25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Cevat Çapan'dan 'Ara Sıcak' Şiirin doyumsuz tadıyla Cevat çapan, önceki şiirlerinde olduğu gibi Ara SıcaKtakl şiirlerinde de özne olarak seslendiği insanı, nesnelerle kaynaştırarak kurgulamış; bu da, tadına doyum olma- yan ayrı bir tat katmış dizelerine. 0 nesneler de, her gün çevremizde burun buruna geldiğimiz, bize yakın duran eşyalarımızla, kuşlar, ağaçlar, rüzgâr, deniz ve ırmak ve ayrıca, rengarenk bitkiler olabiliyor. f 3 Mehmet Sadık KIRIMLI 1 // £ ^ iir ilkesi, insanın üs- ^ ^ tün bir güzelliği özle- ^ \ mesidir. Bu ilke bir **j£ çoşkunlukta, bir ruh •3 taşkınhğında kendini gösterir. Bu çoşkunluk aklın yo- ğurduğu gerçekliğin dışındadır" diyor ünlü Fransız şair Charles Baudelaire, şiir üstüne yazdığı bir yazısında. Cevat Çapan hocamızın şiir- lerini okurken de onun nasıl üstün bir güzelliği düşleyerek şiirlerini yazdığını, . hemen algdıyorsunuz. Çünkü o, yumu- ı şak ve içsel sesiyle arayıp bulduğu dize- leri, coşkunlukla hazırladığı güzelük ha- murunda yoğurarak duygu seli içinde tattınyor okuruna. Bir şiirin güzelliği bence, okuyucusunun belleğinde bırak- tığı tadın ve anlamın güzelliğiyle ölçü- lür. Yoksa o şiir bana göre, sıradanlığın- dan öteye gidememiş, demektir. Insan- lık tarihi kadar eski olan şiir, bir tansık- tır! Onun bu tansıklığı, özündeki biün- mezüğinden ileri gelir. Anımsayanlan- nız vardır belki, "Şiiri duyuyorum, hat- ta görüyorum, dokunuyorum sanki ona, yıllardır yapıyorum da, ama onunla her karşılaşmamda bir şaşktnlığa düşüyo- rum. Bütün tarihte, bütün dünyada şiir var, ama onun ne olduğunu bir bilen yok" demedi mi, şair ve yazın insanı Melih Cevdet Anday? Ama, Cevat Ça- pan şiirinde bu tansık kapalı bir kutu değil; aksine, giderek şiirin bütunüne yayılmış imgelerle esinden çok akla, dü- şünceye yaklaşarak yazılmış birer dize- ler geçididir. ÇAPAN'IN TANSIK DİZELERİ Cevat Çapan'ı 1960'li yıllarda üniver- siteyi yeni bitirdiğim zamanlarda, varlık dergisinin kurucusu ve yayımcısı rah- metli şair ve yazar Yaşar Nabi Nayır za- manında yayımladığı o ilk şiirleriyle ta- nıma mutluluğuna erişmiştim. Daha sonra Adam Sanat dergisinde, şair Ce- nıal Süreya'nın yayımladığı Papürüs'te ve daha birçok edebiyat dergisinde, sev- gili hocamızın şiirlerine rastlar olmuş- tum. Onun şiirlerini izleyip okumak, ben de tiryakilik haline gelmişti. "Çöl, Sevda Yaratan, Melih Cevdet Anday'a 80 yaş kutlaması" gibi belleğimde taze- liğini koruyan güzel şiirlerdi hepsi de. Daha sonra kendisini de yakından tanı- ma olanağı buldum; gülümseyen yüzüy- S A Y F A 8 le, içindeki şiir dolu dünyanın sıcakhğını aynen yansıtıyordu çevresine. Değerli ho- camız, çeviri şiirleriyle uğraşıyordu daha çok ama, 1980 yılından bu yana kendi şiirlerini de kitaplaştırmaya başladı. 1985 yılında Dön Güvercin Dön adb ilk şiir kitabıyla 1986 da Beh- çet Necatigil Şiir Ödülünü aldı. 1989'da ikinci şiir kitabı Doğal Tarih î , üçüncü şiir kitabı Sevda Yaratan'ı 1994'te, dör- düncü şiir kitabı Ne Güzel Yolculuktu Akhmdan Çıkmaz'ı 2001'de, 2007 yılın- da ise Bana Düşlerini Anlat ve toplu şi- irler kitabını yayımladı. Bu kitaplarınm dışında birinci, ikinci ve üçüncü kitaptan yaptığı seçkiler Fransızcaya çevrilerek L 'hiver est fini adıyla 1996 yıhnda yayımlandı. Uzun süredir Cumhuriyet Kitap'ta yayımla- mayı sürdürdüğü "Şiir Atlası"na gelen çeviri şiirlerin de bir bölümünü kita- plaştırdı. Türk edebiyatına ve şiirine bu kadar büyük katkı sağlayan bir insanı her anımsayışımda, yüreğimin duygu yüklü tellerinden bir alkış sesi yükseli- yor, kendisine. Şiirde lirizmin en güzel örneklerini sunan Cevat Çapan hoca, yazdığı onca güzel dizelerinin arasına yeni şiir kitabı Ara S/cafc'la yeniden ka- tdıyor, yeniden tatlandınyor şiir dünya- mızdaki yerini: "Desenlcr çiziyordum o günler defterimeJ akkuğular, cerenler/ sesini dinlergibi dinliyordum/ge- cenin sessizliğini/ ağlayan salkımsö- ğütleri/ Kartaca yanıyordu çok uzak bir zamanda/ tek başına/ bir yandan bir şarkıyı düşlüyordum/ birlikte söylerken aranağmesiyle/ neredeyse bir gülümseyişi ölümsüz- leştireceğimiz." Önceki şiirlerinde olduğu gibi bu kitaptaki şiirlerinde de özne olarak seslendiği insanı, nesnelerle kaynaş- tırarak kurgulamış; bu da, tadına doyum olmayan ayrı bir tat katmış dizelerine. O nesneler de her gün çevremizde burun buruna geldiği- miz, bize yakın duran eşyalanmızla, kuşlar, ağaçlar, rüzgâr, deniz ve ır- mak ve ayrıca, rengarenk bitkiler olabiliyor. En büyük özelliği de, bu kaynaşmanın arasına sevgiyi serpiş- tirmiş olması; bu da, okurun dize- lerdeki duygusallıkla kendini özdeş kılmasına yol açıyor. Oktay Rıfat'ın, Melih Cevdet Anday'ın, Cemal Sü- reya'nın, Turgut Uyar'ın, Gülten Akın'ın, Edip Cansever'in, daha çok da Behçet Necatigil'in şiirlerin- de de bu özellikleri görmeniz olası- hğı varsa da, Cevat Hocamızın yu- muşak ve içsel sesi, daha bir aynca- lık katıyor şiirine: "Yolun sonu görünse de, aştığım/karh dağın dibinde/solu- ğum yetmez/ kavuşmanın sevincini/ usulca hsıldamaya " (Başo'un Öğrenci- leriyle, Sayfa35-36). Yaşlılığma kavuşma anında duyduğu hüznü, sevince dönüştürerek anlatmaya çalışıyor, şiir okuruna. Bundan güzel hangi sözcükler yansıtabilir ki bu güzel duyguyu okuruna? Işte şiirin tansıklığı da buradan ileri geliyor ya. Aslında şiir, dizeler içinde oluşturulan müziğin rit- miyle sözcüklerin dans etmesi değil mi- dir bir bakıma? Sanatm özünde var olan hayatın diyalektiği, yeni yaratılar, yeni söylemler üzerine kurulu olduğuna göre, şair de elbet yeni söylemlerle ken- di üstüne düşeni yapacaktır, kuşkusuz. O da, sanatı bütünleyen estetiğin kendi- ne sunduğu güzelliği sözcüklerine akta- rarak, şiiri bencilliğin odasına hapset- meden, onu anlamsız kılmadan yapa- caktır hem de. Bu bağlamda Cevat Ça- pan, şiirini kurgularken sanki okurun duygu ve düşüncelerini daha önceden sezinliyormuş da burJarı dizeleri arası- na serpiştiriyormuş gibi bir izlenim ya- ratması, şairliğinin başansı yanında, okurun üzerindeki etkisini daha da artı- nyor bana göre. BEKLENMEYEN KONUK: ŞİİR Yeri gelmişken Ara Sıcak'ın neiuıla- ma geldiğini de açıklığa kavuşturmakta yarar var, sanıyorum: Eskiden, îstan- Cevat Capan, silrlni kurgularken sanki okurun duygu ve düşüncelerini daha önceden sezinllyor ve bunlan dlze- lerl arasına serpiştiriyormuş gibi bir İzlenim yaratıyor... bul'da var olan Rum meyhanelerinden kalma bir alışkanlığın bugünlere dek sürüp gelmesinden başka bir şey değil aslında bu olay. Akşamcılar bunu daha iyi bilir ya; rakı masası muhabbetinin koyulaştığı anda mezeler de tükenmeye başlar, sanki muhabbetin tadına yeni bir tat katıyormuşcasına hamurdan ya da etten yapılma mezeyi sıcak sıcak ser- vis ederlerdi masalara Rum garsonlar. O anda, herkes susar, yüzlerde hafif bir gülümseme dolaşır, gelen ara sıcağın ta- dına bakdır, rakılar yudumlanır ve mu- habbet kaldığı yerden tekrar başlayıp koyulaşırdı... Sanınm Cevat Hocamız da, tadına doyum olmayan dizelerinin arasına, ayrı bir tat daha katmayı dü- şünmüş olmalı ki, bu yapıtınm adını "Ara Sıcak" koymuş. "Bir orman düşü- nürdüm saçlarını koklarken./Bir ses bı- rakırdım bulman için kulağıntn dibine/ uyurken daldığın düşlerden." Sevgilinin kulağına fısıldar gibi söyle- nen bu sözcüklerin aslında, yitirilen bü- tün sevdiklerimizin hüzünlü vedasına yakılan bir ağıtın ön dizeleri oluşu, ki- min aklına gelir ki? Ama, şiirin aklına gelir elbette. Hele bu Cevat Çapan şiiri olursa. Ünlü Rus şair Turgenyev, şiir için ne diyor bakın: "Güzel şiir, gerçek olmayanı terennüm eder, ama bu teren- nüm ettiği şey hem gerçekten daha gü- zeldir, hem de gerçekten daha gerçek- tir." îşte şiirin asıl işlevi de budur, ben- ce. Ara Sıcak içinde dolaşırken, beni et- kileyen bir şiir daha takılıyor gözlerime; onu paylaşmak isterim: "Bir dağdan iner gibi yavaşça/atmı bağlayıp avluda- ki asmaya/ odaya sessizce giren bir düş- tü babam/Ben denize bakardım yarı uyanık/ annemi çocukluğunda iskelede bırakıp/ uzaklaşan getniye/Başka yer- lerde, başka düşler canlanırdı..." Bu şiirde şairin, ölen babası için yaz- dığı dizelere tanık oluyoruz, "odaya ses- sizce giren bir düştü babam " derken. Ydlar öncesine yitirdiği babasma duy- duğu özlemin yaktığı ateş, Cevat hoca- mızın yüreğine düşen sessiz bir düş ola- biliyor bazen, şiirin o gizemli diliyle. "Şiir, tıpkı bir armağan gibi beklenme- diği bir anda, ansızın çıkıp gelebiür mi?" diyor şair Resul Hamzatov. Şiir, beklenmeyen bir konuktur bazen, geçip karşısına oturuverir insanın. Hatta bir canb varlık gibi karşılıklı söyleşir şairiy- le; anlattığı hüzünlerini, sevinçlerini paylaşır onunla, yakın dostluk kurar. Iş- te, böylesine güzel bir Ara Sıcak Gevat Çapan ustadan sizlere. Yapı Kredi Ya- yınlan'ndan çıkmış 36 şiirden oluşan bir demet. Her dizesinde apayrı tatlar bulacağmız bir menü. • Ara Sıcak/ Cevat Çapan/ YKY/ 72 s. C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 0 4 3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle