18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B 4 ŞUBAT 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EMEK [email protected] TEKEL işçilerine destek için bugün yapõlacak greve katõlõm çağrõ- sõ yapõldõ. Kitlesel eylem yapan Türk-İş, DİSK, Hak-İş, KESK, Tür- kiye Kamu-Sen, Birleşik Kamu-İş, TMMOB, Adana Tabip Odasõ, de- mokratik kitle örgütleri ve çeşitli siyasi parti üyeleri AKP’yi de yu- haladõ. Eylemde konuşan Türk-İş 4. Bölge Temsilcisi Edip Gülnar, “TEKEL işçileri yõllardõr süren karanlõğa karşõ bir meşale yaktõ. Bu meşalenin sönmesine izin vermeyeceğiz. Tüm emekçileri bugün ya- põlacak greve destek olmaya, 12.30’da Uğur Mumcu Meydanõ’nda buluşmaya çağõrõyoruz” dedi. Öte yandan İşçi Partisi Adana İl Baş- kanõ Hayrettin Çavuşoğlu da greve destek vereceklerini bildirdi. GREVE DESTEK ÇAĞRISI İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - TEKEL işçilerine destek ol- mak amacõyla bugün yapõlacak 1 günlük iş bõrakma eylemine İz- mir’den geniş katõlõm bekleniyor. Basmane Garõ’nda saat 09.00’dan itibaren toplanacak emekçiler, daha sonra Konak Ala- nõ’na dek yürüyecek. TEKEL emekçilerinin direnişine destek ol- mak amacõyla gerçekleştirilecek grev İzmir’de yaşamõ durdura- cak. Yurttaşlarõn da işlerine yürüyerek giderek eyleme destek ver- mesi beklenirken greve katõlan işçiler Basmane Alanõ’nda bulu- şarak, Konak Alanõ’na dek yürüyecek. DİSK Ege Bölge Temsil- cisi Azad Fazla, eyleme tüm sendikalõlarõn katõlacağõnõ söyledi. İZMİRLİLER KONAK’TA BULUŞACAK Altõ işçi ve memur konfederasyonu, TEKEL işçilerinin direnişini desteklemek amacõyla ülke çapõnda bir günlük iş bõrakma kararõ aldõ. İşçiler ve memurlar bugün Türkiye çapõnda “üretimden gelen güçlerini” kullanarak yaşamõ durdurmaya çalõşacaklar. AKP hükümetinin uzlaşmaz tavrõ böyle bir eyleme neden oldu. Başbakan ve ilgili bakanlar, TEKEL işçilerinin çalõştõrõlmasõyla ilgili 4/C statüsünde iyileştirme yaptõklarõnõ ifade ediyorlar. Gerçekten öyle mi? Öncelikle işçilerin istediği kadrolu çalõşma, yani iş garantisi yok. Çalõşma süresi 10 aydan ücretli izinle birlikte 11 ay 22 güne çõkarõlõyor ama bu süre bitince yeniden çalõştõrma hükümetin “iki dudağı” arasõnda olacak. Yani geçici bir iş ilişkisi, güvencesiz bir çalõşma söz konusu. İkincisi, ücretleri yarõya kadar düşüyor. TEKEL işçisi ikramiyelerle birlikte ayda ortalama net 1500 TL dolayõnda bir ücret alõyordu. 4/C’de yapõlan iyileştirmeyle bu ücret, öğrenim durumuna göre 772 ile 938 TL civarõnda olacak. İşçilerin büyük çoğunluğu 850 TL dolayõnda bir maaş alacak. Üçüncüsü ücretler düştüğü için emekli aylõklarõ da düşmüş olacak. Nihayet yeni statüde memur sendikalarõna üye olsalar bile toplusözleşmeli grev haklarõ bulunmadõğõ için sendikalõ olmalarõ da göstermelik olacak. Özetle iş garantisi olmayan, düşük ücret ve düşük emekli aylõğõna rõza gösterilen, toplusözleşme hakkõndan yoksun bir statüde çalõştõrõlmak isteniyor. İşçiler ise mevcut özlük haklarõyla kadrolu olarak bir kamu kuruluşunda istihdam edilmeyi talep ediyor. 4/C iyileştirmesi esas itibarõyla yeni bir kazanõm getirmediği gibi, Başbakan Erdoğan’õn “tehdit” eder tavrõ, işçilerin daha da “bilenmesine” yol açõyor. TEKEL işçisinin direnişi sadece “kölelik sözleşmesi” olarak addedilen 4/C’ye değil, aynõ zamanda özelleştirmeye karşõ bir tavõr olarak da algõlanmalõdõr. Özelleştirmeyle birlikte piyasacõ, neoliberal anlayõşa sõnõfsal bir karşõ koyuş olarak da değerlendirilmelidir. Bakan Hayati Yazıcı’nõn açõkladõğõna göre, TEKEL işçilerinden sonra sõrada 4/C’li uygulamaya geçirilecek olan 125 bin işçi daha var. Hekimleri ve sağlõk çalõşanlarõnõ da güvencesiz statüye geçirmek istiyorlar. Memurlar, eczacõlar da ayakta. Yani tüm emek kesimine yönelik bir saldõrõ söz konusu. Onun için bugünkü genel eylem çok önemli. Bugünkü eylem, hem ulusal hem de uluslararasõ hukuk açõsõndan meşru ve yasal bir eylemdir. Uluslararasõ Çalõşma Örgütü (ILO) Sendika Özgürlüğü Komitesi, genel grevi çalõşanlarõn elinde bulunmasõ gereken eylem araçlarõndan biri olarak kabul ettiği gibi ekonomik ve sosyal haklarõn çalõşanlarõn lehine değiştirilmesi amacõyla yapõlan bir günlük bir genel grevi yasal saymaktadõr. Bugünkü iş bõrakma eyleminin 25 Kasõm 2009 yapõlan memur grevini de aşan bir nitelikte olmasõ, emek hareketinin önemli bir kazanõmõ olacaktõr. Aksi halde emeğe yönelik saldõrõ daha da artabilir. [email protected] GÖRÜŞ ATİLLA ÖZSEVER Memur Grevini Aşmalı Her yerden TEKEL işçisine destek yağarken Ankara Valiliği eyleme katõlanlar hakkõnda yasal işlem yapacağõnõ duyurdu Altõ işçi ve memur konfederasyonunun ortak kararõyla yapõlan eyleme tüm kesimlerden destek gelirken, işe gitmemenin yanõ sõra bazõ noktalarda protesto ve mitingler düzenlendi. THY eyleme katõlacaklarõ tehdit etti. ANKARA /İSTANBUL (Cumhuriyet Bürosu) - Bugün tüm Türkiye’de hayat du- racak... İşçi ve memur sendikalarõ TEKEL iş- çilerine destek vermek amacõyla bir günlük iş bõrakma eylemi yapacak. Türk-İş, bağlõ sen- dikalarõn üyelerinin, TEKEL işçilerine des- tek için “çalışmama hakkını” kullanarak bu- gün kendilerini “izinli sayacağını” açõkladõ. Türk-İş’in DİSK, KESK, Hak-İş, Türkiye Ka- mu-Sen ve Memur-Sen ile birlikte yapacağõ bir günlük iş bõrakma eylemine BASK, Hak- Sen ile TMMOB ve sağlõk dalõndaki 17 sivil toplum örgütü de katõlõmlõ destek vereceği- ni açõkladõ. CHP de bugün bir gün için iş bõ- rakacağõnõ açõkladõ. Bu arada açlõk grevini sür- düren TEKEL işçilerinden üçü rahatsõzlana- rak hastaneye kaldõrõldõ. Türk-İş, TEKEL işçilerine destek amacõyla 6 işçi ve memur konfederasyonunun bugün yapacaklarõ “üretimden gelen gücü kul- lanma” eylemi dolayõsõyla teşkilatõnõ bilgi- lendirdi. Türk-İş Genel Başkanõ Mustafa Kumlu ve Genel Teşkilatlandõrma Sekrete- ri Pevrul Kavlak imzasõyla konfederasyona bağlõ sendikalarõn genel başkanlõklarõna gön- derilen yazõda, Türk-İş, DİSK, KESK, Hak- İş, Türkiye Kamu-Sen ve Memur-Sen genel başkan ve temsilcilerinin, TEKEL işçilerine destek amacõyla dün yapmayõ kararlaştõrdõklarõ eylemi hazõrlõklarõn daha iyi yapõlabilmesi için bugüne erteleme kararõ alõndõğõ duyuruldu. Bu arada, TEKEL işçilerinin Türk-İş Ge- nel Merkezi’nde önceki gün başlattõklarõ aç- lõk grevi dün de devam etti. Açlõk grevinde- ki işçilerden 3’ü dün rahatsõzlanarak hastaneye götürüldü. Açlõk grevindeki İnci Öz bay- gõnlõk geçirip düşerek kafasõnõ yere çar- parken Fahrettin Narin ise kalp krizi şüp- hesiyle hastaneye sevkedildi. Sendikalar tam kadro Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanõ Bircan Akyıldız, konfederasyonlarõn “çalışmama hakkını kullanma” eylemini değerlendirir- ken “Siyasi irade bu fırsatı kaçırmamalı- dır. Eylem ciddi bir uyarı niteliği taşı- maktadır” dedi. BASK Genel Başkanõ Re- sul Akay ile Hak-Sen Genel Başkanõ Ayhan Çivi de eylemine katõlacaklarõnõ açõkladõ. TMMOB Yönetim Kurulu Başkanõ Meh- met Soğancı, TMMOB’un, 4 Şubat’ta tüm örgütlü gücüyle TEKEL işçilerine destek için sokakta olacağõnõ açõkladõ. Ayrõca, aralarõn- dan Türk Tabibleri Birliği, Sağlõk ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikasõ, Devrimci Sağ- lõk İşçileri Sendikasõ’nõn da bulunduğu 17 sağ- lõk örgütü iş bõrakma eylemine destek vere- ceğini açõkladõ. Valilik ve THY’den tehdit Ankara Valiliği yazõlõ bir açõklama yapa- rak iş bõrakma eyleminin “kanuna aykırı ol- duğu” ve “etik davranış ilkelerine” uygun olmadõğõnõ savundu. Açõklamada, eyleme ka- tõlacaklar hakkõnda yasal işlem yapõlacağõ be- lirtildi. Ayrõca Ankara Emniyet Müdürlüğü, eylem dolayõsõyla 6 işçi ve memur sendika- larõ konfederasyonuna benzer içerikte birer yazõ gönderdi. THY’den yapõlan açõklama- da “Yasadışı hiçbir eyleme müsamaha gös- terilmeyecek olup, gerekli hukuki işlem te- sis edilecektir” denildi. Hava-İş ise tüm üye- leri eyleme davet etti. Öte yandan, Hak-İş Başkanlar Kurulu, Türk-İş yönetiminin acilen yansõz ve yalõn bil- gilerle tüm TEKEL işçilerinin katõlacağõ bir referandum düzenlemesini ve işçinin kendi ge- leceği ile ilgili kararõnõ kendisinin vermesi- nin koşullarõnõn oluşturulmasõnõ istedi. Eski bakanlardan Yaşar Oku- yan da TEKEL işçilerine destek için dün açlık grevine başladı. Okuyan, “TEKEL işçilerinin 50 gündür zorluklara rağmen hu- kuksuzluğa karşı hukuk müca- delesi verdiğini” söyledi. Oku- yan, 3.5 sene Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yaptığını anımsatarak “1991’de Zongul- dak’tan başlayan işçi yürüyüşü iktidarı devirdi. Bu hükümeti oluşturan partinin üyesiydim. Onun tecrübesi ile söylüyorum. Bu işçiler 2002’de o partileri sil- di. Sayın Başbakan, emekle, ekmekle, milletle oynama” diye konuştu. CHP İstanbul Millet- vekili Çetin Soysal da başına si- yah bant takarak TEKEL işçi- lerinin bulunduğu salona geldi. Kendisinin de başından beri bu mücadeleye destek verdiğini ifade eden Soysal, sabaha kadar açlık grevi yapacağını kaydetti. Almanya’da uyarı grevleri başladı OSMAN ÇUTSAY FRANKFURT - Federal Almanya’da ekonomik krizin etkisi her geçen gün daha da derinleşirken kamu hizmetle- ri sendikasõ Verdi, toplusözleşme görüşmelerinde sonuç alõn- mamasõ üzerine ülke çapõnda uyarõ grevleri gerçekleştirdi. Bavyera ve Baden Würtemberg başta olmak üzere, en az 5 eyalette etkili olan grevler sonucu belediyelere ait hasta- nelerde hizmetler durdu, temizlik işçileri çöp toplamadõ, kit- le ulaşõm araçlarõ sefere çõkmadõ ve çocuk yuvalarõ açõlmadõ. Grevin, tüm ülkedeki hastanalerde etkili olduğu açõklandõ. Şimdilik kõsa süreli olduğu kaydedilen uyarõ grevlerini Ver- di, toplusözleşmelerden yüzde 5 ücret zammõ çõkarmak ama- cõyla ve baskõ unsuru olarak kullanmak istiyor. 2 milyon ça- lõşanõ temsil eden Verdi’den yapõlan ilk açõklamalarda, 5 eya- lette yoğun bir katõlõm yaşandõğõ, ancak kar yağõşõ nedeniyle yapõlmasõ gereken çalõşmalarõn kesilmediği, dolayõsõyla yol- larõn ulaşõma kapanmadõğõ vurgulandõ. Verdi Başkanõ Frank Bsirske, yüzde 5’lik zammõn özellikle satõnalma gü- cünün desteklenmesi açõsõndan önemli olduğunu belirterek “Bu zam, şu anda gerekli bir iktisat politikası aracıdır” dedi. Bsirske, bu tür iç talebi güçlendirici önlemlerle eko- nomik krizin tahribine karşõ çõkõlabileceğini de savundu. Bu arada grevlerin etkili olduğu ve kamu işvereninin 10 Şubat’taki toplusözleşme görüşmelerine yeni önerilerle gel- mek üzere hazõrlõklar yapmaya başladõğõ ileri sürüldü. Özel üniversitede baskı artıyor Süleyman Çelebi’den genel greve destek çağrõsõ ‘Greve, genel eyleme’ İstanbul Haber Servisi - DİSK tarafõndan “Sendikal hak ve özgürlükler için demokrasinin takipçisiyiz” sloganõyla her hafta çarşamba gün- leri düzenlenen bir saatlik oturma eyleminin al- tõncõsõ dün Taksim Gezi Parkõ’nda gerçekleşti. DİSK Genel Başkanõ Süleyman Çelebi, TEKEL işçilerine destek olmak için bugün gerçekleştiri- lecek genel grev kararõnõ toplumda vicdan sahi- bi olan her kesimin desteklemesi gerektiğini söyledi. 4-C maddesinin tüm Türkiye’yi etkile- yeceğinin altõnõ çizen Çelebi, “Kamu mallarının yok pahasına satılmasının işçi sınıfına düşen kısmı budur. Açlıktır, işsizliktir. Genel grev ka- rarını tüm gücümüzle destekleyeceğiz” dedi. Vapurda zincirli eylem Sosyalist Dayanõşma Platformu (SODAP) üyesi bir grup, TEKEL işçilerine destek amacõyla vapurda eylem yaptõ. 11.45’te Kadõköy’den kal- karak Beşiktaş’a hareket eden “Kaptan Gündüz Aybay” adlõ vapura binerek 2’si kendisini zin- cirleyen 9 kişi gözaltõna alõndõ. Herkese Sağlõk Güvenli Gelecek Platformu, TE- KEL işçilerine destek vererek Saraçhane Parkõ’nda geniş katõlõmlõ bir protesto gösterisi düzenleyecek. Edirnekapõ Suriçi ve Eminönü Ticaret Üniversi- tesi önünde saat 11.00’de toplanacak platform üye- leri, Saraçhane Parkõ’na ulaşacaklar. Bugünlerde özellikle Eğitim-Sen’in de gündeminde yer alan özel üni- versitelerdeki çalõşma koşullarõna ilişkin gelişmeleri, buralarda görev yapan akedemisyenleri kaygõlan- dõrõyor. Özel üniversitelerde çalõşan akede- misyenlerin ve Eğitim-Sen yetki- lilerinin verdiği bilgiye göre, Bil- kent’te her öğretim elemanõnõn yõlda iki SSCI yayõn yapmasõ ko- şuluyla gerçekleşen ücret artõşlarõ, kasõm sonunda “Ancak yurtdışı kaynaklı SSCI yayınlarına ücret artışı verileceği, Türkiye kay- naklı SSCI yayınlara ücret artı- şı verilmeyeceği” şekline dönüş- tü. Ayrõca, öğretim üyelerine 18 sa- atlik mecburi ders yükü kondu ve ve dõşarõdan alõnan tüm ders ele- manlarõnõn işine son verildi. Okan Üniveritesi’nde öğretim ele- manlarõna, bilgi verilmeden ve gö- rüşleri alõnmadan bir sözleşme da- yatõldõ... İncelenmek üzere öğre- tim elemanlarõna verilmeyen söz- leşmeler yõllõk izni bölerek geri çağõrma, istediği kent ve sektör- de görevlendirme, telafi çalõşma isteme gibi ortaçağdan kalma ve 4857 sayõlõ İş Kanunu ile 2547 sa- yõlõ YÖK Kanunu’na aykõrõ mad- deler içeriyor. GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Teknoloji Değişti Ama... [email protected] Eğitim-Sen’den Taksim yargõlamasõna tepki ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - Eğitim-Sen, “Taksim Meydanı’nın 1 Mayıs Alanı olarak açılması” istemiyle yapõlan yürüyüş ve basõn açõklamasõndan dolayõ bazõ sendika ve oda yöneticilerinin yargõlanmasõna tepki gösterdi. Yapõlan açõklamada, “Adana hak ihlallerinin ve antidemokratik uygulamaların sık yaşandığı bir il haline gelmiş durumdadır” denildi. Türkiye’de son yõllarda sõk görülen insan haklarõ savunucusu sendika, oda ve bazõ siyasi parti yöneticilerini susturmak, sindirmek için yapõlan baskõlarõn, Adana’da da bazõ yetkili kişilerin yasal ve demokratik eylemlerinden dolayõ haklarõnda hemen hemen her eylemden dolayõ dava açõlmasõyla görüldüğü vurgulanan açõklamada, “Sendikal hak ve demokrasi mücadelemiz kimi zaman hukuk kullanılarak, kimi zaman da fiili olarak engellenmeye çalışılmıştır. Yıllardır yürüttüğümüz kararlı mücadelemizden rahatsız olanların, bizleri ve mücadelemizi, ne amaçla yapıldığı açıkça belli olan, bu tür yöntemlerle sindiremeyeceği bilinmelidir” denildi. “İstanbul’a kar yağmadan Anadolu’ya kış gelmez” yakıştırmasını özellikle editörlere eleştiri için söylerler. Söyleyenler haksız da sayılmazlar. Çünkü, kar yağışının hayatı aksatan özelliği Anadolu ve Trakya için normal sayılır. Oralardaki illerde yaşayanlar kara alışkındır. Köylere ulaşım olanaksızlaşır ama şehir merkezlerinde trafiğin durduğu, insanların evlerine kapandıkları pek görülmez. Ama İstanbul öyle değil. 46 yıl öncenin İstanbul’unu 19 Ocak 1964 günü “Kış şöyle bir ‘cee’ deyiverdi de birbirimize girdik” başlıklı hava yazısının bir bölümünü şöyle anlatmışım. “Şunun şurasında iki santim kar yağdı dedik ya. Unutmayın ki kar İstanbul’a yağdı. Bu, kar dünkü kadarla kalırsa hafif atlatılmış bir beyin kanaması, azıcık daha artarsa enfarktüs krizi, şöyle bir iki hafta sürerse buyrun cenaze namazına demektir, İstanbul için. Çünkü birincisinde trafik aksar, vatandaşlar yolda kalır, fırınlarda kuyruklar oluşur. İkincisinde yalnız İETT otobüsleri işleyebilir, ekmek, gaz, odun, kömür karaborsacının insafına terk edilir. Üçüncüsünde ise vasıta işlemez, su akmaz, elektrik yanmaz, ekmek, gaz, odun, kömür bulunmaz, telefonlar, vapurlar, trenler işlemez.” Tanrı’ya şükür aradan geçen süreçte epey gelişme oldu. Artık görüntü o kadar korkunç değil. Caddelerde ve sokaklardaki kaldırımlarda birikmiş karları küremeyen belediyelere atıp tutmanın ve trafikte saatlerce beklemenin dışında şikâyet konusu kalmamışa benziyor. Buna bile dayanamıyoruz. Çünkü devirle birlikte yaşam koşulları da değişti. Kışla ilgili olarak gazetecilere yöneltilen eleştiriler hem haklıdır, hem de haksız. Çünkü Anadolu’ya kışın geldiğini en çabuk gazeteciler anlar ve etkilenir. Zira alışkanlıklarını ve çalışma saatlerini değiştirmek zorunda kalmışlardır. Dün tam gazetenin kapısından içeri girmiştim ki cep telefonum çaldı. Baktım Cumhuriyet santralının numarası gözüküyor. Danışma’dan sordular, santraldaki arkadaşımız “Sayfa yapımdan arıyorlar” dedi. “Ben ararım” deyip odama yöneldiğimde karşıma sayfa yapım biriminin şefi, eski teknolojiye göre sermürettibimiz Vehbi Bağcı çıkıverdi. Sayfaların hazırlanmasının erkene alındığını söyledi. Bu kibarca “Fazla sallanma, yazını saat 15.00’e kadar ver” demekti. “Şimdi teknoloji değişti, buradan bir düğmeye basınca sayfalar şıp diye Anadolu’daki matbaalara ulaşıyor” diye böbürlenenlerin havası, kar şiddetlenince fıs diye sönüveriyor. Çünkü sayfaların bilgisayarla gönderilmesi değil, gazetelerin basıldıktan sonra okura ulaştırılması sorunu doğuyor. Yani teknolojinin değişmesi bir işe yaramıyor. Eski teknolojinin koşulları geçerli duruma geliyor. Sayfa kalıplarının matris denilen özel kartonlara alınıp teneke kutularla uçağa verilerek matbaalara gönderildiği günler ve kar yağdığı ya da havaalanı pistlerinin donduğu zamanlar. O günler de bugünlerdeki gibi gazete sayfaları erken hazırlanırdı. Ama iki kutu olarak. Kutunun biri havaalanına gönderilirdi. İkincisi de yola dayanıklı ve gözü pek bir şoförün kullandığı arabanın bagajında Ankara’ya doğru yola çıkardı. Cep telefonu filan yok. Şoför arkadaş Bolu’ya vardığında, ki yolun yarısı demekti, bir telefon bulup gazeteyi arardı. Uçak kalkmış ve Ankara’ya inmesinde de sakınca olmadığı öğrenilmişse, matrisi götüren arkadaşa “Dön” denirdi. Tersi durumda aldığı yanıt ise “Devam et” olurdu. Evet, teknoloji değişti ama Türkiye’nin koşulları her nedense değişmedi. Sade ben değil, bütün gazeteciler ve gazetenin hazırlanmasında görev alan tüm servislerde çalışanlar 46 yıl öncesini yaşadılar. Zira Anadolu’da ve Trakya’da yollar kapanmış, gazeteyi zamanında okura ulaştırma çabasına teknolojinin katkısı neredeyse sıfırlanmıştı. Baskının erkene alınmasının ceremesini okurlar da çekiyor. Çünkü kimi önemli haberler gazeteye girmiyor. Örneğin TBMM’de yaşanan kavga gibi. (Fotoğraf: YUSUF BAŞTUĞ) Türkiye’de hayat duracakOKUYAN DA AÇLIK GREVİNDE
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle