Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 18 ŞUBAT 2010 PERŞEMBE
6 HABERLER
BİLİM ve SİYASET
ORHAN BURSALI
Hukuku ‘Halletmeden’
İstibdat Kuramazlar
AKP, Milli Güvenlik Belgesi’nden “irtica tehli-
kesi”nin çıkartılacağını açıkladı, gerekçe: Artık böy-
le bir tehlike kalmadı!
Ali Sirmen’in geçen günkü saptaması hoştu:
Çünkü artık irtica iktidar oldu ve tehlike olmaktan
çıktı!
Darbenin, darbecilerin iktidar olunca, tehlike ol-
maktan çıkması gibi!
İrtica, bizim kullandığımız anlamda köktendinci gö-
rüşler, dinci ideoloji, üstelik topyekûn cemaatler ha-
linde iktidar(da)dır.
Savcı olarak iktidardır, hâkim olarak, polis olarak...
Belki yakında ordu olarak da iktidar olacaktır... En
azından, hedef bu...
Yaşadıklarımıza bakınca şunu görüyoruz: Zorba dü-
şünceler, iktidar olabilmek için, eğer bir halk ayak-
lanmasına dayanmıyorsa, hukuki uygun koşullara sa-
hip olması, sahip değilse de gerekli hukuki koşulla-
rı yaratması gerekir.
Hukuk, çünkü her şeyin, yani bütün zorbalık-
ların, köktendinci değişimlerin gerçekleşebil-
mesi için dayanılması gereken temel nirengi
noktasıdır...
Hukuka dayanarak, herkesin defterini meşru yol-
larla, yani “hukuki” olarak dürebilirsiniz. Her şey “hu-
kuka uygun” seyreder!
Medyayı, basın özgürlüğünü de hukuka uygun ola-
rak halledersiniz...
Patronlar dünyasını da “hukuka uygun” dize ge-
tirir ve sermayenin büyük ölçeklerde el değiştirme-
sini sağlarsınız! Birilerini indirir, diğerlerini patronlu-
ğa oturtursunuz! Muhalefeti de, orduyu da, hukuku
kendi çıkarlarınıza göre değiştirerek, hukuki yollar-
dan bitirirsiniz...
Bu nedenle de, iktidarın bütün faaliyetlerinde, hu-
kuk odak noktası oldu! İstibdat isteyen kafa, huku-
ku halletmeyi merkezi göreve oturttu!
Hukuk, “sivil darbe” yapmanın, yani diktatörce bir
iktidar kurmanın, en büyük silahıdır.
Tabii, zorba düşünce, her şeyi hukuki yapmak zo-
runda da değildir.
Adı üzerinde; zorba! Eğer var olan hukuk her is-
teğini yapmasına elvermiyorsa, hukuku zorlar, hukuk
dışı davranır ve bu yolla amacına ulaşmaya çalışır...
Nitekim, iktidar çevresinde, yönetimi altındaki
birimlerde, daha küçük zorba timlerle amaca va-
rılmaya çalışılıyor!
Bugüne kadar iktidar ya hukuku değiştirdi ya da
hukuksuz davranmakta hiç tereddüt etmedi!
Ergenekon, başından itibaren hem siyasal zorba-
lığın izlerini taşıyor, hem de baştan sona hukuksuz-
lukların... Örneğin Mustafa Balbay’ın serbest bıra-
kılmaması, tam bir siyasal hukuksuzluğun ürünüdür.
Normal bir hukuk devletinde böyle şey görülmez...
Olağanüstü bir siyasal yönetimin, olağanüstü bir hu-
kuk uygulamasının örneklerini yaşıyoruz.
Çünkü olağanüstü bir yönetim altındayız ve Bal-
bay’ın serbest bırakılmaması Aydın Doğan’ın, or-
dunun, medyanın, patronların defterlerinin dürülmeye
çalışılması.. bütün bunlar olağanüstü bir siyasal ik-
tidar altında yaşadığımızın kanıtlarıdır.
Erzincan Başsavcısı’nın tutuklanması da, bu ola-
ğanüstülüğün tipik göstergesidir. Bir cumhuriyet sav-
cısının görevini yapması engellendi! Önce siyasal ik-
tidarın bakanları ve memurları tarafından telefonla uya-
rıldı, bu işle uğraşma, dendi... Arkasından, Erzincan
Başsavcısı’nın defteri dürülmeye çalışıldı...
Bu normal hukuka, anormal hukukun darbesidir!
İktidar, bununla kalmadı, bu darbeden daha bü-
yük bir “iş çıkartma”nın yolunu açtı, ordu komu-
tanlarını ifadeye çağırarak Erzurum Ergenekonu ya-
ratmaya kalkıştı! Cemaatin, iktidarın savcıları, hâkimleri
oluşmuş durumdadır...
Hukuku halletmeden, ne orduyu, ne medyayı ne
muhalefeti halledebilirlerdi...
Hukuku hallettikleri ölçüde, adım adım ilerlediler,
ilerliyorlar...
Cumhuriyetin hukuka, laik ve demokratik kav-
ramlarına bağlı hukukçuları, bu büyük ve topyekûn
saldırıya karşı direnmelidir.
Adalet direnmelidir... İnsanlar direnmelidir!
İktidar, medyadaki ve yönetim birimlerindeki her
türlü sopalarını harekete geçirdi.
Demokratik güçler, bir var oluş-yok oluş çizgisi-
ne doğru itilmektedir!
Tıpkı TEKEL işçileri gibi!
Çünkü iktidarın seçimlere kadar az zamanı kaldı...
Hukukun işini bitirirse, seçimlerde de oyların işi-
ni bitireceğini düşünmektedir!
Sonrası, ülkemizdeki Ahmedinejad yönetimine
alkış dönemidir...
obursali@cumhuriyet.com.tr
T E K E L D İ R E N İ Ş İ N D E N N O T L A R / ATAOL BEHRAMOĞLU
S
u, şekerli su, arada bir çay ve bitki çayõ
içilerek sürdürülen açlõk grevi ilk saat-
lerde pek de dayanõlmaz değil.
Fakat saatler ilerledikçe, herhangi birinin
elindeki bir paketi, kõvrõlmõş bir gazete ya da bir
başka şeyi, içgüdümüz size bir yiyecek pake-
tiymiş gibi gösteriyor...
Yine içgüdünüzle çeşitli yiyecekler hayal
ediyor, fakat mide salgõlarõnõzla içgüdünüz ara-
sõndaki bu istemdõşõ işbirlikçiliği bilincinizle kü-
çümseyip aşağõlamakta gecikmiyorsunuz...
Daha sonra, açlõğa alõştõkça, saatlerce değil
günlerce, belki haftalarca, açlõğa karşõ koyma-
nõn insan iradesi karşõsõnda çok da önemsenecek
bir şey olmadõğõnõ, tõkõnmanõn çok da önem ta-
şõmadõğõnõ algõlamaya başlõyorsunuz...
Bu algõ sizi, başkalarõndan daha çok tõkõnmak
için o başkalarõnõ açlõğa ve sefalete mahkûm eden
kişilerin nasõl alçak ve sefil yaratõklar oldukla-
rõ konusunda felsefi düşüncelere götürüyor...
Açlõk grevinin yapõldõğõ konferans salonunda
o günün gecesine doğru hissettiklerim ise bana
biraz da cezaevindeki ziyaret günleri sonrasõnõn
yaşantõlarõmõ anõmsattõ...
Ziyaretçiler gittikten, el ayak çekildikten son-
ra, eylemdeki arkadaşlarla baş başasõnõz.
Elbette bir cezaevi
değil burasõ.
Sizler de mahkûm de-
ğil, gönüllü direnişçisi-
niz.
Ayrõca, koridora çõ-
kõyor, dolaşõyor, soh-
bet ediyorsunuz.
Başõnõzda gardiyan
yok!
Tam tersine, konfe-
rans salonunun perdey-
le ayrõlmõş sahne bölü-
münü Türk Tabipleri
Birliği neredeyse bir revir ve eczaneye dönüş-
türmüş.
Hekim ve sağlõk görevlisi arkadaşlarõn gözleri
ve özeni üstünüzde...
Yine de dõşarõyla bağlar azaldõğõnda içeride-
ki yaşam ne de olsa sõkõntõlõ oluyor..
Gecenin bir an önce sona ermesini istiyorsu-
nuz...
Berlin’de sinema eğitimi gören Duran adõn-
daki genç bir arkadaş,
direnişe, açlõk grevine
kendi olanaklarõyla des-
tek olmak için belgesel
filmler gösteriyor.
Benim bulunduğum
bu ilk ve son gecenin
filmi Michale Moor’un
Zico’su oldu.
Ünlü Amerikalõ yö-
netmen, bu filminde de
yine ülkesi Ameri-
ka’daki bir kandõrma-
canõn üzerindeki örtüyü
gözü peklilikle kaldõrõyor.
Konu, sağlõk sigortasõ.
Her şey için olduğu gibi Amerika’da bu iş de
parayla.
ABD yurttaşlarõndan 50 milyonunun sağlõk si-
gortasõndan yoksun olduğunu öğreniyoruz.
Sigortasõ olanlar ise ancak paralarõ ölçüsünde
tedavi olanağõna sahipler.
Filmdeki röportajlarõn hepsi ilginç.
Fakat bir tanesi özellikle ilgimi çekti.
Entelektüel görünümlü, orta yaşlardaki bir
Amerikan yurttaşõ, hõzarda çalõşõrken parmak-
larõndan ikisini bõçağa kaptõrmõş.
Parasõ ancak bunlardan birini diktirmeye yet-
tiğinden, seçim yapmasõ istenmiş.
Çok acõ bir ironiyle, “Herhalde romantik ol-
duğumdan yüzük parmağımı tercih ettim” di-
yor...
Yanõ başõndaki eşi, başõnõ kederle ve öfkeyle
sallõyor...
Filmde, Amerika’dan farklõ olarak İngiltere ve
Fransa’da sağlõk hizmetlerinin kazanõlmõş bir hak
olduğu örneklerle anlatõlmakta.
Küba’da bunun böyle olduğu zaten biliniyor...
Filmin bitiminde bir araya gelerek bir değer-
lendirme yaptõk. Çõkan sonuç, bugün ülkemi-
zin benzetilmek istendiği Amerika’nõn yapay bir
devlet olduğu, bu ülkede işçi sõnõfõ hareketinin
güçsüzlüğü, buna karşõlõk İngiltere ve Fransa’da,
işçi sõnõfõnõn, emekçilerin savaşõmlarõyla bu
anlamdaki kazanõmlarõn elde edilmiş olduğuy-
du. Yoksul Afrika ülkelerine doktor gönderen,
ilaç yardõmõ yapan Küba gerçeği ise zaten ye-
terince gözler önünde...
- SÜRECEK -
Grevin ilk saatlerinde ve gecesinde...
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) -
Yargõtay Cumhuriyet
Başsavcõlõğõ, Erzin-
can Cumhuriyet Baş-
savcõsõ İlhan Ciha-
ner’in de tutuklandõ-
ğõ dünkü gelişmelerin
ardõndan Habur, Er-
zincan ve Erzu-
rum’daki, adli tahki-
katlarõn incelemeye
alõndõğõnõ açõkladõ.
Yargõtay Cumhuri-
yet Başsavcõlõğõ’ndan
yapõlan açõklamada,
demokrasi ve hukuk
devletinin korunma-
sõnõn yargõ bağõmsõz-
lõğõna bağlõ olduğu-
nun altõ çizildi.
Başsavcõlõğõn açõk-
lamasõnda şöyle de-
nildi: “Yargının si-
yasi güçlerin etkisi
altında bulunup bu-
lunmadığının, bire-
yi kamu gücünden
koruyan hukuk ku-
rallarının uygula-
nıp uygulanmadı-
ğının tespiti, dola-
yısıyla demokrasi
ve hukuk devleti-
nin korunup yerine
getirilmesi için Yar-
gıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı’nca
Habur, Erzincan ve
Erzurum adli yargı
çevrelerinde yargı-
yı yıpratan, yargıya
olan güveni sarsan
adli tahkikatlar in-
celemeye alınmış-
tır. Yüce Atatürk’ün
gerçekleştirdiği la-
ik, demokratik ve
hukuk devleti olan
Türkiye Cumhuri-
yeti’nin kazanımla-
rını ve kuruluş fel-
sefesini, cumhuri-
yet savcılarının, hiç-
bir etki altında kal-
madan, suç ayrımı
yapılmadan ve suç-
lunun siyasi görüş-
leri gözetilmeden
etkin bir biçimde
korumaya devam
edeceği, kamu dü-
zeni ve güvenliğini
sağlayacağı Türk
halkına saygı ile du-
yurulur.”
Açõklamada “Ha-
bur adli yargı çevre-
sindeki adli tahki-
katların da” incele-
meye alõndõğõnõn be-
lirtilmesi dikkat çekti.
Kandil’den ve Mah-
mur’dan gelen terör
örgütü PKK’lilerin
yargõlamalarõ Ha-
bur’da yapõlmõş, bu
da çok tartõşõlmõştõ.
İFADELERİ 04.45’E KADAR SÜRDÜ
Amiraller sabaha
kadar sorgulandı
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Erge-
nekon soruşturmalarõnõ yürüten İstanbul özel
yetkili savcõlarõnõn isteği üzerine Güney Deniz
Saha Komutanõ Koramiral Kadir Sağdıç ve
Foça Çõkarma Gemileri Komutanõ Tuğamiral
M. Fatih İlgar’õn sorgularõnõn dün sabah saat-
lerine kadar sürdüğü öğrenildi.
İki askeri getiren araç, önceki gün saat
10.00’da İzmir Adliyesi’ne geldi. Araç, tutuk-
lularõn alõndõğõ kapõdan adliyedeki özel bölü-
me girdi. Koramiral Sağdõç ve Tuğamiral Ilgar
adliyenin boşaltõlan ikinci katõnda Özel Yetki-
li Cumhuriyet Başsavcõ Vekili Mehmet Doğar
ve Özel Yetkili Cumhuriyet Savcõsõ Faruk
Çalışkan’a ifade vermeye başladõ. Koramiral
Kadir Sağdõç’õn ifadesi saat 17.30 dolayõnda
tamamlandõ. Bunun ardõndan askerleri getiren
aracõn adliyeden ayrõlmasõ gazeteciler arasõnda
“sorgunun bitmesi” şeklinde algõlandõ.
Tuğamiral Ilgar’õn da “şüpheli” sõfatõyla
ifadesi saat 21.00’de alõnmaya başlandõ. İfade
saat 02.00’de bitti. Tuğamiral Ilgar da verdiği
ifadeleri yaklaşõk 2 saat yüzüne okunduktan
sonra imzaladõ. İfadeleri tamamlanan iki ko-
mutan, saat 04.45’te adliyeden ayrõldõ.
CHP’li Ersin, Başsavcõ Cihaner’in tutuklanmasõnõ ‘cemaat ve hükümetin ortak operasyonu’ diye niteledi
‘Cemaat intikam alõyor’AYŞE SAYIN
ANKARA - Erzincan
Cumhuriyet Başsavcõsõ İlhan
Cihaner’in tutuklanmasõnõn
ardõndan CHP’li TBMM İn-
san Haklarõnõ İnceleme Komisyonu
Üyesi Ahmet Ersin bugün Erzurum’a
gidecek. CHP’li Ersin, Cihaner’in tu-
tuklanmasõnõn “cemaat ve hükümetin
ortak operasyonu” olduğunu söyledi.
Cihaner’in dün tutuklanmasõnõn ar-
dõndan CHP, yerinde inceleme yapma
kararõ aldõ. Ahmet Ersin, partisinin
Erzincan Milletvekili Erol Tınastepe
ile birlikte incelemede bulunmak için
bugün Erzurum ve Erzincan’a gitme ka-
rarõ aldõ. Cihaner’le görüşmek için
Adalet Bakanlõğõ’ndan izin isteyeceğini
de belirten Ersin, Cihaner’in tutuklan-
masõnõ anayasaya aykõrõ olduğunu
bildirdi. Özel yetkili savcõlõğõn Ciha-
ner’i tutuklama yetkisi bulunmadõğõnõ
belirten Ersin, bu girişimin anayasadaki
hâkim ve savcõlarõn anayasal güvence
altõnda olduğuna ilişkin hükümlerine
aykõrõ olduğunu vurguladõ.
‘Hizaya getirmeye çalışıyorlar’
Ersin, “Cemaat, kendisi hakkında
soruşturma başlatıp içyüzlerini or-
taya çıkaran başsavcıdan intikamını
almış oluyor. Hükümet de ‘tektirden
anlamayanõn hakkõ kötektir’ anlayışı ile
ikna ile biat ettiremediği
savcıyı sopayla hizaya ge-
tirmeye çalışıyor” görüşü-
nü dile getirdi. Cihaner’in
başlattõğõ İsmailağa cemaati
soruşturmasõnõn “İrticayla
Mücadele Eylem Planı” ile ilişkilen-
dirilmek istendiğine işaret eden Ersin,
“İrticayla Mücadele Eylem Planı’nın
2009’da hazırlandığı ifade ediliyor.
Halbuki Cihaner, İsmailağa cemaa-
ti soruşturmasını 2007’de başlatı-
yor” dedi. Türkiye’de “kurgulan-
mış” gizli tanõk, “ne idüğü belirsiz iti-
rafçı” ve kim tarafõndan kaleme alõn-
dõğõ belli olmayan “ihbar mektubu te-
rörü” yaşandõğõnõ belirten Ersin, “Mağ-
dur olan insanlar da intihar ile ce-
zaevlerinde çürüme arasında tercih
yapmaya zorlanıyor” diye konuştu.
CHP’li Ersin, bugün
Erzurum’a gidecek.
Başsavcõ Cihaner’in tutuklanmasõnõn ardõndan
yerinde inceleme kararõ alan CHP’den Ahmet Ersin
ve Erol Tõnastepe, bugün Erzurum’a gidecek. Ersin,
Cihaner’le görüşmek için bakanlõktan izin isteyecek.
ERZURUM, ERZİNCAN, HABUR
Yargıtay
Başsavcısı
inceliyor
‘Hukuk kurallarõ aşõndõrõlõyor’
Cihaner’in tutuklanmasına tepki gösteren Türkiye Barolar Birliği, yaşananların
son dönemde yargı bağımsızlığına vurulan darbelerin örneği olduğunu belirtti
ANKARA / İSTANBUL (Cumhu-
riyet) - Türkiye Barolar Birliği (TBB),
Erzurum Cumhuriyet Başsavcõsõ İlhan
Cihaner’in tutuklanmasõnõn hukuk dev-
letine ve yargõ bağõmsõzlõğõna son za-
manlarda vurulan darbelerin yeni bir ör-
neği olduğunu belirtti.
TBB yapõlan yazõlõ açõklamada, hukuk
devletinde hâkimler ve savcõlar dahil hiç
kimsenin hukuka aykõrõ işlem ve karar-
larõ sebebiyle sorumsuz olamayacağõnõn
açõk olduğu belirtildi. Açõklamada, şun-
lar kaydedildi: “Yaşanan son örnek-
lerle hukuk bilimi, yasalar ve huku-
kun kuralları pervasızca aşındırıl-
makta, hukuka ve yargıya olan güven
sarsılmakta ve toplum güvenceden
yoksun bırakılarak korku ortamına
itilmektedir. Hukuk devletinde hukuk
kuralları, herkes bakımından eşitlik
içinde doğru ve dürüstçe uygulan-
malıdır. Aksine davranışlar hukuk ih-
lali niteliği taşır. Halkımızın hukuk ih-
lallerini görmeye değil, hukuk düze-
ni içinde yaşamaya ihtiyacı vardır.”
Ankara Barosu Yönetim Kurulu da
Cihaner hakkõnda yürütülen işlemlerin
yasaya ve hukuka aykõrõ olduğunu be-
lirterek “Bu çok açık bir yetki gaspı-
dır” açõklamasõnõ yaptõ.
‘Ülke sivil diktaya gidiyor’
İstanbul Barosu da Cihaner hakkõn-
daki soruşturmaya ilişkin, “Yargı si-
yasallaştırılmakta, hukuk hukuksuz-
laştırılmakta, hukuksuzluk ise hu-
kukileştirilmeye çalışılmaktadır” açõk-
lamasõnõ yaptõ. Barodan yapõlan açõkla-
mada, “Yapılan gözaltı değil, gözda-
ğıdır. Bu olay, Türkiye’nin hızla si-
vil diktaya doğru gitmekte olduğunun
çarpıcı bir göstergesidir” denildi.
Eruygur ‘hafıza
kaybı’ raporu sundu
İstanbul Haber Servisi - İkinci
Ergenekon davasõ sanõğõ ve “Örtülü
Ödenek” soruşturmasõnda adõ geçen
eski Jandarma Genel Komutanõ
emekli Orgeneral Şener Eruygur’un
özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Sav-
cõlõğõ’na “hafõza kaybõ” olduğuna yö-
nelik rapor sunduğu ve bu nedenle ifa-
de veremeyeceğini belirttiği ortaya
çõktõ. Davaya bakan mahkemenin
Eruygur’u Adli Tõp Kurumu’na sevk
etmesinin beklendiği belirtildi.
Küçük’ün hastanesi değişti
İstanbul Haber Servisi - Erge-
nekon soruşturmasõ kapsamõnda tu-
tuklu yargõlanan emekli Tuğgeneral
Veli Küçük, tedavi gördüğü Bakõr-
köy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araş-
tõrma Hastanesi’den, Avcõlar Murat
Kölük Devlet Hastanesi’ne sevk edil-
di. Küçük’ün güvenliği için Genel
Cerrahi Kliniği’ndeki yan odalarõn
boşaltõlmasõ mümkün olmadõğõ için
nakil işleminin yapõldõğõ öğrenildi.
Sahte rapor soruşturması
İstanbul Haber Servisi - Askeri
Yargõtay Tetkik Hâkimi Binbaşõ Meh-
met Çelik, sahte çürük raporu soruş-
turmasõ kapsamõnda ifade vermek için
dün sabah saatlerinde İstanbul Adliye-
si’ne geldi. Cumhuriyet Savcõsõ Hik-
met Usta’ya şüpheli olarak ifade ve-
ren Çelik, ifadesinin ardõndan tutuk-
lanma istemiyle İstanbul Nöbetçi 13.
Ağõr Ceza Mahkemesi’ne sevk edildi.
Mahkeme, Binbaşõ Çelik’in serbest
bõrakõlmasõna karar verdi.
Öz’ün kayıtları istenecek
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - “Ergenekon” davasõnda yargõla-
nan Ergün Poyraz’õn, savcõ Zekeriya
Öz aleyhine açtõğõ tazminat davasõnda,
Öz’ün askerlik kayõtlarõnõn Milli Sa-
vunma Bakanlõğõ’ndan istenmesi ka-
rarlaştõrõldõ. Yargõç Kenan Altõpar-
mak, dava dosyasõnõn, Ankara Üniver-
sitesi Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku
ve Ceza Usül Hukuku bölümündeki
üç kişilik bilirkişi heyetine verilerek
rapor aldõrõlmasõna karar verdi.
‘Karşıdevrim yaşanıyor’
İstanbul Haber Servisi - Fevzi-
ye Mektepleri Vakfõ (FMV) Işõk Üni-
versitesi’nin Şile’deki kampusunda
dün düzenlenen “Atatürk ve Türkiye”
konulu söyleşide konuşan Sümerolog
Muazzez İlmiye Çõğ, Mustafa Ke-
mal’in devrimlerinin dünyada başka
bir örneği olmadõğõna dikkat çekerek,
gelinen süreci “Tabii ki her devrimin
karşõdevrimi vardõr. Şu anda oluşan
ortam da budur; fakat bizim bunlarõ da
el ele vererek yeneceğimizden şüphem
yoktur” sözleriyle değerlendirdi.
Ataşehir’de ücretsiz su
İstanbul Haber Servisi - Ataşe-
hir Belediyesi, ilçede ekonomik duru-
mu yetersiz olan yurttaşlarõn temiz iç-
me suyu ihtiyacõnõ karşõlamak için üc-
retsiz su dağõtõmõ başlattõ. İlk dağõtõm
önceki gün Mustafa Kemal Mahalle-
si’nde Ataşehir Belediye Başkanõ Bat-
tal İlgezdi tarafõndan yapõldõ. İlgezdi,
“Bu suya güvenerek içebilirsiniz. Ko-
caeli’nden bir kaynaktan getiriyoruz.
Temiz ve güvenilirdir” dedi.
Şans Topu çekildi
1, 7, 13, 16, 23 + 3
Somalili deniz korsanlarına karşı mücadele için Aden
Körfezi, Somali açıkları ve Arap Denizi’ndeki 5 aylık
görevini tamamlayan ‘TCG Gökova’ (F-496) fırkateyni,
Kocaeli’nin Gölcük ilçesindeki Deniz Ana Üs Komutanlı-
ğı’nda törenle karşılandı. Deniz Yarbay Ender Kahya ko-
mutasındaki 25 subay, 140 astsubay, 102 uzman erbaş,
erbaş ve er olmak üzere toplam 267 personelin görev
yaptığı firkateyn, Gölcük Deniz Üssü’nden 27 Eylül’de
uğurlanmıştı. Karşılama törenine Harp Filosu Komutanı
Tümamiral Mücahit Şişlioğlu, subay ve astsubaylar, gemi
personelinin yakınları katıldı. Karşılamada duygusal an-
lar yaşanırken aylar sonra birbirlerine kavuşan gemi
personeli ve aileleri uzun uzun kucaklaşıp hasret giderdi.
Fotoğraflar:AA
Gökova yurda döndü