Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
partilerine saldıran konuşmaları, doğal olarak ilgili
kesimlerce yanıtlandı.
Son olarak TBMM’de AKP grubunun MHP grubu
üzerine saldırması, Baykal’ın -kendini Meclis’in
efendisi veya alikıran başkesen sayıyor- diye
tanımladığı Bülent Arınç’ın Meclis Başkanvekili
Güldal Mumcu’nun odasını basması... gerilimi
boyutlandırdı.
Medya onca çözüm bekleyen sorun varken incir
çekirdeğini doldurmayan bir iddianın Meclis’te kaş
göz yaralayan kavgalara dönüşmesini eleştiriyor.
Ama medyamız tartışmanın kavgaya
dönüşmesine, AKP grubunun MHP’ye
saldırmasına, RTE’nin kürsüye fırlayıp kışkırtıcı
konuşmasının neden olduğunu... Başbakan’ın,
grubunun bir başka gruba saldırısını durduracak
yerde kürsüden izlemeyi yeğlediğini yazmıyor.
RTE’nin, Meclis’teki kavgayı kışkırttığı yetmezmiş
gibi, suçu muhalefete atmak... olayı muhalefeti
karalamak için kullanmak... çirkin kavganın
sorumluluğunu muhalefete yıkmak için mitinglere
koşuyor, gerilimi yurt düzeyinde yayıyor.
Medyamız iktidar kışkırtmalarının farkında
değilmiş gibi davranıyor.
Aynı hataya, Çankaya’daki Yeni Delhi’lerden
katıldı.
Gündeminde Türkiye’deki siyasi gerilim vardı ve
gerilimin nasıl önlenebileceğini veciz bir cümleyle
özetledi:
“...Allah bize akıl fikir vermiş...” dedi.
Sonra Allah’ın verdiği akıldan kaynaklanan fikri
açıkladı:
“...Medya bu siyasi polemiklere bir hafta
ambargo koysun... Herkesin birbiriyle ilgili kötü
sözlerini bir hafta yazmayın...”
Bir zamanlar “mektepler olmasa maarifi gül gibi
yöneteceğini” söyleyen Osmanlı Nazırı gibi...
Çankaya’daki AKP’li de, bu öneriyle medya
olmasa... gerginliklerin olmayacağı kanısında!
Medya haberlere ambargo koyarsa, Türkiye’de
siyasal gerginlikler yaşanmayacağına inanıyor.
İnanıyor ki... gerginliğe tek çare olarak bir hafta
medyanın liderler arasındaki siyasi polemiklere
sayfalarında yer vermemesini öneriyor.
Allah’ın verdiği aklın fikrin, önerisi bu!
Çankaya’daki AKP’li örneğin Ankara’ya döner
dönmez Başbakan’a “TBMM’de çoğunluk
partisisiniz. Sorumlu sizsiniz. Önce sizin gerginliği
giderecek daha yumuşak üslupta konuşmanız,
davranmanız gerekir” diyeceğini açıklayacağı
yerde, medyaya ambargo önerisinde bulunuyor.
Cumhurbaşkanı olarak anayasal görevi de budur
ama hayır! RTE’yi uyarmayı... gerilimi kaynağında
kurutmak gerektiği aklının ucundan bile geçmiyor.
Zira o bir AKP’li. AKP’li Başbakanı uyarmak mı?
Güldürmeyin insanı.
Bu arada kimi kalemlerde Çankaya’ya bakış
açılarında gözlenen değişime işaret etmeden başka
konuya geçmeyelim.
Örneğin, yıllarca, Köşk’ün iktidar yanlısı
davranışlarını izledikten sonra... nihayet Hürriyet
yazarı Mehmet Y. Yılmaz gerçeği görmüş olacak;
geçen gün, “Cumhurbaşkanlığı makamının
tarafsızlığına kimse inanmıyor, Cumhurbaşkanı’nın
icraatları da bu inancı büyütüyor, destekliyor” diye
yazdı.
Devletimizin sorunu bir değil ki... Ömür tükenir
örneğin türban tartışması bitmez.
Geçen salı Deniz Baykal, eşinin türbanını siyaset
malzemesi olarak kullanan RTE’ye seslendi. “Bırak
bu tartışmaları... bak, Fransa Cumhurbaşkanı
Chirac da resmi ziyarette bulunacağın Paris’e
türbanlı eşini getirme” dediğini açıkladı.
Vay sen misin böyle söyleyen... Önce AKP iktidar
olalı beri her dediğine baş sallayan Dışişleri
bürokrasisi yalanladı. RTE kükredi: “ ‘Eşsiz gelme’
demeye kimse cüret edemez” dedi.
Fransa elçiliği tabii resmen böyle istekte
bulunulmadığını açıkladı.
Ama... 2004 yılında Paris’te büyükelçilik görevi
yapan Uluç Özülker’e, Milliyet dışında olayın aslı
faslı nedir diye soran da olmadı.
Özülker anlattı: Meğer -ve elbette- Fransa
resmen, açıktan türbanlı eşi reddetmemiş. Ya ne
olmuş?
RTE’nin ziyaret programı hazırlanırken, tabii
diplomatik nezaket söylemleriyle... “Fransızlar
tedirginliği hissettirmişler!”
Üç kez program değişmiş ve sonunda Ankara,
Paris programının eşsiz uygulanmasına evet demiş!
Posta gazetesi de gezinin türbanlı eşsiz
yapıldığına Radikal ve Sabah’ta çıkan haberleri
tanık gösteriyor.
Yandaş, dinci medya dün Baykal’ı karalarken
“yalancının mumu yadsıya kadar” diyen manşetlerle
çıktı.
Acaba kimin mumu?
SAYFA 11 ŞUBAT 2010 PERŞEMBECUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 11 Şubat
1. KOŞU: F: Lady Liz (5), P: Sunny Girl (8), PP: Carly
Baby (1), S: Iron Crescent (6).
2. KOŞU: F: Farotay (2), P: Selçukhan (3), PP: Kebir-
han (6), S: Beyaz Bayrak (7).
3. KOŞU: F: The President (2), P: Yiğityusuf (3), PP:
Boğaziçi (1), S: Salimcan (5).
4. KOŞU: F: Gökbulut (2), P: Sonalp (5), PP: İncinur
(3), S: Somtürkbey (4).
5. KOŞU: F: Mahcup
(9), P: Agean Dream (8),
PP: Nur Cemal (6), S:
Buhara Dancer (2).
6. KOŞU: F: Pamuk
Prenses (1), P: Hebil (3),
PP: Hell Boy (8), S:
Anemon Girl (5).
ALTILI GANYAN
5 2 2 2 9 1
8 3 3 5 8
1 1 6
6 5 2
6 3
İstanbul Y 13
Edirne Y 12
Kocaeli Y 17
Çanakkale Y 15
İzmir Y 16
Manisa Y 15
Denizli Y 14
Zonguldak B 15
Sinop B 14
Samsun B 15
Trabzon B 17
Giresun B 14
Ankara K 11
Eskişehir K 11
Konya K 11
Sıvas K 4
Antalya Y 14
Adana B 15
Mersin Y 16
Diyarbakır B 10
Şanlıurfa B 12
Mardin B 9
Siirt B 10
Hakkâri B 1
Van B 4
Kars B 2
Oslo K -4
Helsinki K -6
Stockholm K -1
Londra B 6
AmsterdamB 2
Brüksel B 0
Paris B 1
Bonn PB 0
Münih K -6
Berlin PB -2
BudapeştePB -4
Madrid Y 13
Viyana PB 0
Belgrad B 5
Sofya PB 2
Roma Y 13
Atina Y 14
Zürih K 5
Moskova K -7
Aşkabat B 2
Taşkent K 0
Bakû B 6
Bişkek B -5
Tiflis B 4
Kahire PB 21
Şam Y 15
Ülkemiz geneli par-
çalı çok bulutlu, Mar-
mara, Ege, Batı Ak-
deniz, İç Anadolu’nun
kuzeybatısı, Batı Ka-
radeniz, Doğu ve Gü-
neydoğu Anadolu’nun
batısı yağışlı geçecek.
Yağışlar; Marmara’nın
batısı, Kıyı Ege ve Ba-
tı Akdeniz kıyılarnda
kuvvetli olmak üzere
sağanak, Doğu Ana-
dolu’nun batısında
karla karışık yağmur
ve kar yağışlı geçecek.
Deniz Kuvvetleri Komutanõ Oramiral Yiğit subaylarõna sahip çõktõ
İstanbul Haber Servisi- Deniz
Kuvvetleri Komutanõ Oramiral
Eşref Uğur Yiğit, pazartesi gü-
nü intihar eden Deniz Kurmay
Kõdemli Albay Berk Erden’in İs-
tanbul’daki cenaze töreninde ga-
zetecilerin sorularõnõ yanõtladõ, su-
baylarõna sahip çõktõ.
Belirli mihraklarõn, hukuksuz-
luğu ana eksen olarak kullandõ-
ğõnõ kaydeden Yiğit, “Deniz
Kuvvetleri’ne yönelik halkı-
mızın yüksek itibarını zedele-
yici karalamaları hep birlikte
izliyoruz. Televizyonlarda mah-
kemeler kuruluyor, savcılar,
hâkimler olaylar hakkında ka-
rarlar veriyor. Ama masumiyet
karinesine riayet edilmesi ge-
rektiği halde bunlar dikkate
alınmıyor. Bu suretle bundan
herhalde nemalanan belirli
mihraklar da bu saldırılarına
devam ediyor” dedi.
Şu anda bütün olaylarla ilgili
Deniz Kuvvetleri’nin 100’e yakõn
subayõ ve astsubayõnõn belirli
suçlarla isnat edildiğini vurgula-
yan Yiğit,“Aziz milletimden Si-
lahlı Kuvvetleri’ne güvenlerinin
devam etmesini diliyorum.
Çünkü bu arkadaşlarımız bu-
gün silahlı terör örgütüne üye
olmakla suçlanıyor. Bu konuya
da dikkatinizi çekerim. Ha-
bur’dan terör örgütünün bütün
üyeleri ellerini kollarını salla-
yarak giriyorlar ve benim bu
personelim, yani vatanları için
canlarını vermeye hazır per-
sonelim, silahlı terör örgütü
üyesi olmakla suçlanıyor. Biz
her zaman halkımızın güveni-
ne layık olmaya çalıştık, onun
için ant içtik. Ben ve persone-
lim, silahlı kuvvetlerin diğer
mensupları gibi her zaman her
göreve hazırız. Bu konuda lüt-
fen yargı yapmadan önce, ma-
sumiyet karinesini dikkate ala-
rak, bu güzide subaylarımızı
suçlamadan, onlara ahlak dışı
ithamlar yöneltmeden önce
herkes aynı soruyu kendisine
sorsun ‘Bu bana yapõlsa ne ya-
parõm’ diye... Bu bir onur inti-
harıdır. Artık susmamız müm-
kün değil” diye konuştu.
Önümüzdeki günlerde intihar
eden albayla ilgili ihbar mektup-
larõyla başka bağlantõlar kurula-
bileceğini söyleyen Yiğit, “Üst
düzey isimlere her zaman sui-
kast tehlikesi vardır. Beni esas
üzen bu iddiaların masum su-
baylarımızın üzerine yıkılma-
sıdır. Bana düzenleneceği söy-
lenen suikast iddiasında ismi
geçen 2 albayım, eğer bana bir
mermi sıkılırsa, bana bir hü-
cum olursa göğsünü siper ede-
cekler insanlardır. Personeli-
mizin nefes alışını bile hissede-
riz. Cunta ile suçlanması ve bi-
zim bunu haber alamamamız
mümkün değildir” dedi.
‘Tek vücut halindeyiz’
Yiğit, şöyle devam etti: “De-
mokrasiye, hukukun üstünlü-
ğüne saygılıyız. İçimizde hata
yapanları cezalandırırız. Hiçbir
kurum bizdeki ceza sistemini
bizim kadar sağlıklı uygula-
yamaz. O kadar tititiz. Şu ana
kadar yargıya müdahale ede-
cek bir şey söylemedim. O şe-
kilde anlaşılmışsa da günlerdir
basında yapılan yayınları çok
dikkatli izliyoruz. Orada şöyle
deniyor: ‘Bu iddialar doğrudur.’
Ben öyle bir şey söylemedim
bakın. Personelim arasında da
hata yapan vardır dedim. Eğer
bu saldırılar böyle olursa, biz
personelimizle tek vücut ha-
lindeyiz. Moralleri bozulsa da
ettikleri yemine bağlı olarak
her zaman göreve hazır ol-
duklarını söylüyorlar. Halkı-
mıza düşüncelerimizi iletmeyi
bir borç saydım. Çünkü halkı-
mıza saygımızı bizim gözü-
müzde çok önemli.”
‘Artık susamayız’
İzmir’deki evinde pazartesi günü intihar eden Güney Deniz
Saha Komutanlığı’nda görevli Kurmay Albay Berk Erden,
Levent Afet Yolal Camisi’nde düzenlenen cenaze töreniyle
son yolculuğuna uğurlandı. Törene Berk Erden’in eşi Özgül
Erden, oğlu Canberk Erden ve yakınları katıldı. Berk Er-
den’in oğlu ve eşi tören boyunca güçlükle ayakta durabildi.
Kocasının tabutuna sarılan Özgül Erden, “Bizi mahvettiler.
Oğlumu babasız bıraktılar. Neden bizi bırakıp gittin” diyerek
acısını dile getirdi. (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ / AA)
Adli Tıp Kurumu’nun Dursun Çiçek’in imzasına ilişkin kararını değerlendiren Doç. Dr.
Kurtaş, karara imza atan 7 kişiden 3’ünün belge inceleme uzmanı olmadığına dikkat çekti
İstanbul Haber Servisi - Eski Adli Tõp Ku-
rumu (ATK) Fizik İncelemeleri İhtisas Dai-
resi Başkanõ ve Kocaeli Üniversitesi Adli Tõp
Anabilim Dalõ öğretim üyesi Yard. Doç. Dr.
Ömer Kurtaş, İrticayla Mücadele Eylem Pla-
nõ’nda õslak imzasõ olduğu ileri sürülen Albay
Dursun Çiçek’le ilgili ikinci incelemenin so-
nucunda 4’e karşõ 7 oyla verilen “Eli ürünü
olabileceğinin kabulu gerektiği” kararõnõn
“çok zayıf bir kabul olduğunu” söyledi.
ATK’nin kararõna ilişkin sorularõmõzõ ya-
nõtlayan Kurtaş, karara imza atan 7 kişiden
3’ünün bu alanda herhangi bir varlõk göster-
miş kişiler olmadõğõnõ, son 3 ayda bu bölüme
atandõklarõnõ vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Bu alanın uzmanları birbirini tanırız.
‘Eli ürünü olabileceğinin kabulü gerektiği’ şek-
linde karar veren arkadaşlardan 3’ü bel-
ge incelemeci değil. Muhalif 4 arkadaşı baş-
ka şubelere tayin edip 7’ye 0 oranında Çi-
çek’e ait denilebilirdi. İlk raporu düzenle-
yen Mehmet Akõn bir haftada Ankara’dan
getirtilmişti. Verilen kararı okuduğumda
şunu anlıyorum. ‘Eli ürünü olabileceğinin ka-
bulü gerektiği’ gibi bir karar verilmiş. Bu
bizim dilimizde çok zayıf bir kabuldür. İm-
zada yazı unsuru olmadığı, tek hareketten
oluşan basit tersimli bir imza olması, tak-
lit edilmesinin kolay olduğunu gösterir.”
Bir haftalık kursla ‘belge uzmanı’
Kuruldaki, Albay Çiçek’in imzasõnõn olup
olmadõğõnõn tespit edilemeyeceği yönünde ka-
rar veren 4 kişinin o bölümde en az 7-10 yõl-
dõr çalõşan deneyimli, bu alanda yetkin kişi-
ler olduğunun altõnõ çizen Kurtaş, “Bunlar tes-
pit edememişler, daireye son 2-3 ayda ata-
nan arkadaşlar tespit etmiş” ifadelerini
kullandõ. Kurtaş şunlarõ söyledi:
“Paraf tarzında oluşmuş basit tersimli
imzada karar vermek zordur. Bilimsel
kesinlik içermez. Tecrübeli arkadaşlar
bilimsel bir yanılgıya sebebiyet vermemek
için böyle demiş. Bu imzanın Albay Çi-
çek’in olup olmadığının belirlenmesi için
yeterli karine yok. Tespit edilemez deyin-
ce Çiçek’e ait olmadığı anlamına da gelmez.
Son üç ayda atanan adli tıp uzmanlarına,
ilk rapordan sonra, adli belge inceleme ko-
nusunda sertifikasyon eğitimi verildi. Bir
haftalık kursla ‘belge uzmanõ’ oldular.”
HİLAL KÖSE
Failleri meçhul cinayetlerde
yitirdiğimiz aydõnlarõn yakõnlarõ,
bugün TBMM’de temaslara baş-
layacak. Meclis’te grubu olan
MHP dõşõndaki partiler görüşme
talebine olumlu yanõt verdi.
“Toplumsal Bellek Platfor-
mu”nda bir araya gelen 22 aile,
yazar Sabahattin Ali’den, gaze-
teci Hrant Dink’e dek öldürülen
tüm aydõn, yazar ve gazetecinin
gerçek faillerinin açõğa çõkarõlmasõ
istemlerini, bugün, TBMM’deki
yetkili organlara anlatacak. Bir
‘araştırma komisyonu’ kurul-
masõnõ isteyen aileler, Meclis’te-
ki temaslarõn ardõndan, bugün, sa-
at 17.00’de Uğur Mumcu Araş-
tõrmacõ Gazetecilik Vakfõ’nda
basõn toplantõsõ düzenleyecek.
İstanbul’dan dün akşam saatle-
rinde yola çõkan aileler, millet-
vekillerine ortak taleplerin yer al-
dõğõ, siyasõ cinayetlerin aydõn-
lanmasõ için komisyon kurulma-
sõ talebiyle dilekçe verecek. An-
kara’da Meclis’in önünde bulu-
şacak olan aileler, zamanaşõmõna
uğramõş ya da uğramamõş bütün
davalarla ilgili yeniden araştõrma
yapõlmasõnõ istiyor.
‘Aydınlık bir ülke için’
1980’de öldürülen yazar Ümit
Kaftancıoğlu’nun gelini Canan
Kaftancıoğlu, “Böyle birlikte-
liğin olmasından, geçmişte ay-
dınlatılmadığını düşündüğü-
müz gerçekliklerin ortaya çı-
karılması ümidiyle mutluyum.
Gelecekte daha aydınlık bir
ülkede yaşamak adına karan-
lıkta kalan cinayetler aydınla-
tılmalı” dedi. Bugün Meclis’te
partiler üstü bir kimlikle, görev-
lilere görevlerini hatõrlatmayõ
amaçladõklarõnõ dile getiren Kaf-
tancõoğlu, “Hiçbir insanın sonu
düşüncesi nedeniyle öldürül-
mek olmamalı” diye konuştu.
İtiraz
kõsmen
kabul edildi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara
11. Ağõr Ceza Mahkemesi, Ankara Seferberlik
Bölge Başkanlõğõ’nda hâkim Kadir Kayan’õn
yaptõğõ aramada el konulan 22 belgenin adli
emanette tutulmasõna, bilgisayar harddiski ile
CD’lerin kopyalarõnõn ise Genelkurmay Baş-
kanlõğõ Adli Müşavirliği’nin belirleyeceği bir
yerde muhafaza edilmesine karar verdi.
Hâkim Kayan, Seferberlik Bölge Başkanlõ-
ğõ’nda gerçekleştirdiği arama sonunda, 20 Ocak
2010 tarihinde tutanak hazõrlamõştõ. Kayan, ara-
mada bulunan harddisk ve CD’lerin asõllarõnõn
ve bir imajõnõn Seferberlik Bölge Başkanlõ-
ğõ’nda tespit ve muhafaza altõna alõnmasõna, bir
imajõnõn ise adli emanette tutulmasõna karar ver-
mişti. Kayan, 22 belgeye el konularak adli ema-
nete getirtilmesini ve burada muhafaza edilme-
sini kararlaştõrmõştõ. Genelkurmay Başkanlõğõ
bu karara itiraz ederek, harddisk ve CD’lerin bir
imajõnõn Genelkurmay Başkanlõğõ Adli Müşa-
virliği’nin belirleyeceği bir yerde muhafaza
edilmesini talep etmişti. Dilekçede, el konulan
22 belgeden 7’sine, “devlet sırrı” kapsamõnda
olduğu gerekçesiyle el konulmamasõ istenmişti.
‘7 belge suçla ilgili’ iddiası
Ankara 11. Ağõr Ceza Mahkemesi, aramada
bulunan harddisk ve CD’lerin bir imajõnõn ad-
li emanete getirtilmesine ilişkin itirazõ kabul
ederek, söz konusu imajlarõn, Genelkurmay
Adli Müşavirliği’nin belirleyeceği bir yerde
muhafaza edilmesine karar verdi. Mahkeme,
el konulan 22 belgeden 7’si ile ilgili itirazõ ise
söz konusu belgelerin, suçla ilgili olduklarõ
iddia edildiğinden ve devlet sõrrõ olmadõklarõ
belirtildiğinden, “konusu suç teşkil eden
belgelerin devlet sırrı olamayacağı” gerek-
çesiyle reddetti. Mahkeme, 22 belgenin adli
emanette tutulmasõnõ kararlaştõrdõ.
Katledilen aydõnlarõn aileleri TBMM’de temaslarda bulunacak, isteklerini iletecek
Aileler bugün Ankara’da
‘Bilimsel kesinliği yok’
Erden: Bizi mahvettiler
EL KONULAN ‘KOZMİK’ BELGELER
‘İddianame
siyasi’ eleştirisi
YUSUF ZİYA CANSEVER
VAN - Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde, 9 Ka-
sõm 2005’te Umut Kitabevi’nin bombalanma-
sõyla ilgili olarak Van Jandarma Asayiş Kolor-
du Komutanlõğõ Askeri Mahkemesi’nde görülen
ve geçen günlerde görevsizlik kararõ verilen da-
vanõn gerekçeli kararõ açõklandõ. Kararda, mes-
lekten men edilen eski Van Cumhuriyet Savcõsõ
Ferhat Sarıkaya’nõn hazõrladõğõ iddianame
eleştirildi. Gerekçeli kararda, “iddianamedeki
suçların oluştuğuna ilişkin delil bulunmadı-
ğı” belirtilerek “Terör örgütü ile mücadele
görevi alan sanıkların, bu örgütün işlediği
suçlarla aynı suçu işledikleri şeklindeki suç
vasfına ilişkin nitelendirmenin hayal gücü-
nün de çok ötesinde, tamamen varsayımlara
dayalı, hukuki değerden yoksundur” denildi.
Kararda, “İddianamede, İslam ve etnik milli-
yetçiliğin tehlike oluşturmayacağı üstü örtü-
lü şekilde vurgulanarak bu hassasiyetlerin
yanlış olduğu izlenimi verilmekte ve dahası
siyasal söylem yüklü değerlendirme yapıl-
maktadır” ifadelerine yer verildi.
UMUT KİTABEVİ’NİN BOMBALANMASI
Taş atan çocuğa
5 yõl hapis cezasõ
İLK DURUŞMADA KARAR ÇIKTI
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) -
Şõrnak’õn Cizre ilçesinde yasadõşõ gösteriye ka-
tõlõp polise taş attõğõ iddiasõyla yargõlanan 14
yaşõndaki C.E, çõkarõldõğõ ilk mahkemede önce
10 yõl, bir ay hapse mahkûm edildi, ardõndan
“yaşı küçük olduğu için” cezasõ yarõya indiril-
di. C.E’nin suç işlediğinin farkõnda olup olma-
dõğõnõ gösteren rapor dahi beklenmeden ceza
verilmesine tepki gösteren avukat Serhat Ak-
taş, davayõ Avrupa İnsan Haklarõ Mahkeme-
si’ne (AİHM) kadar götüreceklerini söyledi.