22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada Hisse senetleri var mıdır, dağılımı nasıldır? Bu ve benzeri sorular birbirini izliyordu. Hemen vurgulamalıyım, böylesi sorulardan Cumhuriyet’in gocunacağı, çekineceği bir durum yok. Vakıf yapısı nedeniyle katmerli denetim altında. Ancak bu sorgulamanın “terör örgütü merkezi” şüphesi altında yapılıyor olması hüzün verici. Pek çok yazarını teröre kurban vermiş, pek çok terör örgütünün hedefi olmuş bir gazetenin böylesi bir gölgeyi kabul etmesi mümkün değil. Sanıklar zaman zaman “Balbay burada ayrıntısını o bilir” dedikçe sığındığım limanlardan biri Ahmet Taner Kışlalı’nın şu sözü idi: “Haksız bir suçlama ile karşı karşıya kaldığında hiç endişe etme, bulaşmaz sana. Bulaşmış gibi görünse de yapışmaz, kısa sürede dökülür.” 22 Ocak Cuma günü uzun süren duruşmanın ardından koğuşa geldiğimde Zaman gazetesinde şu başlığı gördüm: “Cumhuriyet’i alalım dedik Vehbi Bey istemedi.” TÜSİAD üyesi İbrahim Bodur, 1969’da böyle bir niyeti dile getirdiklerini ama, Vehbi Koç’un “Biz gazetecilik yapamayız” diyerek karşı çıktığını anlatıyor. Bütün hafta 2000’li yılların başında Cumhuriyet gazetesinin hisselerinin el değiştirmesine yönelik, yaşama geçmemiş iddiaları dinledikten sonra cuma gece yarısı sonrası okuduğum haber beni acı acı gülümsetti! Cumhuriyet gazetesinde “hisse” senetlerinden çok “his” senetleri var. Gazeteyi çıkaran şirketlere ortak olan kişiler, bu ortaklığın gazeteyi satın almaya yönelik bir sonuç doğurmayacağını biliyorlar. Bu durum ilk bakışta yadırganıyor. Ne demek gazeteye hem ortak olmak hem de kâr amacı gütmemek. Silivri duruşmalarında yargıçlar, bu durumu netleştirmek için pek çok soru sordular. Belki de gazetenin yapısını okurla bir kez daha paylaşmak gerekecek. Sözüm duruşmalardan dışarı, Altan Öymen’in “Öfkeli Yıllar” kitabını okurken, siyasi tarihimizin aynı zamanda iktidarların gazetelerle ve gazetecilerle mücadele tarihi olduğunu bir kez daha gördüm. Altan Ağabey 1950’lerin ilk yarısı için “Öfkeli Yıllar” demiş, sanırım sonraki yıllar için çok daha ağır tanımlar kullanmak zorunda kalacak. Kanlı yıllardan kopuş yıllarına kadar neler yaşamadık! Geldik bugüne... Medya yine tartışmaların, çekişmelerin, güç gösterilerinin odağında... Bugünkü medya yapısı, yelpazesi çok farklı. Çok partili dönemin ilk yıllarında elde sadece gazeteler vardı. Buna radyo-televizyon eklendi. Şimdi dijital yayıncılığın getirdiği, deyim yerindeyse ufkun görünmediği bir çeşitlilik var. Bugün böylesine büyük ölçekli gördüğümüz medya yelpazesi, belki yakın gelecekte yepyeni alanlar açmış, daha da çeşitlenmiş olacak. Bu hızlı değişimde gazetelerin yeri ne olacak? Benim düşüncem öyle ya da böyle yazılı basın önemini korumaya devam edecek. Tabii Cumhuriyet gazetesi de! Cumhuriyet gazetesi Türkiye Cumhuriyeti tarihinin her aşamasında adından söz ettirmiş. Temel işlevini hiç ikinci plana itmemiş: Gazetecilik... Cumhuriyetin gazeteciliği elbette eleştirilebilir; ama yok sayılamaz. Geçmişte Cumhuriyeti iktidarlardan çok muhalefetler sevmişti. Çünkü eğriye eğri, doğruya doğru diyordu. Bu da ister istemez iktidarların işine gelmiyordu. Değişen bir şey yok... Günün birinde muhalefete geçtiklerinde AKP yöneticilerinin sevdiği gazetelerden biri Cumhuriyet olacak... Bundan adım kadar eminim! GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada demokrasiyi geliştirmekten çok... demokrasiyi kendi anlayışına, kafasındaki Türkiye’ye uydurmaya yönelik olduğuna değinen tek satır göremezsiniz. Örnek mi? Daha üç gün önce RTE, sivil vesayet yok ama yargı vesayeti var, dedi; “o” kalemler hemen harekete geçti. Dinci, yandaş basın RTE’nin bu sözüne sarıldı. Hasan Cemal geri kalır mı? Dün Milliyet’teki köşesinin başlığını söyleyelim de ne demek istediğimizi anlayın: “…Demokrasi için yargı vesayetinden kurtulmak!” Doğrusu bu yazıyı okuyan RTE; Anayasa Mahkemesi’nin bünyesini ve işlevini değiştirmek için -sanırım- bir gerekçe hazırlama zahmetine katlanmayacaktır. Hasan Cemal gerekli olan neyse yapılmasını bir bir sıralıyor. RTE, bir ara boşuna Cemal’e “abi” dememiş!… Sadece yargı vesayeti konusunda mı? Hayır, hayır! Gün geçtikçe RTE’nin uygulamalarını veya izlediği siyaseti eleştirenler de giderek terse dönüyor. Örneğin siyasal İslam hevesinin simgesi diye yıllarca eleştirilen türbanlı başlar konusunda birden değişen yazılar yayımlanıyor. Somut örnek: RTE, Emine Hanım GATA’da yatan Nejat Uygur’u ziyaret etmeyi isteyince sanatçının eşinin danıştığı kimi yetkililerden gelmese daha iyi olur yanıtı aldığını ve dışarıda buluştuklarını söyledi. Derhal olayı eleştiren yazılar başladı. Mehmet Tezkan, Milliyet’teki köşesinde ayıp ayıp diye paylıyordu GATA’yı! Olay -sanatçının eşinin söylediğine göre- dört ay önce yaşanmıştı. Bayram değil seyran değil… Türbanlı baş olayları gelmiş geçmiş. Dört ay önce yaşanan bir olayı… Başbakan RTE, dört ay sonra acaba hangi nedenlerle gündeme getirdi? RTE, geçen pazar günü TRT1’deki yandaş ve sallabaş gazetecilere bu olayı nakletmek gereğini neden duydu? Türbanlı başları şöyle yargı kürsüsünde… üniversite profesörlerinde göremedi. Türbanı devlete sindirtemedi. RTE’nin içi yanıyor. Askerin türbanın orduevlerine, hastanelere girmesini yasaklayan kararını bir türlü sindiremedi, değiştirtemedi. Askeri o yerden bu yere vurmaya başlayan veya başlatılan kampanya olanca hızıyla sürüp giderken… TSK, demokrasi yolunda bir adım daha atabilir, türban kararını uygulamadan kaldırabilir miydi? Kamuoyu yaratmakta etkili bir örnek pekâlâ işe yarardı... Yandaşlar ve sallabaşlar pekâlâ uygun bir zemin olabilirdi. Oldu da… ne var ki, askerden -şimdilik- ses yok! Sabrın sonu selamet RTE! Ama türbanlı Emine Hanım olayı… birden daha başka yönlerde gelişti. TBMM’de kavgaya kadar uzandı. AKP sözcüsü Bekir Bozdağ, eski MHP milletvekili Nesrin Ünal’ın türbanı parti baskısıyla çıkardığını söyleyince… buyur sana karşı bir saldırı: MHP Milletvekili Osman Durmuş’tan: “Sizi gidi beyaz yakalılar sizi... Nasıl olur da peygamber olarak sayılan bir Başbakan’ın eşini GATA’ya sokmazsınız?” Kürsüde RTE. Peygamberlik döneminin kapandığını söyleyerek peygamber olmadığını söylüyor ammaaa… söz türbana (eşine) geldi mi, hani kan tepesine sıçradı derler ya, işte öyle bağırıyor. Yüzü kıpkırmızı. Lakin türban konusunda duyarlı olan bir Başbakan, yürütme organının yasama organına baskı yapma girişiminden söz etmiyor. Son hedefi yasama organı! Yardımcısı Bülent Arınç’ın, oturuma ara veren Meclis Başkanvekili (CHP) Güldal Mumcu’nun odasına gidip TBMM’yi nasıl yöneteceği konusunda talimat verdiğini duymazlıktan geliyor. Arınç, bir bakan mı yoksa Meclis idare amiri veya Meclis’in nasıl yönetileceği yetkisini kendinde gören… sivil vesayetin temsilcisi mi? Baskı rejimi; yargı, medya, asker, devlet kurumları derken… nihayet yasama organına uzandı. Maşallah RTE demokrasisine! ankcum@cumhuriyet.com.tr SAYFA 4 ŞUBAT 2010 PERŞEMBECUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 4 Şubat Oslo K -4 Helsinki K -4 Stockholm K 0 Londra Y 8 AmsterdamK 7 Brüksel B 7 Paris PB 8 Bonn K 5 Münih K 1 Berlin PB 3 BudapeştePB 3 Madrid Y 12 Viyana B 6 Belgrad B 7 Sofya B 6 Roma B 15 Atina PB 14 Zürih PB 8 Moskova B -8 Aşkabat PB 12 Taşkent PB 15 Bakû Y 9 Bişkek K -4 Tiflis Y 12 Kahire PB 15 Şam Y 9 İstanbul B 6 Edirne B 7 Kocaeli B 5 Çanakkale B 10 İzmir PB 11 Manisa PB 9 Denizli PB 6 Zonguldak K 5 Sinop Y 6 Samsun Y 6 Trabzon K 7 Giresun K 5 Ankara B -1 Eskişehir B -2 Konya B 0 Sıvas K -2 Antalya PB 11 Adana B 11 Mersin PB 12 Diyarbakır K 3 Şanlıurfa B 6 Mardin B 4 Siirt K 4 Hakkâri K -1 Van K 3 Kars K 1 Yurdun kuzey iç ve doğu kesimleri çok bu- lutlu, Batı Karadeniz’in kıyı kesimleri, Orta ve Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu bölgeleri ile Sıvas, Kayseri, Diyar- bakır, Batman ve Adı- yaman çevreleri karla karışık yağmur ve kar yağışlı geçecek. Ya- ğışların Doğu Karade- niz ile Doğu Anado- lu’nun kuzeyinde kuv- vetli olması bekleniyor. Hava sıcaklığı doğu bölgelerde 6 ila 8 de- rece azalacak. DTK konferansı Diyarbakır’da DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - De- mokratik Toplum Kongresi, Diyarbakõr’da eski Finlandiya Cumhurbaşkanõ Marti Ahtisaari’nin de aralarõnda bulunduğu 30’a yakõn siyasetçi, diplomat, hukukçu ve yazarõn katõlõmõyla “Uluslararasõ Müzakere ve Çözüm Deneyimle- ri Konferansõ” düzenleyecek. 27-28 Şubat’taki konferansa Yaşar Kemal, Vedat Türkali, Meh- met Ali Birand ve Fehmi Koru’nun da arala- rõnda bulunduğu çok sayõda kişi davet edildi. Afiş asarken yakalandılar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anka- ra’da Ziya Gökalp Caddesi’ndeki yaya üst ge- çidine pankart asõldõğõ ihbarõ üzerine bölgeye giden polis, pankartõ kaldõrdõ. Ezilenlerin Sos- yalist Partisi üyesi olduğu belirtilen grubun Sakarya Caddesi’nde pankart asmak için yer aradõğõ bilgisini alan ekipler, bazõ şüphelilere kimlik kontrolü yapmak istedi. Kimlik göster- mek istemeyen gruptan dört kişi izinsiz pan- kart astõklarõ gerekçesiyle gözaltõna alõndõ. Kayıp gençler ölü bulundu BALIKESİR (AA) - Balõkesir’de 9 Ocak günü arkadaşlarõ Serkan Özmen’in (30) evinde bir ara- ya gelen Ercan Altuntaş (20) ve Samet Erkutoğ- lu’dan (17) haber alamayan ailelerinin polisten yardõm talep etmesi üzerine arama çalõşmasõ baş- latõldõ. Polis ve jandarma, akşam saatlerinde ge- len bir ihbar üzerine merkeze bağlõ Ertuğrul kö- yü yakõnlarõndaki ormanlõk alana gitti. Bu bölge- de Erkutoğlu, Altuntaş ve Özmen’in cesetleri bu- lundu. Gençlerin aralarõnda husumet bulunan ba- zõ kişilerce öldürülmüş olabileceği belirtiliyor. ABD konsolosluğuna saldırı ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - ABD’nin Adana Konsolosluğu’na önceki gün uzun namlulu silahlarla saldõrõ düzenlendiği ortaya çõktõ. Hedef gözetilerek yapõlan saldõrõda ölen ya da yaralanan olmadõğõ bildirildi. Dinci terör örgütü Hizbullah ve El Kaide ile bağlantõlarõ olduğu ileri sürülen 6 kişi saldõrõyõ gerçekleş- tirdikleri gerekçesiyle gözaltõna alõndõ. Gaziantep’te 16 gözaltı GAZİANTEP (Cumhuriyet) - Gaziantep Emniyet Müdürlüğü, 5 Ocak’ta yapõlan ve 21 kişinin tutuklandõğõ KCK operasyonunu geniş- letti. KCK’ye yönelik son operasyonda kapatõ- lan DTP’nin Şahinbey ilçe başkanõ Süleyman Bayram ve parti meclisi üyelerinin de aralarõn- da olduğu 16 kişi gözaltõna alõndõ. Şimdi yanlõşlarla yüzleşme zamanõdõr diyen Erdoğan’õn ‘geçmiş’ itirafõ ‘Biz de yanlõş yaptõk’ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, başõnõ kuma gömerek sorunlarõ yok sayanlarõn, o so- runlarõn daha kronik hal almasõ- na neden olarak çok büyük kötü- lük yaptõklarõnõ ifade ederek “Geçmişte bu yanlışlara biz de düştük ama şimdi bu yanlışlarla yüzleşme dönemidir” dedi. Uluslararasõ Stratejik Araştõr- malar Kurumu’nca düzenlenen konferansta konuşan Erdoğan, toplumsal barõşõ güçlendirecek adõmlar attõklarõnõ savundu. Er- doğan şunlarõ söyledi: “Kürt kelimesinin bu ülkede bir tabu olarak görülmesi, tartışılma- ması, konuşulmaması, telaf- fuz edilmemesi, acaba terörü önlemiş midir yoksa tam ter- sine terörü beslemiş midir? Azınlıkların yok sayılması Türkiye’ye, demokrasimize ne kazandırmıştır?” ‘Sorunlar kronikleşiyor’ “Başını kuma gömerek so- runları yok sayanların, o so- runların daha kronik hal al- masına neden olduklarını” söy- leyen ve kendileriyle ilgili bir iti- rafta da bulunan Erdoğan, “Geç- mişte bu yanlışlara biz de düş- tük, onu da söyleyeyim ama şimdi bu yanlışlarla yüzleşme dönemidir” dedi. Erdoğan, şöy- le devam etti: “Benim Kürt kö- kenli vatandaşlarım veya inanç gruplarından bazıları diyorlar ki ‘Biz devletin üst kademelerinde veya parlamentoda yer almõyo- ruz’. Alakası yok. Parlamento- da da bal gibi yer alıyorlar, dev- letin üst kademelerinde de en önemli yerlerde sayıca da cid- di manada varlar. Ama araştı- rın bakın bakalım kaç tane Ro- man vatandaşım var?” ‘Önce tehdit sonra çark’ Kõbrõs’ta tõkanan müzakere sü- recine de değinen Erdoğan, “Şu- rası unutulmamalıdır. Hiçbir müzakere süreci sonsuza dek süremez. Mevcut fırsat pence- resinin kapanması halinde, bir daha ne zaman açılacağını da kimse bilemez” dedi. Erdoğan, daha sonra “AB’ye bir mühlet mi veriyorsunuz” sorusuna, “Bi- zim mühletimiz seneli değil de ucu açık bir mühlet” yanõtõnõ ve- rerek “çark etti.” ‘Ne desek dava açılıyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Kapatõlan DTP’nin Genel Başkanõ Ahmet Türk, Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nõn, Ba- rõş ve Demokrasi Partisi’nin (BDP) 1. Olağanüstü Kongresi ile ilgili soruşturma başlatmasõnõ “Bugüne kadar gördüğümüz bir manzaranın devamı. Her konuştuğumuzda dava açılı- yor” sözleriyle değerlendirdi. Kapatõlan DTP’nin eski mil- letvekilleri Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk, avukatlarõ Mehmet Nu- ri Özmen ile geldikleri adliyede, Diyarbakõr’da haklarõnda yürü- tülen soruşturmalar kapsamõnda talimatla ifade verdi. Türk, daha sonra gazetecilere yaptõğõ açõkla- mada, Diyarbakõr’da katõldõğõ mi- ting ve toplantõlardaki 6-7 ko- nuşmasõyla ilgili başlatõlan so- ruşturma için ifadesinin alõndõğõ- nõ bildirdi. Türk, ifadesinde, bir si- yasi parti lideri olarak Türki- ye’deki gelişmelere ilişkin fikir ve düşüncelerini beyan ettiğini söy- lediğini anlattõ. Türk, bir gazetecinin, “BDP, Türkiye partisi sloganıyla yola çıktı ama kongrede gene bildik görüntüler vardı” şeklindeki sözleri üzerine, “Türkiye’nin bütün sorunlarıyla, Kürt soru- nu, Alevi sorunu, inanç sorun- ları, herkesin sorunuyla ilgile- nen parti Türkiye partisi olur. Biz Türkiye partisiyiz” dedi. Ahmet Türk Özel Yetkili Savcı Şanal, geçen hafta gözaltına alınan Albay Gençoğlu’nun serbest bırakıl- masına itiraz etti. İtirazı kabul eden mahkeme, Gençoğlu’nun tutuklanmasına karar verdi. Gençoğlu tutuklandı Savcõ Şanal’õn itirazõ üzerine tutuklanarak askeri cezaevine konulan Gençoğlu’nun Erzurum’a götürüleceği belirtildi ERZURUM / ESKİŞEHİR (Cumhuriyet) - Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda gözaltõ- na alõnan ancak çõkarõldõğõ mahkemede tutuk- suz yargõlanmak üzere serbest bõrakõlan Eski- şehir İl Jandarma Komutanõ Albay Recep Gençoğlu savcõnõn itirazõ üzerine tutuklandõ. Erzincan’da görev yaptõğõ dönemde İsmai- lağa cemaatine yönelik operasyonlar düzen- lediği gerekçesiyle Ergenekon davasõyla ilgi- li olarak Erzurum Özel Yetkili Savcõsõ Os- man Şanal’õn talimatõyla gözaltõna alõnan ve 14.5 saat sorgulanan Albay Gençoğlu çõka- rõldõğõ mahkemede tutuksuz yargõlanmak üzere serbest bõrakõlmõştõ. Özel Yetkili Savcõ Osman Şanal, Gençoğlu’nun serbest bõra- kõlmasõna bir üst mahkemede itiraz etti. İtira- zõ görüşen mahkeme Şanal’õn tutuklanmasõ- na karar verdi. Gençoğlu, karar üzerine Eski- şehir Adliyesi’ne gitti. Gençoğlu daha sonra merkez komutanlõğõna ait bir araçla askeri cezaevine götürüldüğü bildirildi. Avukat Halka: İtiraz edeceğiz Gençoğlu’nun avukatõ Erol Halka, Eskişe- hir Adliyesi önünde gazetecilere yaptõğõ açõk- lamada, müvekkilinin savcõnõn itirazõ üzerine tutuklandõğõnõ belirterek, “Bu yol tutuklama- sıdır. Merkez komutanlığı yetkilileri, Gen- çoğlu’nu askeri cezaevine götürecek. Gen- çoğlu Erzurum’a götürülecek. Orada iki şık var ya tutuklamayı mahkeme yüzüne okuyarak vicahiye çevirecek ya da soracağı başka sorulara alacağı cevaplara göre tah- liye edebilecek. Tutukluluğunun devamına da karar verilebilir. Eğer tutuklanırsa üst mahkemeye itiraz edeceğiz” dedi. ACİL SERVİSLER RENKLENİYOR Haber Merkezi - Hastanelerin acil servisleri- nin yapõsõ hastalarõn önem sõrasõna göre kõr- mõzõ, sarõ ve yeşil bölgelere alõnarak değişti- riliyor. NTV’nin haberine göre; Sağlõk Ba- kanlõğõ’nõn şubat ayõ sonundan itibaren ge- çerli olacak uygulamasõyla acil servisler 3 basamağa ayrõldõ. 1 numaralõ acil servisler temel acil hizmetlerini, 2 numaralõ servisler dahili ve cerrahi branşlarla ilgili acil müda- haleleri, 3 numaralõ acil servisler ise en az 4 ana branşta uzmanla müdahale yapabilecek. Her kentte 3 basamak hizmeti verebilecek bir acil servis mutlaka bulunacak. Böylelikle ambulanslar hastane hastane dolaşmayacak ve 112 servisleri hastayõ hangi tür acile götü- receğini sistemdeki seviyelendirmeden tespit edecek. Hasta, durumunun aciliyetine göre kõrmõzõ, sarõ ve yeşil bölgelere alõnacak. Kõr- mõzõ alana hayati tehlikesi olan vakalar alõ- narak müdahalesi derhal yapõlacak. Sarõ ala- na hayati riski olmayan ancak durumu ciddi hastalar yönlendirilirken; yeşil alana bekle- tilmesinde sakõnca olmayan hastalar alõna- cak. Durumu acil olmadõğõ halde acil servise başvuranlardan ücret alõnmasõ tartõşõlõyor. LEYLA ZANA- AP’DEKİ KONFERANSTA KONUŞTU ‘PKK tatmin olmazsa Kürtler de kabul etmez’ ÇİMEN TURUNÇ BATURALP BRÜKSEL - Anayasa Mahkemesi ta- rafõndan kapatõlan DEP’in eski millet- vekillerinden Leyla Zana, Avrupa Par- lamentosu’nda (AP) yaptõğõ konuşmada “PKK’yi tatmin etmeyen hiçbir pro- je ya da adım Kürt halkının çoğun- luğu için kabul görmeyebilir” dedi. AP tarafõndan düzenlenen “AB-Tür- kiye ve Kürtler” başlõklõ konferansta ko- nuşan Zana, hükümetin Kürt açõlõmõnõ değerlendirirken, taraflardan birinin sü- reç dõşõna itilmesinin sadece çözüm- süzlüğü derinleştireceğini söyledi. Zana, şöyle konuştu: “Devlet tüm kurumsal alanıyla ‘Kürt açõlõmõ’nı içine sindir- diğini topluma hissettirmelidir. Türk halkının çözüme ikna olmasında bu başat rol oynamaktadır. Korkarım ki devletin istemediğini Türk halkının ço- ğunluğu da kabul etmeyebilir. PKK’yi tatmin etmeyen hiçbir proje ya da adım Kürt halkının çoğunluğu için ka- bul görmeyebilir. O halde siyasi di- yaloğun başlaması ancak savaşan ta- rafların ortak noktalarda buluşma- sıyla doğru orantılı gelişebilir.” BDP Milletvekili Emine Ayna da ha- len 2 bin çocuğun tutuklu olduğuna ve KCK operasyonlarõna dikkat çekerek, “Bu; polis eliyle, içişleri bakanlığı eliyle gerçekleştirilen siyasi bir dar- bedir” diye konuştu. Konferansa ilk kez Avrupa Komis- yonu’nu temsilen Genişleme Masasõ Genel Müdürlüğü Türkiye Masasõ Şefi Jean-Christophe Filori de katõldõ. Fi- lori, parti kapatõlmasõ, belediye baş- kanlarõnõn tutuklanmasõ gibi kaygõ verici gelişmelere rağmen son 10 yõlda bu alan- da olumlu gelişmeler olduğunu söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle