Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
Hisse senetleri var mıdır, dağılımı nasıldır?
Bu ve benzeri sorular birbirini izliyordu.
Hemen vurgulamalıyım, böylesi sorulardan
Cumhuriyet’in gocunacağı, çekineceği bir durum
yok. Vakıf yapısı nedeniyle katmerli denetim
altında. Ancak bu sorgulamanın “terör örgütü
merkezi” şüphesi altında yapılıyor olması hüzün
verici.
Pek çok yazarını teröre kurban vermiş, pek çok
terör örgütünün hedefi olmuş bir gazetenin
böylesi bir gölgeyi kabul etmesi mümkün değil.
Sanıklar zaman zaman “Balbay burada
ayrıntısını o bilir” dedikçe sığındığım limanlardan
biri Ahmet Taner Kışlalı’nın şu sözü idi:
“Haksız bir suçlama ile karşı karşıya kaldığında
hiç endişe etme, bulaşmaz sana. Bulaşmış gibi
görünse de yapışmaz, kısa sürede dökülür.”
22 Ocak Cuma günü uzun süren duruşmanın
ardından koğuşa geldiğimde Zaman gazetesinde
şu başlığı gördüm:
“Cumhuriyet’i alalım dedik Vehbi Bey istemedi.”
TÜSİAD üyesi İbrahim Bodur, 1969’da böyle
bir niyeti dile getirdiklerini ama, Vehbi Koç’un
“Biz gazetecilik yapamayız” diyerek karşı çıktığını
anlatıyor.
Bütün hafta 2000’li yılların başında Cumhuriyet
gazetesinin hisselerinin el değiştirmesine yönelik,
yaşama geçmemiş iddiaları dinledikten sonra
cuma gece yarısı sonrası okuduğum haber beni
acı acı gülümsetti!
Cumhuriyet gazetesinde “hisse” senetlerinden
çok “his” senetleri var. Gazeteyi çıkaran şirketlere
ortak olan kişiler, bu ortaklığın gazeteyi satın
almaya yönelik bir sonuç doğurmayacağını
biliyorlar. Bu durum ilk bakışta yadırganıyor. Ne
demek gazeteye hem ortak olmak hem de kâr
amacı gütmemek.
Silivri duruşmalarında yargıçlar, bu durumu
netleştirmek için pek çok soru sordular. Belki de
gazetenin yapısını okurla bir kez daha paylaşmak
gerekecek.
Sözüm duruşmalardan dışarı, Altan Öymen’in
“Öfkeli Yıllar” kitabını okurken, siyasi tarihimizin
aynı zamanda iktidarların gazetelerle ve
gazetecilerle mücadele tarihi olduğunu bir kez
daha gördüm.
Altan Ağabey 1950’lerin ilk yarısı için “Öfkeli
Yıllar” demiş, sanırım sonraki yıllar için çok daha
ağır tanımlar kullanmak zorunda kalacak. Kanlı
yıllardan kopuş yıllarına kadar neler yaşamadık!
Geldik bugüne...
Medya yine tartışmaların, çekişmelerin, güç
gösterilerinin odağında...
Bugünkü medya yapısı, yelpazesi çok farklı.
Çok partili dönemin ilk yıllarında elde sadece
gazeteler vardı. Buna radyo-televizyon eklendi.
Şimdi dijital yayıncılığın getirdiği, deyim
yerindeyse ufkun görünmediği bir çeşitlilik var.
Bugün böylesine büyük ölçekli gördüğümüz
medya yelpazesi, belki yakın gelecekte yepyeni
alanlar açmış, daha da çeşitlenmiş olacak.
Bu hızlı değişimde gazetelerin yeri ne olacak?
Benim düşüncem öyle ya da böyle yazılı basın
önemini korumaya devam edecek. Tabii
Cumhuriyet gazetesi de!
Cumhuriyet gazetesi Türkiye Cumhuriyeti
tarihinin her aşamasında adından söz ettirmiş.
Temel işlevini hiç ikinci plana itmemiş:
Gazetecilik...
Cumhuriyetin gazeteciliği elbette eleştirilebilir;
ama yok sayılamaz.
Geçmişte Cumhuriyeti iktidarlardan çok
muhalefetler sevmişti. Çünkü eğriye eğri, doğruya
doğru diyordu. Bu da ister istemez iktidarların
işine gelmiyordu.
Değişen bir şey yok...
Günün birinde muhalefete geçtiklerinde AKP
yöneticilerinin sevdiği gazetelerden biri
Cumhuriyet olacak...
Bundan adım kadar eminim!
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
demokrasiyi geliştirmekten çok... demokrasiyi
kendi anlayışına, kafasındaki Türkiye’ye uydurmaya
yönelik olduğuna değinen tek satır göremezsiniz.
Örnek mi? Daha üç gün önce RTE, sivil vesayet
yok ama yargı vesayeti var, dedi; “o” kalemler
hemen harekete geçti.
Dinci, yandaş basın RTE’nin bu sözüne sarıldı.
Hasan Cemal geri kalır mı? Dün Milliyet’teki
köşesinin başlığını söyleyelim de ne demek
istediğimizi anlayın: “…Demokrasi için yargı
vesayetinden kurtulmak!”
Doğrusu bu yazıyı okuyan RTE; Anayasa
Mahkemesi’nin bünyesini ve işlevini değiştirmek
için -sanırım- bir gerekçe hazırlama zahmetine
katlanmayacaktır. Hasan Cemal gerekli olan neyse
yapılmasını bir bir sıralıyor.
RTE, bir ara boşuna Cemal’e “abi” dememiş!…
Sadece yargı vesayeti konusunda mı? Hayır,
hayır! Gün geçtikçe RTE’nin uygulamalarını veya
izlediği siyaseti eleştirenler de giderek terse
dönüyor.
Örneğin siyasal İslam hevesinin simgesi diye
yıllarca eleştirilen türbanlı başlar konusunda birden
değişen yazılar yayımlanıyor.
Somut örnek: RTE, Emine Hanım GATA’da
yatan Nejat Uygur’u ziyaret etmeyi isteyince
sanatçının eşinin danıştığı kimi yetkililerden
gelmese daha iyi olur yanıtı aldığını ve dışarıda
buluştuklarını söyledi.
Derhal olayı eleştiren yazılar başladı. Mehmet
Tezkan, Milliyet’teki köşesinde ayıp ayıp diye
paylıyordu GATA’yı!
Olay -sanatçının eşinin söylediğine göre- dört ay
önce yaşanmıştı.
Bayram değil seyran değil… Türbanlı baş olayları
gelmiş geçmiş.
Dört ay önce yaşanan bir olayı… Başbakan RTE,
dört ay sonra acaba hangi nedenlerle gündeme
getirdi?
RTE, geçen pazar günü TRT1’deki yandaş ve
sallabaş gazetecilere bu olayı nakletmek gereğini
neden duydu?
Türbanlı başları şöyle yargı kürsüsünde…
üniversite profesörlerinde göremedi. Türbanı
devlete sindirtemedi. RTE’nin içi yanıyor.
Askerin türbanın orduevlerine, hastanelere
girmesini yasaklayan kararını bir türlü sindiremedi,
değiştirtemedi.
Askeri o yerden bu yere vurmaya başlayan veya
başlatılan kampanya olanca hızıyla sürüp
giderken… TSK, demokrasi yolunda bir adım daha
atabilir, türban kararını uygulamadan kaldırabilir
miydi?
Kamuoyu yaratmakta etkili bir örnek pekâlâ işe
yarardı...
Yandaşlar ve sallabaşlar pekâlâ uygun bir zemin
olabilirdi.
Oldu da… ne var ki, askerden -şimdilik- ses yok!
Sabrın sonu selamet RTE!
Ama türbanlı Emine Hanım olayı… birden daha
başka yönlerde gelişti. TBMM’de kavgaya kadar
uzandı.
AKP sözcüsü Bekir Bozdağ, eski MHP
milletvekili Nesrin Ünal’ın türbanı parti baskısıyla
çıkardığını söyleyince… buyur sana karşı bir saldırı:
MHP Milletvekili Osman Durmuş’tan: “Sizi gidi
beyaz yakalılar sizi... Nasıl olur da peygamber
olarak sayılan bir Başbakan’ın eşini GATA’ya
sokmazsınız?”
Kürsüde RTE. Peygamberlik döneminin
kapandığını söyleyerek peygamber olmadığını
söylüyor ammaaa… söz türbana (eşine) geldi mi,
hani kan tepesine sıçradı derler ya, işte öyle
bağırıyor. Yüzü kıpkırmızı.
Lakin türban konusunda duyarlı olan bir
Başbakan, yürütme organının yasama organına
baskı yapma girişiminden söz etmiyor. Son hedefi
yasama organı!
Yardımcısı Bülent Arınç’ın, oturuma ara veren
Meclis Başkanvekili (CHP) Güldal Mumcu’nun
odasına gidip TBMM’yi nasıl yöneteceği
konusunda talimat verdiğini duymazlıktan geliyor.
Arınç, bir bakan mı yoksa Meclis idare amiri veya
Meclis’in nasıl yönetileceği yetkisini kendinde
gören… sivil vesayetin temsilcisi mi?
Baskı rejimi; yargı, medya, asker, devlet
kurumları derken… nihayet yasama organına
uzandı.
Maşallah RTE demokrasisine!
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA 4 ŞUBAT 2010 PERŞEMBECUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 4 Şubat
Oslo K -4
Helsinki K -4
Stockholm K 0
Londra Y 8
AmsterdamK 7
Brüksel B 7
Paris PB 8
Bonn K 5
Münih K 1
Berlin PB 3
BudapeştePB 3
Madrid Y 12
Viyana B 6
Belgrad B 7
Sofya B 6
Roma B 15
Atina PB 14
Zürih PB 8
Moskova B -8
Aşkabat PB 12
Taşkent PB 15
Bakû Y 9
Bişkek K -4
Tiflis Y 12
Kahire PB 15
Şam Y 9
İstanbul B 6
Edirne B 7
Kocaeli B 5
Çanakkale B 10
İzmir PB 11
Manisa PB 9
Denizli PB 6
Zonguldak K 5
Sinop Y 6
Samsun Y 6
Trabzon K 7
Giresun K 5
Ankara B -1
Eskişehir B -2
Konya B 0
Sıvas K -2
Antalya PB 11
Adana B 11
Mersin PB 12
Diyarbakır K 3
Şanlıurfa B 6
Mardin B 4
Siirt K 4
Hakkâri K -1
Van K 3
Kars K 1
Yurdun kuzey iç ve
doğu kesimleri çok bu-
lutlu, Batı Karadeniz’in
kıyı kesimleri, Orta ve
Doğu Karadeniz, Doğu
Anadolu bölgeleri ile
Sıvas, Kayseri, Diyar-
bakır, Batman ve Adı-
yaman çevreleri karla
karışık yağmur ve kar
yağışlı geçecek. Ya-
ğışların Doğu Karade-
niz ile Doğu Anado-
lu’nun kuzeyinde kuv-
vetli olması bekleniyor.
Hava sıcaklığı doğu
bölgelerde 6 ila 8 de-
rece azalacak.
DTK konferansı Diyarbakır’da
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - De-
mokratik Toplum Kongresi, Diyarbakõr’da eski
Finlandiya Cumhurbaşkanõ Marti Ahtisaari’nin
de aralarõnda bulunduğu 30’a yakõn siyasetçi,
diplomat, hukukçu ve yazarõn katõlõmõyla
“Uluslararasõ Müzakere ve Çözüm Deneyimle-
ri Konferansõ” düzenleyecek. 27-28 Şubat’taki
konferansa Yaşar Kemal, Vedat Türkali, Meh-
met Ali Birand ve Fehmi Koru’nun da arala-
rõnda bulunduğu çok sayõda kişi davet edildi.
Afiş asarken yakalandılar
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anka-
ra’da Ziya Gökalp Caddesi’ndeki yaya üst ge-
çidine pankart asõldõğõ ihbarõ üzerine bölgeye
giden polis, pankartõ kaldõrdõ. Ezilenlerin Sos-
yalist Partisi üyesi olduğu belirtilen grubun
Sakarya Caddesi’nde pankart asmak için yer
aradõğõ bilgisini alan ekipler, bazõ şüphelilere
kimlik kontrolü yapmak istedi. Kimlik göster-
mek istemeyen gruptan dört kişi izinsiz pan-
kart astõklarõ gerekçesiyle gözaltõna alõndõ.
Kayıp gençler ölü bulundu
BALIKESİR (AA) - Balõkesir’de 9 Ocak günü
arkadaşlarõ Serkan Özmen’in (30) evinde bir ara-
ya gelen Ercan Altuntaş (20) ve Samet Erkutoğ-
lu’dan (17) haber alamayan ailelerinin polisten
yardõm talep etmesi üzerine arama çalõşmasõ baş-
latõldõ. Polis ve jandarma, akşam saatlerinde ge-
len bir ihbar üzerine merkeze bağlõ Ertuğrul kö-
yü yakõnlarõndaki ormanlõk alana gitti. Bu bölge-
de Erkutoğlu, Altuntaş ve Özmen’in cesetleri bu-
lundu. Gençlerin aralarõnda husumet bulunan ba-
zõ kişilerce öldürülmüş olabileceği belirtiliyor.
ABD konsolosluğuna saldırı
ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - ABD’nin
Adana Konsolosluğu’na önceki gün uzun
namlulu silahlarla saldõrõ düzenlendiği ortaya
çõktõ. Hedef gözetilerek yapõlan saldõrõda ölen
ya da yaralanan olmadõğõ bildirildi. Dinci terör
örgütü Hizbullah ve El Kaide ile bağlantõlarõ
olduğu ileri sürülen 6 kişi saldõrõyõ gerçekleş-
tirdikleri gerekçesiyle gözaltõna alõndõ.
Gaziantep’te 16 gözaltı
GAZİANTEP (Cumhuriyet) - Gaziantep
Emniyet Müdürlüğü, 5 Ocak’ta yapõlan ve 21
kişinin tutuklandõğõ KCK operasyonunu geniş-
letti. KCK’ye yönelik son operasyonda kapatõ-
lan DTP’nin Şahinbey ilçe başkanõ Süleyman
Bayram ve parti meclisi üyelerinin de aralarõn-
da olduğu 16 kişi gözaltõna alõndõ.
Şimdi yanlõşlarla yüzleşme zamanõdõr diyen Erdoğan’õn ‘geçmiş’ itirafõ
‘Biz de yanlõş yaptõk’ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan, başõnõ kuma gömerek
sorunlarõ yok sayanlarõn, o so-
runlarõn daha kronik hal almasõ-
na neden olarak çok büyük kötü-
lük yaptõklarõnõ ifade ederek
“Geçmişte bu yanlışlara biz de
düştük ama şimdi bu yanlışlarla
yüzleşme dönemidir” dedi.
Uluslararasõ Stratejik Araştõr-
malar Kurumu’nca düzenlenen
konferansta konuşan Erdoğan,
toplumsal barõşõ güçlendirecek
adõmlar attõklarõnõ savundu. Er-
doğan şunlarõ söyledi: “Kürt
kelimesinin bu ülkede bir tabu
olarak görülmesi, tartışılma-
ması, konuşulmaması, telaf-
fuz edilmemesi, acaba terörü
önlemiş midir yoksa tam ter-
sine terörü beslemiş midir?
Azınlıkların yok sayılması
Türkiye’ye, demokrasimize ne
kazandırmıştır?”
‘Sorunlar kronikleşiyor’
“Başını kuma gömerek so-
runları yok sayanların, o so-
runların daha kronik hal al-
masına neden olduklarını” söy-
leyen ve kendileriyle ilgili bir iti-
rafta da bulunan Erdoğan, “Geç-
mişte bu yanlışlara biz de düş-
tük, onu da söyleyeyim ama
şimdi bu yanlışlarla yüzleşme
dönemidir” dedi. Erdoğan, şöy-
le devam etti: “Benim Kürt kö-
kenli vatandaşlarım veya inanç
gruplarından bazıları diyorlar
ki ‘Biz devletin üst kademelerinde
veya parlamentoda yer almõyo-
ruz’. Alakası yok. Parlamento-
da da bal gibi yer alıyorlar, dev-
letin üst kademelerinde de en
önemli yerlerde sayıca da cid-
di manada varlar. Ama araştı-
rın bakın bakalım kaç tane Ro-
man vatandaşım var?”
‘Önce tehdit sonra çark’
Kõbrõs’ta tõkanan müzakere sü-
recine de değinen Erdoğan, “Şu-
rası unutulmamalıdır. Hiçbir
müzakere süreci sonsuza dek
süremez. Mevcut fırsat pence-
resinin kapanması halinde, bir
daha ne zaman açılacağını da
kimse bilemez” dedi. Erdoğan,
daha sonra “AB’ye bir mühlet
mi veriyorsunuz” sorusuna, “Bi-
zim mühletimiz seneli değil de
ucu açık bir mühlet” yanõtõnõ ve-
rerek “çark etti.”
‘Ne desek
dava
açılıyor’
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Kapatõlan DTP’nin Genel
Başkanõ Ahmet Türk, Ankara
Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nõn, Ba-
rõş ve Demokrasi Partisi’nin
(BDP) 1. Olağanüstü Kongresi ile
ilgili soruşturma başlatmasõnõ
“Bugüne kadar gördüğümüz
bir manzaranın devamı. Her
konuştuğumuzda dava açılı-
yor” sözleriyle değerlendirdi.
Kapatõlan DTP’nin eski mil-
letvekilleri Ahmet Türk ve Aysel
Tuğluk, avukatlarõ Mehmet Nu-
ri Özmen ile geldikleri adliyede,
Diyarbakõr’da haklarõnda yürü-
tülen soruşturmalar kapsamõnda
talimatla ifade verdi. Türk, daha
sonra gazetecilere yaptõğõ açõkla-
mada, Diyarbakõr’da katõldõğõ mi-
ting ve toplantõlardaki 6-7 ko-
nuşmasõyla ilgili başlatõlan so-
ruşturma için ifadesinin alõndõğõ-
nõ bildirdi. Türk, ifadesinde, bir si-
yasi parti lideri olarak Türki-
ye’deki gelişmelere ilişkin fikir ve
düşüncelerini beyan ettiğini söy-
lediğini anlattõ.
Türk, bir gazetecinin, “BDP,
Türkiye partisi sloganıyla yola
çıktı ama kongrede gene bildik
görüntüler vardı” şeklindeki
sözleri üzerine, “Türkiye’nin
bütün sorunlarıyla, Kürt soru-
nu, Alevi sorunu, inanç sorun-
ları, herkesin sorunuyla ilgile-
nen parti Türkiye partisi olur.
Biz Türkiye partisiyiz” dedi.
Ahmet Türk
Özel Yetkili Savcı Şanal, geçen hafta gözaltına alınan Albay Gençoğlu’nun serbest bırakıl-
masına itiraz etti. İtirazı kabul eden mahkeme, Gençoğlu’nun tutuklanmasına karar verdi.
Gençoğlu tutuklandı
Savcõ Şanal’õn itirazõ üzerine tutuklanarak askeri cezaevine
konulan Gençoğlu’nun Erzurum’a götürüleceği belirtildi
ERZURUM / ESKİŞEHİR (Cumhuriyet)
- Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda gözaltõ-
na alõnan ancak çõkarõldõğõ mahkemede tutuk-
suz yargõlanmak üzere serbest bõrakõlan Eski-
şehir İl Jandarma Komutanõ Albay Recep
Gençoğlu savcõnõn itirazõ üzerine tutuklandõ.
Erzincan’da görev yaptõğõ dönemde İsmai-
lağa cemaatine yönelik operasyonlar düzen-
lediği gerekçesiyle Ergenekon davasõyla ilgi-
li olarak Erzurum Özel Yetkili Savcõsõ Os-
man Şanal’õn talimatõyla gözaltõna alõnan ve
14.5 saat sorgulanan Albay Gençoğlu çõka-
rõldõğõ mahkemede tutuksuz yargõlanmak
üzere serbest bõrakõlmõştõ. Özel Yetkili Savcõ
Osman Şanal, Gençoğlu’nun serbest bõra-
kõlmasõna bir üst mahkemede itiraz etti. İtira-
zõ görüşen mahkeme Şanal’õn tutuklanmasõ-
na karar verdi. Gençoğlu, karar üzerine Eski-
şehir Adliyesi’ne gitti. Gençoğlu daha sonra
merkez komutanlõğõna ait bir araçla askeri
cezaevine götürüldüğü bildirildi.
Avukat Halka: İtiraz edeceğiz
Gençoğlu’nun avukatõ Erol Halka, Eskişe-
hir Adliyesi önünde gazetecilere yaptõğõ açõk-
lamada, müvekkilinin savcõnõn itirazõ üzerine
tutuklandõğõnõ belirterek, “Bu yol tutuklama-
sıdır. Merkez komutanlığı yetkilileri, Gen-
çoğlu’nu askeri cezaevine götürecek. Gen-
çoğlu Erzurum’a götürülecek. Orada iki
şık var ya tutuklamayı mahkeme yüzüne
okuyarak vicahiye çevirecek ya da soracağı
başka sorulara alacağı cevaplara göre tah-
liye edebilecek. Tutukluluğunun devamına
da karar verilebilir. Eğer tutuklanırsa üst
mahkemeye itiraz edeceğiz” dedi.
ACİL SERVİSLER
RENKLENİYOR
Haber Merkezi - Hastanelerin acil servisleri-
nin yapõsõ hastalarõn önem sõrasõna göre kõr-
mõzõ, sarõ ve yeşil bölgelere alõnarak değişti-
riliyor. NTV’nin haberine göre; Sağlõk Ba-
kanlõğõ’nõn şubat ayõ sonundan itibaren ge-
çerli olacak uygulamasõyla acil servisler 3
basamağa ayrõldõ. 1 numaralõ acil servisler
temel acil hizmetlerini, 2 numaralõ servisler
dahili ve cerrahi branşlarla ilgili acil müda-
haleleri, 3 numaralõ acil servisler ise en az 4
ana branşta uzmanla müdahale yapabilecek.
Her kentte 3 basamak hizmeti verebilecek
bir acil servis mutlaka bulunacak. Böylelikle
ambulanslar hastane hastane dolaşmayacak
ve 112 servisleri hastayõ hangi tür acile götü-
receğini sistemdeki seviyelendirmeden tespit
edecek. Hasta, durumunun aciliyetine göre
kõrmõzõ, sarõ ve yeşil bölgelere alõnacak. Kõr-
mõzõ alana hayati tehlikesi olan vakalar alõ-
narak müdahalesi derhal yapõlacak. Sarõ ala-
na hayati riski olmayan ancak durumu ciddi
hastalar yönlendirilirken; yeşil alana bekle-
tilmesinde sakõnca olmayan hastalar alõna-
cak. Durumu acil olmadõğõ halde acil servise
başvuranlardan ücret alõnmasõ tartõşõlõyor.
LEYLA ZANA- AP’DEKİ KONFERANSTA KONUŞTU
‘PKK tatmin olmazsa
Kürtler de kabul etmez’
ÇİMEN TURUNÇ BATURALP
BRÜKSEL - Anayasa Mahkemesi ta-
rafõndan kapatõlan DEP’in eski millet-
vekillerinden Leyla Zana, Avrupa Par-
lamentosu’nda (AP) yaptõğõ konuşmada
“PKK’yi tatmin etmeyen hiçbir pro-
je ya da adım Kürt halkının çoğun-
luğu için kabul görmeyebilir” dedi.
AP tarafõndan düzenlenen “AB-Tür-
kiye ve Kürtler” başlõklõ konferansta ko-
nuşan Zana, hükümetin Kürt açõlõmõnõ
değerlendirirken, taraflardan birinin sü-
reç dõşõna itilmesinin sadece çözüm-
süzlüğü derinleştireceğini söyledi. Zana,
şöyle konuştu: “Devlet tüm kurumsal
alanıyla ‘Kürt açõlõmõ’nı içine sindir-
diğini topluma hissettirmelidir. Türk
halkının çözüme ikna olmasında bu
başat rol oynamaktadır. Korkarım ki
devletin istemediğini Türk halkının ço-
ğunluğu da kabul etmeyebilir. PKK’yi
tatmin etmeyen hiçbir proje ya da
adım Kürt halkının çoğunluğu için ka-
bul görmeyebilir. O halde siyasi di-
yaloğun başlaması ancak savaşan ta-
rafların ortak noktalarda buluşma-
sıyla doğru orantılı gelişebilir.”
BDP Milletvekili Emine Ayna da ha-
len 2 bin çocuğun tutuklu olduğuna ve
KCK operasyonlarõna dikkat çekerek,
“Bu; polis eliyle, içişleri bakanlığı
eliyle gerçekleştirilen siyasi bir dar-
bedir” diye konuştu.
Konferansa ilk kez Avrupa Komis-
yonu’nu temsilen Genişleme Masasõ
Genel Müdürlüğü Türkiye Masasõ Şefi
Jean-Christophe Filori de katõldõ. Fi-
lori, parti kapatõlmasõ, belediye baş-
kanlarõnõn tutuklanmasõ gibi kaygõ verici
gelişmelere rağmen son 10 yõlda bu alan-
da olumlu gelişmeler olduğunu söyledi.