23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
A " itaplar Adası .SADIKASLANKARA A tatürk'ün, "Büyük Ege Cezi- si" çerçevesinde Denizli'yi de ziya- ret ettiği 4 şubat 1931 tarihi, kentte öteden beri kutla- nan bir gün. Bu kez yetmiş doku- zuncu yıldönü- mü... Derler ki Atatürk, Denizli'yi, "büyükçe bir köy"e benzetmiş ilk gördüğünde, bilmem doğru bil- mem yanlış... Ama şurası yaşa- dığım bir olgu ki, çocukluğumun kenti Denizli, köy değilse de pek pek kasabaydı, kentin bir ucun- dan yürümeye _L başlar, öte ucun- dan çıkardınız, o kadar... Ceçen bu seksen yıl içinde Denizli, üstelik kendi olanaklannı kullanarak öylesi- ne büyüdü ki Ana- dolu'nun bir dö- nem yükseliş gös- teren sanayi atı- lımlarında başı çe- ken kentler ara- sında yer aldı. Böylesi kentlerin, adı öne çıkan ku- ruluşlan için bir ara "Anadolu kap- lanları" yakıştır- ması yapıldı. Tam da o sırada Deniz- lili ünlü işadamı Esat Sivri, "Hayır," diye yüksek sesle çıkış yaptı, "Biz Anadolu'nun kap- lanı değil, eşeği- yiz!" Bunları, eko- nomik krizin De- nizli'de yaşanan trajik boyutu üze- rine yazmak gere- ği duydum. o nük- tedan, ince, zarif, çağdaş, hoşgörülü Esat Sivri'nin güç- lü kuruluşu DEBA Denizli Basma Bo- ya Sanayi kapısına kilit vurmak zo- runda kaldı. S AY F A 18 'Amerikatyı Krizden Kurtaracak Acele KomünistlerAranıyor1 ...Yirmi beş, otuz yıl önce Denizli'de tiyatro yap- tığım dönemde Müşfik Kenter konuğumuz ol- muştu, Esat Sivri'nin çağnsıyla fabrikayı dolaş- mıştık birlikte. Esat Sivri, Müşfik Kenter'e reh- berlik yapmış, gerekli bilgileri aktarırken Deniz- li'de üretilen tekstil ürünlerinin Batı'ya uzanan öyküsünü anlatmıştı da, hayran kalmıştı Müşfik Kenter. Şu son ekonomik krizde böylesi bir "Esat Sivri simgesi"ni yitirmiş görünüyor kent. Hikmet Çe- tinkaya'nın, Hilmi Develi'nin yazılannı, Sedat Kurt'un haberlerini, elime geçtikçe Cumhuri- yet'in Ege ekini okuyorum, yüreğim daralıyor... Nitekim ekte yer alan "Denizli Hacizde" başlıklı bir haber (8.01.10), ekonomik kriz sonucu kent- teki iş çevrelerinin 2009'u 150 bin icra dosyasıy- la kapattığını duyuruyor. Bu arada iflaslar, inti- harlar, işsiz kalan binlerce insan, işte böylesine büyük deprem yaşanıyor Denizli'de, üzülmemek elde değil! Mustafa Kemal'in, seksen yıl önce köye ben- zettiği, ama günümüzde tüm dünyayı kendi malı bir köye dönüştürme gayreti içinde çabalayan kapitalist emperyalizmin, yol açtığı krizle inim inim inlettiği Denizli nasıl kurtulacak? Tam da böyle bir dönemde şair, yazar Sabri Kuşkonmaz, dünya halklarına yaşatılan ekono- mik krize odaklı bir romanla çıkagelmesin mi: Amerika'yı Krizden Kurtaracak Acele Komü- nistler Aranıyor. (Berfin, 2009) Yazarın Denizli Tavas'a da rol verdiği bu romanından ıçeri gir- meye ne dersiniz şimdi, "irice köyümüz" Deniz- li'de bunca can alıcı krız yaşanırken? Amerika'yı Krizden Kurtaracak Acele Ko- münistler Aranıyor, bir açıdan borsa haberleri bağlamında kaleme alınmış soğukkanlı hatta uzak anlatımla, ama bu arada insanı çelen bıçak sırtı inceliklerle kurulmuş bir roman. Kriz yıkıntısında New York'tan VVashington'a, Istanbul'dan Ankara'ya, Denizli Tavas'tan Fethi- ye'ye, Çanakkale'ye uzanan bir çizgide kurma- ca kalıbına uygun olarak yaşananlar, roman do- lantısı içinde neredeyse saat saat karşımıza ge- liyor. ABD ile Türkiye'nin değişik köşelerine dü- şürülen ışık konisi içinde, krire dönük olup bi- tenler için bir alaycı bakış denemesi de denebilir buna. Bu çerçevede Kuşkonmaz bizi iki farklı toplumun yaşam kavrayışı, birbirleriyle ilişkileri, bu doğrultuda göze çarpan toplumsal oluntular, işleyiş konusunda çarpıcı, vurucu açılımlarla yüz yüze getiriyor kuşkusuz. Böylelikle "göstermecı" bezeklerden kalkıla- rak toplumsal-eleştirel tutum sergilendiği orta- da. Bu, yazann enikonu epik bir tutum benimse- mesinden kaynaklanıyor görüldüğünce. Bunun romana ayrıca hoş, eğlenceli okuma kıvraklığı kattığı da açık. Bu nedenle bir açıdan , gülmece metni olarak okunması olanaklı romanın. İki farklı ülkede, bu ülkelerin farklı coğ- rafyalarında farklı konumlardaki farklı ki- şilerle eşzamanlı olarak sürdürülen ilişki- lenişleryumağı, koşut kurgular eşliğinde geliyor önümüze. Buna dayalı bir kavra- yışla kurulan anlatımın, biçemin gerek ro- manda gerekse sinemada pek çok örne- ğiyle karşılaştığımız kestirilebilir. Kuşkonmaz'ın buradaki çabasının, bu iki türü yani romanla sinemayı bir açıdan yoğurmaya girişmek biçi- minde kendini gösterdiği anlaşılıyor. Gerçekten de andığım kitabı bir roman gi- bi okuyabilmenin de, bir film senaryosu eşliğinde kareler- den, dizilişlerden oluşan gö- rüntü akışına dayalı kavra- yışla izleyebilmenin de ola- naklı olduğu görülüyor. Çar- pıcılığı kitabın, bunların epik tutuma dayalı söylemle geliştirilmiş olması her- halde. Sabri Kuşkonmaz, daha önce yayımladığı ilk romanında da bizi toplumsal sorunlarla yüz yü- ze getirmişti: Çık Dışarı (Berfin, 2004). Bunda işsizlik, geleceksizlik, güvensizlik sorunsalını odağına alıyordu daha çok. Demek yazarın bu iki romana buyur ettiği iz- lekler tam anlamıyla örtüşme yansıtıyor. Bunu, genel olarak sömürenlerle sömürülen kesim in- sanlarının romandaki bakışımlı yerleştirimi biçi- minde özetlemek olası. Buna göre yazar, romanlarında toplumsal so- runlar, işsizlik, ekonomik çözümsüzlük altında bunalan insanı anlatmaya, onlan yazmaya yöne- liyor genelde. Geçmişten günümüze, kuşkusuz pek çok ya- zanmız, üstelik büyük bir karariılık içinde bu so- runları işlemişti. Günümüzde de bu tür toplum- sal sorunlan işlemeyi sürdüren pek çok yazar var. Sabri Kuşkonmaz, bunu nasıl işliyor roman- larında, biz bunun üzerinde duralım biraz da... ROMANDA TOPLUMSAL SORUNLARIN İŞLENİŞ BİÇİMİ Sabri Kuşkonmaz, sinema deneyimleri de olan bir şair, yazar. Onun sinemayla içlidışlı yanı, ne yalan söylemeli, romanlannda baskın rol oy- nuyor. Bu nedenle ondan okuduğum her iki ro- man da imgesel veya olgusal bağlamda hangi temele yaslanırsa yaslansın hep görsel dizilişler- le, buna dayalı ortaya konulan ardışıklıklarla ku- rulan bir yapıya sahip. O halde Kuşkonmaz'ın romanlarında asıl ya- pıtaşlarını bir gizli erke kaynağı olarak yazının si- nemayla kurduğu akrabalık oluşturuyor denebi- lir. Zaten romanlarda belirgin biçimde öne çıkan sürükleyici anlatım da buradan kaynaklanıyor. Gerçekten romanlar çabucak okunuveren tür- lerden. O bu olanağı elde edebilmek için; I.Görselleştirmenin kolaylaştırıcılığından ya- rarlanıyor, 2.Anlattıklarına bir sürükleyicilik kalıbı biçiyor. Yazar bunun ilkini sinema deneyiminden çıka- rıyorsa ikincisini şairliğinin getirdiği dil, deyiş, seslem, söylem deneyimlerinden damıtıyor de- nebilir. öte yandan yazar, sırtını aykın gerçekçi bir anlatının besleyiciliğine de yaslamış görünüyor. Kuşkusuz bu durum onu, alaysamalı bir anla- tımla da içlidışlı yapıyor. Her iki romanda da gö- rüyoruz bunu. İşsiz güçsüz insanlann para kazanma umutla- rına dayalı hayalleri televizyonlarda yer alan halk dizisi havasında yansıtılıyor Çık Dışan'da. Teneke parçalarına durmadan yazılar yazan bir tabelacı ile bunlan satma- sını dilediği ar- kadaşı, roma- nın da anlatı- cısı konumun- daki yirmilik delikanlı, sa- de, dümdüz, girintisiz çıkın- tısız bir tekdü- zelik içinde yer alıyor ro- manda. Anlatıcı, bır- kaç yıldan bu yana üniversi- teye girmeye çabalayan, kasabadan ai- lesinin gön- derdiği kısıtlı parayla sözü- mona Izmir'de dersanede okuyan, iki yıldır bir gecekondu dükkânında ya- şamakla birlikte hâlâ kent yabancısı sayabilece- ğimiz yirmi yaşında delikanlı. İki insanın, birbirine sığınarak verdiği yaşama mücadelesine tanık oluyoruz bu kez Çık Dışa- n'da. öteki romanı Amerika'yı Krizden Kurta- racak Acele Komünistler Aranıyor'a oranla belki dramatik dolantısı daha yerli yerinde görü- nen bir yapıt olarak alınabilir Çık Dışarı. O halde Kuşkonmaz'ın toplumsal sorunlan iş- leyişinde gösterdiği karariılık kadar bunlan kaba yaklaşımdan, çizgisellikten uzak incelikli tutumla işleyişi üzerinde de durulmalı. Peki Sabri Kuşkonmaz'ın bu romanları, yazını- mızda ağırlıklı olarak toplumsal sorunlara yer açan romanlar arasında kendilerine nasıl bir yer bulabilir acaba? KUŞKONMAZ'IN ROMAN DAĞARIMIZ İÇİNDEKİYERİ... Yer yer Sulhi Dölek anlatısını anımsatan, çağrıştıran bir biçemi var Sabri Kuşkonmaz'ın. Alaysamayla kara anlatıyı harmanlayan, bu ara- da aykın gerçekçilikle kol kola giren bir yazınsal tutum bu. Ancak 1940 toplumcu gerçekçi kuşa- ğı ya da klasik gerçekçi yazarlann sergilediği ya- zınsal tutumun bir harmanı gibi de alınabilir ya- zarın romanlarındaki yaklaşım. Bu çerçevede izleksel benzerlikler, konuyu ele alış biçimi, bunlan işleyip yerleştirme yaklaşımı büyük örtüşmeler gösteriyor. Kuşkonmaz, bü- tün bu koşutlukları aşmaya çabaiarken yukarı- dan bu yana vurguladığım alaysamacı, kara an- latıcı, aykırı gerçekçi tutumdan yararlanıyor. Bu tutumu, sinemaya yatkın anlatı düzlemine dayalı roman verimlemesi, bu nedenle onu daha çok Sulhi Dölek'e yakın bir yazar olarak çıkarıyor karşımıza. Ne var ki romanların hep yığma, dolgu ayrıntı- larla yapılandırıldığı da görülmüyor değil. Bu doğrultuda eylem tümceleriyle gelişen, roman karakterini sürekli olgusal aktanmlarla ortaya çı- karmaya çalışan bir romancılık anlayışına sahip Kuşkonmaz. Dölek'te işlevsel ayrıntılar da önemlı rol oynardı. Oysa Kuşkonmaz, yazının gereksindiği işlevsel ayrıntı yerine toplumsal ya- şantıdan damıttığı genellenmiş aynntıları yerleş- tiriyor romanlarına. Bu arada yayınevi düzelt- menlerinin görmediği ya da görmezden geldiği pek çok yazım yanlışı da buna eklendığinde okuma ediminde kesiklikler yaşanıyor ister iste- mez. Yazınımızda azımsanmayacak sayıda yazar var, şairliğinin yanında romancılığını da sürdü- ren. Eskilerden Nâzım Hikmet, Hasan Izzettin Dinamo, Rıfat llgaz, Melih Cevdet Anday, Oktay Rifat, Attilâ llhan vb. anımsanabilir ilk ağızda. Günümüzde kimileri öykü de kaleme alan bir di- zi şair romancı sıralamak olası: Enis Batur, Mu- rathan Mungan, Turgay Fişekçi, Nihat Ziyalan, Hüseyin Peker, Hüseyin Yurttaş, Hidayet Kara- kuş, Haydar Ergülen, Metin Celal, Hasan öztop- rak, Halil Ibrahim özcan, Burhan Günel, Meh- met Yaşin, Nevzat Çelik, Yılmaz Odabaşı, Bir- han Keskin, Gökhan Cengizhan, Mustafa Köz, vb. Sabri Kuşkonmaz bu grup içinde yer alıyor. öykücü romancılar üzerine önümüzdekı haf- talarda kaleme almayı tasarladığım karşılaştır- maya benzer biçimde bir grup şair romancı ve- rimleri arasında gezinip kimi karşılaştırma notları çıkarmanın da çok yararlı olacağını düşünüyo- rum doğrusu. Bakalım ne zaman gerçekleşir bu? Evet bizim koca köyümüz Denizli'de yaşanan son travmatik olaylar ardından tam sırasıdır Sabri Kuşkonmaz'ın Amerika'yı Krizden Kur- taracak Acele Komünistler Aranıyor romanını okumanın. Öyle ya siz de merak etmez misiniz Denizli'nin Tavas'ında Berber Ramazan'la Bakkal Rafet'in bu krizle nasıl boğuştuğunu, neler yaptığını? • C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1042
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle