23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
24 HAZİRAN 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR 21kultur@cumhuriyet.com.tr CMYB C M Y B ESİNTİLER ZEYNEP ORAL Sevgili İlhan Ağabey H er yönüyle ödünsüz bir “Cum- huriyet devrimcisi” olan İlhan Selçuk’un, aynõ zamanda “mu- hafazakâr” denebilecek kadar gelenek- lerimize bağlõ bir “Anadolu aydını” ol- duğunu kanõtlayan en çarpõcõ örnek, bin bir özveriyle yaşatmaya çalõştõğõ Muğ- la’daki “geleneksel ev”i ve edinme öy- küsüdür... Türkiye’nin 12 Eylül karanlõğõndan kurtulmaya çalõştõğõ 80’li yõllarda, Muğ- la’da da kentin tarihsel dokusunun bu- lunduğu SİT alanõnõ “yaşatma” çabalarõ hõz kazanmõştõ. Nedeni ise 1970’lerin sonlarõnda aynõ çabanõn başlatõlmasõna önderlik ederken 12 Eylül’de askeri yönetimce görevden alõ- nan Belediye Başkanõ Erman Şahin’in 84’te yeniden seçilerek “Nerede kal- mıştık?” demesiydi.. Kentin yarõsõndan fazlasõnõ oluşturan ta- rihi mahallelerin ve 400 kadarõ “tescilli” kültür varlõğõ olan binlerce geleneksel evin “metruklaşma”dan korunabilmesi için Mimarlar Odasõ ile belediye unutulmaz bir dayanõşmayla bugünkü başarõlõ sonucu ya- ratan kampanyalara imza attõlar. İzleyen yõllarda Orhan Çakır ile Os- man Gürün de aynõ çabayõ kesintisiz sür- düren belediye başkanlarõ oldular. Bunlardan en etkili olanõ, hem “de- mokrasi”nin, hem de “kent kültürü”nün birlikte savunularak geliştirilmesini he- defleyen toplantõlar, paneller, sergiler, sanat gösterileri ve söyleşilerdi... 80’li yõl- lardan 90’lara kesintisiz sürdürülen et- kinliklerde, kentin konuklarõ arasõnda Aziz Nesin, Melih Cevdet Anday, Ok- tay Akbal, Ali Sirmen, İlhan Selçuk gi- bi aydõnlanmanõn önder isimleriyle birlikte Metin Sözen, Turgut Cansever gibi mimari mirasõn korunmasõnda tüm ülke- ye rehberlik eden bilim insanlarõmõz ve mi- marlarõmõz da vardõ... Bütün bu etkinliklerde Muğlalõlar ül- kenin en birikimli kültür, sanat ve edebi- yat insanlarõyla birlikte olmakla kalmõyor; hemen tüm söyleşilerde õsrarla altõ çizilen “geleneksel mimari dokunun yaşatıl- ması”yla da ne denli kimlikli, huzurlu ve “insancıl” bir kente sahip olacaklarõnõ, yi- ne en saygõn ve birikimli duayenlerden dinliyorlardõ... Bunun öncelikli koşulu ise tarihi semt- lerdeki eski evlerden kentin gelişme böl- gelerindeki apartmanlara geçişin durma- sõ; geleneksel dokunun, eski sokaklarõn ve geçmişten kalan mekânlarõn yeniden “gözde” yerler olabilmesiydi. Muğla ev- lerinin “terk edilmeden” çağdaş yaşam- la buluşmalarõnõ sağlamak için, yine tüm etkinliklerde dile getirilen “örnek kullanım”larõ ve “öncü restorasyonlar”õ acaba kimler ger- çekleştirecekti? TARİHSEL ÖNDERLİK Muğla’da eski kentin apartman- lara teslim olmamasõ ve bahçe du- varlarõndan sokaklarõna, özgün av- lulu evlerinden cumbalõ yapõlarõna, tüm mimari ve kentsel özellikleriyle geçmişi yarõnlara taşõmayõ başar- masõnda “yaşamsal” önem kaza- nan bu sorunun, “örneğin İlhan Selçuk” şeklinde yanõtlanmasõ, ta- nõmlanamaz değerdedir; tarihseldir... Umarõm kimse alõnmaz... nice yazarla- rõmõz, gazetecilerimiz ve aydõnlarõmõz, yaz aylarõnda dinlenmek için Güney Ege’nin kõyõ yerleşmelerinde kendilerine “deniz kenarı yazlık” edinme yarõşõna girerler- ken, “Handan ve İlhan Selçuk”, Muğ- la’nõn en yoksul, en gözden õrak, ama ta- rihsel derinliği en zengin olan Saburhane semtinde küçük ve tek katlõ bir gelenek- sel evi alõp restore ederek, kentteki kültürel koruma seferberliğine eşsiz katkõda bu- lundular... Mimarlar Odasõ, geleneksel mimarinin yaşatõlmasõ için, kentsel SİT içinde eski evini en iyi koruyan Muğlalõlara ödüller veriyor; her yõl düzenlenen kültür şenli- ğinin değişmez etkinliği olan bu ödül tö- renlerinde en iyi bakõlan evlerin kapõlarõ- na “teşekkür” plaketi çakõlõyordu. Saburhane’deki “Selçuklar Evi”ne de törenle verilen belgede şunlar yazõlõydõ; “Tarihi dokuda yalın bir evi kurtara- rak ve eski semtte yaşamayı yeğleyerek Muğla’nın kent kimliğini geleceğe ta- şıma çabamıza örnek ve özverili kat- kıları nedeniyle şükranlarımızla.” İlhan Ağabey, sevgili eşi Handan Ab- la yaşama veda edinceye kadar hemen her yaz bu eve gelerek hem komşularõnõ mut- lu etti; hem de yine Handan Hanõm’õn bü- yük emek ve coşkuyla onarõmõnõ yaptõr- dõğõ özgün mekânlarda dostlarõyla birlik- te oldu. Çalõşkan komşularõ Şengül Ha- nım da evi yaz-kõş “İlhan Abi her an ge- lebilir” diyerek tertemiz tuttu. AYDINLANMA EVİ Yaklaşõk 60 m2’ye oturan, bir o kadar- cõk da bahçesi olan evin alt katõ, aslõnda “ev altı” denen depo, ahõr vb. kullanõmlõ ba- sõk bir mekândõ. Restorasyonda buranõn döşeme kotu düşürülerek, 2.30 m’lik bir “zemin kat” elde edildi. Günlük oturma ve mutfak burada planlandõ. “Ev önü” de- nen bölüm ve bahçeyle de “düzayak” iliş- kili hoş bir yaşama mekânõ olmuştu. Üst kattaki odalardan biri İlhan Ağa- bey’in çalõşmalarõna ayrõlõrken, diğeri yatak odasõ oldu. Banyoyla birlikte ve- randaya açõlan bu odalarõn üzerinde de ge- niş saçaklõ bir çatõ yapõyõ tamamlõyordu... Muğla’daki tarihi Saburhane Meyda- nõ’na açõlan dar sokaklardan birinde yer alan bu küçük geleneksel ev, gerçek bir Cumhuriyet Devrimcisinin Anadolu kül- türlerine ne denli bağlõ olduğunun; ülke- nin nice “muhafazakâr”larõ tarihi evle- rimizi yok eden apartmanlaşmanõn önde- ri ve heveslisi kesilirken her yönüyle bir “Aydınlanma Devrimcisi”nin gelenek- sel değerlere ne denli saygõ duyduğunun kanõtõdõr. Umarõm, o kendi küçük ama anõlarõ ve anlamõ dünyalar kadar büyük olan ev, Muğla Belediyesi’nin de katkõlarõ ve sa- hiplenmesiyle, “Cumhuriyet ve Aydın- lanma Devrimi”nin kuşaktan kuşağa kültür merkezi olarak yaşatõlõr... Sevgili İlhan Ağabey, Kaç gündür seni konuşuyor, seni ya- zıyor, seni okuyor, seni düşünüyoruz… Seni yaşıyoruz, seni özlüyoruz… Türkiye’nin her köşe bucağından, birbirinden çok farklı insanlar, özenle seçtikleri sıcacık sözcüklerle bize ye- niden yeniden seni anlatıyor, sözcük- lerle bizleri sarıp sarmalıyor, sözcük- lerle acımızı hafifletmeye çalışıyor. Yaşamlarında bir kez seninle karşı- laşmamış olsalar bile, seni tanıyorlar. Senin bilgeliğini, aydınlanmacı kişi- liğini biliyorlar. İlericiliğini, emperyalizme, sömürü- ye karşı verdiğin mücadeleyi biliyorlar. Ulusuna, ülkene, vatanına bağlılığı- nı biliyorlar. Atatürk devrimlerine, çağdaşlığa, in- san haklarına sahip çıkışını biliyorlar… Türkiye’nin onurunu ve Türkiye’de yaşayan yoksul insanların onurunu her şeyin üzerinde tuttuğunu biliyor- lar… Bu bilinenlere ben bir de senin kı- rılganlığını, duygusallığını, olaylara iro- niyle yaklaşımını, mizah anlayışını, bunların gerisinde sakladığın muzip afacan çocuk tavrını ekliyorum… Se- sini asla yükseltmeyişini, o sessiz sa- kin halini; ama kararlılığını, ilkelerinden asla ödün vermeyişini ekliyorum… Kadın, erkek, genç, yaşlı, çocuk, her- kese gösterdiğin o sonsuz saygıyı ekliyorum… Sevgili İlhan Ağabey, Seni öldürdüler. O, sabaha karşı sa- at 4’te evine girdikleri ve yaklaşık 4 sa- at süren arama tarama sonunda Em- niyet’in “Terörle Mücadele Şubesi”ne götürüldüğün 21 Mart 2008 günü başladı ölümün. 83 yaşının baharın- dayken… Öyle ya, sen teröristtin! Devleti yıkmak isteyen Ergenekon çetesinin gizli lideriydin! Canından bile çok sevdiğin gazeteni bombalatan sendin! Arkadaşlarınla, yakınlarınla, gazete çalışanlarıyla, hadi ekleyeyim, kadın hayranlarınla yaptığın telefon konuş- maları delildi! (Bunları iddianameye ko- yan Ergenekon savcılarını mahkeme- ye verip, kısa bir süre önce mahke- meden o savcılar hakkında kınama ka- rarı çıkartman, acaba yandaş köşeci- leri utandırmış mıdır dersin???) Çetenin gizli lideriydin! Hiç de gizli olmayan, her gün binlerce insanın okuduğu yazıların, kitapların, verdiğin konferanslar, işte hepsi suç delilleriy- di! Seni itham eden o iddianamede be- ni en güldüren, Ergenekon savcılarının, senin “çok uyanık ve zeki” olduğunu (seni gidi seni!) kavrayabilmeleri için, o ünlü akrostiş olayını iddianameye koymalarıydı! Yani 12 Mart 1971’de gözaltında işkencede olduğunu be- lirtmek için kullandığın akrostiş ol- masa, senin ne “uyanık” ve ne “zeki” olduğunu katiyen anlamayacaklardı! (Kıs kıs güldüğünü görür gibiyim…) Senin gibi edebiyat tutkunu, günlük makalede bile edebiyat tadı veren, dü- şünceyi, duyguyu, gerçeği ve derinli- ği harmanlayan, hedefi 12’den vuran bir yazı ustası için o, baştan savma, en hoyrat biçimde kaleme alınmış iddia- namenin sefil ve acıklı hali, başlı başına bir zulümdü! Seni son gördüğümde bunu konuşmuştuk! Sevgili İlhan Ağabey, Seni öldürenlerden hesap sormamız gerek. Belki sen istemezdin, ama bu- na mecburuz… Kendimize saygıyı yi- tirmemek için buna mecburuz… Belki istemezdin hesap sormamızı, dememin nedeni şu: Döneklere, çı- karları gereği fır dönenlere, seni ar- kandan kurşunlayanlara, sol gösterip sağ vuranlara biz öfkelendikçe, bizi ya- tıştıran hep sen olurdun… Sen gittin gideli hakkında yazılanla- rı okuyorum İlhan Ağabey. Timsah göz- yaşlarının da elbet farkındayım, kıvır- tanları da, yokluğunun acısını en de- rinde duyanı da… Sevgili İlhan Ağabey, Kaç gündür seni konuşuyor, seni ya- zıyor, seni okuyor, seni düşünüyoruz… Seni yaşıyoruz, seni şimdiden çok özlüyoruz… Seni öldürdüler ama düşüncelerini, mücadeleni, oluşturduğun örnek kişi- liği ve seni sen yapan özellikleri öldü- remediler… Onlar hep yaşayacak, bizlerle çoğalacak… Çoğalmak zo- runda. Çünkü yeryüzünde ve ülkem- de hâlâ en muhteşem, en güzel yemiş: Aydınlık ve umut! Bize, bana, tüm kattıkların için son- suz teşekkürler sevgili İlhan Ağabey! Zeynep@zeyneporal.com Faks: 0212. 257 16 50 Handan ve İlhan Selçuk’un Muğla’daki evleri ‘Anadolu Devrimciliği’nin simgesidir Saburhane’deki ‘muhafazakâr’ ev 1-Handan ve İlhan Selçuk. 2- Muğla-Saburhane genel görünüş. 3- Selçuklar Evi- Avludan desen. Kültür Servisi - 38. Uluslararasõ İstanbul Müzik Festivali’nin bugünkü konuğu, J.S. Bach’õn yapõtlarõnõn nitelikli performansla- rõnõn icra edilmesi amacõyla kurulan “Magdalena Consort” oluyor. Kõsa sürede ba- rok müziğin yetkin yorumcularõ arasõna girerek, Avrupa’nõn en seçkin salonlarõnda konser veren topluluğun kurucusu Pe- ter Harvey, son dönem- de Viyana Musikverein, Paris Théatre des Champs-Elysées ve Liz- bon Gulbenkian Vak- fõ’nda sahne aldõ. Händel ve Bach’õn dini ve din dõ- şõ eserlerini içeren bir programla “Barok Zirvesi” düzenleyecek topluluk, saat 20.00’de Süreyya Operasõ’nda barokseverlerle buluşacak. İ S T A N B U L M Ü Z İ K F E S T İ V A L İ ’ N D E B U G Ü N
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear