceki gece Meclis’te alkollü olduğu yönündeki iddiasına ya- nıt verdi. Soysal, “Alkol kullanmayan birisiyim, bunu herkes bilir. Sayın Arınç’ın ne kullandığını açıkçası bilmiyorum ama bir gerçek var o da psikolojisinin yerinde olmadığıdır. Bir psi- koloğa gitmesini tavsiye ediyorum” dedi. CHP’li Kemal Ana- dol da Soysal’ın sarhoş olduğuna ilişkin savını kanıtlamaya ça- ğırarak, “Kanıtlamazsa müfteridir, yalancıdır” dedi. ÇETİN SOYSAL: BEN ALKOL KULLANMAM Yaşadõklarõnõ siyasetten çekildikten sonra kitaplaştõracağõnõ söyleyen Erdoğan, Genel Kurul’daki kavgada bile ‘darpe planõ izlenimi’ almõş Güldal Mumcu, Arınç’ın sergilediği tavrı ‘baskı ve şiddet’ diye yorumladı: ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Başkan- vekili Güldal Mumcu, Dev- let Bakanõ Bülent Arınç’õn açõklamalarõna sert tepki gös- tererek, “Sayın Arınç’ın ser- gilediği tavır kesinlikle bir baskıdır, şiddettir. Çünkü elinden gelse, imkân bulsa fi- ziki şiddet uygulamaktan bi- le çekinmeyecek durum- daydı” dedi. Arõnç’õn Uğur Mumcu’nun derslerini iyi al- gõlayamadõğõnõn anlaşõldõğõnõ kaydeden Mumcu, TBMM başkanvekilleri arasõnda kar- şõlaştõrma yapmasõnõn da den- sizlik olduğunu bildirdi. TBMM Başkanvekili Gül- dal Mumcu, dün yaptõğõ ya- zõlõ açõklamada, Arõnç’õn açõklamalarõna tepki göster- di. Anayasa Mahkemesi’nin TBMM başkanvekillerinin grup toplantõlarõna katõlma- sõnõ anayasaya aykõrõ bul- madõğõnõ anõmsatan Mumcu, Arõnç’õn bunu iyi bilmesi gerektiğini kaydetti. Mumcu şu görüşleri dile getirdi: “Sayın Arınç, Bakanlar Kurulu üyesi olduğunu ne kadar örtbas etmeye çalı- şırsa çalışsın, sergilediği ta- vır, yürütmenin yasamaya baskısından başka bir şey değildir. Başkanvekillerini birbiriyle mukayese etmesi şeklinde sergilediği, en hafif deyimle densizliği de ken- disine yakıştıramadım. Öte yandan emanetçilik görevi- ne soyunan Arınç’ın buna ihtiyaç duymasını da hayret ve ibretle izledim. Kendisi, hukuk fakültesinde Uğur Mumcu’nun da derslerine girdiğini söylemek gereğini duymaktadır. Ama öyle an- laşılıyor ki onun verdiği hu- kuk derslerini ya iyi algıla- yamamış ya da o derslerde bulunmamıştır. Sayın Arınç’ın sergilediği tavır, kesinlikle baskıdır, şiddettir. Bir kez daha kınıyorum. Çünkü elinden gelse, im- kân bulsa fiziki şiddet uy- gulamaktan bile çekinme- yecek durumdaydı.” Elinden gelse vuracaktõ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Partisinin oy oranõndaki düşüş nedeniyle uzun süredir sinirli tavõrlar sergileyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bir kez daha türbana sarõldõ. Uluslararasõ Stratejik Araştõrmalar Ku- rumu’nca (USAK) düzenlenen konfe- ranstaki konuşmasõnõn ardõndan sorularõ yanõtlayan Erdoğan, “‘Darbe dönemi bit- ti’ diyorsunuz ama yeni planlar ortaya çıkıyor. Siyasi tansiyon bilin- çli olarak mı yükseltiliyor? Dün (önceki) akşam meclis- teki kavga gibi. Böyle bilinçli, programlı komplolar mı var?” sorusuna, şu yanõtõ verdi: “Darbe planları noktasındaki şeylerin geçmişi biraz eskiye de dayanıyor. Günübirlik şey- ler de değil bunlar. Tabii bun- lar darbe planı mıdır, değil midir tartışma konusu. Ama biz bu görüntülere baktığı- mızda, bu değerlendirmelere baktığımızda bunun izlenimle- rini gerçekten alıyoruz. Yargı bunun ge- rekli değerlendirmelerini yapacaktır. Nihai kararını da verecektir. Temen- nimiz odur ki böyle bir yanlış yapıl- mamış olsun. Gerginlik istemiyoruz” Meclis’te yaşanan gerilimin diğer bo- yutunun da eşinin türbanõ ile ilgili bir ko- nudan kaynaklandõğõnõ anlatan Erdoğan, eşinin türbanõ nedeniyle GATA’ya alõn- madõğõ olaya değindi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Söyleyecek çok daha şeyler var ama ben ülkemde gerilim is- temiyorum. Bu konuda yaşadığım baş- ka şeyler de var. Bunları belki biraz da- ha zaman kazanacak, ondan sonra belki siyasetten çekildikten sonra ka- leme alarak belki gündeme getireceğim. Ama ülkem bunları kaldıramaz. Onun için bazı şeyleri söylemek zaman istiyor ama bunun zamanı gelmişti... Biz bu işin üzerine gidemez miydik, gidebilir- dik ama orada biz sadece eşimin göz- yaşlarına mahkûm olarak kaldık. Bu işin bir boyutu.” ‘Tabuları yıkmak için geldik’ MHP’li Osman Durmuş’un, Emine Er- doğan’õn GATA’ya alõnmamasõ ile ilgili “Peygamber diye anılan bir Başba- kan’ın eşini nasıl kabul etmezsiniz...” sözlerine de değinen Erdoğan, şunlarõ söy- ledi: “Benim il başkanım veya il genel meclisi üyem güya bir konuşmasında ‘Peygamber gibi anõlan bir başbakan’ şeklinde bir ifade kullanılıyor. Eğer sen de inançlıysan, bir Müslümansan bunu zaten tasvip edemezsin. Niçin, çünkü peygamberlik zinciri kapanmıştır. İkin- ci bir peygamber olarak biz bu dinin mensupları olarak bunu göremeyiz. Hele hele Tayyip Erdoğan için böyle bir şey söyleyemezsin. Çünkü biz tabuları yıkmak üzere gelmiş bir siyasi partiyiz. Ve bana böyle bir yakıştırmayı yapan karşısında arkadaşım gerekenleri söy- ledi ama ikinci defa söylenince artık bu tahammül sınırlarını aştı. Benim par- timde böyle bir insan da barınamazdı. Arkadaşlarıma gerekli talimatı ver- dim, ya istifasını alın, ya ihraç edin.” Peygamber benzetmesi yapan partili istifa etti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Tayyip Erdoğan’ı “Peygam- ber”e benzeterek, milletvekilleri arasında kavgaya neden olan eski AKP Aydın İl Başkanı İsmail Hakkı Eser partisinden istifa etti. AKP’nin Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hü- seyin Tanrıverdi’nin talimatıyla Ankara’ya gelen Eser, “Teşbihte bir hata vardır, bunu savunmuyoruz. O konuşmanın devamında amacımın ne olduğunu çok net bir şekilde ifade ediyorum ama bu yayınlanmıyor. Sayın Başbakanımızın, partimizde bu anlamda yaklaşımı olan bir şahsı barındırmamasını da bir emir telakki olarak görüyorum” dedi. Yaptığı yazılı açıklamada Arınç’ın hışımla başkanlık divanı odasına girdiğini belirten Mumcu, “Meclisi yö- netemediğimi, başkanlık kürsüsüne yakışmadığımı ileri sürmüştür. Kendisine içtüzüğe uygun yönettiği- mi, kürsüye yakışıp yakışmadığımın takdirinin ise kendisine ait olmadığını söyledim” dedi. Arınç’ın, sarhoş taklidi yaparak CHP’li Soysal’ı eleştirdiğini ifade eden Mumcu, Arınç’a “Sarhoş olduğunu nere- den biliyorsunuz? Sizin Meclis’i nasıl yönettiği- niz herkesin belleğin- de” dediğini aktardı. MUMCU: ODAYA HIŞIMLA GİRDİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle