23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Okuma MAVISEL YENER Zeynep Cemali'nin göremediği son romanı A nkaralı'yı okurken, Yunus Em- re'nin dizeleri geldi hep aklıma: "Ölürse Ten Olür, Canlar Olesi Değil". Zeynep Cemali aramız- dan aynldı ama o ölesi değil! Kasım 2009'da Istanbul'da sonsuzluğa yelken açan Zeynep Cemali'nin, ardında bıraktığı son romanı Ankaralı. Kitapta öylesi bir sır anlatılıyor ki, Pehli- vanoğlu ailesindeki herkese acı çektirmek- ten başka işe yaramamış. Düğüm üstüne düğiim atılnuş, çözmeye çalıştıkça daha da karmaşık halc gelmiş. Bilcnler susmuş, kos- koca bir yaşam unutulup gitmiş... Sırn öğ- rendiginde sekiz yaşlannda olan Doğa Peh- livanoğlu ile tanışıyoruz kitapta. Doğa "me- raklılara gerçeklcri anlatacağım" diyerek daha kitabın ilk sayialanndan sarıp sarmalı- yor okuru. "Okuyan olur mu bilmiyorum. Zaten asıl amacım, yıllar önce beni İspi- yoncu papağan, kocakulak Doğa! 'diye ün- leyenlere, nasıl çuvalkdıkknnı göster- mek. "(s.9) Doğa'nın anne ve babası bir bo- tanik bahçesi işletirler. Ailece, bir televiz- yon kanalının "Doğa ve lnsan" adlı progra- mına konuk olunca, kimsenin uğramadiğı botanik bahçesi ünlii olur. Artık turizm fir- malar oraya tıırlar düzenlemekte, halk yo- ğun ilgi göstermektedir. Mini markettcki doğal ürünler yok satar. Botanik bahçesinin ziyaretçisinin çok olduğu bir gün Doğa, bahçedc yaşlı bir kadtnla karşılaşır. Fatma isimli bu kadın Ankara'dan gelmiştir. "Kı- vırcık ak saçlan gûneşin altında gümüş gibi parhyor, kara gözleri kızlarla ofıs arasında gidip geliyordu. Çevredeki kadınlardan çok farkhydı. Babaannemin eski Btırda dergile- rinden hrlamtş gibiydi. Jnce, uzun boylu ve çok şıktı. Kendisini süzdüğümü fark cdin- ce, gamzeleri yine belirdi. 'Merhaba' dedi içtcnlikle. 'Bahçenizigezmek istiyorum. Ama çok büyük... Kaybolurum diye kor- kuyorum"(s.l8). Doğa, yaşlı kadına bahçeyi gezdirmeye başlar; bu minik gezi ailenin ta- rihine doğru yapılacak büyük yolculuğun ilk adımıdır. Ankaalı Fatma'nın aileyi televizyonda görüp bahçcye gelmesiyle başlayan, gizemli bir mektupla devam eden, aile için bir kâ- busa dönen hikâyedeki gerçekler aydınlan- dıkça madalyonlann iki değil, binbir yüzü olduğunu duyumsuyoruz. "Duyumsama" sözcüğünü büerek kullandım, çünkü Zey- nep Cemali hikâyclerini anlatırken malze- mesini öylesine ustalıkla işler ki, bazı şeyleri söylemeden duyumsanr okuruna. Bu yolculuk sırasında Doğa'nın ailesini yakından tanınz. Doğa'nın babası ve amca- sı Vahit Bey arasında uçurumu fark ederiz. Vahit bey botanik bahçesini müteahhide verip beş katlı apartman dikmesi için karde- şine baskı yapar. Doğa'nın babası Cavit Pehlivanoğlu ise, ilkâerin her zaman para- dan önce geldiğini savunur. Büyük daydan iki kardeş için "biri bey oğlu, öbürü gaddar ağa oğlu" diye düşünerek iki kardeşin fark- lılığını vurgular. Doğa'nın babaannesi, eşi aktar Ahmet Bey'in huysuzluklanna katlan- mayı başaran, çok zeki bir kadındır; iki oğ- lunun arasını bulmayı her zaman başanr. Roman boyunca Pehlivanoğlu ailesinde ya- şanan gelgitlerin, iç burkan gerçekliklerin tanığı olıırıız. Onlann acılan, kırgınlıldan, tutkulan, hırçinlıklan gözümüzün içine ba- kar. Romanın 164. sayfasındaki "Büyümek, galiba yalancdığa adım atmak" saptaması belki de romanın birkaç anahtar tümcesin- den biri. Zeynep (lemali, Ankaralı romanında Pehlivanoğlu ailesinin sırnna büyüteç tutar- ken kocaman bir soruyu da önümüze koyu- yor: Aile nedir? "Birilerinin, akıllannda köklerini tırpanladtğı, dnlını, sürgününü budadığı ulu bir ağaç mı? Yoksa aynı soya- dı taşıyan bacı, kardeş, amca, yeğen bolluğu mu? "(s.44). Doğa, küçük yaşında, kafasını karışlıran pek çok soruyla baş başa kaldı- ğında aile kavramının farklı kutuplan da içinde banndıran bir dcnklem olduğunu fark etmeye başlar. Romanın bize sorduğu bir başka soru da kardcşlik kavramıyla ilgUi. Doğa'nın kardeşi olmadığı için bu soruyu gözlemlerine dayanarak yanıtlıyor: "Öfkey- lc parmagınızı gözünc ır/Mtığımz kişinin si- ze 'Canıım kıymık mı battû'diye sormasıdır kardeşlik"(s.S9). Başlarda minik bir kar to- puyken, gitgide çığa dönüşen, yanıtını ara- yan (bana göre) en önemli soru, biyolojik anne ve üvey anne kavramlanyla Ugili. "Üvey" dediğimiz anne ya da babayla "aile bağı" dediğimiz o görünmez bağ güçlene- rek büyüyemez mi? Zeynep Cemali üveylik, özlük konusunda romanı yetkin bir çözüme ulaştırmış. Hem biyolojik anne hcm de üvey anne arasında dengeyi özenle koru- muş. Metin kurma aşamasında bunu başar- mak göründüğü kadar kolay değildir; tiple- melerin ve çözümlemelerin çocuk okuru vardıracağı sonuçlann inandırıcı olması ge- rckliliginin yanı sıra onlan dünya görüşleri- ne katkı verebilecek sonuçlara ulaştırmak Zeynep Cemali gibi usta yazarlann işidir. Yazar, dengeyi bozarak üvey anneden yana bir tavır ya da biyolojik anneden yana bir tavır koymuş olsaydı bu, romanın bir kusu- ru olarak görülürdü. Pehlivanoğlu ailesin- de yaşanan nrtınalann romanın sonunda durulrnası, apansız mutlu bir sona bağlanı- vermesi söz konusu olsaydı, bu da pek şc- matik bir sonuç olurdu. Oysa Cemali, ro- manın son sayfasında "sahici"liği bakın na- sıl pekiştiriyor: "Oysa o gece dinenin yalnız- ca karayd olduğunu, Pehlivanoğlu ailesinde yaşanacak gelgttlerin hiçbir zaman eksilme- yeceğini büyüdükçe anladım." (s.197) Cemali okurlan, onun roman kişilerini canlı kılan, mekânlann rengini, kokusunu bile okuruna duyumsatan dilini bilirler. Ya- zar, Ankaralı'da da duru, bir o kadar da tşıl- tılı diliyle işliyor kurgusunu. Zeynep Cema- li'yi keşif serüvenine atılmak isteyenler için Ben, Çınar Ağaa ve Puf Böreği, Gül Soka- ğı'nın Dikenleri, Çılgın Babam, öykü Öykü Gezen Kedi, Güzelce'de Bir Kaçak, Patenli Kız, Ballı Çörek Kafeteryası'nı okumak yepyeni ufuklar açacaktır. Ankaralı'nın fonundaki ince işçilik göz- den kaçacak gibi değil. Zeynep Cemali ara- mızdan aynlmadan önce romanını yayınevi- ne teslim etmiş miydi? Kapağını biliyor muydu? Yoksa da kitap yarundı da editörü mü bitirdi? Ankaralı, Türk çocuk edebiyatı- nın üstünde durulması gereken bir kitabı- dır; hem okurla paylaşmak hem de ileride akademik çalışma yapmak isteyenlerin işini kolaylaştırmak adına kitabın editörü Mine Soysal'a merak ettiklerimi sordum. /""l evgili Mine Hatıım, Ankaralı'nın — \ edılürlüğünü yaptımz, bu nasıl bir Kj sorumluluktu? Diğer çalifmalan- nadan farklı mtydt? Günışığı Kitaplığı'ndaki her kitap, her toplantı, her yeni hcyecan, Zeynep Cema- li'yi anarak, onu çağırarak, onu özleycrek yaşanıyor. Cemali'nin insanlığı, yazarlığı, yüce yürekliliği bizi sarmalayan mükemmel bir kucak gibi. Bizler hep onunla yaşamayı sürdürüyomz. Ankaralı kitabının editöryel çalışması, yaşadığım, yaşadığımız en drama- tik deneyimlerden biri. Yazanyla tartışama- dığınız, paylaşamadığınız, eleştiremediğiniz çok değerli, benzersiz bir metni çalışmak, bizler için sarsıcı bir dcneyim oldu. Yayın- evimizin baş editörü Müren Bcykan en bü- yük desteğim oldu. Bütün çalışma arkadaş- lanm, beni bu büyük özlem bozgununda, bu "yazarsız" editöryel çalışmada büyük bir sessizlik sağlayarak desteklediler. Bu saye- de, Zeynep'in arnk seslendiremediği cümle- leri, nidalan, sesini duymadan, gülen ya da buğulanan gözlerini göremeden, sesindeki titremeyi ya da eminÜği hissedemeden ay- larca çalışuk. Öte yandan, Cemali öyle mü- kemmel bir kitap yazmış ki; her editöre böyle olgun, böyle usta işi, böyle başyapıt niteliğinde hacimli ve çok boyutlu bir dosya çalışmak nasip olmaz. Dedim ya, sadece be- nim için değil, hepimiz için sıra dışı bir de- neyim yaşadık, yaşıyorum. 1 lâlâ sürüyor et- kileri, beİki de bir ömür boyu sürecek... - Cemali, kitabmı bitirip yayınevine teslim etmis miydi, yoksa sain kaztlartnızla mı bu- lundu bu mubtesem roman? Çok uzun bir yazıhş öyküsü var Ankara- lı'nın. Öyküyü Zeynep'ten yıllar önce dinle- miş, çok etkilenmiştik. Ülkemizde kadının toplum yaşamındaki yeri, kadınlık, annelik ve aile olmak üzerine son derece zor, aa dolu, trajik bir öyküydü; çocuk için kurgu- lanması mümkün olmaz gibiydi. Zeynep'le ara ara konuşmuş, hep karşıbklı çok heye- canlanmışnk. Bambaşka yazım süreçleri içindeyken bile, Ankaralı hep onun işliğin- de ön sıradaydı; hep bizim editörlük mutfa- ğımızda yeri hazırdı. Geçen ilkbaharda kur- guyu çözmüş, artık yoluna koymuştu. Yaz aylannda, "Az kaldı, yakında bitecek," di- yordu her konuşmamızda. Yayınevme ver- meden önce görüşünü almak amacıyla sev- gili yeğenine gönderdiği bir e-posta iletisine eklemiş. Aynı günlerde ansızın hastancye kaldınldı ve o korkunç yoğun bakım süreci başladı. Yeğeni, teyzesinden gelen iletiler- den birinin ekinde bu değerli dosyanın bu- lunduğunu çok sonra fark edip haber verdi- ğinde Zeynep'i kaybetnıiştik. Ankaralı'yı okumak, o günlerde bizim için hem çok zordu, hem de en güzel şeydi. ÖRNEK BİR YAZAR - Türk yazıntna büyük bir katktdır Anka- ralı, bunun için yayınevinde emek harcayan herkesi kutlanm. Eğer çok ö'zeldeğilse sora- bilir miyim, Zeynep Cemali bu kitabt yazar- ken onunla ilgiligörüs alısverisinde bulundu mu sizinle? Belki de soruyu geneüestirmek gerekir, Cemaliyazarken nasılbir yolizler- di? Zeynep Cemali ilk kitabı Ben, Çınar Ağa- cı ve Pufböreği'nden beri her kitabını edi- törlüğümüzle paylaşarak, tartışıp, nirlikte düşünerek kurguladı, yazdı. Cemali bu açı- dan da, edebiyatımızda örnek bir yazardır. Patenli Kız, Ballı Çörek Kafeteryası, Güzel- ce'de Bir Kaçak, Memo gibi bazı kitaplann- da editörlüğümüzle sürekli daha sık ilctişim içinde olurken Ankaralı, Çılgın Babam, Gül Sokağı'nın Dikenleri ya da Öykü Öykü Ge- zen Kedi kitaplannda yazma süreci öncesin- de kurguyu editörlüğümüzle uzun boylu tartışoktan sonra yazmaya çekilmiştir. Bü- tün kitaplannda editörlüğümüzle son dere- ce yoğun, kararlı ve etkili çalıştı. Yazdığı birbirinden güzel, unutulmaz öykülerin ve romanlann, okurla bu denli başanyla bulu- şarak onlarca baskı yapmasında, onun ki- taplannı ciddiye alan, yürekli yaklaşımının, yayıneviyle profesyonel işbirliğinin çok bü- yük bir rolü var. Günışığı Kitaplığı, Zeynep Cemali gibi usta, yüce gönüllü bir yazann kitaplannı yayımlamaktan onur duyuyor. - Basartlı bir kapak resmi seçimi var Cema- li biliyor muydu bu kapağt? Niçin bu kapak? - Zeynep Cemali'nin bütün kitaplannın kapak ve iç tasanmlan, değerli grafik sanat- çısı, yayınevimizin sanat yönetmeni Huban Korman taranndan yenilendi. Hepimizi çok heyecanlandıran, romanı çok güzel hisset- tirdiğine inandığımız Ankaralı kitabının ka- pağı yeni tasanmın ilk uygulaması oldu. Zeynep'in göremediği ilk kitabının kapağı... Cemali'nin bütün kitaplan yeni baskdann- da yeni tasanmlanyla yayımlanıyor bugün- lerde. Çok yakın bir zamanda kitaplan yeni yüzlerine kavuşacak. • www.maviselyener.coin Ankaralı/ Zeynep Cemali, Günışığı Ki- tapltgt, 197s, 2010,10+yas SAYFA 18 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1062
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear