18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Cemil Kavukçu'dan Angelacomamn Duvarları' Türkiye Cazeteciler Cemi- yeti tarafından 2009da 33'üncüsü düzenlenen Se- dat Simavi ödüllerinin Edebiyat Ödülü'nü Cemil Kavukçu'nun Angelaco- ma nın Duvarları aö\\ kita- bı kazandı. Kitap Kavuk- çu'nun doğup büyüdüğü Inegöl'ü anlatırken aynı zamanda, yazarın yaşa- mından parçalar yansıtan yönüyle öne çıkıyor. Bu kez kendini anlatıyorO Ali BULUNMAZ B; u yazı, eli kalem tutnıaya başlamış ve ilk iîrının kapı- i sında bekleyen biri tarafin- dan çiziktiriliyor. Kim için mi? Öyküleriylc kendini kanıtlamış ve bu yönüyle usta sıiatını isminin önüne koydurmuş bir yazar için. ıı •m Daha doğrusu, o ustanın kendini "•ı anlattığı; yaşamından parçalar sun- duğu kitabı için. Kitabın adı Angelacoma 'nın Duvarları, yazarı Cemil Kavukçu. Bu ya- zı kâğıda dökülürken masada pek çok Kavukçu kitabı duruyor, en başta Mimo- za Ja Elli Granı, Gemiler de Ağlarmış, Yaînız Uyuyanlnr İçin, Gamba, Temmuz Suçlu, Dört Duvar Beş Pencere, Bilinen Bir Sokakta Kaybolnvak ve Tasmah Gü- vercin. Üzerinden uzun zaman geçtikten son- ra kişinin geçmişe dönüp kendisiyle ilgili bir şeyler karalaması bazen çok zor ba- zen de kolay. Zor, çünkü birçok şeyi unutma tehlikesi her zaman kapıda; iste- yerek ya da elde olmadan sizde kalanları köprüden atabilirsiniz. Öte yandan ko- lay, eğer hazırlıklıysanız. Insanın yetiştiği ortama dönmesi; zor- lukları, yoklukları, yolculukları ama yine de o zamanın tadını duyumsaması, belle- ği tazelemenin yanı sıra okuruna, ürettik- lerinin ötesinde kendini açması da de- mek. Okur, ciddi ciddi okuyorsa; yazann, kitap kapağının ardına ilişen kısa özgeç- mişinden fazlasuu merak eder. Etmeli midir, o ayn konu. Ama edebiyat kurdu insanlar kendini alamayabilir, "Bu yazar kim?", "Nerede yaşadı?", "Neler yaptı?" diye soruverir. Bir şeyler bulabiliyorsa şanslıdır. Yazar ona sunmuşsa, ne âlâ. Angelacoma'mn Duvarları da böyle bir sunuş. "Cemil Kavukçu'yla ilgili merak ettiğiniz her şey" türünden bir iddia taşı- mıyor, öyle bir pazarlanışı da yok. Fakat Kavukçu, kendini anlatırken merak eden, onun yazdıklannı dikkatle izleyen okuru için kupkuru ve kısa bir özgeçmişi aşıp öyküyle harmanlanmış otobiyografi- nin kapısını lanyor; meraklıları buyur ediyor. SAYFA 8 DÜNYAYA AÇILAN PENCERE: j İNECÖL j "Angelacoma", Incgöl'ün eski adı. înegöl, Cemil Kavukçu'yu dünyaya ka- zandıran yer. Onun deyişiyle, pencere kenarında çayını yudumlarken, en geniş caddesinin bile erkenden ıssızlaştığı, sol- gun ışıklı bir ilçe: "Kendinıi kandırdığı- mı, hiçbir zaman ressiim olamayacağımı, benim için yaşamın başka yerlerde oldu- ğunu düşünürdüm. Güçlü olduğumu sandığun anda bile güçsüzdüm. Yapabi- leceğim bir şey yoktu. Bir iilmin hem oyuncusıı hem de izleyicisi gibiydim." O zamana, înegöl yıllarına böyle dö- nüyor Kavukçu ve o dilimi bu şekilde resmediyor. Yukandaki alıntı arka ka- paktan, ön kapakta kendi çizimlerinden bir örnek var. llginç bir buluşma; ressam olamayacağını düşündüğii yıllara bir meydan okuma mı bu, kim bilir?.. Oykülerle, anlatılarla resim çiznıek de bir ressamlık sonuçta. Kavukçu'nun asıl ressanılığı da bu: Sözcüklerle çizmek. Çocukluğunun çizgi kahramanlarını ve düşlerini de aynı şekilde sözcüklerle res- mederek döküyor sayfalara. Sadece bunlar mı? Elbette değil; ev, sokak ve sinema... Kavukçu, çocukluğu- nun sinemalannı uzun uzun anlatıyor. Özellikle de sinema önü maceralarını, "Macera Sineması"nı. Anlatımlarına ba- kılırsa, küçüklüğünün ve ona dair haura- ların yaşamında önemü yeri var. Yazdık- lan bunu kanıtlıyor: "Ilkokul kitaplarını, dergileri bulmayı, resimlerine bakmayı, o saf duygularımla yeniden karşılaşmayı çok istiyorum. Bir süredir, bende iz bıra- kan ya da bıraktığtnı düşündüğüm nes- neJeri korumam altına aûyorum ama yi- ne de geç kaldıgımın farkindayım. Asd hazinem çocukluğumdaymış." Çocukluk amlarının, ileriki yıllarda yazdıklanna il- ham kaynağı olduğunu da anlıyoruz bu satırlardan. Sonrasında înegöl'den aynlış, lise gün- leri ve hastalık... Hayatında ilk kez hasta- neye giden bir çocuk. îstanbul serüveni- nin ardından, hastalığının da etkisiyle Inegöl'e geri dönüş. Yeniden başlayan Inegöl günlerinde, Kavukçu'nun pence- resi Uludağ'a bakar. Resim çizer, kitap okur. Akşamüstleri ise hayal kurma saa- tidir, hayaller tuvale yansır. O günlerin resim çılgmlığı, hastalığı "sayesinde", bir dediğinin iki edilmediği dönemin sonu- cudur. Resmi oluşturmasını sağlayan çe- şit çeşit yağbboya da... Dedesinin çizimlerinin, kendisini re- sim konıısunda nasıl cesaretlendirdiğini anlatır: "Güllere dedem gibi can ver- mem uzun sürmedi. Ardından kendi dünyama yelken açtını. Resim, tekdüze ve sıkıcı kış günlerine renk katmıştı. Ge- ce yntınca bir an önce sabah olsun isti- yordum, çünkü yapacak işlerim vardı." Ama o yıllarda endişeleri de vardır: Ya- şadığı kasabada kısılıp kalmak, babasıyla aynı işi yapmak. Istediği ise Istanbul'da resim okumaktır. Kavukçu'nun lise yıllan sancılı. Uzayan öğrenim ve kardeşinin neredeyse ona ye- tişecek olması sıkıntısını arttınr. Üstelik ilk kez sınılta kaldığı zaman ailesinin bu- na ne diyeceğini düşünnıesi, her şeyin da- ha da zorlaşmasına yol açar. Ancak aile, hastalığı nedeniyle onu anlayışla karşılar ve "kazanılmış çocuk" olarak görür. Angelacoma'mn Duvarları'nda anlatı- lann isimleri, adeta bir uzun öykünün kahramanları gibi; bir özyaşamöyküsün- deki kişilerin çok ötesinde. Hem gerçek hem de kurgulanmışçasına usta işi. Re- sim yapan, "Resimdeki Gözyaşlan" şar- kısını hayranlıkla ve yutarcasına dinJe- yen, meyhanelere giden, çift dikişle sınıf "Angelacoma", Inegöiüneskladı.Inegöl,Ce- mil Kavukçu'yu dünyaya kazandıran yer... tekrar eden, kahramanlan olan ve onlan sahiplenen kişiler... 1970'lerin debdebeli ortamından anla- tılar da payını ahyor. Inegöl'de olan bi- ten, komplo teorileri ve saldınlar, Ka- vukçu'nun gençlik hatırası biçiminde konduruluyor sayfalara. Kavukçu, o günlerde Inegöl'de yaşananlara "insan avı" nitelemesini uygun görüyor. DUVARLARI A$MAK Kavukçu'nun anlattığı ya da olaylann geçtiği coğrafya, sadece lnegöl'le sınırlı değil. Gölpazan, Söğüt, Iznik ve Bilecik de anlatılardaki yerini alıyor. Babasıyla çıktıklan panayır ve pazarlar, ilk gençlik yıllarından yansıyan imgeler. Angelacoma'mn duvarlan, dibinde çö- külüp kalınan bir yer değil Kavukçu ve arkadaşları için; aşılmak istenen ve daha da ötesi, aşılması gereken bir şey. Ama korku da eşlik ediyor bu düşüncelere: "Bazen kendinıi kandırdığım, bütün ya- kınnîalaruna karşın buradan kopmak is- temediğimi düşünüyordum. Belki de du- varlann dışına çıkmaktan korkuyor- duın." Kavukçu, gitmekle gidememek arasın- daki ikilemlerinin sürdüğü sıralarda, bir çalışma anını ve o anlarda duyduğu ses- leri anlatır: tnşaat sesi, bakırcıların bakır • dövüşü, berberin makas sesi, radyodaki musiki... Onun, bunlara taktığı isim ise "kasaba sıkıntısı" ve kasaba sıkıntısının karşılığı ise "zamanı yavaşlatan sesler." Meyhane adabını öğrenmeye başladığı yer, yine zamanı yavaşlatan sesler işittiği kasaba. Olgun, deneyimli görünmeye ça- balayan yeniyetmelere garsoıılar da yctiş- kinler gibi davranmaya başlamıştır artık. Bu arada Kavukçu'nun çizdiği resim- ler, istekleriyle örtüşür hep; kaçmayı ar- zular: "Bir şey arıyordum, ama ne aradı- ğımı bilmiyordum. Tuval üzerine çizdik- lerimle, paletime sıktığım boyalarla, fir- çamla iz sürüyordum. Bir tünel kazdıgı- mı düşünüyordum. Kazı, odamdan başlı- yordu ve gittikçe derine iniyordum. Amacım Angelacoma'mn duvarlannı ge- çip ilçenin dışına açık havaya çıkmaktı. Sonra koşacaktım, hayatı ıskalamadan koşacaktım." Oysa sona geldiğimizde defteri açık kalmış bir aşk hikâyesiyle karşılaşıyoruz. Metnin sonunda Tasmah Güvercin kita- bına adını veren öykünün dibindeki so- ruya bir yanıt var. Daha doğrusu, Ange- lacoma'nmDuvarlarindaki cevap, Tas- mah Güveran'deki sorunun önceden ve- rilmiş bir yamo. Soru şu: "Hata bir kez mi yapılır?" Yanıtı hem Tasmalı Güver- cin''de hem de Angelacoma'mn Duvarla- rr'nda bulunuyor. Angelacoma'mn Duvarlan'nda, ilk sa- tırlardaiı itibaren bir öykünün içindesi- niz. Öykücülüğün devreye girmesi, böyle bir şey olsa gerek. Bu bağlamda, başkala- n için bir geçiş yolu ya da mola yeri olan Inegöl, Kavukçu'nun geleceğini etkile- yen bir mekân olma özelliğiyle darmtıl- mış biçimde anlaülıyor. Söz konusu anlatdarda bir masal tadı da var. Nereden baksaruz, çocukluk ve ilk gençlik yıllan ağırlıkta. Bu nedenle metinde, kimi zaman kendini yoğun olarak hissettiren masalsı ögelerin yer alışuun doğallığı da çıkıyor ortaya. Bu da gerçeğin yer yer masallaştırılarak an- laülmasını sağlıyor ve okura, gerçekle düşsel arasında geçiş yaptıran bir kapı aralıyor. • Angelacoma'mn Duvarları/ Cemil Kavukçu/ Can Yayınlan/148s. C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 0 4 2
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle