18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
iir Atlası CEVATÇAPAN Ben OKRI/ Şiirler/ Çeviren: llyas Tunç 'Yükseliyor hava, titrek yalmzlıgıyk ağaçların I trhobo kökenli romancı, şair, öykü yazan II Ben Okri, 15 Mart 1959'da Nijerya'nın ^~ orta kısmında yer alan Minna kentinde doğdu. Çocukluğunda edindiğı Nijerya iç savaşı izlenimleri daha sonraki yazınsal çalışmalannın esin kaynağını oluşturdu. Başanlı bir işadammın kıskanç akrabalanyla ilişkilehni konu aldığı ilk ro- manı 'Flowers andShadows\j yazdığında on dokuz yaşındaydı. 1978'de Essex Üniversite- si'nde karşılaştırmalı edebiyat öğrenimi görmek için Ingiltere'ye gitti. WestAfrica dergisinin şiir editöıiüğünü yaptı. BBC'de çalıştı. 1981'de ikinciromanı 'The Landscapes Within'basıldı. Bu romanda yoksul ve genç bir ressamın serû- venini anlattı. 1988'de yayımlanan kısa öyküler toplamı 'Stars ofthe New Curfew'da bir çocu- ğun gözlemlerinden Biafra Savaşı'nı yansıtmaya çalıştı. 'The FamishedRoad''(1991) adlı romanı, yazara BookerPrize ödülü'nü getirdi. Aralann- da Commonwealth Whters Prize (1987), Boo- ker Prize (1991) Crystal Award of World Econo- mic Forum (1995), Intemational Literaıy Award Novi Sad (2008) gibi ödüllerin bulunduğu çok sayıda ödüle değergörüldü. İlk şiirkitabı An African Elegy' 1992'de yayımlandı. Şiirierinde aşk, yalnızlık, acı, ölüm, bağlılık, güven duygula- n üzerinde yoğunlaştı. Günlükyaşam betimle- meleri arasında felsefi düşüncelerini de kapalı bir biçimde ortaya koydu. Yoğun, lirik sesini aşı- n duygusallığa yer vermeden tinsel biratmosfer içinde yansıtmasını bildi. Yeni şiirsel biçimler denemekten kaçınmadı. Irkçılık, hoşgörüsüzlük, doğal çevrenin harap edilmesi, savaş gibi konu- lan ele aldığı destansı şiiri 'Mental Fight' 1999'da çıktı. PEN Ingiltere Merkezi'nin başkan yardımcısı ve Biıieşik Krallık Ulusal Kraliyet 77- yatrosu üyesiolan Okri, Londra'da yaşıyor. Ya- pıtlan: Flowers and Shadows (Longman Yay. 1980, roman) The landscapes Within (Long- man Yay. 1981, roman), Inc/dents at the Shrine (Heinemann Yay. 1986, roman), Stars ofthe NewCurfew(Secker&Warburg Yay., 1988, kı- • sa öyküler), The Famished Road (Cape Yay. 1991, roman), An African Elegy (Cape Yay., 1992, şiir), Songs of Enchantment (Cape Yay. 1993, roman), Astonishing the Gods (Phoenix House Yay. 1995, roman), Birds ofHeaven (Orion Yay., 1995), Dangerous Love (Phoenix House Yay. 1996, roman), A Way of Being Free (Phoenix House Yay. 1997, denemeler), Infînite Riches (Phoenix House Yay. 1998, roman), Mental F/ght(Phoenix House Yay. 1999, şiir), In Arcadia (Weidenfeld & Nicolson Yay. 2002, ro- man), Starbook (Rider Yay. 2007, roman), Tales ofFreedom (Rider Yay. 2009, kısa öykü). GELECEĞİN KIYISINDA I. lyi hatırlıyorum tarihi: Askerler, politikacılar çıktı ortaya Bond çantalarıyla, silahlarıyla Kutlamalar yapıldı kent gecelerinde. Düzensizliği düzelttiler Gözden geçirdiler tarihimizi Izlediler idamlan gün doğumunda Sonra ah çektiler gizli polislerle Ve karar verdiler bir şeye Yapılması gereken. Düzelttiler düzensizliği Ahlaksız zamanlann unutulmuş Eski planlarını yeniden çıkardılar Peşinden gittiler batık kentlerin öğrendiler sonunda Kaçamayacaklarını hiçbir şeyden Sakındılar bu yüzden her şeyden. lyi hatırlıyorum tarihi. j Çöp tepeciklerinden doğduk biz Karşılaştık göğün manzarasıyla Isınmış dans ediyorken hava. Alevler içindeki kentin Görüntüsüyle geriye sardık Kumsallardaki infaz günlerini. Tuzlar akıyordu alnımızdan. Tökezliyor her yerde hileli seçimlerin kur- banları Aç yollarda yekpare kazalar Azınlık politikalarının bitimsiz ağı Iktidar düşleri, ateşli esintiler. Geleceği kavrayan insanoğlundan Dikilmiş bir haritaydı uluslar, Tarihin sümüğünden akan Bir moda oldu. Geleceğin kıyısında Doğduk biz Alevlenen kulelerin Renkli dumanlarıyla. Dumanlar politik yarışları tutuşturdu. Savaşa başladık. Son verdik. Değiştiğimizi sandık sonra. Büyük balık yutuyor küçüğünü Infazlar yapıyor büyük başlar, Silahlı soygunlar... Çöplerimiz şekle sokuyor bizi. lyi hatırlıyorum tarihi. Satın alınıyor kaplanların hırlamaları Suskunluğun peşin paralarıyla. Büyüyor yumurtalar. Çirkin bir yüz çıkıyor dışarı. Geleceğin kıyısında Bir çocuğum ben Irinli yaralanyla Unutulmamış tarihin Görüyorum açılıyor dikişler Bekliyorum yanardağların kahkahalarını Ateşli rüzgârlarla Duyuyorum diş gıcırtılarını Bize katılacakların Görkemli ana kapılarda Yeni planlarıyla Çiğ tanesi mühürleriyle Aralıksız ateşleriyle Geçmişteki bir izle Katılacaklar bize Bize, tarihi iyi bilenlere. Dokuyoruz sözcükleri kırmızı Şarkılar söylüyoruz mavinin kıyısında. Yıpranmış sinirlerimizle Ipekler öreceğiz çöplerden, Sınırlayacağız zamanı istencimizle. BİRAFRİKAAĞITI Tannnın yarattığı mucizeleriz biz Tatmak için Zamanın acı meyvesini. Değerli kişileriz. Acımız dönüşecek bir gün Yeryüzünün harikalarına. Beni yakan şeyler var şu anda Saranp soluyorlar mutlu olunca ben. Farkında mısın acımızın hikmetinin? Farkında mısın katlanıyoruz yoksulluğa Şarkılar söyleyebiliyoruz, düşleyebiliyoruz güzel şeyleri Farkında mısın hiç lanet okumuyoruz hava- ya ılık olduğunda Lanet okumuyoruz meyvelere tatlıyken, Ya da sular üzerinde kibarca seken ışıklara? Şükrediyoruz koşullanmıza acılar içinde bile. Şükrediyoruz sessizce. Bu yüzden müziğimiz bu kadar etkili. Sinmiş esintilere. Gizemli mucizeler vardır iş başında Sadece Zaman'ın yarattığı. Ben de duydum ölülerin şarkılar söylediğini. Diyorlar ki bana lyidir bu yaşam Üsul usul yaşa onu Heyecanla, umutla birlikte her zaman. Hayranlık var bu dünyada Şaşırtıcılık var Görünmeyen yaratıklann kımıldattığı her şeyde. Şarkılarla doludur okyanus. Düşman değildir gökyüzü. Arkadaşımızdır alınyazımız. KÜÇÜK KIZ Küçük kız Yeşil nehirdeki Seyrediyorum seni Yıkıyorsun erginliğinin Son gülümsemelerini Acımasız suların çağıltılarıyla Yakalıyorsun Gökyüzünden akan Harika ışığı. Küçük kız Yabanıl nehirdeki Garipsiyorum yüzmeni Gümüş rengi parıltılarla Nehir otlarının, Balıkların arasında. Garipsiyorum daha da Gülümsediğini görünce karşıdan Kayıkçı delikanlıya Akıntılara kapılarak Boğuldu uyuyorken Düşlüyordu nehrin kaynağını, Düşlüyordu seni. Farkındayım yüzündeki kesiklerin Açıklayamadığın izlerin Ya da merak etmediğin Çünkü yansımalar vermiyor nehir; Gözlerindeki ateş Çağırıyor beni Gözetleme kulesinden Bu kurak zamanda; Iniyorum, Görüyorum dalgalar Öfkelendiriyor Yeni bir korkuyu, korkuhç bir anlaşmayı. Bütün balıklar gittiler Yosunlar biriktiler uzaklarda Anladım irkildiğini Kıpırtısızlıktan, Hayvanlar nehre Girince Yanında durmak için; Evet, anlıyorum korkunu. Küçük kız Çiçeklenen nehirdeki Bir oyuk bulmuştun Girdaplar içinde; Hareketsiz bir yer gibi görünüyordu Son törenlerin için senin Havadaki ulumalar Gizlerini keşfetmeden önce. Mademki bunlardır olanlar, Mademki hayvanlar yükseltiyor kıyı çizgilerini C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1042 Mademki nehir yatağının yastıkları Fısıldıyorlar büyük bir tedirginliği Mademki ters çevirdi nehir akıntısını Süriiklenirsin diye şimdi Kararan gökyüzü altındaki Tüm kentlere Bir şey söylemeliyim sana: Dönüş yolumun üzerindeki Gözetleme kulesi yıkılmıştı, Yeni bir kule dikildi, eğreti. Çılgın adamların şöleni vardı, Şarkılarını söyledi bir yığın dil Seks partilerindeki verimli kıyametin Senin gözlerinden Akan bu kadar çok Gözyaşı varken Nehirde. DENİR Kİ Denir ki ölüm korkusu Yaklaşınca Büyür aşk. Denir ki Asla bir daha âşık olamayacağım Korkusu Kaybolunca Cesaret gösterir kendini Bizi bunca kahreden Düşmanların kokusunu duyarak Savaşabiliriz sadece. Aşk ve cesaret birlikte büyürler Arzu acemiyken Heyecan doluyken ruh, Karabasanlar içinde çarpılırken Anlarız ki mümkündür Gelecek. HAK EDİLMEMİŞ BİR İNCELİK Rüzgâr kaldırdıktan sonra dilenciyi Çöplükteki yatağından, Yolun ucundaki boş barlara doğru Estikten sonra Tan ağarmadan önceki suskunluğu Kalır dünyanın yalnızca Bir de ağaçların yalnızlığı. Sahnedeki Handel gizemli bir şekilde Hatırlatıyor bana çocukluğumun Uzun, sıcak gecelerini Sıtmalı, kenar mahallelerde Güçlü tapınakların ortasında Okyanusların ucunda geçirdiğim. Düşlüyor eski şarkıları Geleceğin sesleriyle. Tecavüz ediliyor şimdilerde dünyaya Hak etmediği bir incelikle Olmayan anların sesleriyle şarkılar söylüyor çiçekler Yükseliyor hava, titrek yalnızlığıyla ağaçların Her gece dünyayı yeniden işgal Edeceklerini fısıldayan. Ama gece, eğiyor ağaçları Düşlerime, Sonra meyveleriyle düşüyor yıldızlar Dünya yanığı, kimsesiz ellerime. VE BENİ TERK ETMEN GEREKİRSE Ve beni terk etmen gerekirse Söylerim Cassandra'nınf) Gölgesinin Gözlerimden Geçtiğini Söylerim Kuyruk acısı içindeki yıldızların Sadece gökyüzünü yaktığını Uzatmak için azabımı Söylerim kıyılarda kırıldıklarını Dalgaların Tuzlu acılar taşısınlar diye Yüzüme: Çünkü yeniden bağlanıyorsun bana Tüm ışıklarıyla gökyüzünün Dalgaların tuzuyla Boş söylencelerle. Sen gidince Düş göremeyecek kadar karanlık olacak akşam Sabah çok parlak. • 'Cassandm: Geleceği görme yetisı olan, ama doğrv söy- lediğıne manılmayan mıtoloıık karakter. llen sünlldü- ğünde başkalan tarafından manılmayan, sonrasında gerçekleşerek insanlan şaşırtan kötu olaylara psıkolojı lıteratürunde 'Cassandra Sendromu"denmekiedir. S AYFA 23
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle