29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
YUNUS NADİ FOTOĞRAF ÖDÜLÜ: SEZGİN CÜVEL Sezgin Cüvel, "Çok gezen mi bilir, çok okuyan mı?"so- rusunu, "Çok çeken bilir" di- ye yanıtladı. Fotoğraf çeke- rek öğrendiğini, öğrendikçe değiştiğini anlatan Cüvel, sorularımızı yanıtladı... • YUSUf BAŞTUĞ I I * ncelikle sizi tanıyabilir g ^ \ miviz? — I J 1963 yılı, Adana do- V_^^ ğumluyum. Asıl mesle- ğim doktorluk, üroloji doçentiyim. Yaklaşık 12 yıldır Başkent Üniversi- tesi Tıp Fakültesi Adana Uygulama ve Araştırma Merkezi'nde çalışıyorum. Evljyim, 5 yaşında bir oğlum var. Çukuro- va Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden 1988 yılında mezun olduktan sonra mecburi hizmet olarak Trabzon'da çalışrım. Daha sonra uzmanlığı kazanınca Istanbul'a git- tim. 1998'den beri de Adana'dayım. Ada- na Fotoğraf Amatörleri Derneği (AFAD) üyesiyim. Bugüne dek "Gözlerimdeki Ka- radeniz" adlı bir kişisel fotoğraf sergisi aç- -\- üm. Bunun dışmda pek çok gösteri, kar- 'Öğrenmek için çekiyorıım'ma sergiler, yurtiçi, yurtdışı yarışmalara katıldım. Yaklaşık 20 civannda ulusal ve uluslararası fotoğraf yarışmalannda ödü- lünı var. - Fotoğrafla ilgilenmeye ne zaman ve nasü başladınız? Niçin fotoğrafçekiyorsu- nuz? - Yaklaşık 20 yıldır amatör olarak fotoğ- rafla ilgileniyorum. Trabzon'da Foto Fo- rum adlı bir fotoğraf derneği var. tlk gö- rev yerim olan Trabzon'da o derneğin kursuna giderek fotoğrafa başladım. Uz- nıanlık için Istanbul'da olduğum sürece IFSAK (Istanbul Fotoğraf ve Sinema Amatörleri Derneği) üyesi olarak çalışma- laıinıa devam ettim. Fotoğrafa filnıli maki- nelerle başladım. Şimdiyse dijital makine kullanıyorum. Dijital size çok büyük ko- laybk sağlıyor. Çektiğiniz totoğrafı görüp yaptığıniz hatayı gerek teknik gerek kadraj olarak anında düzeltme imkânınız var. "Nasıl olsa istediğim kadar çekiyorum" düşüncesiyle, smırlama ol- madığı için çekim aşama- sında eskisi kadar özenli davranılmadığmı düşünü- yorum. Filmli makineler- den aldığım hazzı dijital- lerden almıyorum. Sonuç- ta yaşayarak, hissederek öğreniyorsunuz, yaşamla- rı, olayları. Derler ya, "Çok gezen mi bilir, çok okuyan mı?" diye. Bence "Çok çeken bilir." Yani biı-az bencilce olacak belki ama temel olarak kendim için, öğrenmek için fotoğ- raf çekiyorum. - Fotoğraûa ilişkinizi biraz anlatabilir misiniz? - lnsanın mesleği ne olursa olsun, ne ile uğraşıyorsa uğraşsın, hedefleri olması ge- rektiğini düşünüyorum. Örneğin bir dok- tor olarak doçendik gibi bir hedef seçtim kendime. Bunun için çeşidi bilimsel araş- tırmalar, çalışmalar yapıp bunlann gerek yurtiçi, gerek yurtdışı dergilerde yayımlan- ması gerekiyor. Sonrasında belli bir biri- kim olunca müracat edip sınava giriyorsu- nuz. Şimdi 4 yıllık üroloji doçentiyim. Sı- rada profesörlük var. Fotoğraf için de böyle. Çekiyorsunuz, bir şeyler yapmaya çahşıyorsunuz, sergi, gösteri, yansmalar... Bir çaba içerisindesiniz. Burada da yaptı- ğınız işlere göre, Uluslararası Fotoğraf Sa- natı Federasyonu (FIAP) tarafmdan veri- len ödüller var. 2007 yılında da bana Uluslararası Fotoğraf Sanatı Federasyonu Sanatçısı (AFIAl^Tunvanı verildi. Bu un- vanları elde edebilmek için belli kriterleri yerine getimıeniz gerekiyor. Sonuçta "bir hedefiniz olmazsa yaşam enerjiniz kaybo- labilir" diye düşünüyorum. Yani tüm bunlar baıim kendimle olan yarışım. - Yunus Nadi Ödiilü 'nü alan totoğrah- nızı nerede çekmiştiniz? Öyküsünü anla- tabilir misiniz? - 20 yıl önce niçin fotoğraf çektiğinı so- rulsaydı başka yanıt verirdim. Yıllar geç- tikçe niçin fotoğraf çektiğimizin yanıtı de- ğişiyor. Ukalabk etmek istemiyorum ama son birkaç yıldır sıradan fotoğraf çekmek beni tatmin etmiyor. Fotoğrafla uğraşıyo- ruz. Bunun bir amacı ve hedefi olmah. Bir proje olarak dökümhanede bir yıl boyun- ca dökümcüleri çektik. Çok uzun süredir, Hatay'daki Ortodoks Hıristiyanlarla ilgili bir çalışma yapıyorum. Birlikte yaşadığı- mız bir grup, pek çok ortak noktamız var. Onları fotoğrafla anlatan bir proje üzerin- de çalışıyorum. Yatak üzerine oturan ge- linlık giyrniş küçük bir kız çocuğunu gös- teren bir fotoğrafla ödül aldım. Bu fo- toğraf 2009 yılının yazında Hatay Sa- mandağ'da yaşayan Ortodoks Pİristi- yanların düğün törenlerinde çekildi. Şimdiye dek çok sayıda ödül aldım ama bütün samimiyetimle, bu ödülün yerinin ve anlamının çok farklı olduğunu söyle- yebilirim. Ulusal kurtuluş hareketinin sözcüsü olması, cumhuriyetin kurulması ve belki daha da önemlisi cumhuriyetin savunulması yani korunması konusunda yaptıklan göz önüne alındığında Yunus Nadi'nin ilkelerini yaşatma amacıyla ve- rilen Yunus Nadi ve Âtatürk'ün ismini verdiği Cumhuriyet gazetesinin ismini barındıran bu ödüle layık görülnîek be- nim için bir gurur kaynağı. • YUNUS NADİ FOTOĞRAF ÖDÜLÜ: CEM TURGAY Cem Turgay, Kocaeli'nin ünlü fotoğrafçısı olan babası Ce- mal Turgay'ı izleyerek, ona hayran olarak başladı fotoğ- rafçılığa. Belki de manuel fo- toğraf makinelerinin deklan- şör sesine tutkundu. Ne de olsa o zamanlar, dijital fotoğ- raf makineleri yoktu ve ma- nuel makinelerin deklanşör sesleri "an"ı durdurduğunu- zun sesli kanıtıydı. Matbaa çalışanlarının kâğıt kokusuna tutkusu gibi Cem Turgay da bu sesin peşinden gitti. Tur- gay'la fotoğrafı konuştuk. D AhmetKURT •ani, yurtiçinde ve yurtdı- şında birçok başarı kaza- nan Cem Turgay, kendini yaşamm hızlı akışına kap- tırmadı. Fotoğrafları izleyicisinde SAYF A 1 4 'Kasvetli havalan severim'kimi zaman resim etkisi yaratıyor. Tur- gay, bunun sırrmı da şöyle veriyor: "Ben genelde siyah beyaz ağırlıklı ve de kurgusal olarak çahşmalarıma devam ediyorum. Kimsenin etkisinde kalmadım ve de kimseyi etkilemek istemiyorum. Kâğıt üzerinde kurar ve çizerim, dalıa sonra fotoğrafımı çekerim." Siyah-beyaz fotoğrafları için de kas- vetli havalan tercih eden Turgay, "Ge- '• nelde güneşin gözükmediği, kapah, gri ve de kasvetli havaları severim. Benim için tak\im 6 aydır" diyor. Turgay, fotoğraf çekmek için bir yılı 6 ı ay yaşarken, her gün her an elinden diji- tal fotoğraf çekme hastahğına kapılanları da eleştirmeden duramıyor. Dijital makinelerin yaygınlaşmaya baş- ladığı 2000'li yılların başını milat kabul eden Turgay, "1999 öncesi ve sonrası" diye aynma gidiyor: " 1999 öncesi fotoğrafın kendine has bir gizemi, dokusu ve bekâreti vardı. 2000 ve sonrası dijital fotoğrafa geçene kadar gerçekten de bu sanata emek ve- ren kişiler tarafından uygulanıyor ve de saygı duyuluyordu. Karikatürist kalemi- ni, ressam fırçasmı, fotoğrafçı da yaratı- cılığını yahn şekilde deforme ve mutas- yona uğratmadan kâğıt üzerine karanlık odada saader süren çalışmalanndan son- ra baskısını ahyordu. Artık bu böyle de- ğil. Pazartesi köşe başındaki bir market- ten dijital makinenizi alıyorsunuz, salı günü Kapalıçarşı'da fotoğraf çekiyorsu- nuz, çarşamba internetten photoshop' programmı indiriyorsunuz, perşembe günü "fotoğraf sanatçısısmız". Bu kadar basit. Günümüz fotoğraf dergi editörleri de sırtınızı sıvazladıktan sonra bitti bu iş. Artık ustasımz. Sanıyorum yalnız be- nim yaşadığım şehirde, lzmit'te cep tele- fonu abonesinden çok, fotoğraf sanatçısı var. Ne yazık ki bunun engellenebüece- ğini sanmıyorum." Cem Turgay, fotoğraf dünyasına bu clcştirileri getirirken bir yandan da Cumhuriyet gazetcsi gibi ciddi kuruluş- ların fotoğraf sanatına bakış açısına bü- yük saygı duyduğunu da dile getiriyor. Yunus Nadi Ödülleri'nde uzun bir aradan sonra yeniden fotoğraf dalında ödül verilmesini se\Tnçle karşıladığını an- latan Turgay, şöyle devam ediyor: "Fo- toğraf uzun zamandır ara verilen bir dal- dı. Yeniden başlamalan sevindirdi beni. Yunus Nadi Fotoğraf Ödülü, Türkiyc'de neredeyse yok olmakta olan fotoğraf sa- natmı özellikle dijitalden sonra ayakta tutmaya çalışan iki-üç kuruluştan bir ta- nesidir. îzmit'te bunu hcnüz uygulayan ne bir dernek ne de bir kuruluş var." • C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1055
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear