22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Aynı gün hükümete göre açılım tam gaz devam edecek! Hatta öyle iddialı ki hükümet; açılımın başarıdan başarıya koşması PKK’yi rahatsız etmiş, son aylardaki eylemlerin nedeni bu imiş! Hükümet bölge kalkındıkça terörün hızını yitireceğini, hatta yok olup gideceğini söyler durur. Tabii aylardır uyguladığı (açılım dahil) politikalar olumlu sonuçlar vermedi, vereceğe de benzemiyor. Nitekim Orgeneral Başbuğ, açık konuştu: “Terörist örgüt, silahlı terör örgütü elemanlarını barındırmaya devam ettikçe sadece ekonomik ve sosyokültürel alanlarda gerekli (açılım gibi) önlemler alarak terörün biteceğini düşünmek bir hata olacaktır” dedi. Çankaya’daki, önce Güvenlik Zirvesi topladı ve sonra parti liderleriyle görüşeceğini açıkladı. MHP ve BDP ile görüştü. MHP lideri Bahçeli AKP hükümetinin (RTE’nin) kabul edemeyeceği öneriler sundu Çankaya’dakine. BDP ise malum tezlerini yineledi. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu-Çankaya’daki AKP’li arasındaki görüşme kimi mitingler nedeniyle yapılamadı ve… dün İstanbul’da Huber’de gerçekleşti. Partiden yapılan açıklamaya göre: Yaklaşık 75 dakika süren görüşmede Kılıçdaroğlu’nun bugüne dek terörden açılıma ve ekonomiye kadar her konudaki görüşlerini Huber Köşkü’nde yazlığa çıkan AKP’liye aktardığı anlaşılıyor. Resmi açıklamada sürpriz diye niteleyeceğimiz öğeler yok. Kılıçdaroğlu hükümetin toplumsal uzlaşma ve destek sağlamadan giriştiği açılımın sözünün bile şehitler vermemize neden olduğunu söylemiş. Doğru! Terörle mücadele konusunda hükümetin içi boş laflar ettiğini, somut adım atamadığını söylemiş. Doğru! İzlenen ekonomik politikaların teröre zemin hazırladığını ve bu nedenle işsizliğin çığ gibi büyüdüğünü söylemiş. Doğru! İstihbarat konusunda çelişkili haberlere dikkati çekmiş. Doğru! Yargıya yönelik haksız eleştirilerin demokrasinin geleceği açısından sorunlar yaratacağını söylemiş. Bu da doğru! Gelelim akla takılan kimi söylemlerine. “Terör konusunda akıl ve mantığı öne alan politika oluşturmak gerektiğini, güncel politikalarla terörün önlenemeyeceğini” belirtmiş Kılıçdaroğlu ve… “…terörü önlemede askeri önlemler ya da güvenlik önlemlerinin yanı sıra ekonomik, sosyal, kültürel ve psikolojik önlemlerin alınması gerektiğini” söylemiş. İşte bu noktada CHP Genel Başkanı’na Çankaya’daki AKP’li: “Sayın Kılıçdaroğlu; geçenlerde basında yayımlanan ve yalanlanmayan bir haberde ‘teröre karşı ulusal mutabakatı gerekli gördüğünüzü’ içeren bir demeciniz çıktı. Ulusal mutabakat görüşünüzü (Başbakan da bu görüşü sürekli yineler muhafaza ediyor musunuz?” diye sordu mu acaba? Sormadı ise; Kılıçdaroğlu Çankaya’daki AKP’liye terörü önleyecek başlıca önlemleri sıralarken ulusal mutabakat görüşünü muhafaza ettiğini Çankaya’daki AKP’liye söyledi mi acaba? Bir başka konu akla geliyor. Üstelik konu terörle mücadelede sık sık söylenen, üstüne üstlük Barış ve Demokrasi (Kürt) Partisi’nin yıllardır yinelediği, tartıştığı bir konu. Konuyu (22 Haziran 2010-Radikal) Adıyaman kaynaklı bir haber gündeme getiriyor: Kılıçdaroğlu bu kentimizde meydanda toplanan halka; “devletin kurum ve kuruluşlarıyla barışık bir düzen kuracağız ve terörü sonlandıracağız” dedikten sonra: Kimi zaman sol partilerin de içinde bulunduğu hükümet dönemlerine (ve tabii askere) sert bir eleştiri yöneltiyor: “…35 yıldır terörü silahla susturmaya çalıştılar. Akıl yok bunlarda, mantık yok bunlarda. ‘Kan kanla yıkamakla temizlenmez.’ Böyle bir anlayış olmaz. Birisinin reçetesine değil milletin reçetesine başvuracağız” diyor. Ama kanı kanla temizleme operasyonları sürüyor. Şimdi asker, kanı kanla temizlemek için mi PKK ile savaşıyor? Yoksa ülkeyi terör belasından kurtarmak için mi? Niçin? SAYFA 24 HAZİRAN 2010 PERŞEMBECUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 24 Haziran Oslo PB 21 Helsinki PB 15 StockholmPB 24 Londra PB 24 AmsterdamB 21 Brüksel A 22 Paris B 22 Bonn B 24 Münih B 24 Berlin B 21 Budapeşte B 24 Madrid PB 33 Viyana PB 20 Belgrad Y 19 Sofya Y 19 Roma PB 25 Atina Y 27 Zürih PB 22 Moskova B 30 Aşkabat Y 33 Taşkent B 34 Bakû A 29 Bişkek B 29 Tiflis B 33 Kahire A 34 Şam A 30 İstanbul Y 26 Edirne Y 26 Kocaeli Y 23 Çanakkale Y 24 İzmir Y 24 Manisa Y 24 Denizli Y 26 Zonguldak Y 22 Sinop Y 25 Samsun Y 23 Trabzon Y 25 Giresun Y 25 Ankara Y 26 Eskişehir Y 24 Konya PB 27 Sıvas Y 26 Antalya Y 29 Adana Y 33 Mersin PB 32 Diyarbakır PB 34 Şanlıurfa PB 33 Mardin PB 30 Siirt PB 33 Hakkâri Y 28 Van Y 26 Kars Y 24 Ülkemiz geneli parçalı ve çok bulutlu, İç Anadolu’nun güneybatısı, Güneydoğu Anadolu ile İçel ve Bingöl dışında kalan tüm ülke sağanak geçecek. Yağışların; Batı ve Orta Karadeniz’in iç kesimleri, Marmara, Kıyı Ege ve Göller Yöresi’nde kuvvetli olması bekleniyor. Turhan Selçuk’un değme hamarat ev kadınını bile kıskandıracak düzenlilikteki evinde yıllar önce, 1930’ları betimleyen bir tablosunu görmüştüm. Resimde tavandan sarkan bir ampulün ışığında, (ampul, o zamanlar karanlığın değil aydınlığın simgesiydi henüz) bir adam ile oturduğu yerden ayakları yere zorlukla değen bir çocuk vardı. Çocuk, büyük bir özenle, kendisini ilgiyle dinleyen adama elindeki gazeteyi okumaktaydı. Adam, Kasım Selçuk, çocuk henüz ilkokul sıralarındaki İlhan Selçuk, okunan da 1924 yılında, Mustafa Kemal Atatürk’ün adını koyduğu, Cumhuriyet devriminin ilkelerini koruma görevini yüklenmiş olan Cumhuriyet gazetesiydi. Kurtuluş Savaşı’nın askeri Albay Kasım Selçuk, en küçük oğlu İlhan’ın gün gelip, “kalpaksız kuvvacı” diye anılacağını, bir zamanlar kendisine okuduğu Cumhuriyet gazetesini yaşatma misyonunu sırtlanacağını düşleyebilir miydi dersiniz? Yenigün’ün Kurtuluş Savaşı bitiminden sonra İstanbul’a taşınması üzerine Mustafa Kemal Atatürk, Yunus Nadi’ye gazetenin adının “Cumhuriyet” olarak değiştirilmesini söyler. Gazetenin kurucusu doğrusu başta bu isteğin gerekçesini tam kavramaz. Cumhuriyetse kurulmuştur ya işte. Ama Mustafa Kemal onun savunulmaya muhtaç olduğunu, bu görevi üstlenecek kurumların olması gerektiğini anlatır. İlhan Selçuk’tan bir yaş büyük Türkiye, Cumhuriyet’ten altı ay küçük Cumhuriyet gazetesinin kuruluş öyküsü çok kısaca budur. İlhan Selçuk ile Cumhuriyet’in yolları 1963 yılında, İlhan Abi’nin, ikinci sayfanın üst köşesinde aydınlanmanın ışığına açtığı “Pencere” ile kesişir ve ömrünün sonuna dek de ayrılmaz. Misyonu Cumhuriyet’in kurucusu tarafından belirlenmiş, Cumhuriyet’in yaşamında üç büyük dönem vardır. 1924’ten 1945’e kadar kurucusu Yunus Nadi dönemi. 1945’ten 1991’e kadar ona damgasını basmış, Nadir Nadi devri. Ve nihayet 1991’den 2010’a kadar İlhan Selçuk dönemi. Bütün yaşamı boyunca, emek, bağımsızlık, insan sevgisi dostu, Cumhuriyet savunucusu bir aydınlanmacının heykelini, sabırla ve alçakgönüllülükle yontmuş olan İlhan Selçuk, Cumhuriyet’e inancını, köşe yazarlığını bir edebi türe dönüştüren yazarlık çapını kattı, Nadir Nadi’nin genç dostu, gazete çalışanlarının İlhan Abisi oldu ve sonunda gazetenin yükünü sırtlanma misyonunu yüklendi. Cumhuriyet’in bekasının yükü İlhan Selçuk’un sırtına yüklendiğinde, hem gazete hem de Türkiye Cumhuriyeti tarihlerinin en büyük saldırılarıyla karşı karşıyaydılar. Yalnız ülke düzeyinde değil, küre çapında bir değerler değişimi söz konusuydu. Türkiye Cumhuriyeti, büyük atılım yıllarının ertesinde, adeta değerlerini savunma konumuna çekilmiş, her platformda mevzileri elinde tutmaya çalışmaktaydı. Türkiye Cumhuriyeti’ni hedef almış olanların, 1924’te onu ve değerlerini savunmak için, onun adını benimsemiş olan Cumhuriyet gazetesini de ıskalamaları, unutmaları beklenemezdi. Nitekim öyle de oldu. Cumhuriyet, sonradan siyasal platformda kendi sivil darbeci liboş müttefiklerini bulacak olan “numaracı cumhuriyetçilerin” sivil darbesini büyük sarsıntı ve güçlükle atlattıktan sonra, Nadir Bey’in ardından İlhan Selçuk tarafından sırtlanıp taşındı. Cumhuriyet’in üçüncü dönemi güç geçti. Şu anda Türkiye Cumhuriyeti’ne inananlar, nasıl onu çağın gereklerine uygun, insan onurunun gerektirdiği kurumlarla donatarak yaşatmak çabası gibi güç bir misyonu yüklenmişlerse, Cumhuriyet’in çalışanları ve okurları da, aynı kurumlara gönül vermiş gazeteleri için aynı misyonu yüklenmiş durumdadırlar. Her ikisinin de işleri çok güçtür. Ve unutmayalım, bunların ikisinin de başarıları birbirlerine sıkı sıkıya bağlıdır. Turhan’ın tablosundaki çocuğun değerli anısı, Cumhuriyet’i sırtlanan bir ışık kaynağı olarak hep yaşayacak içimizde... DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Turhan’ın Tablosu asirmen@cumhuriyet.com.tr İlhan Selçuk Silivri soruşturmalarının kurbanıdır. Herkesin fikir birliği içinde olduğu tartışmasız olgu budur. Yani Selçuk’un katili soruşturmayı sürdüren savcılıkta aranmalıdır. Ve emniyette. Bu soruşturmanın başında olan savcı Öz, bu konuda ayrı bir araştırma başlatırsa, sanırım kendi aralarındaki / içlerindeki katille yüz yüze gelecektir! Bu araştırma ekibini kendi dışlarından bir savcı timiyle gerçekleştirmelerini tavsiye etmek gerekir, gerçek öyle ortaya çıkabilir! Katili mi soruyorsunuz? İlhan Abi’yi o meşum 2008 Martı’nda gece 4’te evinde bastıran düşüncedir katil! Üç gün boyunca nezarethanede, saatlerce savcılıkta sorguda tutan düşüncedir katil... İlhan Selçuk’u fazla tutamadılar; nedeni, o kötü koşullarda kendi ellerinde ölebileceği korkusuydu. Zaten iktidarın, devlet bankalarından kredi ile satın aldırdığı gazetede yazan bir tetikçi bunu açıkça yazdı! Ardından çorap söküğü gibi geldi: Kalp krizi, 83 yaşında 3-4 damar değişikliği / açık kalp ameliyatı.. kalpten kopan bir pıhtı ve sol yanda felç... Aylardır bu felcin açılması için çalıştı doktorlar... Ama yıpranmış beden felci alt edemedi ve giderek pırıl pırıl bir beyni sardı, organlar çalışamaz hale geldi. Katili mi arıyorsunuz? İktidara kadar uzanıyor! Oradan aşağıya doğru uzayan zincirin halkalarında kimler varsa! Mustafa Balbay neden tutuluyor? Bakıyorlar ki aslan gibi delikanlı! Dirençli bir beden!.. Bir de acaba Balbay’ın direncini kırabilir miyiz bekleyişi de var! Çoook beklerler! Ümit Sayın gibi zamanın keskin bir Atatürkçüsü ve evrim destekçisi, itirafçı olup serbest bırakıldı. Özgür mü kaldı yoksa dışarıda kendi hapishanesine mi tıkıldı, şüphesiz tartışılır! Erdoğan’a minik bir övgü düz, yarın salıverirler hemen... Katiller orada! Kaç kişi öldü/öldürüldü bu yolla? Kaç ailenin ocağı söndürüldü? Katiller şüphesiz ki zaman gelecek hesap verecek. Selçuk üzerinden “darbeci” tartışmalarına gülüyorum... “Hayır ben darbeci değilim” savunmalarına da gülüyorum... Cumhuriyetçi demokratlar, psikolojik ve fiziksel olarak öyle bir köşeye sıkıştırılmış ki, darbecilikle bir ilgileri olmadığı halde, “hayır, darbeci değilim” sözünü ikide bir söylemek zorunda kalıyor, adeta bağırtılıyor! Buna karşı tek bir gerçek var: Darbeciler iktidarda! Anayasada yapılmak istenen sözde “yasal” hukuk değişiklikleri, darbeciliğin tam kendisidir! Anayasal darbeyi destekleyen tetikçiler, Cumhuriyetçi demokratları, dik duran solcuları darbecilikle suçluyorlar! İlhan Selçuk’a atfedilen “darbecilik”, bugün yaşadıklarımızın karşısında solda sıfır kalır! Darbenin yasal-yasadışı ayrımının anlamı koca bir sıfırdır yani aralarında bir fark bulamazsınız... YARSAV Başkanı Emine Ülker Tarhan, yüksek yargı değişikliklerinin gerçekleşmesi halinde, iktidarın binlerce kişiyi tutuklayabileceğini söyledi... Böyle bir olasılığın olması, akla gelmesi bile, nasıl bir darbe süreci içinde olduğumuzun kanıtıdır... 8 yıldır ülke bir darbe süreci içinde değiştiriliyor.. Yüksek yargı değişikliği ile bu süreçte en önemli köşeyi dönmek istiyorlar.. Ama bizlerden haykırmamızı bekliyorlar: Söyleyin bakiiim “darbeci değilim” diye!.. Böylece, yaşadığımız gerçek darbeyi şalla örtmek istiyorlar... İlhan Selçuk büyük bir hayranlığın adı. Bir duruşun adı. Boyun eğmeyişin adı. Ulusu çağdaşlaştırma isteğinin adı... Ülkeyi sevmenin adı... Kurtuluş ve Kuruluş için verilen canların adı.. Bu ülkeyi var edenlere ihanet etmemenin adı! Fikri savunmanın adıdır İlhan Selçuk... İyi ve güzeli savunmanın... daha iyi bir dünya umudunun... Zulümler, zalimler üzerinden sadece aktı gitti... Aklının, düşüncesinin zerresine bile teğet geçmeden... Anısı önünde yeniden büyük bir saygıyla... obursali@cumhuriyet.com.tr BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI Selçuk’un Katilleri TBMM Adalet Komisyonu’nda, taş atan çocuklarla ilgili yasa önerisi kabul edildi İfadeİmralõ’daalõnabilecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Adalet Ko- misyonu’nda kabul edilen “taş atan çocuklar”la ilgili düzen- lemeyle, devam eden disiplin cezalarõ ile ilgili infaz hâkimi- nin Abdullah Öcalan’õn ifa- desini İmralõ’da almasõnõn yo- lu açõldõ. TBMM Adalet Komisyo- nu’nda, taş atan çocuklarla ilgili yasa önerisi kabul edildi. Öne- ride yapõlan değişiklikle İnfaz Hâkimliği Yasasõ’nda da deği- şikliğe gidildi. Buna göre ce- zaevlerindeki disiplin cezalarõ- na karşõ yapõlan şikâyet üzeri- ne, infaz hâkimleri artõk hü- kümlü ve tutuklunun sözlü ola- rak savunmasõnõ alacak, talep edilen delilleri toplayõp değer- lendirdikten sonra karar vere- cek. Hükümlü ya da tutuklu, sa- vunmasõnõ, hazõr bulunmak ve vekâletnamesini ibraz etmek koşuluyla avukatõ ile birlikte ve- ya avukatõ aracõlõğõyla yapabi- lecek. İnfaz hâkimi gerekli gör- mesi durumunda, hükümlü ve- ya tutuklunun savunmasõnõ ce- za infaz kurumunda da alabile- cek. Düzenlemeyle İnfaz Hâ- kimliği Yasasõ’nõn 2. madde- sinde yer alan “İnfaz hâkim- likleri, kuruldukları yer adliye binasında görev yapar” hük- mü de hâkimin cezaevinde ifa- de alabilmesi için kaldõrõlõyor. Tasarõnõn yasalaşmasõndan ön- ce verilen disiplin cezalarõna karşõ, yasa çõktõktan sonraki 6 ay içinde itiraz edilebilecek. Komisyonda bu değişiklik tartõşõlõrken, CHP’liler, infaz hâkiminin hükümlü ve tutuk- lunun savunmasõnõ cezaevinde almasõna ilişkin düzenlemenin, Habur’dan gelenlerle ilgili ya- şananlarla ilgisi olup olmadõğõnõ gündeme getirdi. CHP ile BDP düzenlemenin tasarõ metnin- den çõkarõlmasõnõ da istedi. AKP’li üyeler ise, terör örgütü üyelerinin sõk sõk cezaevinden adliyeye gelerek, bunu istis- mar ettiklerini belirtti ve ceza- evinde savunma almanõn bir zorunluluk değil seçenek olarak yasaya konulmak istendiğini söyledi. AKP’liler, ayrõca bazõ CHP’li üyeler ile de bu konuda özel olarak görüşerek düzenle- meye destek istedi. Görüşme- lerin ardõndan CHP’liler deği- şikliğin tasarõ metninden çõka- rõlmasõ isteklerinden vazgeçti. Edinilen bilgiye göre değişiklik, başta İmralõ’daki Abdullah Öca- lan olmak üzere PKK üyeleri- ni de kapsayacak. Öcalan’a İm- ralõ’da infaz hâkimine ifade verme yolu açõlacak. Düzen- lemeyle ayrõca Türk Ceza Ya- sasõ uyarõnca 3 yõldan 8 yõla ka- dar hapis ve 10 bin güne kadar para cezasõ öngörülen göçmen kaçakçõlõğõ suçuna ilişkin yap- tõrõmlar da ağõrlaştõrõlõyor. Taş atan çocuklarla ilgili düzenlemeyle, devam eden disiplin cezalarõ ile ilgili infaz hâkiminin Abdullah Öcalan’õn ifadesini İmralõ’da almasõnõn yolu açõldõ. UFUK URAS’TAN PKK’YE ‘Silahları gömün’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - BDP İstanbul Milletvekili Ufuk Uras, PKK’ye, “silahları göm”, hükümete de “açılımın içini doldur ve somut adım at” çağrõsõnda bulundu. Uras, basõn top- lantõsõ düzenleyerek son saldõrõlarla bir- likte gelinen noktanõn sorumlusunun hü- kümet olduğunu söyledi. Uras önerileri- ni şöyle sõraladõ: “PKK ‘aktif savunma’ dediği tarzdan vazgeçmeli, tek yanlı ateş keserek barış tavrı ve dilinde de- vam etmelidir. Hükümet açılımların içini doldurmalı, mağdurların taleple- rini dikkate almalı ve somut adımlar atmalıdır. Tutuklanan BDP’liler ser- best bırakılmalıdır.” Kaplan: Tek taraflı olmaz BDP Şõrnak Milletvekili Hasip Kaplan, Meclis’te gazetecilerin sorularõnõ yanõtlar- ken Uras’õn yaptõğõ çağrõnõn hatõrlatõlmasõ üzerine silahlarõn tek taraflõ susmasõnõn bir şey ifade etmeyeceğini savundu. Kaplan, “Bu Meclis tatile girmeden bu sorunu konuşarak çözebilmeli ve ondan sonra milletvekilleri gönül rahatlığıyla denize girebilmelidir. Eğer onlar denize girer- ken, tatil yaparken, bu Meclis kapalıy- ken cenazeler gelirse bunun vebalinden hiçbirisi kurtulamayacaktır” dedi. Yasa Meclis’te, bir çocuk daha cezaevinde Haber Merkezi - Taş atan çocuklarla ilgili düzenleme Adalet Komisyonu’nda kabul edi- lirken, bir çocuk daha polise taş attõğõ için 10 yõl 8 ay hapis cezasõna çarptõrõldõ. Şanlõurfa’da 2008 yõlõnda düzenlenen izin- siz gösterilere katõldõklarõ gerekçesiyle tutuk- lanan 1’i çocuk 6 sanõğõn yargõlandõğõ davanõn karar duruşmasõ Diyarbakõr’da yapõldõ. Mah- keme heyeti iddianamede, güvenlik güçlerine taş attõğõnõ itiraf ettiği belirtilen, suç tarihinde 17 yaşõnda olan sanõk M.B’yi 10 yõl 8 ay hapis cezasõna çarptõrdõ. Kapatõlan DTP’nin merkez ilçe başkanõ Sağış ve Muhittin Beyazıt 20’şer yõl 8’er ay, İbrahim Halil Çelikdemir ve Ve- lit Yıldızoğulları 16’şar yõl, Erkan Gümüş- taş 15 yõl 5 ay hapisle cezalandõrõldõ. Pamukoğlu trafik kazası geçirdi BOLU (AA) - Bolu’dan Zonguldak istika- metine giden Hak ve Eşitlik Partisi (HEPAR) Genel Başkanõ Osman Pamukoğlu’nun kullan- dõğõ otomobil Yeniçağ-Mengen karayolunda menfeze düştü. Kazada, Pamukoğlu ile eşi Emel Pamukoğlu yaralandõ. Yaralõlar, Mengen Devlet Hastanesi’nde tedavi altõna alõndõ. Osman Pa- mukoğlu’nun ayağõndan, eşi Emel Pamukoğ- lu’nun ise belinden yaralandõğõ bildirildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanõ Kemal Kılıçdaroğ- lu, ABD’nin Ankara Büyükelçisi James Jeffrey ile bir araya geldi. Jeffrey, “PKK saldırılarının önlenmesine yö- nelik çalışmalarda bizden kaynaklı bir eksiklik yok” dedi. CHP Genel Merkezi’nde gerçekleşen ve yaklaşõk 40 dakika süren görüşme, Jeff- rey’nin Kõlõçdaroğlu’nu kutlamasõ ama- cõyla gerçekleşti. Edinilen bilgilere göre görüşmede “PKK saldırıları” sonrasõ tar- tõşmalar da ele alõndõ. Görüşmenin ardõn- dan gazetecilere açõklamada bulunan Jeff- rey, “Özellikle bu son zamanlardaki PKK saldırıları hakkında görüştük. Ben ABD’nin pozisyonunu açıkladım. Bizce, PKK bir ortak düşmanımız. ABD olarak her türlü desteği veriyoruz, vereceğiz. Bu çok acılı bir konu, yakın- dan izliyoruz ve Türkiye’nin yanında- yız” dedi. Jeffrey istihbarat paylaşõmõ ko- nusunda sorun olduğunun ifade edildiği hatõrlatõlarak değerlendirmesinin sorulma- sõ üzerine de, “Her türlü paylaşımı yapı- yoruz” karşõlõğõnõ verdi. Kõlõçdardoğlu bugün de AB büyükelçileriyle ilk kez bir çalõşma yemeğinde bir araya gelecek. Jeffrey: PKK ortak düşman ABD Büyükelçisi, CHP lideri Kõlõçdaroğlu’nu ziyaret etti
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear