22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 18 ŞUBAT 2010 PERŞEMBE 6 HABERLER BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI Hukuku ‘Halletmeden’ İstibdat Kuramazlar AKP, Milli Güvenlik Belgesi’nden “irtica tehli- kesi”nin çıkartılacağını açıkladı, gerekçe: Artık böy- le bir tehlike kalmadı! Ali Sirmen’in geçen günkü saptaması hoştu: Çünkü artık irtica iktidar oldu ve tehlike olmaktan çıktı! Darbenin, darbecilerin iktidar olunca, tehlike ol- maktan çıkması gibi! İrtica, bizim kullandığımız anlamda köktendinci gö- rüşler, dinci ideoloji, üstelik topyekûn cemaatler ha- linde iktidar(da)dır. Savcı olarak iktidardır, hâkim olarak, polis olarak... Belki yakında ordu olarak da iktidar olacaktır... En azından, hedef bu... Yaşadıklarımıza bakınca şunu görüyoruz: Zorba dü- şünceler, iktidar olabilmek için, eğer bir halk ayak- lanmasına dayanmıyorsa, hukuki uygun koşullara sa- hip olması, sahip değilse de gerekli hukuki koşulla- rı yaratması gerekir. Hukuk, çünkü her şeyin, yani bütün zorbalık- ların, köktendinci değişimlerin gerçekleşebil- mesi için dayanılması gereken temel nirengi noktasıdır... Hukuka dayanarak, herkesin defterini meşru yol- larla, yani “hukuki” olarak dürebilirsiniz. Her şey “hu- kuka uygun” seyreder! Medyayı, basın özgürlüğünü de hukuka uygun ola- rak halledersiniz... Patronlar dünyasını da “hukuka uygun” dize ge- tirir ve sermayenin büyük ölçeklerde el değiştirme- sini sağlarsınız! Birilerini indirir, diğerlerini patronlu- ğa oturtursunuz! Muhalefeti de, orduyu da, hukuku kendi çıkarlarınıza göre değiştirerek, hukuki yollar- dan bitirirsiniz... Bu nedenle de, iktidarın bütün faaliyetlerinde, hu- kuk odak noktası oldu! İstibdat isteyen kafa, huku- ku halletmeyi merkezi göreve oturttu! Hukuk, “sivil darbe” yapmanın, yani diktatörce bir iktidar kurmanın, en büyük silahıdır. Tabii, zorba düşünce, her şeyi hukuki yapmak zo- runda da değildir. Adı üzerinde; zorba! Eğer var olan hukuk her is- teğini yapmasına elvermiyorsa, hukuku zorlar, hukuk dışı davranır ve bu yolla amacına ulaşmaya çalışır... Nitekim, iktidar çevresinde, yönetimi altındaki birimlerde, daha küçük zorba timlerle amaca va- rılmaya çalışılıyor! Bugüne kadar iktidar ya hukuku değiştirdi ya da hukuksuz davranmakta hiç tereddüt etmedi! Ergenekon, başından itibaren hem siyasal zorba- lığın izlerini taşıyor, hem de baştan sona hukuksuz- lukların... Örneğin Mustafa Balbay’ın serbest bıra- kılmaması, tam bir siyasal hukuksuzluğun ürünüdür. Normal bir hukuk devletinde böyle şey görülmez... Olağanüstü bir siyasal yönetimin, olağanüstü bir hu- kuk uygulamasının örneklerini yaşıyoruz. Çünkü olağanüstü bir yönetim altındayız ve Bal- bay’ın serbest bırakılmaması Aydın Doğan’ın, or- dunun, medyanın, patronların defterlerinin dürülmeye çalışılması.. bütün bunlar olağanüstü bir siyasal ik- tidar altında yaşadığımızın kanıtlarıdır. Erzincan Başsavcısı’nın tutuklanması da, bu ola- ğanüstülüğün tipik göstergesidir. Bir cumhuriyet sav- cısının görevini yapması engellendi! Önce siyasal ik- tidarın bakanları ve memurları tarafından telefonla uya- rıldı, bu işle uğraşma, dendi... Arkasından, Erzincan Başsavcısı’nın defteri dürülmeye çalışıldı... Bu normal hukuka, anormal hukukun darbesidir! İktidar, bununla kalmadı, bu darbeden daha bü- yük bir “iş çıkartma”nın yolunu açtı, ordu komu- tanlarını ifadeye çağırarak Erzurum Ergenekonu ya- ratmaya kalkıştı! Cemaatin, iktidarın savcıları, hâkimleri oluşmuş durumdadır... Hukuku halletmeden, ne orduyu, ne medyayı ne muhalefeti halledebilirlerdi... Hukuku hallettikleri ölçüde, adım adım ilerlediler, ilerliyorlar... Cumhuriyetin hukuka, laik ve demokratik kav- ramlarına bağlı hukukçuları, bu büyük ve topyekûn saldırıya karşı direnmelidir. Adalet direnmelidir... İnsanlar direnmelidir! İktidar, medyadaki ve yönetim birimlerindeki her türlü sopalarını harekete geçirdi. Demokratik güçler, bir var oluş-yok oluş çizgisi- ne doğru itilmektedir! Tıpkı TEKEL işçileri gibi! Çünkü iktidarın seçimlere kadar az zamanı kaldı... Hukukun işini bitirirse, seçimlerde de oyların işi- ni bitireceğini düşünmektedir! Sonrası, ülkemizdeki Ahmedinejad yönetimine alkış dönemidir... [email protected] T E K E L D İ R E N İ Ş İ N D E N N O T L A R / ATAOL BEHRAMOĞLU S u, şekerli su, arada bir çay ve bitki çayõ içilerek sürdürülen açlõk grevi ilk saat- lerde pek de dayanõlmaz değil. Fakat saatler ilerledikçe, herhangi birinin elindeki bir paketi, kõvrõlmõş bir gazete ya da bir başka şeyi, içgüdümüz size bir yiyecek pake- tiymiş gibi gösteriyor... Yine içgüdünüzle çeşitli yiyecekler hayal ediyor, fakat mide salgõlarõnõzla içgüdünüz ara- sõndaki bu istemdõşõ işbirlikçiliği bilincinizle kü- çümseyip aşağõlamakta gecikmiyorsunuz... Daha sonra, açlõğa alõştõkça, saatlerce değil günlerce, belki haftalarca, açlõğa karşõ koyma- nõn insan iradesi karşõsõnda çok da önemsenecek bir şey olmadõğõnõ, tõkõnmanõn çok da önem ta- şõmadõğõnõ algõlamaya başlõyorsunuz... Bu algõ sizi, başkalarõndan daha çok tõkõnmak için o başkalarõnõ açlõğa ve sefalete mahkûm eden kişilerin nasõl alçak ve sefil yaratõklar oldukla- rõ konusunda felsefi düşüncelere götürüyor... Açlõk grevinin yapõldõğõ konferans salonunda o günün gecesine doğru hissettiklerim ise bana biraz da cezaevindeki ziyaret günleri sonrasõnõn yaşantõlarõmõ anõmsattõ... Ziyaretçiler gittikten, el ayak çekildikten son- ra, eylemdeki arkadaşlarla baş başasõnõz. Elbette bir cezaevi değil burasõ. Sizler de mahkûm de- ğil, gönüllü direnişçisi- niz. Ayrõca, koridora çõ- kõyor, dolaşõyor, soh- bet ediyorsunuz. Başõnõzda gardiyan yok! Tam tersine, konfe- rans salonunun perdey- le ayrõlmõş sahne bölü- münü Türk Tabipleri Birliği neredeyse bir revir ve eczaneye dönüş- türmüş. Hekim ve sağlõk görevlisi arkadaşlarõn gözleri ve özeni üstünüzde... Yine de dõşarõyla bağlar azaldõğõnda içeride- ki yaşam ne de olsa sõkõntõlõ oluyor.. Gecenin bir an önce sona ermesini istiyorsu- nuz... Berlin’de sinema eğitimi gören Duran adõn- daki genç bir arkadaş, direnişe, açlõk grevine kendi olanaklarõyla des- tek olmak için belgesel filmler gösteriyor. Benim bulunduğum bu ilk ve son gecenin filmi Michale Moor’un Zico’su oldu. Ünlü Amerikalõ yö- netmen, bu filminde de yine ülkesi Ameri- ka’daki bir kandõrma- canõn üzerindeki örtüyü gözü peklilikle kaldõrõyor. Konu, sağlõk sigortasõ. Her şey için olduğu gibi Amerika’da bu iş de parayla. ABD yurttaşlarõndan 50 milyonunun sağlõk si- gortasõndan yoksun olduğunu öğreniyoruz. Sigortasõ olanlar ise ancak paralarõ ölçüsünde tedavi olanağõna sahipler. Filmdeki röportajlarõn hepsi ilginç. Fakat bir tanesi özellikle ilgimi çekti. Entelektüel görünümlü, orta yaşlardaki bir Amerikan yurttaşõ, hõzarda çalõşõrken parmak- larõndan ikisini bõçağa kaptõrmõş. Parasõ ancak bunlardan birini diktirmeye yet- tiğinden, seçim yapmasõ istenmiş. Çok acõ bir ironiyle, “Herhalde romantik ol- duğumdan yüzük parmağımı tercih ettim” di- yor... Yanõ başõndaki eşi, başõnõ kederle ve öfkeyle sallõyor... Filmde, Amerika’dan farklõ olarak İngiltere ve Fransa’da sağlõk hizmetlerinin kazanõlmõş bir hak olduğu örneklerle anlatõlmakta. Küba’da bunun böyle olduğu zaten biliniyor... Filmin bitiminde bir araya gelerek bir değer- lendirme yaptõk. Çõkan sonuç, bugün ülkemi- zin benzetilmek istendiği Amerika’nõn yapay bir devlet olduğu, bu ülkede işçi sõnõfõ hareketinin güçsüzlüğü, buna karşõlõk İngiltere ve Fransa’da, işçi sõnõfõnõn, emekçilerin savaşõmlarõyla bu anlamdaki kazanõmlarõn elde edilmiş olduğuy- du. Yoksul Afrika ülkelerine doktor gönderen, ilaç yardõmõ yapan Küba gerçeği ise zaten ye- terince gözler önünde... - SÜRECEK - Grevin ilk saatlerinde ve gecesinde... ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Yargõtay Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, Erzin- can Cumhuriyet Baş- savcõsõ İlhan Ciha- ner’in de tutuklandõ- ğõ dünkü gelişmelerin ardõndan Habur, Er- zincan ve Erzu- rum’daki, adli tahki- katlarõn incelemeye alõndõğõnõ açõkladõ. Yargõtay Cumhuri- yet Başsavcõlõğõ’ndan yapõlan açõklamada, demokrasi ve hukuk devletinin korunma- sõnõn yargõ bağõmsõz- lõğõna bağlõ olduğu- nun altõ çizildi. Başsavcõlõğõn açõk- lamasõnda şöyle de- nildi: “Yargının si- yasi güçlerin etkisi altında bulunup bu- lunmadığının, bire- yi kamu gücünden koruyan hukuk ku- rallarının uygula- nıp uygulanmadı- ğının tespiti, dola- yısıyla demokrasi ve hukuk devleti- nin korunup yerine getirilmesi için Yar- gıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca Habur, Erzincan ve Erzurum adli yargı çevrelerinde yargı- yı yıpratan, yargıya olan güveni sarsan adli tahkikatlar in- celemeye alınmış- tır. Yüce Atatürk’ün gerçekleştirdiği la- ik, demokratik ve hukuk devleti olan Türkiye Cumhuri- yeti’nin kazanımla- rını ve kuruluş fel- sefesini, cumhuri- yet savcılarının, hiç- bir etki altında kal- madan, suç ayrımı yapılmadan ve suç- lunun siyasi görüş- leri gözetilmeden etkin bir biçimde korumaya devam edeceği, kamu dü- zeni ve güvenliğini sağlayacağı Türk halkına saygı ile du- yurulur.” Açõklamada “Ha- bur adli yargı çevre- sindeki adli tahki- katların da” incele- meye alõndõğõnõn be- lirtilmesi dikkat çekti. Kandil’den ve Mah- mur’dan gelen terör örgütü PKK’lilerin yargõlamalarõ Ha- bur’da yapõlmõş, bu da çok tartõşõlmõştõ. İFADELERİ 04.45’E KADAR SÜRDÜ Amiraller sabaha kadar sorgulandı İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Erge- nekon soruşturmalarõnõ yürüten İstanbul özel yetkili savcõlarõnõn isteği üzerine Güney Deniz Saha Komutanõ Koramiral Kadir Sağdıç ve Foça Çõkarma Gemileri Komutanõ Tuğamiral M. Fatih İlgar’õn sorgularõnõn dün sabah saat- lerine kadar sürdüğü öğrenildi. İki askeri getiren araç, önceki gün saat 10.00’da İzmir Adliyesi’ne geldi. Araç, tutuk- lularõn alõndõğõ kapõdan adliyedeki özel bölü- me girdi. Koramiral Sağdõç ve Tuğamiral Ilgar adliyenin boşaltõlan ikinci katõnda Özel Yetki- li Cumhuriyet Başsavcõ Vekili Mehmet Doğar ve Özel Yetkili Cumhuriyet Savcõsõ Faruk Çalışkan’a ifade vermeye başladõ. Koramiral Kadir Sağdõç’õn ifadesi saat 17.30 dolayõnda tamamlandõ. Bunun ardõndan askerleri getiren aracõn adliyeden ayrõlmasõ gazeteciler arasõnda “sorgunun bitmesi” şeklinde algõlandõ. Tuğamiral Ilgar’õn da “şüpheli” sõfatõyla ifadesi saat 21.00’de alõnmaya başlandõ. İfade saat 02.00’de bitti. Tuğamiral Ilgar da verdiği ifadeleri yaklaşõk 2 saat yüzüne okunduktan sonra imzaladõ. İfadeleri tamamlanan iki ko- mutan, saat 04.45’te adliyeden ayrõldõ. CHP’li Ersin, Başsavcõ Cihaner’in tutuklanmasõnõ ‘cemaat ve hükümetin ortak operasyonu’ diye niteledi ‘Cemaat intikam alõyor’AYŞE SAYIN ANKARA - Erzincan Cumhuriyet Başsavcõsõ İlhan Cihaner’in tutuklanmasõnõn ardõndan CHP’li TBMM İn- san Haklarõnõ İnceleme Komisyonu Üyesi Ahmet Ersin bugün Erzurum’a gidecek. CHP’li Ersin, Cihaner’in tu- tuklanmasõnõn “cemaat ve hükümetin ortak operasyonu” olduğunu söyledi. Cihaner’in dün tutuklanmasõnõn ar- dõndan CHP, yerinde inceleme yapma kararõ aldõ. Ahmet Ersin, partisinin Erzincan Milletvekili Erol Tınastepe ile birlikte incelemede bulunmak için bugün Erzurum ve Erzincan’a gitme ka- rarõ aldõ. Cihaner’le görüşmek için Adalet Bakanlõğõ’ndan izin isteyeceğini de belirten Ersin, Cihaner’in tutuklan- masõnõ anayasaya aykõrõ olduğunu bildirdi. Özel yetkili savcõlõğõn Ciha- ner’i tutuklama yetkisi bulunmadõğõnõ belirten Ersin, bu girişimin anayasadaki hâkim ve savcõlarõn anayasal güvence altõnda olduğuna ilişkin hükümlerine aykõrõ olduğunu vurguladõ. ‘Hizaya getirmeye çalışıyorlar’ Ersin, “Cemaat, kendisi hakkında soruşturma başlatıp içyüzlerini or- taya çıkaran başsavcıdan intikamını almış oluyor. Hükümet de ‘tektirden anlamayanõn hakkõ kötektir’ anlayışı ile ikna ile biat ettiremediği savcıyı sopayla hizaya ge- tirmeye çalışıyor” görüşü- nü dile getirdi. Cihaner’in başlattõğõ İsmailağa cemaati soruşturmasõnõn “İrticayla Mücadele Eylem Planı” ile ilişkilen- dirilmek istendiğine işaret eden Ersin, “İrticayla Mücadele Eylem Planı’nın 2009’da hazırlandığı ifade ediliyor. Halbuki Cihaner, İsmailağa cemaa- ti soruşturmasını 2007’de başlatı- yor” dedi. Türkiye’de “kurgulan- mış” gizli tanõk, “ne idüğü belirsiz iti- rafçı” ve kim tarafõndan kaleme alõn- dõğõ belli olmayan “ihbar mektubu te- rörü” yaşandõğõnõ belirten Ersin, “Mağ- dur olan insanlar da intihar ile ce- zaevlerinde çürüme arasında tercih yapmaya zorlanıyor” diye konuştu. CHP’li Ersin, bugün Erzurum’a gidecek. Başsavcõ Cihaner’in tutuklanmasõnõn ardõndan yerinde inceleme kararõ alan CHP’den Ahmet Ersin ve Erol Tõnastepe, bugün Erzurum’a gidecek. Ersin, Cihaner’le görüşmek için bakanlõktan izin isteyecek. ERZURUM, ERZİNCAN, HABUR Yargıtay Başsavcısı inceliyor ‘Hukuk kurallarõ aşõndõrõlõyor’ Cihaner’in tutuklanmasına tepki gösteren Türkiye Barolar Birliği, yaşananların son dönemde yargı bağımsızlığına vurulan darbelerin örneği olduğunu belirtti ANKARA / İSTANBUL (Cumhu- riyet) - Türkiye Barolar Birliği (TBB), Erzurum Cumhuriyet Başsavcõsõ İlhan Cihaner’in tutuklanmasõnõn hukuk dev- letine ve yargõ bağõmsõzlõğõna son za- manlarda vurulan darbelerin yeni bir ör- neği olduğunu belirtti. TBB yapõlan yazõlõ açõklamada, hukuk devletinde hâkimler ve savcõlar dahil hiç kimsenin hukuka aykõrõ işlem ve karar- larõ sebebiyle sorumsuz olamayacağõnõn açõk olduğu belirtildi. Açõklamada, şun- lar kaydedildi: “Yaşanan son örnek- lerle hukuk bilimi, yasalar ve huku- kun kuralları pervasızca aşındırıl- makta, hukuka ve yargıya olan güven sarsılmakta ve toplum güvenceden yoksun bırakılarak korku ortamına itilmektedir. Hukuk devletinde hukuk kuralları, herkes bakımından eşitlik içinde doğru ve dürüstçe uygulan- malıdır. Aksine davranışlar hukuk ih- lali niteliği taşır. Halkımızın hukuk ih- lallerini görmeye değil, hukuk düze- ni içinde yaşamaya ihtiyacı vardır.” Ankara Barosu Yönetim Kurulu da Cihaner hakkõnda yürütülen işlemlerin yasaya ve hukuka aykõrõ olduğunu be- lirterek “Bu çok açık bir yetki gaspı- dır” açõklamasõnõ yaptõ. ‘Ülke sivil diktaya gidiyor’ İstanbul Barosu da Cihaner hakkõn- daki soruşturmaya ilişkin, “Yargı si- yasallaştırılmakta, hukuk hukuksuz- laştırılmakta, hukuksuzluk ise hu- kukileştirilmeye çalışılmaktadır” açõk- lamasõnõ yaptõ. Barodan yapõlan açõkla- mada, “Yapılan gözaltı değil, gözda- ğıdır. Bu olay, Türkiye’nin hızla si- vil diktaya doğru gitmekte olduğunun çarpıcı bir göstergesidir” denildi. Eruygur ‘hafıza kaybı’ raporu sundu İstanbul Haber Servisi - İkinci Ergenekon davasõ sanõğõ ve “Örtülü Ödenek” soruşturmasõnda adõ geçen eski Jandarma Genel Komutanõ emekli Orgeneral Şener Eruygur’un özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Sav- cõlõğõ’na “hafõza kaybõ” olduğuna yö- nelik rapor sunduğu ve bu nedenle ifa- de veremeyeceğini belirttiği ortaya çõktõ. Davaya bakan mahkemenin Eruygur’u Adli Tõp Kurumu’na sevk etmesinin beklendiği belirtildi. Küçük’ün hastanesi değişti İstanbul Haber Servisi - Erge- nekon soruşturmasõ kapsamõnda tu- tuklu yargõlanan emekli Tuğgeneral Veli Küçük, tedavi gördüğü Bakõr- köy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araş- tõrma Hastanesi’den, Avcõlar Murat Kölük Devlet Hastanesi’ne sevk edil- di. Küçük’ün güvenliği için Genel Cerrahi Kliniği’ndeki yan odalarõn boşaltõlmasõ mümkün olmadõğõ için nakil işleminin yapõldõğõ öğrenildi. Sahte rapor soruşturması İstanbul Haber Servisi - Askeri Yargõtay Tetkik Hâkimi Binbaşõ Meh- met Çelik, sahte çürük raporu soruş- turmasõ kapsamõnda ifade vermek için dün sabah saatlerinde İstanbul Adliye- si’ne geldi. Cumhuriyet Savcõsõ Hik- met Usta’ya şüpheli olarak ifade ve- ren Çelik, ifadesinin ardõndan tutuk- lanma istemiyle İstanbul Nöbetçi 13. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne sevk edildi. Mahkeme, Binbaşõ Çelik’in serbest bõrakõlmasõna karar verdi. Öz’ün kayıtları istenecek ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - “Ergenekon” davasõnda yargõla- nan Ergün Poyraz’õn, savcõ Zekeriya Öz aleyhine açtõğõ tazminat davasõnda, Öz’ün askerlik kayõtlarõnõn Milli Sa- vunma Bakanlõğõ’ndan istenmesi ka- rarlaştõrõldõ. Yargõç Kenan Altõpar- mak, dava dosyasõnõn, Ankara Üniver- sitesi Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku ve Ceza Usül Hukuku bölümündeki üç kişilik bilirkişi heyetine verilerek rapor aldõrõlmasõna karar verdi. ‘Karşıdevrim yaşanıyor’ İstanbul Haber Servisi - Fevzi- ye Mektepleri Vakfõ (FMV) Işõk Üni- versitesi’nin Şile’deki kampusunda dün düzenlenen “Atatürk ve Türkiye” konulu söyleşide konuşan Sümerolog Muazzez İlmiye Çõğ, Mustafa Ke- mal’in devrimlerinin dünyada başka bir örneği olmadõğõna dikkat çekerek, gelinen süreci “Tabii ki her devrimin karşõdevrimi vardõr. Şu anda oluşan ortam da budur; fakat bizim bunlarõ da el ele vererek yeneceğimizden şüphem yoktur” sözleriyle değerlendirdi. Ataşehir’de ücretsiz su İstanbul Haber Servisi - Ataşe- hir Belediyesi, ilçede ekonomik duru- mu yetersiz olan yurttaşlarõn temiz iç- me suyu ihtiyacõnõ karşõlamak için üc- retsiz su dağõtõmõ başlattõ. İlk dağõtõm önceki gün Mustafa Kemal Mahalle- si’nde Ataşehir Belediye Başkanõ Bat- tal İlgezdi tarafõndan yapõldõ. İlgezdi, “Bu suya güvenerek içebilirsiniz. Ko- caeli’nden bir kaynaktan getiriyoruz. Temiz ve güvenilirdir” dedi. Şans Topu çekildi 1, 7, 13, 16, 23 + 3 Somalili deniz korsanlarına karşı mücadele için Aden Körfezi, Somali açıkları ve Arap Denizi’ndeki 5 aylık görevini tamamlayan ‘TCG Gökova’ (F-496) fırkateyni, Kocaeli’nin Gölcük ilçesindeki Deniz Ana Üs Komutanlı- ğı’nda törenle karşılandı. Deniz Yarbay Ender Kahya ko- mutasındaki 25 subay, 140 astsubay, 102 uzman erbaş, erbaş ve er olmak üzere toplam 267 personelin görev yaptığı firkateyn, Gölcük Deniz Üssü’nden 27 Eylül’de uğurlanmıştı. Karşılama törenine Harp Filosu Komutanı Tümamiral Mücahit Şişlioğlu, subay ve astsubaylar, gemi personelinin yakınları katıldı. Karşılamada duygusal an- lar yaşanırken aylar sonra birbirlerine kavuşan gemi personeli ve aileleri uzun uzun kucaklaşıp hasret giderdi. Fotoğraflar:AA Gökova yurda döndü
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle